Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Genel

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan çiftçilere müjde üstüne müjde

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çiftçi Destek Kredisi’nin uygulamaya geçirileceği müjdesini vererek, “Kişi başına 250 bin liraya kadar verilecek bu kredinin yıllık faiz oranı yüzde 9,75, vadesi süresi ise 36 aya kadar olacaktır” dedi.

İSTANBUL-
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Ziraat Bankası Tarım Ekosistemi Buluşması’na katıldı. Burada bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin nüfusunun 85 milyonu, dünya nüfusunun ise 8 milyarı bulduğu bir dönemde toprağı ve onu işleyen çiftçiyi ihmal edenin geleceği ihmal etmiş olduğunu söyledi. Her küresel kriz, gıda üretimi ve tedarikinin bu alanın ne kadar stratejik olduğunu kendilerine tekrar tekrar hatırlatmakta olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rusya-Ukrayna krizi sebebiyle tahıl sevkiyatının sekteye uğraması dünya çapında bir açlık tehdidini ortaya çıkardı. Türkiye olarak yürüttüğümüz çok yönlü diplomasiyle tahıl sevkiyatının başlamasını sağlayarak insanlığı çok büyük krizin eşiğinden döndürdük. Bu durum kendi tarım üretim kapasitemizin önemini de gösterdi. Hükümetlerimiz döneminde çiftçilerimize verdiğimiz desteklerin, sağladığımız kolaylıkların, yaptığımız düzenlemelerin ne kadar isabetli olduğunu bir kez daha ortaya koyduk. Tüm alanlarıyla birlikte tarım sektörü ve onun ana unsuru olan çiftçimizi bir bütün olarak görüyoruz. Tarlasını en modern ekipmanlarla süren çiftçimizle birlikte bu ekipmanları üreten, satan, finansmanını sağlayan kurumları ayrı tutmuyoruz. Gıda, tekstil, kozmetik sanayiine kadar bu alanda özellikle tüm yapıları aynı sistemin birer parçası olarak görüyoruz” dedi.

“Ülkemizin tarıma uygun her karış toprağının en yüksek verimle ekilmesinin karşılığını sağlamayı hedefliyoruz”

Zincirin herhangi bir halkasındaki kopmanın tüm sistemi etkileyeceğini bildiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun için çiftçiden tüketiciye uzanan aşamanın hiçbir halkasını atlamadan sistemi bir bütün olarak geliştirecek adımlar atıyoruz. Ziraat Bankamızın tarım sektörüne yönelik hizmetleri de aynı yelpaze genişliğine sahiptir. Tarım sektörünü yeni düzenlemelerle, desteklerle güçlendirirken aslında sistemin tamamına hitap ediyoruz. Örnek uygulamalar, başarı hikayeleri, tecrübe paylaşımlarıyla genç ve kadınlarımızı tarıma yönlendirmeye çalışıyoruz. 81 ilden 2 bine yakın çiftçimizle bugünkü buluşmamızı bu gayretlerin özeti olarak değerlendiriyorum. Çiftçilerimizin ürünlerini sergiledikleri stantları ziyaret ettik. Sadece Ziraat Bankası aracılığıyla kullandığımız 232 milyar lirayı aşkın tarım kredilerinin yerine ulaştığını, toplam kredi miktarının yüzde 88’ine karşılık gelen 204 milyar liraya uyguladığımız faiz desteğinin doğruluğunu, 634 bin çiftçimizin 60 milyar tutarında kredi faizini karşılamamızın isabetini, toprağı aşkla işleyen 1 milyonu aşkın çiftçinin kendilerine sunulan kredi imkanını üretime dönüştürdüğünü, tarım sektörüne bugüne kadar verdiğimiz emeklerin ve desteklerin boşa gitmediğinin ispatıdır. Bu tablo karşısında biz de tüm kurumlarımızla birlikte yürüttüğümüz çalışmaları sadece sürdürmekle kalmayıp, daha ileri seviyeye çıkarma şevki kazanıyoruz. Ülkemizin tarıma uygun her karış toprağının en yüksek verimle ekilmesinin karşılığını sağlamayı hedefliyoruz. Savunma alanında nasıl kendi kendimize yeterliliği stratejik öncelik olarak görüyorsak, tarımsal üretime de aynı anlayışla yaklaşıyoruz. Bunun için devletimizin tüm imkanlarını seferber ediyor, her talebi dikkatle ele alıyor, her imkanı kullanıyoruz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan çiftçilere müjde üstüne müjde verdi

Verilen müjdelerle Türkiye’nin toprak muhafızları, üretim akıncıları olan çiftçilerini daha da güçlendirmeyi amaçladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İlk olarak Çiftçi Destek Kredisi’ni uygulamaya geçireceğimizin müjdesiyle başlıyoruz. Bu krediyi çiftçilerimiz hasat dönemine kadar yapacakları her türlü harcamaları için kullanabilecektir. Çiftçilerimiz gelir elde edemedikleri dönemdeki ihtiyaçlarını rahatça karşılayabilecektir. Kişi başına 250 bin liraya kadar verilecek bu kredinin yıllık faiz oranı yüzde 9,75, vadesi süresi 36 aya kadar olacaktır. İkinci müjdemiz tarımsal KOBİ kredimizdir. Tarım ürünlerini işleyen küçük ve orta boy işletmeleri destekleyebileceğimiz bu kredi sayesinde nihai malın katma değerinin üreticimizde kalmasını sağlamak istiyoruz. Tarımsal KOBİ kredimizin üst limiti 15 milyon lira. Devlet tarafından ödenen kısmı dışında kalan yıllık faiz oranı yüzde 4,75’tir. Yatırım kredilerinde 10 yıla, işletme kredilerinde 24 aya kadar vade uygulanabilecektir. Süt ve süt ürünleri, meyve ve sebze kurutma, dondurma, meyve suyu, salça, turşu, konserve, reçel, marmelat, pekmez, zeytin, su ürünleri paketleme, tütsüleme, organik tarım ürünleri gibi pek çok başlıktaki işletme faaliyetinde bu kredi kullanılabilecek” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, üçüncü başlığın tarım borç transferi kredisi olduğunu ifade ederek, “Bu krediyle başka bankalardan yüksek faizle kredi kullanmış çiftçilerimizi Ziraat Bankamızda sağlayacağımız uygun şartlarla bu yükten kurtarmayı amaçlıyoruz. Üst limiti 5 milyon lira olacak bu kredinin de faiz oranı yüzde 9,75, vadesi 60 aydır. Önümüzdeki günlerde Ziraat Bankamızın yanında Ziraat Katılım’ın da çiftçilerimize düşük maliyetli finansman sağlayabilmesini temin edecek bir düzenlemeyi hayata geçireceğiz. Tüm bu kredi imkanlarının çiftçilerimize ve işletmelerimize hayırlı olmasını diliyorum. Genç çiftçi ve kadın çiftçi kredi limitlerinin 500 bin lira olduğunu biliyorum. Biz gençlerimizin ve kadınlarımızın tarımın geleceğinde çok daha fazla söz sahibi olmalarını istiyoruz. Bunun için buradan Ziraat Bankası genel müdürümüze genç ve kadın çiftçi kredi limitlerini 500 binden 1 milyon liraya çıkaralım diyorum. Ziraat Bankası’nın tarım kredilerindeki takip oranının yüzde 1’in altında olması, çiftçilerimizin borçlarına sadık olduklarını ve ödemelerini hassasiyetle yaptıklarını gösteriyor. Buna rağmen yüzde 1’in altında bile olsa borcunu ödemekte zorlanan çiftçimiz varsa onlara destek olmak da boynumuzun borcudur. Tarım kredisi takip hesabındaki çiftçilerimizden anaparasını peşin ödeyenlerin faizlerinin silinmesi bu kardeşlerimizi rahatlatacaktır. Anapara ödemesini peşin yapmakta zorlananlar mutlaka olacaktır. Peşin parası olmayanların borçlarını herhangi bir gecikme ve temerrüt faizi uygulanmadan taksitle yapabilmelerine imkan tanımak lazım” ifadelerini kullandı.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Asayiş

Ankara’da 3 emniyet görevlisinin evlerinde arama yapıldı

Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne yönelik soruşturmada adı geçen ve İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırılan 3 emniyet görevlisinin evlerinde arama yapıldı.

Eda KOÇ
ANKARA-Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin 61 sanığın yargılandığı davaya, Ankara 32’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından devam ediliyor. Suç örgütü ile ilgili iddialarda adı geçen ve Ayhan Bora Kaplan’ın avukatı ile buluştukları iddiası sosyal medyada yer alan Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı M.Ç., Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü K.Ö. ve Şube Müdür Yardımcısı Ş.D., İçişleri Bakanlığı tarafından geçen hafta görevden uzaklaştırıldı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Ankara’daki bir organize suç örgütüyle ilgili sosyal medyada yer alan iddiaların açıklığa kavuşturulabilmesi için İçişleri Bakanlığımızca görevlendirilen mülkiye müfettişlerince, soruşturmanın selameti açısından Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü ve Müdür Yardımcısı görevlerinden uzaklaştırılmışlardır” denildi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından da 3 emniyet mensubu hakkında resen soruşturma başlatıldı. ‘Suç işlemek için anlaşmak’, ‘Adil yargılamayı ve tanığı etkilemeye teşebbüs’, ‘Görevi kötüye kullanma’ ve ‘Suçluyu kayırma’ suçlarından yürütülen soruşturma kapsamında emniyet görevlilerinin evlerinde arama ve el koyma işlemi yapıldı. Aramalarda bazı dijital materyallere el konuldu.

Soruşturma sürdürülüyor.(DHA)

Okumaya devam et

Genel

Yargıtay yeni başkanı Ömer Kerkez oldu

Yargıtay yeni başkanı 37’nci tur oylamada, 3’üncü Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez oldu.



Okumaya devam et

Çevre

DAUM Müdürü Doç. Dr. Sümer, İzmir Fayı’na dikkat çekti

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Deprem Araştırma ve Uygulama Merkez (DAUM) Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer, İzmir’de 6’nın üzerinde deprem üretebilecek 25’e yakın fayın olduğunu belirtti. İzmir’in son büyük depremini 1688 yılında yaşadığını ifade eden Doç. Dr. Sümer, “Depremin hangi fayda olduğunu bilmiyoruz. Eğer İzmir Fayı’nın Balçova segmentinde ya da Pınarbaşı segmentiyle beraber meydana geldiyse, o zaman İzmir Fayı özelinde rahatız demektir. Eğer 1688 depremi, Uzunada Fayı’nda olduysa, İzmir Fayı’nın zamanı gelmiş demektir. Çünkü bu fayda tespit edilen son deprem, 1510 yıl önce, 178 yılında. Dolayısıyla İzmir Fayı’na dikkat edilmesi gerekiyor” dedi.

KADİR ÖZEN
İZMİR-Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkez (DAUM) Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer, İzmir‘i etkileme olasılığı bulunan karada ve denizdeki fayların etkisiyle ilgili bilgi verdi. Son 20 yıllık sürece değinen Doç. Dr. Ökmen Sümer, “Sadece İzmir özelinde değil, Ege yani Türkiye’nin batı kıyılarında 2002 ve 2004’te başlayan bir süreç var. Gökova Körfezi’nde bir deprem fırtınasıyla başlayarak, 2017’de Bodrum’da sürüp 2020’de bildiğiniz gibi İzmir depremi ve 2022’de Buca depremleriyle kuzeye taşınan bir hareketlilik söz konusu. Bu da özellikle kuzeyde deprem beklediğimiz faylar üzerindeki stresin de artmasına neden oluyor. Bu durumdan her fay, eşit miktarda etkilenecek anlamına gelmiyor” diye konuştu.

‘İZMİR’DE 6’NIN ÜZERİNDE DEPREM ÜRETEBİLECEK 25’E YAKIN FAY VAR’

Dokuz Eylül Üniversitesi olarak, hangi fayların nasıl etkilendiğini yaptıkları çalışmalarla az çok ortaya çıkardıklarını vurgulayan Doç. Dr. Sümer, “Şimdi hangi faylar tehlikeli? Öncellikle ilk önce tehlikesiz olanlardan bahsedelim. İzmir’de 6’nın üzerinde deprem üretebilecek 25’e yakın fay var. Gülbahçe Fayı, Yağcılar Fayı, Tuzla Fayı’nın güney segmenti gibi faylar deprem üretmişler, tarihsel dönemlerde. Yani 1389, 1040 gibi, MS 47 gibi. En son 1992’de Doğan Bey’de yaşadığımız deprem gibi. 2005’te özellikle Gülbahçe’nin güneyinde yaşadığımız 5.9’luk depremler gibi. Bu faylarda deprem tekrarlama periyoduna baktığımızda rahat faylar olarak değerlendirebiliriz. Çünkü Ege’nin tamamına baktığımızda, buradaki fayların 1500 ila 2 bin yılda bir, 7’ye yakın bir deprem ürettiğini gösteriyor. Gülbahçe Fayı, Yağcılar Fayı, Tuzla Fayının güney segmentinde deprem olmuş, o nedenle orada çok büyük deprem riski beklemiyoruz” ifadelerini kullandı.

‘ÖNCE HAVZADA ÇALIŞMA YAPMAK GEREKİYOR’

Nelere dikkat edilmesi gerektiğini de anlatan Doç. Dr. Ökmen Sümer, “İki şey çok önemli. Deprem ne zaman ve ne büyüklüğünde olacak? Bu sorular önemli. Ama öncelikle deprem olsun olmasın ilk yapmamız gereken şey, deprem bilincini geliştirmek. Bunu ilköğretim seviyesinden itibaren yapmak. Yani sosyal sorumluluk projeleriyle halkımızı deprem konusunda eğitmemiz gerekiyor. Depremde nasıl davranacaklarını bilmeliler ki bu ikincisi ve en önemlisi. Özellikle yerel yönetimlere çok büyük bir sorumluluk düşüyor. Mikro bölgeleme çalışmaları önemli. Büyük alanlarda yapılacak yer bilimsel çalışmalar olmadan mikro bölgelemeye gitmek bizi geriletebilir. Yapılması gereken, önce büyük alanlardaki yer bilimsel verileri toparlamak. Havzaya bakacağız. Bilimsel verilerini çıkartacağız. Sonra bizim yönelebileceğimiz yerlerde mikro bölgeleme çalışmaları yapacağız. Yeni yer bilimsel verilerini oluşturmalıyız. Dolayısıyla Konak gibi özellikle Kaşıyaka ve Mavişehir gibi alanlarda bizim Bornova Havzası’nda yaptığımız gibi büyük alanlardaki yer bilimsel verilerin mutlaka elde edilmesi gerekiyor” diye konuştu.


Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.