GAP Bölgesi Turizm Tanıtım ve Markalaşma Projesi kapsamındaki “Mezopotamya” markasının tanıtımı için Şanlıurfa’ya gelen Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Göbeklitepe’nin yakınında 11 yeni tepe daha bulunduğunu açıkladı.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank “Mezopotamya” markasının tanıtımı için geldikleri Şanlıurfa’da temaslarda bulundu. Bakanlar, vatandaşlarla bir araya gelerek belediyenin gastronomi etkinliğine de katıldı. Kültür ve Turizm Bakanı Nuri Ersoy, Şanlıurfa’dan heyecanlandıran bir haberi, Türkiye ile paylaştı. Ersoy, Göbeklitepe’nin yakınında 11 yeni tepe daha bulunduğunu açıkladı.
“11 tane daha nokta tepe keşfettik”
UNESCO Dünya Miras Listesi’nde bulunan Göbeklitepe’nin civarında birtakım önemli merkezleri daha keşfettiklerini aktaran Ersoy, “Aslında artık Göbeklitepe, Göbeklitepe ile sınırlı değil. Göbeklitepe çevresindeki 100 kilometrelik bir hat üzerinde 11 tane daha nokta tepemiz var. Buradan detayını ilk kez vermiş olacağız ve artık 12 tepe diyeceğiz. 12 tepe ile ilgili büyük bir çalışma var, tamamlanmak üzere, eylül ayında tanıtımını yapacağız. Dünyanın bir çok üniversitesiyle, arkeoloji konusunda uzmanlaşmış kazı başkanlarıyla da iş birliği yaparak 12 tepeyi dünya lansmanı şeklinde sunacağız. Dünyada çok popüler bir yer haline gelecek, hatta Güneydoğu’nun Piramitleri diyebiliriz buna. Lansman yapıldıktan sonra çok fazla ses getirecek, Türkiye’nin eşi benzeri olmayan bir hazinesi olarak düşünüyoruz. Mezopotamya diye baktığınız zaman bu bölgenin kendine has bir kültürü var. Kendine has tescilli gastronomisi var. Birçok ürünü var. Bunu da eşsiz olan arkeolojik değeriyle birleştirdiğiniz zaman ortaya harika bir şey çıkıyor” ifadelerini kullandı. Bakan Ersoy, Türkiye Turizmini Tanıtma ve Geliştirme Ajansının, bölgelerdeki kalkınma ajanslarıyla da koordineli çalıştığını vurgulayarak, tanıtım noktasında ülke genelindeki belediyelerle de iş birliği yaptıklarını söyledi.
Azamet Akademi Derneği muhteşem bir organizasyona imza attı
MURADİYE ERGİN SAMSUN – Geleneksel hale gelen Kafkas Festivali’nin 7.si Terme’nin Ortasöğüt Mahallesi’nde gerçekleştirildi.
Çok yönlü ve çok büyük emekle hazırlanan festivale çevre illerden de büyük ilgi gösterildi.
Geleneksel Kafkas Festivali’nde, Büyükşehir Belediye bünyesindeki Azamat Dans Grubu muhteşem gösterileriyle izleyicileri mest etti.
Maykop’tan gelen sanatçı Halko Resida, Çerkesce şarkılarıyla konser verdi.
Çerkes kültürünü yansıtan materyallerin sergilendiği, Çerkes halujunun yapılıp ikram edildiği festivalde her detay düşünüldü.
Azamat Dans Akademi Kültür Derneği Başkanı Mehmet Yurdakul, Çerkes kültürünün yaşatılmasını, Çerkes gekebek ve göreneklerini yeni nesillere aktarmayı hedeflediklerini söyledi.
Sunuculuğunu Mehmet Çömez ve Mayhop’tan gelen Suzanna’nın yaptığı festival 6.5 saat sürdü.
Festivale; Samsun Kafkas Çerkes Vakfı Başkanı Nurettin Güner, Uluslararası Çerkes Kültür Derneği Başkanı Oğuz Berk , İlkadım Belediye Başkan İhsan Kurnaz, Terme Belediye Başkanı Şenol Kul, Alpay Türkoğlu Savcı Aydın Tekin Hakim Ferruh Hasdemir Hakim Sacit Akdağ Galatasaray Basķan Danışmanı Çetin Öztürk Samsun Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanı Cihan Güller Anakent A.Ş. Genel Müdürü Musa Güler, Tokat Kafkas Derneği, Amasya Kafkas Derneği, Turhal Kafkas Derneği, Adige Kültür Derneği Başkanlık düzeyinde katılım sağladı.
“186’ncı Yılında Jandarma”yı resmeden liseli Beyza birinci oldu
Gençlerin gözünden jandarmanın kahramanlık ve fedakârlık dolu hikâyesini yansıtan, “186’ncı Yılında Jandarma” temalı liselerarası resim yarışmasında Erzincan Güzel Sanatlar Lisesi öğrencisi Beyza Nur Albayrak birinci oldu.
Yarışmanın sonucu Jandarma Genel Komutanlığı tarafından duyuruldu. Duyuruda şu ifadelere yer verildi;
“Gençlerimizin gözünden Jandarmamızın kahramanlık ve fedakârlık dolu hikâyesini yansıtan, ‘186’ncı Yılında Jandarma’ temalı liseler arası resim yarışmamız sona erdi. Birbirinden anlamlı ve etkileyici eserlerle yarışmamıza katılan tüm öğrencilerimize yürekten teşekkür ediyoruz. Genç yeteneklerimizin ortaya çıkmasında emeği geçen değerli öğretmenlerimize ve onları her zaman destekleyen kıymetli ailelerine de ayrıca teşekkür ederiz.”
Yarışmada dereceye girenlerin isimleri ise şöyle:
Beyza Nur Albayrak – Erzincan Güzel Sanatlar Lisesi Kutay Esmer – Konya Çimento Güzel Sanatlar Lisesi Hatice Kübra Talaz – Balıkesir Sırrı Yırcalı Anadolu Lisesi
Muhabirimiz Kerim Koç, “Gazze’de Anne Olmak” şiiriyle ödül kazandı
SAMSUN – Samsun’da, Birlik Vakfı ve Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) Samsun Şubesi iş birliğiyle anlamlı bir kültür-sanat etkinliğine imza atıldı. Türk edebiyatının büyük ustası Necip Fazıl Kısakürek’in hatırasını yaşatmak amacıyla düzenlenen “Üstadım Necip Fazıl Kısakürek’in İzinde” temalı şiir yarışması, genç kalemleri bir araya getirdi.
Yarışmada, www.ohaberneydi.com internet gazetesi muhabiri Kerim Koç, “Gazze’de Anne Olmak” başlıklı şiiriyle jüri tarafından ödüle layık görüldü. Anlam derinliği ve güçlü anlatımıyla öne çıkan eser, Filistin’de yaşanan trajediyi bir annenin gözünden yansıtarak dikkat çekti.
Törende konuşan Kerim Koç, duygu dolu ifadeleriyle şu açıklamalarda bulundu:
“Burada ele alınan her konu kıymetlidir. Ancak Gazze, artık sadece Müslümanların değil; tüm insanlığın vicdanını ilgilendiren bir yaradır. Bu bir sorun değil. Bir insanlık sınavıdır. Ben de yazdığım şiirle bu yaraya ses olmaya çalıştım. Çünkü inanıyorum ki bir gün Gazze yeniden fethedilecektir. Ve bu fethi, Üstat Necip Fazıl Kısakürek’in Gençliğe Hitabe’sinde belirttiği gibi, ‘Kim var?’ denildiğinde ‘Ben varım!’ diyebilen, davasına sadık, inançlı gençler gerçekleştirecektir.
Biz buna inanıyoruz. Ve bu inancı taşımaya, yaşamaya ve savunmaya devam ediyoruz.”
Şiirin dizeleri şöyle;
GAZZE’DE ANNE OLMAK
Kucağında kefenlenmiş bir çığlık, Ama ses yok; Çünkü burada ne çığlıklar kaldı, Ne de sessizlik özgür… Yavaş yavaş, ağır ağır yürür anne, Adımlarıyla kırıyor zamanı, Her bir adımda bir umut eriyor, Gözlerinde binlerce fırtına, Ama o, ağlayamaz; Çünkü sesini susturdular, Sesini değil, sessizliğini bile…
Bir bebek uyuyor soğuk toprağın altında, Masumiyetiyle sarsıyor karanlığı, O minicik beden, Bombaların, acıların gölgesinde sönmüş bir mum, Ve anne taşıyor onu, Taşıyor sessizliğin yüküyle, Bir yanar yüreğiyle, Ama bir damla bile dökemez gözyaşını, Çünkü burada ağlamak bile yasak.
Dünyanın unuttuğu, Zamanın durduğu, Acının ezildiği yerde, Bir anne doğuruyor her gün yeniden kayıplarını, Sessiz, derin, tarifsiz bir çöküşle…
O bebeğin kokusu hâlâ saçlarında, Ve o sessiz feryadıyla yankılanıyor, Kalbinin en karanlık köşesinde, “Koruyamadım seni,” diye fısıldar, Ama kimse duymuyor, Çünkü burada duyulan tek şey, Susturulmuş bir sessizlik…
Gazze’de anne olmak, Bir yürek yangınına sarılmak demek, Bir vatanın umudunu taşırken, Kendi çocuklarını toprağa vermek demek, Ve yine de yürümek, Dimdik, sessiz, kırılmadan, Korkmadan…
Bir gün, o sessizlik kırılacak, Ve o fırtına içinde kaybolan sesler, Yeniden yükselecek gökyüzüne, O zaman belki, Annenin ağlayamadığı o gün, Bir umut olarak doğacak.