Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Sağlık

Merdiven altı ‘Anestezi’ uyarısı: Ölümle sonuçlanabilir

Anestezi uygulamalarının uygun noktalarda, ehil ellerde yapılmasının hayati önem taşıdığına dikkat çeken Uzm. Dr. Abdurrahman Tünay, “Mutlaka donanımı ve ekibi, sorgulamak lazım. Uygun olmayan şartlarda, uygun ekibin olmadığı yerlerde olabilecek bir komplikasyon ölümle sonuçlanabilir. Vatandaşlara Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmamış hiçbir yerde işlem yapmamalarını öneriyorum” dedi.

İSTANBUL-
Doğuştan ya da sonradan edinilen rahatsızlıklar, tamamlayıcı tedaviler, estetik uygulamalar gibi birçok sebeple operasyonlar gerçekleştirilirken uzmanlar, işlemlerin uygun ekip ve yeterli donanımı sağlayan Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılan merkezlerde gerçekleştirilmesinin önemini her fırsatta yineliyor. İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği İdari Sorumlusu Uzm. Dr. Abdurrahman Tünay ile Prof. Dr. Veysel Erden ‘merdiven altı’ olarak tabir edilen alanlarda yapılan işlemlerin hayati sonuçları olabileceğini anlattı. Uzmanlar, kişilerin geçirecekleri işlemlerde anestezi gerekliliği, hangi uygulamanın yapılacağı gibi durumlara uzmanların karar vermesi gerektiğini belirtirken vatandaşlara önemli uyarılarda bulundu.

“Yeterli ekipman var mı, donanıma sahip mi, kişilerin sorgulaması lazım”

Vatandaşların sağlık hizmetlerini uygun noktalarda, ehil ellerden almaları gerektiğini aksi takdirde hayati problemlerle karşı karşıya kalabileceklerini söyleyen İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı, Anestezi Kliniği İdari Sorumlusu Uzm. Dr. Abdurrahman Tünay, “Anestezi gerekliliği hem hastadan kaynaklı hem de cerrahinin güvenli bir şekilde yapılması için gerekli. Çocuklarda ya da yetişkin birinde kişinin anksiyetesi olabilir hastanın bu korkuya bağlı anksiyetesini gidermek için bazen de cerrahi nedenlerle ağrı duymasın, güvenli bir cerrahi yapalım diye gereklilik doğabilir. Kişilerin sorgulaması lazım; alanda yeterli ekipman var mı, donanıma sahip mi, mutlaka değerlendirmek lazım. Anestezi yöntemi belirlenmesi, anestezistin kişinin anestezi alabileceğine uygunluk vermesi lazım, bunun dışında bu işlemlerin yapılması çeşitli sakıncalar doğurmakta, ölüme kadar giden sonuçlarla karşılaşmaktayız. Ekibin başı olan anestezi uzmanı mutlaka o işlemde olmalı. Hekim olmayan insanlar tarafından yapıldığında ki karşılaştığımız vakalardan bir kısmı bununla ilgili, hekim bile yok ortamda, hekimin bile anestezi uzmanı olması gerekiyor. Uzmanın hangi anestezi yöntemini kullanacağına ve hastanın anesteziye uygun olup olmadığını mutlaka değerlendirmesi lazım. Uygunsuz bir ortamda, uygun olmayan şartlarda ya da uygun ekibin olmadığı yerlerde olabilecek bir komplikasyon ölümle sonuçlanabilir. O yüzden çok dikkatli olmak lazım, mutlaka donanımı ve ekibi sorgulamak lazım. Vatandaşlara önerim şu; Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmamış hiçbir yerde işlem yapmamaları” şeklinde konuştu.

“Bir sürü komplikasyon olabilir, süreç ölüme kadar gidebilir”

Anestezi uygulamalarına yönelik bilgi veren Prof. Dr. Veysel Erden, “Ameliyatın şekline göre genel ya da bölgesel anestezi uyguluyoruz, bazı durumlarda ikisini birlikte uyguluyoruz. Çok önemli durumlar var, öncelikle hastanın değerlendirilmesi gerekiyor, bu hastanın yandaş hastalığı, kullandığı ilaçlar var mı, daha önce bir ameliyat olmuş mu, ilaç alerjisi var mı gibi birçok soruyu soruyoruz. Bunlarla ilgili bir takım laboratuvar tahlilileri yapıyoruz. Gerekli konsültasyonları, gerekiyorsa radyolojik incelemeleri yapıyoruz ve hastanın durumunu belirliyoruz. Daha sonra hasta ne ameliyatı olacak, nasıl olacak? Örnek vereyim; prostat ameliyatı açık da olabilir robotik cerrahi yöntemiyle de olabilir. Nasıl bir girişim yapılacak, ona göre anestezi yöntemi belirliyoruz. Birtakım branşların birlikte değerlendirdiği ve takip ettiği bir süreçten bahsetmek gerekiyor. Anestezi için belli bir donanım gerekli, ikincisi ekip. Sağlık Bakanlığı standartları var, bu çerçevede neler gerekli belirlenmiş durumda. Anestezi için mutlaka bir ekip, başında da anestezi uzmanı gerekli. Ekiple birlikte anestezi uzmanı, donanım olmadan anestezi yapılması sıkıntılı. Bir sürü komplikasyon olabilir, süreç ölüme kadar gidebilir. Bütün ameliyatlarda aynı titizliği gösteriyoruz. Kişiler önce ameliyat olacakları yeri belirlesinler, orada yeterli donanım, anestezi uzmanı var mı sorsunlar ondan sonra karar versin” dedi.

Genel

LÖSEV’li çocuklar yeni yaşlarını DigiZoo’da kutladı

RÜMEYSA BULUT
HABER MERKEZİ
-Her ay farklı bir gönüllü firmanın ve LÖSEV dostlarının desteği ile gerçekleşen doğum günü kutlamalarının bu ayki adresi Türkiye’nin ilk holografik eğlence parkı Katılım Emeklilik DigiZoo oldu. Nisan ayında doğan ve lösemi tedavisi devam eden çocukların arkadaşlarıyla buluşarak moral bulduğu etkinlikte yaklaşık 30 çocuk birlikte pasta kesip oyunlar oynayarak neşe dolu bir gün geçirdiler.

Ocak ayında Akasya’da kapılarını açan Türkiye’nin ilk holografik eğlence parkı Katılım Emeklilik DigiZoo, sivil toplum örgütleri ile iş birliğinde düzenlediği ücretsiz etkinliklerle çocukları ağırlamaya devam ediyor. 25 yıldır binlerce lösemili ve kanserli çocuğun tedavisini üstlenen, maddi ve manevi yardım ulaştıran Lösemili Çocuklar Vakfı’na (LÖSEV) kayıtlı olan çocuklar DigiZoo’da düzenlenen doğum günü etkinliğinde bir araya geldi.

Tedavisi süren çocuklara moral oldu

Nisan ayında doğan ve hastanelerde lösemi tedavisi devam eden çocukların arkadaşlarıyla buluşarak moral bulduğu etkinlikte yaşanan mutluluk görülmeye değerdi. Etkinliğe katılan çocuklar 30’dan fazla canlı türünü 3 boyutlu hologramlarla deneyimleme fırsatı yakaladı, resimler yapıp atölyelere katıldı. Sonrasında pasta keserek doğum günü kutlaması yapan yaklaşık 30 çocuk, birlikte oyunlar oynayıp dans ederek neşe ve eğlence dolu bir gün geçirdiler.

Okumaya devam et

Asayiş

Türkiye’de ilk kalp nakli yapan cerrahlardan Prof. Dr. Cevat Yakut hayatını kaybetti

Türkiye ve dünyanın önde gelen kalp doktorlarından Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kurucu Başhekimi Prof. Dr. Cevat Yakut, 82 yaşında hayatını kaybetti.

Gamze ŞİMŞEK
İSTANBULTürkiye‘de ilk kalp nakli yapan cerrahlardan biri olan 82 yaşındaki Prof. Dr. Cevat Yakut, dün hayatını kaybetti. Kalp damar cerrahisinin duayenlerinden kabul edilen Yakut’un vefat haberini, kurucu başhekimi olduğu Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, yayımladığı mesajla duyurdu.

82 yaşındaki Prof. Dr. Cevat Yakut’un dün hayatını kaybetmesinin ardından Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesince yayımlanan baş sağlığı mesajında “Derin üzüntüyle bildiriyoruz ki, uzun yıllar boyunca sağlık sektöründe önemli hizmetler vermiş olan Hastanemiz kurucu Başhekimi Prof. Dr. Cevat Yakut hocamız, vefat etmiştir. Kendisi, meslek hayatı boyunca nitelikli sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi ve toplum sağlığının korunması adına önemli katkılarda bulunmuştur. Bu acı kaybı yaşayan sağlık camiasına, Koşuyolu ailesine ve sevdiklerine başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Onun anısını daima yaşatacağız ve yaptığı değerli katkıları asla unutmayacağız.” ifadelerine yer verildi.

PROF. DR. CEVAT YAKUT KİMDİR?

Koşuyolu Kalp ve Araştırma Hastanesi’nin kurucularından Prof. Dr. Cevat Yakut, Ankara’nın Beypazarı ilçesinde dünyaya geldi. Van Yüksek İhtisas Hastanesi’nde de kalp cerrahisini başlatmak üzere görevlendirilen Yakut, 10 yıl boyunca hafta sonlarını Van’da ameliyat yaparak geçirdi. Azerbaycan Bakü Merkezi Klinik Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Genel Koordinatörlüğü görevini üstlenen Yakut, iki dönem Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği başkanlığı yaptı. Başta Başbakanlık Onur Belgesi olmak üzere pek çok ödülü bulunan Yakut, 1990 yılında Koşuyolu Kalp ve Araştırma Hastanesi’nin başhekimi oldu. Türkiye’de ilk kalp nakli yapan cerrahlardan biri olan Cevat Yakut, 2009 yılında emekli oldu.(DHA)

Okumaya devam et

Sağlık

TRABZON Prof. Dr. Özlü: Astıma bağlı ölümler en çok genç yaşta

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi, Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, “Astım tedavi edilmediğinde yaşam kalitesini çok olumsuz olarak etkiler. Hatta bazen ölümlere yol açabilir. Maalesef astıma bağlı ölümler genç yaşta ölümlerdir. Astım aslında tedavi edilebilir bir hastalıktır. Bugünkü elimizde mevcut tedavi imkanlarıyla astımı, astımı olmayan bir kişi gibi kontrol altına alabiliyor ve normal bir hayat yaşatabiliyoruz” dedi.

TRABZON-Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi, Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, ‘7 Mayıs Dünya Astım Günü’ nedeniyle astım hastalığı ve tedavisi sürecine ilişkin uyarılarda bulundu. Astımın tedavisinin mümkün olduğunu söyleyen Prof. Dr. Özlü, “Astım, tüm dünyada en sık görülen hastalıklar arasında yer alır. Ülkemizde ortalama her 4-5 evden birisinde bir aslında hastanın yaşadığını biliyoruz. Hem çocukları hem erişkinleri tutabilir. Astım tedavi edilmediğinde yaşam kalitesini çok olumsuz olarak etkiler. Hatta bazen ölümlere yol açabilir. Maalesef astıma bağlı ölümler, genç yaşta ölümlerdir. Bu açıdan çok daha acı vericidir. Astım, aslında tedavi edilebilir bir hastalıktır. Bugünkü elimizde mevcut tedavi imkanlarıyla astımı, astımı olmayan bir kişi gibi kontrol altına alabiliyor ve normal bir hayat yaşatabiliyoruz. Tabii öncelikle astımın tanısının konulması önemlidir. Nefes darlığı, hırıltılı solunum, öksürük, göğüste sıkışma hissi gibi yakınmalarınız varsa sizde de astım olabilir. Özellikle bunlar zaman zaman tekrarlıyorsa bilhassa sabaha karşı uykudan uyandıracak yakınmalarınız varsa bunun astıma bağlı olma ihtimali çok daha yüksektir” dedi.

HASTA-HEKİM İŞ BİRLİĞİ ÖNEMLİ

Astım tedavisinde başarılı olmada hasta ve hekimin iş birliğinin önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Özlü, “Aslında hastaların birçoğunda alerjik nezle belirtileri de vardır. Hapşırma, burun akıntısı, geniz akıntısı, burunda tıkama gibi belirtilerle kendisini gösterebilir. Astımın tanısı çok kolaydır. Tedavisi de mümkündür ve tedavinin başarısı da çok yüksektir. İyi tedavi edildiğinde hastalar diğer normal sağlıklı kişiler gibi rahat yaşayabilirler. Ancak astımda tedavinin başarılı olması için hastayla hekimin iş birliği yapması gerekir. Hekimin tanıyı koyması, astıma sebep olabilecek tetik faktörleri tespit etmesi, bunun için alerji testleri yapılabilir ve bunların sonucunda da hastanın tavsiyeleri uyması, ilaçlarını düzenli kullanması ve kontrollerini yaptırmasını bekliyoruz. Tedaviye uyum çok önemlidir. Astımlı hastalarda en çok rastladığımız sorun tedaviye başladıktan sonra biraz iyileşmeyi takiben, ‘Ben iyi oldum artık geçti’ diye düşünerek tedaviyi terk etmeleridir. Oysa astım çoğu zaman kronik bir hastalıktır ve bir hipertansiyon tedavisi gibi uzun süreli takip ve tedavi gerektirir. O açıdan rahat olmamız, astımınınız geçtiği, sizden hastalığın kaybolduğu anlamına gelmez” diye konuştu.

‘TEKRARLAMA OLASILIĞI VAR’

Her astımlı hastanın ömür boyu astım ilacı kullanmasının gerekmeyeceğini de söyleyen Prof. Dr. Özlü, “Hekimle iş birliğinizi sürdürünüz, tavsiyelerine uyunuz. Size zarar verecek tetikleyici faktörlerden uzak kalınız. Bazen iş yerinde maruz kalan faktörler, bazen kullanılan ilaçlar astımı tetikleyebilir. Astım hastalarının bir kısmında tedavi sonrası alınan cevaba göre tedavide azaltma ve daha sonra da tedaviyi tamamen kesmek mümkün olabilir. Ama bazı astımlı hastalarda tedaviyi kestikten sonra tekrar semptomlarda tekrarlama olasılığı vardır. Astımın hangi hastada nasıl seyredeceğini, önceden çok tahmin etmek mümkün değil ama takip içerisinde hekim tedaviye devam ya da tedaviyi sonlandırma konusunda, hastaya özel bir karar vermesi gerekir. Her astımlı hastanın ömür boyu devamlı astım ilacı kullanması gerekmez. Bazen tamamen tedaviyi sonlandırdığımız, bir daha hiç tedavi etmediğimiz hastalarımız da var. Bazen de arada kesip tekrar başladığımız hastalar var. Bazen de başlayıp dozunu azalttığımız, uzun süre devam ettiğimiz hastalar var. Bu hastaya özel bir durumdur” ifadelerini kullandı. (DHA)

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.