Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Genel

Dedelerinden kalan tapulu arazileri için mücadele ediyorlar

Samsun’un Havza ilçesinde şimdiki ismi Mesudiye Mahallesi, eski ismi ise Kösürüf olan mahalle sakinleri 1923 yılında mübadele esnasında dedelerine verilen tapulu arazileri geri alabilmek için mücadele ediyorlar.


98 yıl önce 1923 yılında mübadele ile Mesudiye Mahallesi’nde iskan edilen Selanik göçmeni muhacirlere geçimlerini sağlamaları amacı ile köy içerinde 9’ar dönüm, şimdi Amasya sınırlarında kalan Darıkolu mevkisinden ise birer dönüm tarla verildi.
1923 yılında bölgeye yerleşen muhacirlere verilen arazilerin sahipleri 1932 ile 1940 yılları arasında tapu kayıtlarına geçirilerek kendilerine tescilli tapuları kavuştular. Fakat Cumhuriyet’in ilanı sonrası yeniden yapılandıran idari yapılanma sonucu bahse konu Darıkolu mevkisi 88 parselde yaklaşık 553 dekar tapulu alan Amasya il sınırında kaldı. Dönemin İçişleri Bakanlığı tarafından arazilerin her ne kadar Amasya sınırlarında kalsa da kullanım haklarının Mesudiye Mahallesi sakinlerinin olduğunu belirten bir karar verdi.


1952 yılında yaşanan bir arazi anlaşmazlığı sonucunda yapılan görüşmeler ve yazışmalar neticesinde Merzifon ve Havza Kaymakamlığı tarafından arazilerin Mesudiye Mahallesi sakinlerinin olduğuna karar alındı.


Yıllardır tapu ve diğer işlemlerde sıkıntı yaşayan Mesudiye Mahallesi sakinleri tarlalarının kendilerine ait olduğunu gösteren tapularının yeniden tescillenmesi için mücadele ediyordu. Mesudiye Mahallesi sakinleri Amasya il sınırlarında kalan tapulu arazilerinin 2012 yılında yapılan bir uygulama ile mera çevrildiğini öğrendikten sonra kararın bozulması ve arazilerin kendilerine iade edilmesi için hukuk mücadelesi başlattılar.
Mahalle sakinlerinin iddialarına göre mahkemelik olan arazide bazı kişiler arazileri işgal ederek çeşitli faaliyetler gösteriyor. Hatta mera ilan edilen arazide yol açma çalışmaları yapıldı.
Mesudiye Mahallesi Muhtarı Süleyman Altun, “Dedelerimiz 1923 yılında Selanik Kayalar bölgesinden gelmişler ve buralara yerleştirilmişler. Atalarımız geldiklerinde köy içinde ve burada kendilerine geçimlerini sağlamaları için araziler verilmiş. Arazilerin tapuları 1934 ila 1940 yılları aralarında hak sahiplerine verilmiş. Bugün Merzifon sınırlarında 88 adet tapulu arazimiz var. Tapularımız olduğu halde 1970’li yıllarda yapılan sınır belirleme çalışmalarında İçişleri Bakanlığının kararı ile özel ve genel kullanım hakları Mesudiye köyü sakinlerinin olmak kaydı ile Amasya il sınırları içinde kalmış. Yapmış olduğumuz girişimler ile tapularının tekrar tescili için çalışma başlattık. Kadastro çalışmalarının tamamlanmasının ardından tapularımızın verileceği belirtildiği halde bizim iznimiz olmadan buralar mera yapılmış. Biz de bunun üzerine mahkemeye başvurduk. Şuan bu alan mahkemelik olduğu halde Merzifon tarafından gelen kişiler buralara konteynerler kuruyorlar ve çevresini çitler ile çeviriyorlar. Bizler tapulu alanlarımıza giremezken onlar kendilerine göre burada hayvan besliyorlar. Bizleri burada istemiyorlar. Köy halkı olarak rahatsızız. Köy halkı ile karşı taraf arasında bir gerginlik çıkmaması için çaba harcıyoruz. Haklarımızın biran evvel verilmesini istiyoruz” dedi.


Mahalle Muhtarı Altun şöyle devam etti:

“Bu araziler içerisinde bazı çalışmalar yapılmakta ve bunları görmekteyiz. Çalışmalar hakkında bilgi almak için dilekçe yazdığımız yerlerden ‘mera arazine hiç dokunulmamış’ diyerek bize cevap veriyorlar. Mera ilan edilen arazinin ortasından geçmişler vurmuşlar yol açmışlar. Buralar benim atalarımdan kalma tapulu yerlerim. Bir de üzerine mahkeme görülüyor. Mahkeme görülen yerlere bu nasıl yapıyorlar bunu anlayamadık. Buralarda eski sınırlar belli. Buralar bizlere verilsin tekrar tarıma katalım. Nice yerleri devletimiz tarıma kazandırmak için uğraşıyor. Burası 530 dönüm. Buraları bizler tarıma kazandıralım.”


Mahallenin eski muhtarı ve yıllardır yaşanan sıkıntıları bilen Ercan Akgül ise “25 yıl mahallede muhtarlık yaptım. Dedelerimize iskanen araziler verilmiş. Köyün yakınlarından buralardan ve birer dönümde buralardan yer verilmiş. Burada 88 adet tabumuz ve yaklaşık 533 dönüm arazimiz var. Devletin kurumlarından yıllarca ölçüm istediğimizde orman kadastro geçmeden ölçüm yapılamayacağı bizlere bildirildi. 2012 yılında kadastro geçti ve bu alan orman dışına çıkarıldı. Daha sonra buralarda tapu kadastro ölçüm yaparak bize tapularımızı verecekti. Nasıl olduğunu bilemiyoruz o dönem Merzifon Kaymakamlığına vermiş olduğumuz dilekçeye verilen cevapta tapulu arazilerimizin mera olduğunu öğrendik. Biz de bunun üzerine mahkemeye başvurduk ve mahkememiz devam ediyor. Adamlar Osmanlı’nın tapusu ile Trabzon’da kaleyi aldılar. Biz Cumhuriyet’in bize vermiş olduğu tapular ile yerlerimizi alamadık. Yıllarca bu tapular ile alım satım işlemleri yaptık. Bir birimize tarla devrettik. Yetkililerden biran önce bu sorunun çözülmesini istemekteyiz” ifadelerini kullandı.
Mahalle sakini Habil Ağlar da kendisinin 1951 yılda Bulgaristan’dan Türkiye’ye geldiğini ve köye 1960’lı yıllarda yerleştiğini belirterek, “Ben geldiğimden bu yana komşularımız bu arazileri kullanıyordu. Sonradan bu sıkıntılar ortaya çıktı” şeklinde konuştu.

Belediyeler

Başkan Sandıkçı: Öğrencilerimizin deneyim kazanmalarını sağlıyoruz

SAMSUN Canik Belediye Başkanı İbrahim Sandıkçı, öğrencilere deney ve gözlem çalışmaları eşliğinde bilim ve teknoloji alanında eğitim verdiklerini söyledi.

SAMSUN-
Canik Belediye Başkanı İbrahim Sandıkçı, Türkiye’nin bilim ve teknolojide olan liderliğini gençlerin sürdüreceğini ifade etti. Öğrencilerin Canik Özdemir Bayraktar Keşif Kampüsü’nde gerçekleştirdikleri eğitimlerle bilim ve teknoloji alanlarında deneyim kazandıklarını ifade eden Başkan İbrahim Sandıkçı, “Gençlerimiz imzalarını taşıyan milli ve özgün eserlerle ülkemizi bilim ve teknolojide ileriye taşıyacaklar” dedi.

‘ZİHİNLERİNDE KALICI HALE GETİRİYORUZ’

Emine Ahmet Yeni Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğretmenlerini ve öğrencilerini Canik Özdemir Bayraktar Keşif Kampüsü’nde ağırlayan Başkan İbrahim Sandıkçı, Canik Özdemir Bayraktar Keşif Kampüsü’nde özel olarak oluşturulan atölyeler, keşif alanları ve laboratuvarlar hakkında onlara bilgiler verdi. Öğrencilerle birlikte atölye çalışmaları gerçekleştiren Başkan İbrahim Sandıkçı, “Canik Özdemir Bayraktar Keşif Kampüsümüzde uyguladığımız özel eğitim müfredatımız çerçevesinde teorik ve uygulamalı eğitimlerimize eş zamanlı olarak devam ediyoruz. Öğrencilerimizin deney ve gözlem çalışmalarıyla, bilim ve teknoloji alanlarında deneyim kazanmalarını sağlıyoruz. Onların burada öğrendikleri bilgileri zihinlerinde kalıcı hale getiriyoruz. Milli Teknoloji Hamlesi doğrultusunda öğrencilerimizin yeni kazanımlar elde etmelerini sağlıyoruz” diye konuştu.

AKINCI POZU

Gerçekleşen ziyaret programında öğrencilerle yakından ilgilenen Başkan İbrahim Sandıkçı, öğrencilerle birlikte Canik Özdemir Bayraktar Keşif Kampüsü’nde yer alan AKINCI TİHA önünde hatıra fotoğrafı çektirdi. Öğrencilerin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı tebrik eden Başkan İbrahim Sandıkçı, onlarla uzun süre sohbet etti. Ziyaret programına Emine Ahmet Yeni Kız İmam Hatip Lisesi Dernek Başkanı İhsan Kaptanoğlu ve yönetim kurulu üyeleri de katıldı. (DHA)

https://www.instagram.com/tasfirin55/

Okumaya devam et

Genel

Altun: Türkiye, İsrail’in katliamlarına karşı insani ve diplomatik imkanlarını seferber etmiştir

İletişim Başkanı Fahrettin Altun New York’taki ‘Türk Günü Yürüşü’ etkinlikleri dolayısıyla katılımcılara video konferans yoluyla seslendi. Altun, “İsrail‘in Filistin’deki saldırıları küresel sorunları artıran, barışa olan inancı zayıflatan, uluslararası değerlere olan güveni ortadan kaldıran bir mahiyet arz ediyor. Bu katliamlara karşı da Türkiye ilk günden itibaren saldırıların durması için insani ve diplomatik imkanlarını seferber etmiştir” dedi.

ANKARA-İletişim Başkanlığınca, New York’taki Türk Günü Yürüyüşü etkinlikleri kapsamında Türkevi’nde ‘Kültürel Bağları Güçlendirmek Türk Amerikan İlişkilerinde Yeni Bir Vizyon’ paneli düzenlendi. Video mesajla panelin katılımcılarına hitap eden İletişim Başkanı Altun, düzenlenen panel ve organizasyonları Türk- Amerikan ilişkilerinin mevcut durumunu ele almak, gelecekteki muhtemel seyrini konuşmak için fırsat olarak gördüklerini, bugünkü programı da 41’inci Türk Günü Yürüyüşü Etkinlikleri kapsamında gerçekleştirdiklerini söyledi. Türk Günü Yürüyüşü’nün ilk kez 1981 yılında Türk diplomatların terör örgütü ASALA tarafından şehit edilmesine tepki amacıyla yapıldığına değinen Altun, yıllar içinde geleneksel hale gelerek Türk- Amerikan toplumunun ABD’deki en önemli etkinliklerinden biri haline geldiğini belirtti. İletişim Başkanı Altun, “Türk Günü Yürüyüşü artık, Amerika’nın ekonomik ve sosyokültürel hayatına önemli katkılarda bulunan Türk-Amerikan toplumunun birlik ve beraberliğini pekiştirten bir etkinliktir. Türkiye-ABD ilişkileri açısından da son derece kıymetli olan etkinlik kapsamında düzenlediğimiz bu program, iki ülke ilişkilerinin farklı boyutlarıyla ele alınmasını hedefliyor” ifadelerini kullandı.

Türkiye-ABD ilişkilerinin uzun yıllara sâri bir geçmişe sahip olduğuna işaret eden İletişim Başkanı Altun, bu süreçte dünyanın karşı karşıya olduğu bölgesel ve küresel sınamalar dikkate alındığında iki ülke arasındaki iş birliği ve diyalogun ne denli önemli olduğunun daha iyi anlaşılacağını belirtti.

​’İSRAİL’İN FİLİSTİN’DEKİ SALDIRILARI, BARIŞA OLAN İNANCI ZAYIFLATAN VE ULUSLARARASI GÜVENİ SARSAN BİR NİTELİK TAŞIYOR’

Yakın zamanda Rusya- Ukrayna Savaşı’na, tedarik zincirinin bozulmasından gıda krizinin çözümüne kadar Türkiye’nin bu süreçteki yapıcı rolünün, daha büyük ve derin krizlerin önüne geçilmesini sağladığını vurgulayan Altun, sözlerine şöyle devam etti:

“Bölgemizi ve tüm küresel aktörleri etkileyen son gelişme ise sizlerin de malumu olduğu üzere İsrail‘in 7 aydan beri devam eden saldırılarıdır. İsrail’in Filistin’deki saldırıları küresel sorunları artıran, barışa olan inancı zayıflatan, uluslararası değerlere olan güveni ortadan kaldıran bir mahiyet arz ediyor. Bu katliamlara karşı da Türkiye ilk günden itibaren saldırıların durması için insani ve diplomatik imkânlarını seferber etmiştir. Türkiye, Gazze’de İsrail’in yol açtığı insanlık dramını sona erdirecek çözüm perspektifi ile diplomatik girişimlerini sürdürmektedir. Türkiye’nin ABD ile iş birliği yapmayı beklediği konular bunlarla sınırlı değil. Türkiye-ABD ilişkilerinin müttefiklik ve stratejik ortaklık anlayışına saygı çerçevesinde bölgesel ve küresel meselelere barış, güvenlik ve refah odaklı yaklaşımlar geliştirme potansiyeline olan inancımızı hâlâ koruyoruz.”

Bölgesel bir güç ve küresel bir aktör olarak Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı meselelere dair gerçekçi ve kapsayıcı politikalar üreten, parçası olduğu ittifak ve ortaklıkları güçlendiren, onları değerli kılan bir ülke olduğunu dile getiren Altun, Türkiye’nin düzensiz göç, mülteciler ve terör başta olmak üzere yerel ve uluslararası düzlemde her soruna kapsayıcı ve kalıcı çözümler getirmeyi odağına alan bir perspektif ve vizyona sahip olduğunu bildirdi. Altun, sahip olduğu imkânlar, bu imkânları kullanma biçimi, hedefleri ve vizyonunun Türkiye’nin bölgesel ve küresel düzlemde istikrar sağlayıcı rolünü pekiştirdiğinin altını çizdi.

‘TERÖR ÖRGÜTLERİNE DESTEĞİN KESİLMESİ, TÜRKİYE’NİN MÜTTEFİKLERİNDEN EN DOĞAL BEKLENTİSİDİR’

Türkiye’nin, milli güvenliğini tahkim ederken bölgesel ve küresel istikrarı da hedefleyen çok boyutlu mücadelesinin müttefikleri nezdinde hak ettiği değeri görmesinin müttefiklik ruhunun gereği olduğuna dikkati çeken İletişim Başkanı Altun, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bu bağlamda FETÖ’nün ABD’deki varlığı ve faaliyetleri bizim için olduğu kadar, Amerikan toplumu için de bir tehdittir. Türkiye’nin mücadele ettiği terör örgütlerinin desteklenmesi, teröristlerin teslim edilmemesi stratejik ortaklık ve müttefiklik anlayışı ile örtüşmemektedir. Teröristlerin teslimi, terör örgütlerine desteğin kesilmesi, Türkiye’nin müttefiklerinden en doğal beklentisidir. İkili ilişkilerimizi olumsuz etkileyen sorun alanlarının ve görüş ayrılıklarının yapıcı, gerçekçi ve kararlı bir yaklaşımla etkin bir şekilde yönetilmesi hem Türkiye’nin hem de ABD’nin faydasına olacaktır. Türkiye ve ABD’nin aynı zamanda NATO müttefiki olduğunu da hatırlatmak istiyorum. NATO müttefiki iki ülkenin ilişkilerindeki çok boyutlu ve derinlikli iş birliğinin ülkelerimizin güvenlik, istikrar ve barışı için elzem olduğunu tekrar vurgulamak istiyorum.” (DHA) 

Okumaya devam et

Genel

Şehit Yakınları ve Gaziler Genel Müdürlüğüne Muharrem Kurt atandı

Resmi Gazete‘de Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan atama kararına göre; Şehit Yakınları ve Gaziler Genel Müdürlüğüne Muharrem Kurt atandı.

 Kadircan GÜLER
ANKARA-Resmi Gazete‘de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası ile yayımlanan karara göre Angola Cumhuriyet nezdinde Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliğine 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 2, 3 ve 4’üncü maddeleri gereğince Mustafa Çelik atandı. Resmi Gazete’de yayımlanan atama kararları ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Kadın Statüsü Genel Müdürü Gülser Ustaoğlu, 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 4’üncü maddesi gereğince görevden alındı. Bakanlıkta açık bulunan Şehit Yakınları ve Gaziler Genel Müdürlüğüne Muharrem Kurt, Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğüne ise Özge Aydiş Toy atandı. 

Resmi Gazete’de yer alan karar ile birlikte Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında Hukuk Hizmetleri Genel Müdürü Şükran Doğan, Uluslararası İşgücü Genel Müdür Yardımcısı Metehan Özcan ve Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi Abdulkadir Bülent Aytaç görevden alındı. Çalışma Genel Müdürlüğüne aynı yer Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Baş, Uluslararası İşgücü Genel Müdürlüğüne Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdür Yardımcısı Ali Aybey, Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğüne Oğuz Tuncay, Rehberlik ve Teftiş Başkanlığına İş Başmüfettişi Bekir Aktürk, Strateji Geliştirme Başkanlığında İbrahim Esenkar, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığına Ticaret Başmüfettişi Bülent Uğur Ecevit, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcılığına Engin Akyol ve Mustafa Işık, Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulu Üyeliğine Murat Doğanay, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Emeklilik Hizmetleri Genel Müdür Yardımcılığına Necmettin Öz, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Sigorta Primleri Genel Müdür Yardımcılığına ise Mürsel Baki atandı. 

Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğünde açık bulunan Yönetim Kurulu üyeliklerine ise Hasan Davulcu ve Ersin Dilber atandı. (DHA)

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.