Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Ekonomi

Kripto para yatırımcıları ‘mortgage’ mağdurları gibi olabilir

Samsun Kuyumcular Odası Başkanı ve Ekonomi Doktoru Salih Özman, kripto paraya yatırım yapan küçük yatırımcıların Amerika’daki mortgage krizindeki gibi tüm varlıklarını kaybedebilecekleri uyarısında bulundu.


Bir dönem sürekli yükselen kripto para piyasası, son dönemde ise çalkantılı bir süreç yaşıyor. Türkiye’de de birçok mağduru bulunan kripto para piyasası üzerine açıklamalarda bulunan Salih Özman, her zaman en güvenli yatırımın güven liman olan altın olduğunu söyledi.

“Altın fiyatları kısa vadede düşmez”


Altın fiyatlarının kısa vadede düşüş göstermeyeceğini iddia eden Başkan Salih Özman, “Pandemiyle birlikte altın fiyatları yükseldi. Bunun büyük sebebi de dünyadaki tüm merkez bankalarının para arzlarını genişletmeleri, kolay ulaşılabilen kredi imkanları, hibe destekleri ve ticaretten fazla kalan paranın güven liman olan altına yönelmesiydi. Altının ONS fiyatı 1900 dolar civarında. Çok uzun zamandır altının fiyatı bu eşiği geçemiyordu. Bu altın yatırımcıları için sevindirici bir haber. Altının seyri artık yukarı yönlü devam ediyor. Altın fiyatlarının kısa vadede düşmeyeceğine emin olup altın yatırımı yapabilirler” dedi.

“Sanal para dünyasında ortada bir para filan yok”

Sanal para dünyasında ortada gerçek anlamda bir paranın olmadığını dile getiren Salih Özman, “Bitcoin ya da kripto paralar aslında para değil, varlık senedi. Ortada bir para filan yok. Bunların para olması için arkalarında bir siyasi otorite yani devlet olması lazım. Son dönemlerde zaten buna da bir değişiklik getirdiler. Bunlar bir varlık fonları diye söylenmeye başladı. Ortada alıp sattığınız bir şey de yok. Bahsedilen miktarlar büyük olsa bile ortada dolaşan miktarlar küçük miktarlar. Kripto paralar üzerinde spekülatif hareketler çok küçük miktarlarda da yapılabiliyor. Çünkü alım satımı sınırlı. Vatandaşın risk iştahı bu ile ilgi göstermesine neden oluyor. Dünya genelinde çok önemli bir yatırımcı, ‘Şunu alın’ dediğinde bu MKB’de de oluyor. O kağıt yükseliyor. Burada da kripto para çok büyük yükseliş eğiliyor. Sığ bir pazar olduğu için küçük alımlarla yükselişler çok yüksek miktarları buluyor. Bu yükselişleri gören de sanal para piyasasına tekrar girmek istiyor” diye konuştu.

“Küçük yatırımcılar kripto paradan büyük zarar görebilir”

Kripto para yatırımcılarının büyük zarar görebileceğine de değinen Özman, “Kripto paralar dünyada ve Türkiye’de hala çok büyük bir boşluktan istifade ediyor. Umuyoruz ki bu sanal paralara yatırım yapanlar da Çiftlik Bank hesabına dönüp, paraları çarçur olmasın. Çünkü ellerinde sadece bir kod var. Bunun ne kadar gerçek ne kadar sanal olduğunu bilmiyorsunuz. Alım satım yaptığınızı da bilmiyorsunuz. Çünkü siz o pazara girip elinize direkt emtia almıyorsunuz. Sadece bir tuş üzerinden aldım diyorsunuz. Buna da birileri aracılık yapıyor. İşte o aracılık yapan insanların herhangi bir kurala bağlı kalmadıkları taktirde istismar edilebilirsiniz. Bunların insanlara ciddi gelir getirmesi için tüm dünyada çok ciddi kanuni düzenlemeler gerekiyor. Amerika’da bir mortgage krizi çıkmıştı. Orada menkul kıymetlere bağlı kira kontratı senetlerinin elden ele değer kazanarak gitmesi durumu söz konusuydu. 100 bin dolarlık evin kontratlı kağıt değeri 1 milyon dolara çıkmıştı. Ama evi 90 bin dolara satamıyordunuz. Elinde kağıt dolaştıranlar o ev kağıdı için 1 milyon dolar para veriyordu. O dönem gerçek değerinin 20 katı fazlasına mortgage kağıtları toplanmaya başlamıştı. İnsanlar kar getiriyor diye bunlara yatırım yaptı. Daha sonrasında bir rüya sona erdi. Evlerin gerçek değerleri ortaya çıkmaya başlayınca bu kağıtlar çöktü ve çok büyük iflaslar başladı. Şimdi de kripto paralarda 40-50-60 bin dolar deseler ne olacak? Hepsini elden satmaya çalışın bakalım satabiliyor musunuz? O kadar alıcısı var mı? Küçük miktarları alıp satanlar para kazandım diyor ama gerçekte büyük miktarları nakde çevirmeye başladığınızda sanal paraların bu değerde olup olmayacağını görülecek. Küçük yatırımcılar sanal yatırımlardan büyük zarar görebilir. Ellerindeki varlıkları sıfıra da düşebilir. Örnek olarak mortgage krizi Amerika’da birçok şirketi ve vatandaşı parasız bıraktı” şeklinde konuştu.
Samsun’da bugün itibarıyla altın fiyatları şu şekilde oluştu:
Gram altın 516 TL, bilezik gramı 500 TL, çeyrek altın 845 TL, yarım altın 1690 TL.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Ekonomi

TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan: Türk Lirasına geçiş başlamıştır

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, “Türk Lirasına geçiş başladı. Türk lirası tasarruf araçlarına ve özellikle vadeli mevduata olan talep artmıştır. 17 Kasım itibarıyla, 12 hafta içerisinde, Türk lirası mevduat 1,7 trilyon Türk lirası artarken, kur korumalı mevduat 601 milyar Türk lirası ve döviz cinsi mevduat da yaklaşık 3 milyar ABD doları gerilemiştir” dedi.

Murat Ergin – Muhammed Fırat Aksoy
İSTANBUL-
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Dr. Hafize Gaye Erkan, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı’na katıldı. Erkan, program kapsamında ekonomi ve finans alanındaki güncel gelişmelerin yanı sıra enflasyonla mücadelede izlenen politikalar ve sonuçları, Türk Lirasını güçlendirmeye yönelik atılan adımlar, bireysel ve ticari kredi konularındaki gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu.

Enflasyonla mücadele konusunda uygulanan politikalar ve bu politikaların sonuçlarını anlatarak konuşmasına başlayan TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan, ‘‘Enflasyon ile mücadelede önkoşul tüm paydaşlarda ve karar alıcılarda aynı algının oluşması ve mücadeleye dair olan kararlılıktır. Enflasyonla mücadelenin ikinci olmazsa olmaz koşulu, doğru dezenflasyon politikalarının devreye sokulması halinde öngörülebilir enflasyon politikasının toplum geneli ve özellikle fiyat koyucular tarafından kabul ve itibar görmesidir’’ dedi.

Erkan, ‘’Biz üzerimize düşeni yaptığımız ve yaptıklarımız üzerinden bizi değerlendirip bu patikaya olan inancınızı pekiştirirseniz, enflasyonu bu patika üzerinde oturtup dezenflasyonu minimum maliyetle gerçekleştirmemiz mümkün olabilecektir. Biz üzerimize düşeni yaparken şu ya da bu sebeple “algı, kabul, itibar” üçlüsü devreye girmiyorsa, enflasyonu daha yüksek bir maliyetle de olsa bu patikaya oturtmaya azimli ve kararlıyız’’ diye konuştu.

‘Politika kararlarımızın etkileri devreye girdi, iyileşme işaretleri belirmeye başladı’’
Uygulanan politikaların sonuç vermeye başladığına dikkat çeken Erkan, ‘‘Enflasyondaki yükselişten sonra, politika kararlarımızın etkilerinin devreye girmeye başlamasıyla birlikte beklentilerde ve beklenti dağılımında iyileşme işaretleri belirmeye başlamıştır. Otomobil, beyaz eşya ve mobilya gibi, para politikasından daha çok etkilenen ürün gruplarında fiyat artış hızı azalmakla kalmadı, uzun bir süreden sonra ilk kez indirimler görülmeye başladı. Kasım ayı öncü göstergeleri de aylık enflasyondaki gerilemenin devam edeceğine işaret etmektedir’’ şeklinde konuştu.

‘’Enflasyondaki düşüş süreci birçok kanalla kendini gösterecek’’

Enflasyon Raporu’nda da belirttiğimiz gibi yıllık enflasyon mayıs ayındaki baz etkisiyle tepe noktasına ulaştıktan sonra 2024’ün ikinci yarısında gerileyecek. Baz etkilerinin ötesinde, enflasyondaki düşüş süreci birçok kanalla kendini gösterecek. Yapısı gereği yılda bir kere fiyatın güncellendiği kira ve eğitim gibi kalemlerde de manşet enflasyon geriledikçe daha kademeli bir yavaşlama göreceğiz. Bu tür kalemlerde dezenflasyon 2024 yılı sonu ve 2025 yılında daha hissedilir hale gelecek. Özellikle büyükşehirlerde, kiralık ev ilanlarındaki fiyat artışlarında belirgin yavaşlama sinyalleri alıyoruz. Parasal aktarım sürdükçe bu gözlemler daha da yaygınlık gösterecektir’’ dedi.

‘’Bireysel kredilerde israf ve enflasyona yol açan aşırılık giderildi’’

Kredilerde uygulanan politikalara ilişkin de açıklamalarda bulunan Erkan, ‘‘Aldığımız seçici kredi tedbirleri sonucunda, temmuz ayından itibaren bireysel kredilerde normalleşme başlamıştır. Bireysel kredilerde israf ve enflasyona yol açan aşırılık giderilirken, ticari krediler ise süreklilik göstererek üretim kapasitesine katkıda bulunmaktadır. 2023’ün ilk yarısında görülen hızlanmanın ardından, ticari kredi büyümesi mayıs ayı sonunda durma noktasına gelmişti. Gerek öncesindeki aşırılık gerekse sonrasındaki ani duruş hem firmalarımız hem de bankacılık sistemi için sağlıklı değildir. Bu değerlendirme ışığında hızla hareket geçerek piyasa mekanizmasının yeniden tesisini sağladık. Böylece, reel sektöre Türk lirası cinsinden kredi akışının toparlanmasıyla ticari kredi büyümesi dengeli ve sürekli bir yapıya kavuşmuştur’’ ifadelerini kullandı.

Okumaya devam et

Ekonomi

Ekonomik güven endeksi 95,3 oldu

Ekonomik güven endeksi Ekim ayında 96,5 iken, Kasım ayında yüzde 1,3 oranında azalarak 95,3 değerini aldı.

İSTANBUL-
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Kasım ayı Ekonomik Güven Endeksi’ni açıkladı. Buna göre, ekonomik güven endeksi Ekim ayında 96,5 iken, Kasım ayında yüzde 1,3 oranında azalarak 95,3 değerini aldı. Bir önceki aya göre Kasım ayında tüketici güven endeksi yüzde 1,1 oranında artarak 75,5 değerini, reel kesim (imalat sanayi) güven endeksi yüzde 1,3 oranında azalarak 103,9 değerini, hizmet sektörü güven endeksi yüzde 2,4 oranında azalarak 110,9 değerini, perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 1,9 oranında azalarak 111,7 değerini, inşaat sektörü güven endeksi yüzde 2,2 oranında artarak 91,0 değerini aldı.

Okumaya devam et

Ekonomi

Samsun tarım ürünlerinde Türkiye’de ilk sıralarda

 Samsun İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam, Samsun’un birçok tarım ürününde Türkiye’de ilk sıralarda yer aldığını söyledi.

SAMSUN-
Müdür İbrahim Sağlam, sınırları içinde üç büyük ovaya ve iki önemli akarsuya ev sahipliği yapan Samsun’un üretim deseninin çok büyük çeşitlilik gösterdiğini ve 50’ye yakın ürün çeşidinin bulunduğunu ifade etti. Sağlam, “İlimizin iç bölgelerinde başta buğday, yağlık ayçiçeği ve kanola; doğusunda fındık, soya ve kivi gibi meyvelerimiz; batısında ise sebze üretimi ile öne çıkmaktadır. İlimiz tarla bitkilerinden çeltik üretiminde 142 bin 480 ton ile ülke ölçeğinde 2. sırada olup, 6 bin 942 ton soya üretimiyle 5. sırada ve ayçiçeği tohumu yağlık olarak önemli bir artışla birlikte 55 bin 695 ton üretim ile 11. sırada yerini bulmuştur. Yem bitkileri üretiminde ise ilimiz 411 bin 527 ton fiğ (yeşil ot) üretimiyle 1. sırada, 42 bin 344 ton yem bezelyesi üretimi ile 2. sırada ve 1 milyon 75 bin 975 ton silajlık mısır üretimi ile 8. sırada yer almaktadır” dedi.

Lahana ve karnabaharda Türkiye’de 1., fındıkta 2., kivide 3.

Müdür Sağlam şu bilgileri verdi:
“Sebze üretimine 406 bin 101 ton lahana üretimiyle 1.sırada, 60 bin 98 ton karnabahar üretimiyle 1. sırada, 6 bin 577 ton barbunya, 21 bin 641 ton pırasa üretimiyle 3. sırada, 7 bin 610 ton turp üretimiyle 4. sırada, 960 ton kırmızı pancar ve 168 bin 230 ton biber üretimiyle 5. sırada, 7 bin 800 ton brokoli üretimiyle ile 6. sırada yer almaktayız. Meyve üretiminde ilimiz fındık üretiminde 111 bin 701 ton üretim miktarıyla 2. sırada ve 12 bin 967 ton kivi üretimiyle 3. sırada olup son yıllarda kivi üretiminde yüzde 50 oranında artış olmuştur. Hayvancılıkta büyükbaş hayvan varlığı bakımından, 20 bin 671 baş manda ile ülke sıralamasında 1. ve 361 bin 973 baş toplam büyükbaş hayvan varlığı bakımındansa 13. sıradayız. Toplamda balıkçı gemi sayımız 616 adet olup, Samsun ilimiz su ürünleri bakımından 64 bin ton avcılık ve yaklaşık 11 bin ton yetiştiricilik olmak üzere toplamda 75 bin ton su ürünleri ile Türkiye de önemli bir paya sahip olmakla birlikte avcılıkta 1’inci ve yetiştiricilikte 5’inci sırada bulunmaktadır. Sıfırdan 1550 rakıma kadar üretim yaptığımız ve 50’ye yakın ürün çeşidimizin olduğu ilimizde, üretimi doğrudan tehdit eden zararlılarla etkin mücadelemize devam ediyoruz. Entegre mücadelelerde ve survey çalışmalarında toplam 92 adet zararlıyla mücadele etmekteyiz. Kahverengi kokarca da bunlardan bir tanesi” diye konuştu.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.