Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Sağlık

Sıcak havalar kalp hastalıklarını tetikleyebilir

Sıcak havalarda kalp hastalıkları bulunan kişilerin dikkat etmesi gerektiğini ifade eden Kardiyoloji Uzmanı Dr. Canan Uğur, “Sıcak hava ile beraberinde gelen yüksek nem oranı nedeniyle yaşanan sıvı kaybı, kalp krizi öyküsü bulunan, koroner damar hastalığına sahip ve kalp yetersizliği olan kişilerde ciddi problemlere yol açabilmektedir” dedi.

Yaz mevsiminin gelmesi ile birlikte kalp hastalığı vakalarında artışın göz ardı edilmemesi gerektiğini belirten Büyük Anadolu Hastaneleri Kardiyoloji Uzmanı Dr. Canan Uğur, kalp hastaları için önemli bilgilendirmelerde bulundu. Dr. Canan Uğur, “Yaz mevsiminin gelmesi yapılan tatil planlarını birlikte getirmektedir. Gündelik yaşantıdan uzaklaşmak hem bedenen hem de ruhen kendilerini rahatlatmak isteyebilirler. Bununla birlikte tatil süreci kalp krizleri ve hipertansiyon ataklarını ortaya çıkarabilmektedir. Kalp yetersizliği, kalp krizi, kalp ritim bozuklukları ve hastanelere kalp hastalığı nedeni ile yatış oranları yaz aylarında kış aylarına göre daha yüksektir” diye konuştu.

Dr. Canan Uğur, şöyle devam etti: “Havanın iyi olması dışarı çıkılarak yapılan spor faaliyetleri, tatil sürecinde yüzme faaliyetleri gibi ciddi efor gerektiren durumlarda sınırlar zorlanmaktadır. Bununla birlikte yine kalp hastalarının bu süreçlerde rehavete kapılarak ilaçlarını aksatmaları, diyetleri varsa bu diyetlerin aksatılması, sıcak ve su kaybı ile birlikte yaşanabilecek atakların yolunu açmaktadır.”

Dikkat edilmesi gereken hususlara değinen Dr. Canan Uğur, şunları söyledi:

“Özellikle günün en sıcak saatlerinde uzun süreli güneşlenilmemeli, bu işlem sabah erken saatlerde ya da akşam üzeri gerçekleştirilmeli. Özellikle sıvı kaybı takviye edilerek kapatılmalı. Günlük en az 2-2,5 litre su, meyve suyu, ılık çaylar gibi bol sıvı tüketilmeli. Sindirimi zorlayan yağlı yiyeceklerden vücudun daha fazla efor sarf edeceği ve kalp damar tıkanıklıklarına sebebiyet vereceği için kaçınılmalı. Yapılacak egzersizler ise doktoru ile belirlenen düzeyde gerçekleştirilmeli. Ayrıca bu egzersizlerin kalp sağlığını korumaya yönelik olduğu unutulmamalı, sınırlar zorlanmamalıdır. Terlemeyi önleyebilecek rahat, ince kumaşlı ve açık ton giysiler giymeleri fayda sağlayacaktır. Tüm bu uygulamalar uygulandığında kalp rahatsızlığı olan hastaların yaşam kalitesini artabileceği gibi yaşam sürelerini uzatabilirler. Eğer daha önce kalp rahatsızlığı yaşamamışsa bunun yaşanmaması için de önemli bir önlem alınmış olacaktır.”


Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Sağlık

Sağlık hizmetlerinden usulsüz yararlananlara 988 milyon TL ceza

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) sağlık hizmetinden usulsüz yararlananlara yönelik denetimler sonucunda 988 milyon liradan fazla cezai işlem uyguladıklarını duyurdu.

ANKARA-Bakan Işıkhan, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, 2024 yılı ve 2025 yılı ocak-şubat ayları dahil toplamda 250 adet sağlık denetimi yapıldığını, 1231 sağlık hizmet sunucusunun incelemeye alındığını ifade etti. Işıkhan, denetim sonucunda; 88 hastane, 6 tıp merkezi, 1121 eczane ve 16 diğer sağlık tesisine toplamda 988 milyon 334 bin 791 TL tutarında ceza uyguladıklarını kaydetti. Işıkhan ayrıca 19 sağlık hizmet sunucusunun ödemesinin durdurulduğunu belirterek, 14 bin 968 kişinin hak etmediği halde sağlık hizmetlerinden usulsüz yararlandığının tespit edildiğini ifade etti. (DHA)

Okumaya devam et

Sağlık

Bakan Işıkhan: 5 kanser ilacını daha geri ödeme listesine aldık

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, “Sosyal Güvenlik Kurumumuzun düzenlemesiyle 5 kanser ilacını daha geri ödeme listesine aldık” dedi.

 Gizem ÇORLU
ANKARA-Bakan Işıkhan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Sosyal Güvenlik Kurumumuzun düzenlemesiyle 5 kanser ilacını daha geri ödeme listesine aldık. İlaçların hastalarımıza şifa olmasını temenni eder, vatandaşlarımıza sağlıklı bir ömür dilerim. İlaçların arasında, Multipl miyelom, Lenfoma, Kronik miyeloid lösemi, Akut lenfoblastik lösemi hastalıklarının tedavisinde kullanılan kanser ilaçları yer almaktadır. Kanserle mücadelede her adımda yanınızdayız” dedi. (DHA)

Okumaya devam et

Genel

‘Her 5 kişiden 1’inde işitme kaybı var’

3 Mart Dünya Kulak ve İşitme Günü‘nde, ‘Hayat Duyunca Güzel’ sosyal farkındalık kampanyasıyla işitme sağlığına dikkat çeken uzmanlar ve sivil toplum kuruluşları, işitme kaybının sadece doğuştan veya ileri yaşta görülen bir tablo olmadığını, hayatın her döneminde ortaya çıkabildiği için şüpheli durumlarda vakit kaybetmeden işitme testi muayenesine gitmenin önemini vurguladı. Türkiye Odyologlar ve Konuşma Bozuklukları Uzmanları Derneği (TOKSUD) Başkanı Prof. Dr. Meral Didem Türkyılmaz ve Türk Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği (Türk KBB-BBC) Genel Sekreteri Prof. Dr. Özgür Yiğit, işitme kaybının zihinsel fonksiyonlara olumsuz etkisiyle demans gibi hastalıklara da zemin hazırlayabildiğine dikkat çekti. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) verilerine göre şu an 1,5 milyar insan sağlıklı duymuyor. Her 5 kişiden 1’inde işitme kaybı var. Bu oran 2050’de 4’te 1’e yükselecek ve 2,5 milyar insan işitme kaybıyla karşı karşıya kalacak.

Özlem YURTÇU KARABULUT- Uğur GÜLBOY
İSTANBUL-Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre dünyada her 5 kişiden 1’inde işitme kaybı var. Günümüzde 1,5 milyar insanın işitme kaybıyla yaşadığı ve 2050’de bu sayının 2,5 milyar insana ulaşacağı vurgulanıyor. Türkiye Odyologlar ve Konuşma Bozuklukları Uzmanları Derneği (TOKSUD) Başkanı Prof. Dr. Meral Didem Türkyılmaz ve Türk Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği (Türk KBB-BBC) Genel Sekreteri Prof. Dr. Özgür Yiğit, 3 Mart Dünya Kulak ve İşitme Günü dolayısıyla önemli uyarılarda bulundu. İşitme kaybı konusunda toplum bilincinin artırılması ve vatandaşların işitme muayenesi testlerine başvurmasının sağlanması için ilgili sivil toplum kuruluşları tarafından İstanbul’da Taksim tramvay durağı ve tramvaylara uyarıcı ilanlar yerleştirildi, ‘Hayat Duyunca Güzel’ sloganı ile sosyal farkındalık sağlanması amaçlandı.

İŞİTME SAĞLIĞI ZİHİNSEL FONKSİYONLARI DA ETKİLİYOR

İşitme kaybının sosyal izolasyona neden olup zihinsel fonksiyonlara olumsuz etkisiyle, demans gibi hastalıklara da zemin hazırlayabildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Özgür Yiğit, “Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre şu an 1,5 milyar insan sağlıklı duymuyor. Her 5 kişiden 1’inde işitme kaybı var. Bu oran 2050’de 4’te 1’e yükselecek ve 2,5 milyar insan, işitme kaybıyla karşı karşıya kalacak” dedi. Prof. Dr. Yiğit, “İşitme, iletişim için, sosyalleşme için en önemli fonksiyonlarımızdan birisi. Bir yeni doğan bebek eğer işitme kaybı ile dünyaya geliyorsa, konuşmayı öğrenmesi, dünyayı duyması mümkün olmuyor. Her 1000 doğumdan 2 ya da 3 bebek işitme kaybıyla dünyaya geliyor. Yani Türkiye’de yılda yaklaşık 1 milyon doğum olduğunu düşünürsek, yaklaşık 3 bine yakın bebek işitme kaybı ile dünyaya geliyor. Bunların erkenden tanısı, yeni doğan işitme taraması ile şu anda mümkün. Ancak işitme kaybı sonraki dönemlerde de ortaya çıkabilir. Okul çağındaki çocuklarda da işitme kaybı olabilir. Onların erken tanınması için okul çağı taramaları da çok önemli. Şu an tam istediğimiz gibi değil, okul öncesi tarama da yapmak lazım. Bunların da ileriki dönemlerde yeni doğan işitme taraması gibi yaygınlaşması gerekir” dedi.

75 YAŞ ÜZERİ HER İKİ KİŞİDEN BİRİNDE İŞİTME KAYBI

Sadece çocukluk çağı değil erişkin dönemdeki işitme kayıplarının özellikle zihinsel fonksiyonlar açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yiğit, şunları söyledi: “Aslında erişkin insan kendisi işitme kaybının farkına varabilir. Bu nedenle erişkinlik çağında tarama yapmak çok gerekli değil. Daha çok yaşlılar için belki tarama gerekebilir. Biz biliyoruz ki kulağımız, iç kulağımız da yaşlanıyor bizimle birlikte. Dolayısıyla yaşlılıkla beraber işitme kayıpları artıyor. 65 yaş ve üzerinde her 3 kişiden biri, 75 yaş sonrasında ise her 2 kişiden birinde işitme kaybı olabilir. Dünya Sağlık Örgütü diyor ki; şu anda 1,5 milyar kişide işitme kaybı var. Hem yaşlanmaya bağlı hem de kullandığımız cihazlara, bulunduğumuz ortamlara, yüksek sesle müzik dinlemeye bağlı olarak. Halkımızın farkında olması lazım. Tamam belli bir yaşa kadar çok iyi duyuyor olabiliriz ama belli bir yaştan işitme kaybı başlayabilir. Tedavisi çok önemli.”

TEDAVİ EDİLMEZSE DEMANS TETİKLENEBİLİR

Son yıllarda yapılan çalışmaların, işitme kaybı zamanında tedavi edilmediğinde kişide yalnızlaşma, sosyal izolasyon ve demansın daha fazla görüldüğünü gösterdiğine işaret eden Prof. Dr. Yiğit, sözlerini şöyle noktaladı: “Çağımızın hastalığı olan demans, bunama gibi birtakım hastalıkların geciktirilebilmesi açısından işitme sağlığı çok önemli. 2050 yılından itibaren her 4 kişiden 1’inde işitme kaybı bekleniyor, göstergeler bunu söylüyor. Belki 2050 yılında işitme kaybı yaşayan insan sayısı 2,5 milyarı bulacak. Dünyanın en önemli problemlerinden biri olacak. Ama biz farkında olursak, birtakım önleyici tedbirler alırsak erken teşhis ve tedavi gibi, bu korkunç gibi görünen problemin belki de önüne geçebileceğiz. Çünkü hayat duyunca güzel diyoruz.” (DHA)

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.