Ramazan Bayramı yaklaşırken kredi taleplerinde artış yaşanıyor. Talepler artsa da onaylanan kredilerin oranı düşük seyrediyor. Kredi danışmanlık şirketi üst yöneticisi Alper Özata, “Kredi taleplerinin yüksek olmasına rağmen bu taleplerin yüzde 60’ı onaylanmıyor” dedi.
Bayram öncesi kredi taleplerinde artış görülüyor, krediye ulaşmak isteyen vatandaşların bankalar tarafından belirlenen birçok kritere uyması gerekiyor. Bankaların belirlediği kriterlere uymadan kredi başvurusu yapan kişiler yeterli kriterlere uymadan banka şubelerine gittiklerinde başvuruları onaylanmayabiliyor. Her onaylanmayan başvuru ise kredi çekmek isteyen kişinin kredi notunu düşürüyor. Çeşitli sebeplerden dolayı kredi alabilecek kriterlere uymayanların kredi taleplerinde olumsuzluk ortaya çıktığında ise kredi danışmanlık şirketleri devreye giriyor. Kredi çekmek isteyip de kriterlere uymayan kişiler kredi danışmanlık firmalarının izlediği yol doğrultusunda ilerleyerek krediye ulaşabiliyor.
Kredi başvurularındaki artışa ve sürece ilişkin açıklamalarda bulunan Hiperaktif Kredi Danışmanlık Ceo’su Alper Özata, ‘’Bayram öncesi kredi taleplerinde ciddi bir artış görülüyor. Krediye ulaşmak isteyen vatandaşların birçok kritere uyması gerekiyor. Kredi taleplerinde artış olmasına rağmen taleplerin yüzde 60’ı onaylanmıyor. Bu durum üretim ve tüketime doğrudan etki ediyor, onaylanmayan krediler ülke ekonomisine katkı sağlayamıyor. Bankalar kredi başvurusunu değerlendirirken birçok kriteri göz önüne alır. Tüm bankalar ortak olarak kredi skoru, geliriniz, ödeme performansı gibi kriterleri baz alır. Ön onayla olumlu bildirim yapılan krediler şubeye gidince olumsuz sonuçlanabiliyor. Kredi başvurularında olumlu sonuç almak için profesyonel danışmanlık hizmeti almak fayda sağlayacaktır’’ dedi. ‘’13,5 milyon kişi bankaların kara listesinde’’
Bankaların kara listesindeki kişi sayısı ile ilgili de bilgi veren Özata, ‘’Türkiye’de kredi almak için uygun kriterlere sahip olmayan 13,5 milyon kişi var. Bu kişiler kredi kullanmış ve ödeme koşullarına uyamayarak yasal takibe alınmış kişiler. Bu 13,5 milyon kişi bankaların ‘kara liste’ olarak adlandırdığı grupta yer alıyor. Kara listedeki kişi sayısının yüksek olmasına pandemi koşullarının da etki ettiğini düşünüyoruz. Kara listedeki kişiler kredi çekmek isterlerse 5 yıl boyunca bekleyip kredi alabilmek için kriterlere uygun hale gelmeleri bekleniyor. Biz ise bu 5 yıl süreyi uzun buluyoruz, kredi çekmek isteyenler için geliştirdiğimiz formüller ile kişilerin finansmana erişimini kolaylaştırmak için çalışıyoruz’’ şeklinde konuştu.
Pandemi öncesi kredi danışmanlık hizmeti alan müşteri sayısı ile ilgili rakam veren Özata, ”Pandemi öncesi günlük ortalama 200-300 kredi danışmanlığı başvurusuyla ilgilenirken pandemiyle birlikte bu rakam yüzde 100 oranında arttı. Ortalama aylık 30 bin müşteriye hizmet sağlıyoruz. Geliştirdiğimiz simülatörlü kredi sorgulama sistemimiz ile bugün ortalama günlük 2 bin 500 – 3 bin müşterimize hizmet sağlıyoruz’’ ifadelerini kullandı.
Kişilerin krediye ulaşabilmesi için yapay zeka teknolojisiyle geliştirdikleri sistem hakkında da bilgi veren Özata, ‘’Finansal erişimin eskiden çok fazla önemi yoktu. Son dönemde bankalar dışında finans kurumlarının da derecelendirme yapmasına olanak sağlandı. Biz de bankaların kredi verme politikasına uygun simülatörlü kredi sorgulama sistemimiz ile müşterilerimize hizmet veriyoruz. Kredi almak isteyen vatandaşların krediye kolay ulaşabilmesi için çalışmalar yapıyoruz. Bankaya gidip istedikleri kredi başvurusuna red cevabı alınca kişinin kredi notu da düşüyor. Kendi geliştirdiğimiz akıllı kredi başvuru sistemimiz ile vatandaşlar banka şubesine gitmeden başvurularından nasıl sonuç alacaklarını öğrenebiliyor. Geliştirdiğimiz yapay zeka programını tüm dünyada kullanıma açmak için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz’’ diye konuştu.
Mercedes-Benz’in yeni Sports Tourer modeli olan B-Serisi Türkiye’de otomobilseverlerin beğenisine sunuldu. Yeni model, dış görünüm, teknoloji ve donanımla ön plana çıkıyor.
İSTANBUL-Mercedes-Benz’in yeni Sports Tourer modeli olan B-Serisi Türkiye’de satışa sunuldu. Farklı sportif gövde orantıları, çok yönlü iç mekânı, modern sürüş teknolojileri ve en güncel MBUX donanımı gibi özellikleriyle yenilenen B-Serisi’nin, günlük yaşamın tüm gereksinimlerini karşıladığı belirtildi.
Yeni B-Serisi’nin motor seçenekleri de güncellendi ve elektrikli hale getirildi. İlk hareket anı 48 voltluk entegre güç kaynağı ve 14 HP/10 kW ek güç ile destekleniyor. B-Serisi’ndeki yeni kayış tahrikli marş jeneratörü (RSG), konforu ve sürüş deneyimini önemli oranda iyileştiriyor. Çalıştırma anında geleneksel çözümlere kıyasla daha az titreşim ve daha az ses üretiyor. Ayrıca ‘süzülme’ işlevi ile sabit hızda sürüş sırasında içten yanmalı motorun devreden çıkmasına olanak tanıyor. RSG ayrıca fren ve sabit hızda süzülme sırasında enerji geri kazanımı sağlıyor ve 12 voltluk dahili sistemi ve 48 voltluk bataryayı besliyor. Elde edilen enerji, içten yanmalı motoru destekleme ve hızlanma anında kullanılabiliyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı: Bakanımızın asgari ücretle ilgili bir açıklaması olmamıştır
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından yapılan açıklamada, “Bakanımızın asgari ücretle ilgili bir açıklaması olmamıştır. Yazılan haberler gerçeği yansıtmamaktadır” denildi.
Kemal Diri ANKARA-Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından, gündemde yer alan ve asgari ücrete ara zam yapılmayacağına ilişkin yazılan haberlere dair açıklama yapıldı. Açıklamada, Çalıma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in asgari ücret hakkında bir açıklamasının olmadığı bildirildi. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi.
“Bugün bazı web sitelerinde asgari ücret ile ilgili yeni gibi servis edilen bazı haberler yer alıyor. Bakanımızın asgari ücretle ilgili yeni bir açıklaması olmamıştır. Bu haberler gerçeği yansıtmamaktadır.”
Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE-MA), Mart ayında bir önceki aya göre 1,7 puan artarak 104,1 seviyesinde gerçekleşti. İSTANBUL-Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Mart ayı İktisadi Yönelim İstatistikleri Ve Reel Kesim Güven Endeksi verisini açıkladı. Buna göre, Mart ayında mevsimsellikten arındırılmış Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE-MA), bir önceki aya göre 1,7 puan artarak 104,1 seviyesinde gerçekleşti.
Endeksi oluşturan anket sorularına ait yayılma endeksleri incelendiğinde, genel gidişat, gelecek üç aydaki ihracat sipariş miktarı, gelecek üç aydaki üretim hacmi, mevcut toplam sipariş miktarı, sabit sermaye yatırım harcaması ve mevcut mamul mal stokuna ilişkin değerlendirmeler endeksi artış yönünde etkilerken, gelecek üç aydaki toplam istihdam ve son üç aydaki toplam sipariş miktarına ilişkin değerlendirmeler endeksi azalış yönünde etkiledi. Mevsimsellikten arındırılmamış Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) bir önceki aya göre 2,8 puan artarak 105,2 seviyesinde gerçekleşti.
Son üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacmi, iç piyasa sipariş miktarı ve ihracat sipariş miktarında azalış bildirenler lehine olan seyrin bir önceki aya göre güçlendiği gözlendi. Mevcut toplam siparişlerin mevsim normallerinin altında olduğu yönündeki değerlendirmeler ile mevcut mamul mal stoklarının seviyesinin mevsim normallerinin üzerinde olduğu yönündeki değerlendirmelerin bir önceki aya göre zayıfladığı görüldü.
Gelecek üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacmi, iç piyasa sipariş miktarı ve ihracat sipariş miktarında artış bekleyenler lehine olan seyrin bir önceki aya göre güçlendiği görüldü. Gelecek on iki aydaki sabit sermaye yatırım harcamasına ilişkin artış yönlü beklentilerin bir önceki aya göre güçlendiği, gelecek üç aydaki istihdama ilişkin artış yönlü beklentilerin bir önceki aya göre zayıfladığı gözlendi.
Ortalama birim maliyetlerde, gelecek üç ayda artış olacağını bekleyenler ile son üç ayda artış olduğunu bildirenler lehine olan seyrin zayıfladığı görüldü. Gelecek üç aydaki satış fiyatına ilişkin artış yönlü beklentilerin de zayıfladığı gözlendi. Gelecek on iki aylık dönem sonu itibarıyla yıllık ÜFE beklentisi bir önceki aya göre 4,4 puan azalarak yüzde 70,4 seviyesinde gerçekleşti.
İçinde bulunduğu sanayi dalındaki genel gidişat konusunda, bir önceki aya kıyasla daha iyimser olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 9,5’e yükselirken, aynı kaldığını belirtenlerin oranı yüzde 75,4‘e, daha kötümser olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 15,1‘e geriledi.