Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Ekonomi

Uçak pisti, terminal binaları ve çay bardağı şeklinde olacak olan kule kendini göstermeye başladı

Rize-Artvin Havalimanı inşaatında alt yapıda yüzde 90, üst yapıda yüzde 30 seviyesine ulaşılırken, havalimanı pisti kendini göstermeye başladı.


Doğu Karadeniz bölgesi için büyük önem taşıyan ve Ordu-Giresun Havalimanı’ndan sonra deniz dolgusuna yapılan 2. havalimanı olma özelliği taşıyan Rize-Artvin Havalimanı projesinde çalışmalar hız kesmeden devam ediyor. 100 milyon tonluk dolgunun gerçekleşeceği projede 93 milyon tonluk dolgu tamamlanırken, pist, terminal binaları ve çay bardağı şeklinde olacak olan kule de şekillenmeye başladı.
3 bin metre uzunluğu ve 45 metre genişliğe sahip olacak olan Rize-Artvin Havalimanı’nda 400 kamyon her gün dolgu malzemesi taşırken, aynı zamanda 2 adet alt kısmı dolguya göre açılabilen ve bu sayede nokta atışlar ile dolguyu gerçekleştiren 2 adet de gemi 24 saat aralıksız çalışıyor.

“Her alan kendine özgü dolgu malzemesi ile dolduruluyor”


Yapılan çalışmalar ile ilgili bilgiler veren Rize Valisi Kemal Çeber, dolgu için sıradan toprak veya taş taşınmadığını, her alanın kendisine göre dolgu malzemesi ile doldurulduğunu dile getirdi. Vali Kemal Çeber “Çalışmalarımız son sürat devam ediyor. Alt yapıda yüzde 90, üst yapıda da yüzde 30 seviyesine geldik. Havalimanımız 2 büyük etaptan oluşuyor. Bir bölümü alt yapı inşaatları bir bölümü de üst yapı inşaatları. Aslında üst yapı olarak gördüğünüz o devasa terminal binaları, viyadükler, güç binaları, hepsinin toplamı bizim inşaatımızın sadece yüzde 8-10’unu oluşturuyor. Yüzde 90’lık bir bölüm dolgudan ibaret olan altyapı inşaatları. Burada toplam 100 milyon ton dolgumuz var yapılacak ve bunun 93 milyon tonunu yaptık. Diğer bileşenleriyle beraber yüzde 90 seviyesinde. Her gün yaklaşık 400 kamyonumuz dolgu malzemelerinde taşıdığımız taş ocaklarından, her gün 6-7 kilometre mesafelerinde kendileri için özel yapılmış yolda 24 saat boyunca bu dolgu malzemeleri getiriyor. İki tane gemimiz var, bunlar alt kısmı dolgu malzemesi boyutunda açılabilen ve dolguyu direkt yerine yapabilen gemilerdir. O gemilerle de dolgularımız yapılıyor. Tekrar belki vurgulamak lazım; dolgu demek bu tip inşaatlarda bulduğumuz taşı toprağı denize doldurmak değil, birçok özel çalışmalar yapılıyor. Önce denizin dibinde sismik araştırmalar, birçok jeolojik testler, etütler yapıldıktan sonra alanda doldurulacak yerler tespit ediliyor. Her bir yerin kendisine özgü, dolgu karakterine göre malzemeler taşınıyor ve dediğim sistemde de bu dolgular yapılıyor” dedi.

“Cumhurbaşkanımıza verdiğimiz sözü tutacağız”


Havalimanının 2021 yılı sonuna kadar hava ulaşımına açılmasını hedeflediklerini belirten Çeber “Bizim vaadimiz havalimanını bu yılın sonunda uçuşlara açmak. Rize’nin kendine özgü özellikleri var. Bir sözümüz var ‘Rize’de haftada 2 kere yağmur yağar. Birisi 3 gün birisi 4 gün sürer’ diye. Olağan üstü hava koşulları bizi engellemedikçe, Allah korusun pandemi gibi olağan üstü bir durum bizi engellemedikçe bizim iş planımız yıl sonu itibariyle havalimanımızı hava ulaşımına açmaktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı ve bizim de ona verdiğimi söz bu şekildedir ve inşallah yetişecek” diye konuştu.

“Bir çok teknoloji ilk kez kullanılıyor”


Bir çok teknolojinin Rize-Artvin Havalimanı’nda ilk kez kullanıldığın altını çizen Çeber “Bazı şeyler bu havalimanında ilk kez uygulanıyor. Terminal binamızı yapacağız ve terminal binamızın kütle ağırlığı 650 ton diyelim. Biz 650 tonluk dolgu malzememizi terminalin yayılımına göre alana döküyoruz. O bir iki ay orada kalıyor ve dolgunun maksimum çöküş trendini takip ediyoruz. İstediğimiz bilimsel verileri aldıktan sonra ön yükleme için oraya koyduğumuz dolgu malzemesini oradan taşıyor ve terminal binamızın inşaatına o zaman başlıyoruz. Yani orada bu mühendislik işlerini yaparken, birçok şeyle de mücadele ediyoruz. Hepsi çok planlı, çok sistematik olarak gidiyor” ifadelerini kullandı.

“Dolgudan kaynaklı esnemeye karşılık çok özel bir plastik malzeme olan ‘Geogrid’ kullanılıyor
Rize Valisi Kemal Çeber, Ordu-Giresun Havalimanı’nın yapımı esnasında sadece terminal binasında bir bölümde kullanılan ve faydası görülen ‘Geogrid’ isimli malzemenin geliştirilmiş şeklinin Rize-Artvin Havalimanı’nın pistinin altında uygulandığı ve dolgudan kaynaklı herhangi bir esnemeye karşı bu şekilde önlem alındığını söyledi. Rize Valisi Çeber, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Pist dolgusunun üzerine ‘Geogrid’ diye bir malzeme seriyoruz. Bu havalimanında ilk kez uygulanıyor. Bütün dolgu işlemi bittikten sonra pisti yapmaya başladığınızda ‘Geogrid’ dediğimiz malzeme çok özel bir plastik malzeme, pistin altına seriyorsunuz. Havalimanı var olduğu müddetçe diyelim ki hesap etmediğimiz çökmeler oluyor, bu ‘Geogrid’ bir bohça gibi bizim pistimizi hep havada tutuyor ve bu çökmelerden etkilenmemesini sağlıyor. İşte bu tip özellikleri, dijital ve elektronik sistemleri de düşündüğümüzde dolgunun yüzde 93’ünü bitirdik yani 93 milyon tonunu ama bunlarla birlikte yüzde 91’lerdeyiz. Üst yapıda da yüzde 30 seviyelerinde olduğumuzu düşününce ve üst yapının da bizim işimizin sadece yüzde 8-10’unu kapsadığını düşününce yıl sonuna yetiştirebileceğimizi düşünüyoruz. Geogrid malzemesi ilk bir havalimanı pistinde kullanılıyor. Daha önce Ordu-Giresun Havalimanı’nda terminal inşaatının altında bir bölüm olarak ve farklı bir özellikte kullanılmış. Orada terminal binasının altında kullanıldı ve faydası görüldü. Burada daha gelişmiş bir özelliğini biz burada pistin altında kullandık. Olur ya 1-2 santimetre esneme olursa Geogrid dediğimiz malzeme altta bizim pistimizi tutarak hiçbir esnemeye fırsat vermeyecek. Havalimanımızda durduğu sürece burada duracak.”
(Hasan Fehmi Demir – Oğuz Bal/iha)

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Ekonomi

TESK: Kredi kartı tahsilat farkı kabul edilemez

Kredi kartından fark istenmesinin vergi kaçakçılığı yapıldığının göstergesi olduğuna dikkat çekildi.

ANKARA – Araç muayenelerinde kredi kartı ile yapılan ödemelerden haksız komisyon alınmasının yasal olmadığının altını çizen TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Bu yıl Nisan sonu itibariyle trafiğe kayıtlı araç sayısı 32 milyona yaklaştı. Bu araçların yaklaşık 10 milyondan fazlasını ise ticari araçlar oluşturuyor. Ulaşım sektöründeki taksi, kamyon, otobüs vb. gibi ticari araçların ilk bir yıldan sonra her yıl araçlarını muayene ettirme yükümlülüğü var. Her yıl daha da yükselen araç muayenesi hem ulaştırma sektöründeki esnafımızı hem de araç muayenesi gelen tüm vatandaşları zorluyor. Üstelik daha önce de vurgulamamıza rağmen kredi kartı ile ödenen araç muayene ücretlerinden ortalama 150-200 TL komisyon farkı alınıyor. Yasal olmayan bu haksız kazanç vatandaşa ekstra külfetten başka bir şey değil. Bugün bir bakkaldan ekmek, beyaz eşyacıdan buzdolabı veya konfeksiyondan elbise alındığı zaman kimse komisyon almıyor. Çünkü kredi kartı kalkarsa ticari hayat biter” dedi.

“ADİL BİR HİZMET ANLAYIŞI YOK”


Araç muayene istasyonlarına araçlarını muayeneye getiren vatandaşlardan kredi kartı ile ödemelerde ek komisyon alınmasının haksızlık olduğunu vurgulayan Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Bilindiği üzere araç muayene ücretleri her yıl yeniden değerlendirme oranına göre artış gösteriyor. 2025 yılında Otomobil, Minibüs, Kamyonet, Özel Amaçlı Taşıt, Arazi Taşıtı, Römork ve Yarı Römork araçların muayene ücretleri 2 bin 620,80 TL, Otobüs, Kamyon, Çekici ve Tankerlerin 3 bin 543,60 TL, Römorklu, Römorksuz Traktör, Motosiklet ve Motorlu Bisikletlerin muayene ücretleri ise bin 334,40 TL oldu. Araç muayene bir gün geç yaptırınca hemen tüm araç sahiplerinden yüzde 5 gecikme bedeli alınıyor. Araçlarını muayeneye getiren vatandaşlarımız ödemelerini kredi kart ile yaptıklarında araç muayene ücretine göre komisyon kesilmesi adil değil. Farkın vatandaştan tahsil edilmesi adil bir hizmet anlayışıyla bağdaşmıyor. Ayrıca bu ek ücretin muayene randevusu alınırken belirtilmemesi ve vatandaşın bu durumu ödeme sırasında öğrenmesi doğru değil. Vatandaşlarımızın yaşadığı bu mağduriyet giderilmeli. Alınan ek ücretler geri iade edilmeli ve denetimler arttırılmalı” şeklinde konuştu.

Okumaya devam et

Ekonomi

Esnaf KDV muafiyeti ve 7200 günle emeklilik istiyor

ABDULLAH GONCA
HABER MERKEZİ
– Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) tarafından esnaf ve sanatkârların sorunlarını yerinde tespit etmek ve çözüm önerilerini birlikte istişare etmek amacıyla düzenlenen Bölge Toplantılarının üçüncüsü, Adana’da gerçekleştirildi. Toplantıya Antalya, Hatay, Kahramanmaraş, Mersin, Osmaniye, Konya, Karaman, Gaziantep ve Kilis illerinden gelen Birlik ve Federasyonların Yönetim Kurulu Üyeleri ile Birlik Genel Sekreterleri katılım sağladı. Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, Ticaret Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan, Esnaf, Sanatkârlar ve Kooperatifçilik Genel Müdürü Taha Enes Şener, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Adana Ticaret Odası Başkanı Yücel Bayram ve Ticaret Borsası Başkanı Şahin Bilgiç ile Ticaret İl Müdürü Hüseyin Gödelek de toplantıda hazır bulundu.


-“ESNAF VE SANATKARLAR ŞURASI DÜZENLENECEK


Toplantıda konuşan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken şu ifadelere yer verdi: “5262 sayılı yasa deyince akla ne gelir? Esnaf ve sanatkârın yasası. Bu yasanın belirttiği gibi, NACE kodlarının etkin şekilde uygulanması ve bu kodlara göre düzenlemelerin yapılması şart. Esnaf ve sanatkâr odalarının tabanındaki sıkıntılarla ilgili olarak Bakanlık bazı çalışmalar yürütüyor. Bu toplantılar da bu çalışmaların bir parçası. Bu çalışmalar sonrasında Sayın Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı ile de bu yıl bir esnaf şurası düzenlenecek” dedi.

-“STOPAJ KALDIRILSIN, MESLEKİ EĞİTİME DÜZENLEME YAPILSIN”


Esnaf ve sanatkarlar için düzenlenecek esnaf şurasının yanı sıra sahada yaşanan birçok sorunun da zaman kaybedilmeden giderilmesi gerektiğini belirten Palandöken, “Sadece iş yeri kiralarındaki artış bile ciddi bir sorun. Bugün 10 bin TL’ye tuttuğunuz bir dükkân, önümüzdeki yıl 16 bin TL’ye çıkacak. Üstelik bu 16 bin TL’nin yüzde 20’si kira stopajı olarak Maliye’ye yatırılacak. Bu kirayı alan mülk sahibi de ayrıca kendi vergisini verecek. Bu durumda çifte vergilendirme söz konusu oluyor. Oysa bunun çözümü son derece basit. Maliye Bakanı diyecek ki: ‘Kardeşim, bu yüzde 20’lik tutarı zaten biz tahsil ediyoruz. Esnaf bu dükkânın kirasını niye artırıyor?’ ve bu uygulamayı kaldıracak. Bu kaldırıldığında kira fiyatlarında doğrudan yüzde 20 oranında bir düşüş sağlanacak. Yine aynı şekilde ulaştırma ve nakliye sektöründe çalışan esnafımıza ticari akaryakıt verilmesi halinde fiyatlar aşağı gelecektir. Bugün köylü tarlasında işçi, esnaf ise zincir markette ya da AVM’de tezgahtar oldu. Kendi iş yerlerine sahip olamıyorlar, ayakta duramıyorlar. Çünkü karşılarında bankası, sanayisi, fabrikası olan devlerle rekabet etmek zorundalar. Sonra da küçük esnaf denilerek, yüreği büyük ama ismi küçük bu insanlar yalnız bırakılıyor. Oysa esnafın olmadığı bir toplumda düzen olmaz. Komşuluk ilişkisi kalmaz, rol model insanlar yetişmez. Dara düşenin başını okşayacak kimse bulunmaz. Milli Eğitim’de yaşanan sıkıntıları da hepimiz biliyoruz. Çocukların sanayiye yönelmesi için mesleki eğitimde ciddi bir düzenleme gerekiyor. Çıraklık okullarında staj dönemlerinde sağlık sigortası nasıl yapılıyorsa, aynı şekilde emeklilik hakkı da tanınmalı ki aileler çocuklarını bu okullara gönül rahatlığıyla gönderebilsin” diye konuştu.

-“ FATURALARI DÜŞÜRÜN ÖTV VE KDV MUAFİYETİ GETİRİN”


Küçük sanayiye sahip çıkılmanın esnaf ve sanatkâr geleneğini yaşatacağına değinen Palandöken, “Elektrik ve su faturalarını düşürün. Çiftçiye verdiğiniz desteği bireysel çiftçiye doğrudan verin. Piyasayı canlandırın, araçları yenileyin. Beş yıl önce ticari araç alanlara sağlanan ÖTV ve KDV muafiyetini yeniden devreye sokun. O dönemde devlet zarar etmedi, aksine bugün altı firma Türkiye’de fabrika kuruyor veya kurma aşamasında. Ayrıca, esnafın yanında çalışan kişi 7 bin 200 günde emekli olurken, dükkan sahibi neden 9 bin günde emekli oluyor? Bu çözülemeyecek bir sorun değil. Biz maaş da istemiyoruz. 7 bin 200 günde emekli statüsüne alının, sağlık hizmetimiz devam etsin, ödediğimiz 8 bin lira primi de bari ödemeyelim. Pazarlarda tezgâh açan esnaf sayısı 200’den 100’e düştü. Yük artıyor ama iş yerinde süreklilik sağlanamıyor. Çoğu esnaf iki-üç yılda faaliyetini sonlandırıyor. Bu durumun düzelmesi için yapılacak işler belli. Enflasyonun neden yükseldiği ortada: Dolmuş, taksi ve otobüs fiyatları. Bu taşıma araçlarının kullandığı mazottaki ÖTV ve KDV’yi kaldırın ki vatandaş uygun fiyata binebilsin” ifadelerini kullandı.

Ticaret Bakan Yardımcısı Sayın Mahmut Gürcan ise yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi, “ Bilindiği üzere devletimizce ve sayın Cumhurbaşkanımızca esnaf ve sanatkarımızın korunması ve güçlendirilmesi hususuna her zaman ayrı bir ehemmiyet göstermiş olup bu doğrultuda pek çok tedbir ve destekler hayata geçirilmiştir.”


Adana Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Niyazi Göger ise toplantıda yaptığı konuşmada şunları söyledi, “Adana, tarımın, sanayinin ve ticaretin kalbinde yer alır; tarihi boyunca emeğiyle büyümüş bir şehirdir. Bu topraklarda sadece üretim yapılmaz; dayanışma, komşuluk ve birlikte ayakta durma kültürü de yaşatılır.”

Okumaya devam et

Ekonomi

Palandöken: Esnafa verilen prim müjdesi hayata geçirilmeli

MUSTAFA YUNUS GONCA
ANKARA-
Bağkurlu esnaf ve sanatkarlara verilen prim günü müjdesinin artık hayata geçirilmesi gerektiğini söyleyen TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Esnaf ve sanatkârla, sosyal güvenlik çatısı altında bulunan memurlar, işçiler, Bağ-Kur olmak üzere bir norm birliği yapıldı. Burada bir hakkaniyetsizlik var; çalışma sürelerindeki fazlalık, fazla çalışıp daha az maaş alma ile ilgili. Sayın Cumhurbaşkanımız da daha önceleri söz verdi, ilgili bakanlıklarımızla birlikte açıklamalarda da bulunduk. Bu 7200 gün meselesi insanların beklentisini çok yükseltiyor. Diyorlar ki; “En azından 7-8 bin lira tekrar para veriyoruz, işte 7200 günü doldurduk, emekli olmaya hak kazandık ama işletmemiz devam ettiği için biz emekli aylığından feragat edelim. Aynı zamanda da 7200 günü doldurmuş varsayılalım, sağlık hizmetlerinden de yararlanalım. Bildiğiniz üzere, esnaf ve sanatkârlar, Bağ-Kur’lular ilaç alamıyorlar. Şimdi işçinin primini patron ödüyor, memurun primini devlet ödüyor. Esnaf ise dükkânındaki sermayesinden kazansa da kazanmasa da mutlak surette sosyal güvenlik primini yatırmak zorunda kalıyor” dedi.


-“BAĞKURLU ESNAFIN EMEKLİLİK VE SAĞLIK PRİMLERİ AYRILMALI”


Prim günlerini doldurarak emeklilik için yaşı bekleyen esnaf ve sanatkarların sadece sağlık primi ödemesi yapması gerektiğini ifade eden Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Esnaf 18 saat çalışıyor, yanında çalışan 8 saat çalışıyor. O 7200 günde emekli oluyor; ancak esnaf 9000 günde emekli oluyor. Biz bu adaletsizliğin önüne geçilmesini istiyoruz. Dolayısıyla şimdiye kadar ekonomideki sıkıntıların giderilmesiyle ilgili çalışmalar olduğunu biliyoruz. İnşallah bundan sonraki süreçte, en azından 7200 güne indirilmesi, norm birliğinin sağlanması, Bağ-Kur’lu çalışanların rahat etmesini ve bu serzenişin ortadan kalkmasını sağlayacak. Bizim talebimiz tahmin ediyorum ki bu yılın sonuna kadar bunun gerçekleşmesi. Hem de bu çalışan kesimin, esnaf ve sanatkârların, tarım sektöründekilerin de bu Bağ-Kur sistemine entegrasyonunun yapılmış olması. Norm birliği dediğimiz zaman üç şey aklımıza geliyor Bağ-Kur, SGK ve Emekli Sandığı. Dolayısıyla bu ayrımcılığın ortadan kalkması için ilgililere bir kez daha bunları iletiyoruz. Daimi görüşüyoruz; ancak bu söylemlerimizin uygulanması, insanları mutlu edecek ve beklentiler bu yönde karşılanmış olacak” diye konuşu.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.