Samsun’un Vezirköprü ilçesinde bir arada bulunan üç hanenin üçünün de farklı bir mahalleye bağlı olması şaşkınlığa yol açıyor.
İlçe merkezine 50 kilometre uzaklıktaki Kulesırtı mevkisinde bulunan ve birbirlerine yaklaşık 50 metre uzaklıkta bulunan üç hanenin üçünün de farklı mahalleye bağlı olması dikkat çekiyor. Yan yana bulunan Kumral, Koca Kaya ve Çorak Dere Mahallelerinin kesiştiği bir noktada bulunan 3 hane, üç ayrı mahalleye bağlı. Üç komşuyu mahalleler ayırıyor. Bu hanelerde kalan vatandaşların en büyük sıkıntısı ise mahalleye hizmet gelmesi konusunda sıkıntı yaşamaları. Üç haneli bölgenin yolunun yarısından fazlasının toprak olması nedeniyle vatandaşlar, özellikle kışın ulaşım zorluğu çektiklerini dile getirdiler.
“Dışarından gelenler farklı bakıyor”
Çorak Dere Mahallesi’nde ailesi ile birlikte yaşayan Enver Aktaş(40), “50 metre arayla 3 tane ev var. 3’ü de ayrı mahalleye bağlı. Bu durum bizim de tuhafımıza gidiyor. Dışarından gelenler de şaşırıyor. Kışın araçlar mahalleye çıkamıyor. Yol ve su sorunu var. 3 ayrı mahalle, 3 ayrı muhtar olduğu için kimin ne yaptığı belli değil. Ne yapacağı belli değil. Bu dağın tepesinde 50 metreye başka bir muhtar düşüyor. Dışarıdan gelen insanlar nasıl bir olay diye farklı ve tuhaf bakıyorlar. Bir türlü çözülemiyor” dedi.
“3 muhtar da birbirine bakıyor”
Doğduğundan günümüze kadar Kumral Mahallesi’nde yaşayan Mustafa Dokel (60), “3 muhtar da birbirine bakıyor. O hizmeti götürsün, diğeri o hizmeti götürsün diye birbirinin yanına gelmiyorlar. 3’ü de bir araya gelse bu hizmetler rahatlıkla yürür. Önceden de bunu söyledik ama herkes birbirine bakıyor. Bir araya gelseler buranın yolu da olur ışığı da olur suyu da olur” diye konuştu.
Karadeniz fıkrası gibi
Samsun-Ordu sınırındaki Şentepe ile Ambartepe Mahallelerinin bir başka versiyonu olan “3 komşu, 3 ayrı mahalle” durumu Karadeniz’in ilginç yapısının bir başka örneği olarak dikkat çekiyor.
Çift kol nakilli Şimşek: Sanki hiç nakil olmamışım gibi
Antalya‘da elektrik akımına kapıldığı için iki kolu kesilen ve 5 yıl önce Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde çift kol nakli olan Yusuf Oğuz Şimşek‘in (30) tedavisi sürüyor. Fizik tedavilerini aksatmayan Şimşek, “Her şey eskisi gibi çok şükür. Sanki hiç nakil olmamışım gibi” dedi.
Alparslan ÇINAR ANTALYA-Antalya‘da yaşayan Yusuf Oğuz Şimşek, 2015 yılında güneş enerji paneli montajı sırasında elektrik akımına kapıldı. İki kolunda da ciddi yanıklar oluşan Şimşek’in, Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde gerçekleştirilen operasyonla iki kolu da ampute edildi. 26 Kasım 2019’da kadavradan nakledilen iki kolla yeni bir hayata başlayan Şimşek, 5 yıldır fizik tedavi görüyor.
Tedavilerine Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde devam eden Şimşek, kendisine yeni bir hayat imkanı sunan, operasyonu gerçekleştiren ve ikinci kez Akdeniz Üniversitesi Rektörü seçilen Prof. Dr. Özlenen Özkan’ı ziyaret etti. Rektör Özkan ile sohbet eden ve hayırlı olsun dileğinde bulunan Şimşek, kollarını artık çok rahat kullanabildiğini ve ihtiyaçlarını görebildiğini anlattı. Rektör Özkan’la el sıkışan Şimşek, destekleri için de teşekkür etti.
‘SÜREÇ İÇERİSİNDE HİÇBİR SORUN OLMADI’
5 yıldır yakından izlediği Yusuf Şimşek’in kendisine iyi baktığını ve tedavi kurallarına en iyi şekilde dikkat ettiğini söyleyen Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan, “En baştaki ve sonraki sürecini yakından biliyorum. 5 yıl önce 2 kol nakli yaptık ve süreç içerisinde hiçbir sorun olmadı.
Bu ameliyatlar hem bizim hem de hasta için zor süreçler. Problemsiz bir şekilde uyum sağladığını gördüm. Yusuf artık tek başına hayatını idame ettirebiliyor. Anne ve babası Yusuf’u evde yalnız bırakabiliyor. Ömür boyu takipleri sürecek. 5 yıl boyunca kendisine çok iyi baktı ve hiçbir sorun yaşamadık” diye konuştu.(DHA)
YenidenRefahPartisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, “Çiftçimizin feryadını duyun. Onların derdiyle dertlenin ve mutlaka alım fiyatını olması gereken noktaya getirecek çalışmaları yapın. Tarımı bitiriyoruz, tarımı katlediyoruz. Böyle yaparak hem Türkiye’yi daha çok dışa bağımlı hale getiriyoruz, hem de milyonlarca çiftçimizi perişan ediyoruz” dedi.
ANKARA-YenidenRefahPartisi Genel Başkanı Erbakan, Aydın’ın Söke ilçesinde pamuk tarlasında çiftçilerle buluştu. Erbakan, çiftçinin maliyetler nedeniyle çok büyük zarara uğradığını belirterek, “Çiftçi kardeşlerimizle, muhtarımızla ve burada köyün ahalisiyle pamuk tarımıyla uğraşan kardeşlerimizle bir araya geldik. Kendilerinin defterini dinledik özellikle bu dertlere ortak olmak ve birinci ağızdan bu sıkıntılara şahit olup dinlemek için buraya kadar geldik. Tabii bir defa girdi maliyetleri son derece yüksek. Sulamanın maliyeti yüksek, mazot maliyeti çok yüksek, gübre maliyeti yüksek. Bu maliyetlerin artışı karşısında pamuğun alım fiyatında ise yeterli bir artış olmuyor. Örneğin ‘Bu sene dönüm başına 11 bin TL’ye ancak satabiliyoruz’ diyorlar halbuki dönüm başına pamuk maliyeti 16-17 bin TL; yani dönüm başına 5 bin TL net zarar var. Korkunç bir durum bu” ifadelerini kullandı.
‘PAMUKTA DIŞA BAĞIMLILIK ARTIYOR’
Pamuk üretiminin 2002’den bu yana yaklaşık 1 milyon tona yakın düştüğünü kaydeden Erbakan, bunun dışa bağımlılığı artırdığını kaydederek, “Bakınız Türkiye’de 2002’de 1 milyon ton pamuk üretilirken bugün üretim 650 bin tona düşmüş ve 2002’de 720 bin hektar pamuk tarlası varken bugün 359 bin hektara düşmüş. Türkiye’nin ihtiyacı yıllık 1,5 milyon ton. 650 bin ton üretiyoruz; ancak ihtiyaç 1 buçuk milyon ton. Nerdeyse her sene 1 milyon ton pamuk ithal emek mecburiyetinde kalıyoruz. Neden; çiftçimizi desteklemediğimiz için onlar bu maliyetlerin altında ezildikleri için” diye konuştu.
‘TARIMI BİTİRİYORUZ’
İktidara seslenen Erbakan, “Çiftçimizin feryadını duyun. Onların derdiyle dertlenin ve mutlaka alım fiyatını olması gereken noktaya getirecek çalışmaları yapın. Bununla beraber girdi maliyetlerinde gerekli destekleri verin. Bakınız mazot ve gübre desteğinin olmadığını, son derece sembolik olduğunu biraz önce bize ifade ettiler. Şimdi bir de bu mazot ve gübre desteği 2025’ten itibaren tamamen kalkıyor Cumhurbaşkanı kararıyla. Böyle yaparak tarımı bitiriyoruz, tarımı katlediyoruz. Hem Türkiye’yi daha çok dışa bağımlı hale getiriyoruz hem de milyonlarca çiftçimizi de perişan ediyoruz. Buna hakkımız yok. Girdi maliyetlerini düşürmek, destekleri arttırmak ve aynı zamanda alım fiyatını da olması gereken noktaya getirerek çiftçimizin üretimine de ‘Ne kadar üretirsen üret, ben alırım devlet olarak’ deyip garanti vermek lazım. Bunu merhum Erbakan hocamız 54’üncü Hükümet zamanında yaptı” dedi. (DHA)
YEDAŞ, 2024 Uluslararası İşletme Stevie Ödülleri’nde Bronz Stevie ödülünü kazandı
YEDAŞ, 21. Yıllık Uluslararası Stevie Ödülleri’nde ‘Yılın Şirketi – Kamu Hizmetleri – Büyük’ kategorisinde Bronz Stevie Ödülü’nün sahibi oldu.
SAMSUN-YEDAŞ, 21. Yıllık Uluslararası Stevie Ödülleri’nde ‘Yılın Şirketi – Kamu Hizmetleri – Büyük’ kategorisinde Bronz Stevie® Ödülü’nün sahibi oldu. ‘Yılın Şirketi’ dahil olmak üzere çeşitli kategorilerde değerlendirilen ve bir çok sektörden kuruluş ile 3 bin 600’den fazla aday sunuldu. YEDAŞ, ”YEDAS AI Projesi” ile ‘Yılın Şirketi – Kamu Hizmetleri’ kategorisinde ödül kazandı.
‘KAZANANLARIN YÜKSEK HEDEFLER BELİRLEDİĞİNİ VE BU HEDEFLERE ULAŞTIĞINI GÖSTERDİ’
Stevie Ödülleri Başkanı Maggie Miller, “Uluslararası İş Ödülleri’ni uzun zamandır işyerleri için bir olimpiyat olarak görüyoruz ve bu yılki yarışma bunun şimdiye kadarki en iyi kanıtıdır. Kazananlar, kuruluşlarının yüksek hedefler belirlediğini ve bu hedeflere ulaştığını gösterdi. Başarılarından dolayı kendilerini tebrik ediyor ve 11 Ekim’de İstanbul’da sahnede kutlamayı dört gözle bekliyoruz” dedi. (DHA)