Dünyanın en büyük inşaat projelerinden biri olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde (NGS) çalışmalar pandemi döneminin olağanüstü önlem ve tedbirleriyle takvime uygun şekilde devam ediyor. Pandemi döneminde Türk firmalar için önemli ekonomik fırsatlar sağlayan proje, yaklaşık 11 bin kişiye iş sağlıyor.
Akkuyu Nükleer A.Ş tarafından Türkiye’de ilk vakanın görüldüğü günden itibaren çalışanlar arasında korona virüsün yayılmasını engellemek için kurulan operasyon merkezinin 24 saat çalışarak sahadaki durumu düzenli olarak izlemesinin ve gerekli tedbirleri zamanında almasının nükleer santral inşaatının takvime uygun bir biçimde yürütülmesini sağladığı kaydediliyor. Sahada “Üretim ve imalat tesisleri ile inşaat faaliyetleri ve bu yerlerde çalışanlar” maddesi kapsamında tam kapanma döneminde de yoğunlaştırılmış tıbbi gözetim sistemi uygulanıyor. Akkuyu NGS sahasında ayrıca tüm çalışanlara düzenli olarak Covid-19 testi yapılıyor ve kişisel koruyucu ekipman da sağlanıyor. Günlük ateş ölçümlerinin yapılmasının yanı sıra ortak alanların ve çalışma tesislerinin de antiseptik dağıtıcılar ile donatıldığı Akkuyu NGS inşaat alanında konaklama ve ofis binaları da düzenli olarak dezenfekte ediliyor. Sahada ayrıca toplantı ve halka açık etkinliklerin düzenlenmesinde de kısıtlamalar uygulanıyor. Dev projenin tedarik zincirinde yer alan 400’den fazla yerli şirketin de çalışmalarını bu kapsamda sıkı denetim ve tedbirlerle titizlikle sürdürdüğüne dikkat çekiliyor.
Uzmanlara göre alınan tüm bu önlemlerle proje, pandemi döneminde yerli firmalara iş imkanı ve istihdama katkısıyla çok önemli bir rol oynuyor. Santralin inşasında önemli bir rol üstlenen ve projenin yüzde 40’lık bölümünü oluşturan yerli firmalar, inşaat çalışmalarında ve inşaat malzemelerinin üretiminde yer almanın yanı sıra nükleer güvenlikle ilgili olmayan makine ve ekipmanların üretim sürecinde de aktif olarak görev alıyor. Türbin bölümündeki destekleyici ve soğutucu malzemeler, pompalar, basınç kapları, vanalar ve kabloların da aralarında bulunduğu malzemeler de santrale Türk firmaları tarafından sağlanıyor.
“Covid konusunda başarılı bir sınav verdik”
Sahada yer alan tedarikçi firmalar, zorlu bir dönemde Akkuyu projesinde yer almanın kendileri için çok önemli olduğuna vurgu yapıyor. Akkuyu NGS sahasına diyafram duvar, jet grout, zemin iyileştirme, susuzlaştırma gibi geoteknik mühendisliği ve müteahhitlik hizmetleri veren tedarikçi firmanın İcra Kurulu Başkanı Ogan Sevim, “Pandemi sebebiyle özellikle yurt dışında ertelenen projeler dolayısıyla geçmiş yıllara nazaran daha düşük bir tempo ile çalışmaktaydık. Bu süreçte yurt dışında 11 şubesi olan Türkiye merkezli firmamızın en kuvvetli performansı Türkiye’de göstermesi, ülkemizde inşaat sektöründe alınan önlemlerin ne derece faydalı olduğuna kanıttır. Firmamız, yetiştirmiş olduğu kalifiye iş gücü ile kaliteli istihdam sağlamaktadır ve bundan hem ülke hem de çalışan aileleri fayda görmektedir. Pandemiyle beraber zorlaşan piyasa koşullarında Akkuyu Projesinde yüzlerce insan çalıştıracak şekilde pay almak, önümüze iyimser bir şekilde bakmamıza sebep oldu. 2021’in geri kalanında güçlü bir büyüme ve tam kapasite ile çalışma hedeflemekteyiz” dedi.
Korona virüs salgınına karşı alınan iyi tedbirlerle başarılı bir yönetim sergilendiğine dikkat çeken Sevim, “Öncelikle işçilerimizi mümkün olduğunca izole etmekle işe başladık. Bu uğurda saha dışında tam teşekküllü bir kamp kurulmuş ve işçilerin her alanda ayrı bir grup olarak hareket etmesi hedeflenmiştir. Yemek ve ulaşım için özel firmalar ile anlaşılmıştır. Covid konusunda başarılı bir sınav veren firmamızda maske ile çalışma yapılmaktadır. Ayrıca periyodik olarak sağlık eğitimleri ve PCR testi yaptırılmaktadır” diye konuştu.
“NGS Projesi geçmişte benzer işler yapanlar için iyi bir ekosistem oluşturuyor”
Akkuyu NGS sahasında yangın eğitim simülatörü inşa edecek olan bir diğer tedarikçi firma ise projeye pandemi döneminde dahil olan şirketler arasında yer aldı. Firmanın Savunma Platform Simülatörleri Direktörü Göksenin Tümer, sahadaki çalışmalarını titizlikle yürüteceklerini açıklayarak, pandemi koşullarına rağmen çalışmanın ihale ve sözleşme imza sürecinde gecikme yaşanmayışının ve öngörülen sürelerde planlı faaliyetlerin tamamlanmasının da kendileri için büyük bir avantaj sağladığını belirtti. Tümer, “Şirketimizin savunma sanayiinde olgunlaşmış yetenekleri ve ürünleri dikkate alındığında ilerisi için önemli fırsatlar çıkacağını ve projedeki katma değerimizin artacağını öngörmekteyiz. Akkuyu NGS Projesi, geçmişte benzer işler yapanlar için iyi bir ekosistem oluşturuyor” ifadelerini kullandı.
Ekonomiye pozitif katkı
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü kuruluş yıldönümüne yetiştirilmesi ve proje takvimine uygun şekilde ilerlenmesi için proje tedarikçileri ile birlikte büyük bir mesai sürdürülürken, Akkuyu’nun Türkiye’nin geleceğinde enerji istikrarı ve refahı için çok önemli olacağına dikkat çekiliyor. Dört ünitesinin hayata geçirilmesiyle yıllık 35 milyar kilovat saat elektrik üretecek olan proje, Türkiye’nin elektrik ihtiyacının yüzde 10’unu tek başına karşılayacak.
“Türkiye, 60 yıllık hayalini gerçekleştiriyor” sözleriyle Akkuyu NGS’nin ülke için önemine dikkat çeken İstanbul Kent Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Lojistik Bölüm Başkanı Dr. Rahmi İncekara’ya göre, Akkuyu NGS’nin Türkiye ekonomisine dönüşü pozitif olacak. Enerji ekonomisi alanında çalışma yapan İncekara, bu katkıyı şu sözlerle anlattı:
“Türkiye’nin gayrisafi yurtiçi hasılasına katkısı yaklaşık 50 milyar dolar seviyesinde olacak. Benzer şekilde vergi gelirlerinin de bu noktada 70 milyar dolar artması da yapılan çalışmalarda gözlemleniyor. Türkiye’nin yüzde 10’luk enerji ihtiyacının özellikle içerideki bir kaynak tarafından karşılaması önemli bir konu. Bu da Türkiye’nin enerji konusunda ithalatı ve döviz çıkış maliyetlerinin azalması olarak karşımıza gelecek.”
Yerli firmalara dünyanın kapısını açıyor
Nükleer Mühendisler Derneği (NMD) Yönetim Kurulu Üyesi Korcan Kayrın’a göre de Akkuyu, Türk firmalara nükleer sanayisine katılım için yeni kapılar açıyor. Akkuyu NGS projesinin Türkiye’de yeni bir iş kolunun gelişmesine ve firmaların nükleer alanında büyük bir deneyim kazanmasına yardımcı olacağını kaydeden Kayrın, “Türk iş dünyasına dünyanın kapılarını açan, yeni fırsatlar oluşturan önemli bir proje. Daha önce var olmayan bir sanayi kolu bu proje ile beraber gelişiyor. Proje sayesinde bir nükleer santralde yer alabilecek kalitede malzeme üretimi için altyapılar oluşturuluyor” açıklamasını yaptı.
“Ucuz altın aldım” derken sahtecilerin ağına düşmeyin
Son dönemde küresel gelişmelerin de etkisiyle rekor üstüne rekor kıran altın fiyatları, iç piyasada merdiven altı altın üretimi yapan sahtecileri hareketlendirdi. Uzmanlar, ucuz altın aldım diye sevinirken mağduriyetlerin yaşanmaması için altın alırken uygulanması gereken püf noktaların başında ses kontrol yöntemi geldiğine dikkat çekiyor.
İbrahim Yetkin KONYA-Altın fiyatları son yılların en yüksek seviyelerine çıkarken, uzmanlar sahte altın mağduriyetlerinin yaşanmaması için ziynet eşyası alırken altın esnemesi ve altın sesinin kontrol edilmesi uyarısı yaptı. Konya Sarraflar ve Kuyumcular Derneği Başkanı Yusuf Yaşar, fiyatların yükselmesiyle birlikte altın sahtekarlığının, altında ikinci baskı yapanların, merdiven altı altın üretenlerin iştahının kabardığını belirterek, “Peki biz altının sahte olduğunu nasıl anlayacağız. Kuyumcular bir şekilde anlıyor, değişik yöntemler var. Bunların başında ilk önce biz elimizle, gözümüzle bakarız. Daha sonra cama atarız. Gerçek altın tok ses verirken, sahte altın daha farklı bir ses verir. Sahtelerin sesi gerçek altının verdiği sesi vermez. Bilezikler de aynı şekilde ama bileziklerde de gram farkıyla çözüm olabilir. Görünüşleri aynı olan altını tarttığımız zaman özgül ağırlığı çok hafif gelecektir. Dolandırıcıların ağındaki altınlar için sarraflar olarak ateşte yumuşatarak kontrol ederiz. Sahte altının üzerindeki boya hemen atacaktır. Gerçek bir altında ise sadece ısınma rengini alacaktır. Bunu da suya atınca altın tekrar rengini alacaktır. Bir kolay yöntemimiz ise mihenk taşına sürüyoruz, özel suyu döktüğümüzde altının bıraktığı iz çıkmaz ama sahte altının izi mihenk taşından çıkar” dedi.
Dolar 32,5280 liradan, euro ise 34,5020 liradan güne başladı.
İSTANBUL-İstanbul Kapalıçarşı’da 32,5260 liradan alınan dolar 32,5280 liradan, 34,5000 liradan alınan euro ise 34,5020 liradan satılıyor. Son kapanışta dolar 32,50 liradan, euro ise 34,57 liradan satılmıştı.
Trabzon hasır bileziği fiyatları artan altın fiyatları ile birlikte tarihi zirvesinde
Özellikle İran ile İsrail arasındaki gerilimin altın fiyatlarında artışa neden olması ile birlikte coğrafi işaretli Trabzon hasır bileziğinin fiyatı da tarihinin en yüksek fiyatlarına ulaştı.
Tolga Şahin TRABZON-Gram altın fiyatlarının son dönemde İran ve İsrail arasındaki gerilimden ötürü 2 bin 500 liranın üzerine çıktığı Trabzon’da coğrafi işaretli Trabzon hasır bileziğini düğün sezonu öncesi almak da zorlaşıyor. Vatandaşlar güvenli liman olarak gördüğü altından yine vazgeçmeyerek kuyumcuların yolunu tutarken, konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Trabzon Kuyumcular ve Saatçiler Odası Başkanı Ali Yazıcı, Ortadoğu’daki gerilimin devam etmesi halinde ons ve buna bağlı olarak gram altın fiyatlarındaki artışın da devam edeceğini söyledi. Yazıcı “Bu sıralar altın fiyatları yukarı doğru gitmekte ve hızlıca yükselmekte. Özellikle İran-İsrail savaşının başlaması ile beraber altın fiyatlarında yükselişin başladığını görmekteyiz. Ons değerinin özellikle 2 bin 370-2 bin 400 dolar seviyelerini görmesi, doların da 33 TL seviyelerini görmesi ile beraber altının TL bazındaki karşılığı yaklaşık 2 bin 600 TL’yi geçiyor. Dün vatandaşlar tarafından yoğun bir işlem yapıldı. Özellikle külçe altının veya sarrafi altın dediğimiz ürünlerin bu anlamda çok büyük rağbet gördüğünü gözlemlemekteyiz. Çünkü küçük yatırımcılar özellikle maaş yatış dönemleri olan ayın 1-2’si ve 15-16’sı gibi tarihlerde maaşlarını alıp hemen 3-5 gram alıyor. Ancak dünkü yoğunluğa bakıldığı zaman hareketlilik bayağı yoğundu. Bu da küçük yatırımcının en önemli güvenilir limanının altın olduğunu tekrar görmemizi sağlıyor. Önümüzdeki aylarda eğer bu jeopolitik durumlarda tekrar değişiklik olursa, Ortadoğu’da herhangi bir savaş çığırtkanlığı olduğunda en güvenilir yatırımın altın oluşundan ötürü tüm dünya ülkelerinin merkez bankaları düzeyinde altına dönüş yapacağını görmekteyiz. Rakamların ise Ons değerinin 3000 dolar seviyesinde olabileceğini, doların ise 35-40 TL seviyesinde olabileceğini öngörüyoruz. Ama inşallah bu şekilde olmaz” dedi.
Altının gram fiyatının her geçen gün artması en çok dünyaca üne sahip coğrafi işaretli Trabzon Hasır Bileziğini etkiledi. 2 sene öncesine kadar 120 bin TL civarında alınabilen setin bugün en düşük 300 bin TL’ye kadar alıcı bulduğunu belirten Yazıcı, “Önümüzdeki haziran ayında başlayacak olan düğün sezonu bu ay erken başladı. Hasır takımları geçtiğimiz yıl ile kıyaslarsak yüzde yüz bir artış sağladı. En düşük hasır bilezik fiyatı 300 bin liradan alıcı bulurken en yüksek hasır bilezik fiyatı takım olarak bakıldığında 650-750 bin lira seviyesinde görmekteyiz. Gram olarak bakıldığında bileziğin bugün satış fiyatı 2584 TL, külçe altın dediğimiz yani 24 ayar sarrafi altın 2730 TL, hasır bileziğin satışı 3026 TL, çeyrek altın 4685 TL ve Cumhuriyet altını ise 18 bin 700 TL seviyesinde işlem görüyor” diye konuştu.