Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Genel

Bakan Karaismailoğlu: Durmak yok; istikrara, gelişmeye, kalkınmaya devam

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, 14 Mayıs’ta yapılan 2023 Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçim sonuçlarının başta Trabzon olmak üzere tüm Türkiye’ye hayırlı olmasını temennisinde bulunarak “Durmak yok; istikrara, gelişmeye, kalkınmaya devam” dedi.

Bekir Koca
TRABZON-
Seçim bölgesi Trabzon’da 14 Mayıs sonrası ilk kez parti teşkilatı ile basının karşısına geçen Bakan Adil Karaismailoğlu, Ganita sahil düzenleme alanında açıklamalarda bulundu. Bakan Adil Karaismailoğlu, “Gururla ve sevinçle belirtmek istiyorum ki, Trabzon yeniden Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan dedi, AK Parti’yi seçti. Mukaddes emaneti yeniden Sayın Cumhurbaşkanı’mıza ve AK Parti’ye verme iradesini gösterdi. ‘Durmak yok; istikrara, gelişmeye, kalkınmaya devam’ dedi. Cumhurbaşkanlığı seçimi 2. tura kalmış olsa da açık ara farkla, Cumhurbaşkanı’mızın yanında olan Trabzonlular, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde de çoğunluğu Cumhur İttifakı’na vererek bize ve ittifakımıza güvendiğini, inandığını, geleceğini burada gördüğünü teyit etti. Trabzonlu, vatanseverdir. Trabzonlu, her zaman sandığa, oylarına, ülkesine, milletine sahip çıkar. Trabzonlu, 14 Mayıs’ta da yine vatandaşlık bilinciyle hareket etti. Ciddi bir katılımla sandığa gitti ve vatanseverlik nedir gösterdi. Millet sevgisi nedir gösterdi. Halkımızın teveccühü ile A K Partimiz 4 vekille Gazi mecliste Trabzon’u temsil edecek ve Karadeniz’in lokomotif şehri, Trabzon’u Karadeniz’in parlayan yıldızı yapacağız” ifadelerini kullandı.

“28 Mayıs’ta da Cumhurbaşkanı’mızın yanında duracağız. Trabzon’dan Cumhurbaşkanı’mıza rekor destek vereceğiz”

“Bundan sonra Trabzon ve tüm Türkiye için yeniden güzel bir dönem başlayacak” diyen Karaismailoğlu “Madem ki 14 Mayıs’ta ‘Durmak yok’ dedik, 28 Mayıs’ta da Cumhurbaşkanı’mızın yanında duracağız. Trabzon’dan Cumhurbaşkanımıza rekor destek vereceğiz. Dosta, düşmana ‘Türkiye emin ellerde’ diyeceğiz. Terör örgütleriyle kol kola girenlere, depremzede kardeşlerimize hakaretler yağdıranlara en büyük dersi vereceğiz. Milletin acısı acımızdır, sevinci sevincimizdir. Seçimden sonra depremzedeler için söylediklerini gördük. Onların milletle bir olması mümkün değil. Milletin derdine derman olması mümkün değil. Dnlar bir koltuk sevdasına tutulmuş. Milletten bir kalemde vaz geçiyor. Ülkemizi Batı’nın oyuncağı yapmaktan çekinmiyor. Halkımız suyu getirenle testiyi kıranları çok iyi biliyor, iki zihniyet arasındaki farkı da çok iyi görüyor. Çok şükür bizleri yeniden görevlendiren Trabzonlular sayesinde, Türkiye sayesinde hem deprem bölgesinde hem tüm Türkiye’deki çalışmalarımızı tamamlayacağız. Eserlerimizi, hizmetlerimizi bir bir milletimize sunacağız” ifadelerini kullandı.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Genel

Yargıtay yeni başkanı Ömer Kerkez oldu

Yargıtay yeni başkanı 37’nci tur oylamada, 3’üncü Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez oldu.



Okumaya devam et

Çevre

DAUM Müdürü Doç. Dr. Sümer, İzmir Fayı’na dikkat çekti

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Deprem Araştırma ve Uygulama Merkez (DAUM) Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer, İzmir’de 6’nın üzerinde deprem üretebilecek 25’e yakın fayın olduğunu belirtti. İzmir’in son büyük depremini 1688 yılında yaşadığını ifade eden Doç. Dr. Sümer, “Depremin hangi fayda olduğunu bilmiyoruz. Eğer İzmir Fayı’nın Balçova segmentinde ya da Pınarbaşı segmentiyle beraber meydana geldiyse, o zaman İzmir Fayı özelinde rahatız demektir. Eğer 1688 depremi, Uzunada Fayı’nda olduysa, İzmir Fayı’nın zamanı gelmiş demektir. Çünkü bu fayda tespit edilen son deprem, 1510 yıl önce, 178 yılında. Dolayısıyla İzmir Fayı’na dikkat edilmesi gerekiyor” dedi.

KADİR ÖZEN
İZMİR-Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkez (DAUM) Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer, İzmir‘i etkileme olasılığı bulunan karada ve denizdeki fayların etkisiyle ilgili bilgi verdi. Son 20 yıllık sürece değinen Doç. Dr. Ökmen Sümer, “Sadece İzmir özelinde değil, Ege yani Türkiye’nin batı kıyılarında 2002 ve 2004’te başlayan bir süreç var. Gökova Körfezi’nde bir deprem fırtınasıyla başlayarak, 2017’de Bodrum’da sürüp 2020’de bildiğiniz gibi İzmir depremi ve 2022’de Buca depremleriyle kuzeye taşınan bir hareketlilik söz konusu. Bu da özellikle kuzeyde deprem beklediğimiz faylar üzerindeki stresin de artmasına neden oluyor. Bu durumdan her fay, eşit miktarda etkilenecek anlamına gelmiyor” diye konuştu.

‘İZMİR’DE 6’NIN ÜZERİNDE DEPREM ÜRETEBİLECEK 25’E YAKIN FAY VAR’

Dokuz Eylül Üniversitesi olarak, hangi fayların nasıl etkilendiğini yaptıkları çalışmalarla az çok ortaya çıkardıklarını vurgulayan Doç. Dr. Sümer, “Şimdi hangi faylar tehlikeli? Öncellikle ilk önce tehlikesiz olanlardan bahsedelim. İzmir’de 6’nın üzerinde deprem üretebilecek 25’e yakın fay var. Gülbahçe Fayı, Yağcılar Fayı, Tuzla Fayı’nın güney segmenti gibi faylar deprem üretmişler, tarihsel dönemlerde. Yani 1389, 1040 gibi, MS 47 gibi. En son 1992’de Doğan Bey’de yaşadığımız deprem gibi. 2005’te özellikle Gülbahçe’nin güneyinde yaşadığımız 5.9’luk depremler gibi. Bu faylarda deprem tekrarlama periyoduna baktığımızda rahat faylar olarak değerlendirebiliriz. Çünkü Ege’nin tamamına baktığımızda, buradaki fayların 1500 ila 2 bin yılda bir, 7’ye yakın bir deprem ürettiğini gösteriyor. Gülbahçe Fayı, Yağcılar Fayı, Tuzla Fayının güney segmentinde deprem olmuş, o nedenle orada çok büyük deprem riski beklemiyoruz” ifadelerini kullandı.

‘ÖNCE HAVZADA ÇALIŞMA YAPMAK GEREKİYOR’

Nelere dikkat edilmesi gerektiğini de anlatan Doç. Dr. Ökmen Sümer, “İki şey çok önemli. Deprem ne zaman ve ne büyüklüğünde olacak? Bu sorular önemli. Ama öncelikle deprem olsun olmasın ilk yapmamız gereken şey, deprem bilincini geliştirmek. Bunu ilköğretim seviyesinden itibaren yapmak. Yani sosyal sorumluluk projeleriyle halkımızı deprem konusunda eğitmemiz gerekiyor. Depremde nasıl davranacaklarını bilmeliler ki bu ikincisi ve en önemlisi. Özellikle yerel yönetimlere çok büyük bir sorumluluk düşüyor. Mikro bölgeleme çalışmaları önemli. Büyük alanlarda yapılacak yer bilimsel çalışmalar olmadan mikro bölgelemeye gitmek bizi geriletebilir. Yapılması gereken, önce büyük alanlardaki yer bilimsel verileri toparlamak. Havzaya bakacağız. Bilimsel verilerini çıkartacağız. Sonra bizim yönelebileceğimiz yerlerde mikro bölgeleme çalışmaları yapacağız. Yeni yer bilimsel verilerini oluşturmalıyız. Dolayısıyla Konak gibi özellikle Kaşıyaka ve Mavişehir gibi alanlarda bizim Bornova Havzası’nda yaptığımız gibi büyük alanlardaki yer bilimsel verilerin mutlaka elde edilmesi gerekiyor” diye konuştu.


Okumaya devam et

Genel

Emekliliği iptal edilip, 9 aylık maaşı geri istendi

Antalya’da yaşayan aşçı Taner Baysal’ın (46), EYT düzenlemesiyle emekli olduktan 9 ay sonra emekliliği iptal edildi. 27 yıl öncesinden borcu olduğu söylenen Baysal, ödeme yapıp tekrar başvurarak emekli oldu. Baysal’dan 9 ay boyunca ödenen toplam 101 bin liranın da tahsil edileceği bildirildi.

Semih ERSÖZLER
ANTALYA-Kepez ilçesinde yaşayan 2 çocuk babası Taner Baysal, bir otelde aşçılık yaparken, çıkan EYT düzenlemesi nedeniyle emekli olmak için geçen yıl mart ayında başvuruda bulundu. Başvurusu kabul edilen Baysal, haziran ayından itibaren 7 bin 500 lira olan emekli maaşını almaya başladı. 9 ay boyunca emekli maaşı alan Baysal, mart ayında maaşı yatmayınca SGK’ya başvurdu. Maaşının neden kesildiğini anlamaya çalışan Baysal’a, 1997 yılında tarım sigortası girişi olduğu ve 2 bin 500 lira borcu olduğu için maaşının kesildiği, bu nedenle yeniden emekliliğe başvurması gerektiği belirtildi. Baysal, borcu ödeyip nisan ayında tekrar başvuru yaparak emekli oldu. Baysal’a, 9 ay boyunca ödenen toplam 101 bin liranın da her ay 2 bin 500 lira şeklinde emekli maaşından kesilerek tahsil edileceği söylendi.

‘EMEKLİ OLUP OLMADIĞIMI BİLMİYORUM’

Taner Baysal, kendi sorumluluğu dışında yaşanan olaylardan dolayı bir anda borçlu çıktığını belirterek, “2023 mart ayında EYT düzenlemesiyle başvuru yapıp emekli oldum. 9 ay emekli maaşı aldım. Birkaç ay önce emekli maaşım bir anda kesildi. SGK’ya başvurup sorduğumda borcum olduğu söylendi. O borcu ödedim ancak o an emekli olup olmadığımı bilmiyordum, kafam çok karıştı. Bu durumu maaşım yatmayınca fark ettim. Bunun üzerine gidip görüşünce emekliliğimin iptal edildiğini öğrendim” dedi.

Mecburen çalışmaya devam ettiğini söyleyen Baysal, “1997 yılında tarım sigortasına kayıt yaptırmışım ancak ödeme yapılmamış. Ancak 1 gün dahi sigortası gözükmüyor. Ben SSK’dan emekli oldum. Yine de onu ödedim ve ödediğimi bildirdim. Ancak yeniden emeklilik başvurusu yapmam gerektiği söylendi. Yaptım ve nisan ayından itibaren tekrar emekli olduğumu söylediler. Ancak bu kez 9 aydır aldığım maaşı, faiziyle 101 bin lira olarak geri istediler. Öncesinde 6 bin 150 günüm vardı, o zaman da emekliliği hak ediyordum” diye konuştu.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.