Eskişehir’de, Tarım ve Orman Bakanlığının 2021 Yılı Bitki Hastalık ve Zararlıları ile Mücadele çalışmaları kapsamında yürütülen süne zararlısı sürvey çalışmaları tamamlandı.
Teknik ekiple yapılan kontroller sonucunda bulunan değerlerin son 20 yılın en düşük değerleri olması sebebiyle bu yıl süne emgi oranlarının buğday satış fiyatını olumsuz yönde etkilemeyeceği öngörülüyor Eskişehir’de her yıl binlerce dekar arazide sürvey çalışmaları yaptılan süne, buğday ekiliş alanlarının en önemli zararlısı olduğu belirtiliyor. Süne, nimf ve erginleri çeşitli fenolojik dönemde olan buğdaygillere zarar vererek mücadele yapılmadığı zaman yüzde 100’e varan oranda nicelik ve nitelik yönünden zararlara sebep oluyor. Kontrol Ekibi tarafından bu üretim sezonu sahada karşılaşılabilecek durumun önceden tahmin edilebilmesi için nisan ayında ilk olarak kışlak sayımları yapıldı. Yapılan sayımlarda sünede önceki yıla göre yüzde 75 azalma olduğu hububat alanlarında yoğun süne popülâsyonuna rastlanmayacağı tahmin edildi. İlerleyen günlerde havaların sıcak gitmesi ile birlikte sünelerin kışlaklarda hızla boşaldığı gözlemlendi.
7 Mayıs 2021 tarihinde 11 ilçe ve 256 mahallede 1 milyon 870 bin 781 dekar alanda başlayan kışlamış ergin sürveyi (kıymetlendirme) çalışmaları, toplam 20 ekip ve 74 teknik personel ile hafta sonu ve Ramazan bayramında da devam ettirilerek 17 Mayıs 2021 tarihinde bitirildi. Çalışmalar neticesinde metrekare olarak 1 milyon 441 bin 189 dekar alanda 0,1 ve 429 bin 592 dekar alanda ise 0,2 adet süne tespit edildi. İç Anadolu Bölgesi için kritik eşik değer olan 0,8’ in üzerinde bir alana rastlanmaması nedeniyle ildeki çalışmalar, sonraki aşamalar olan yumurta paraziti ve nimf sürveyine geçilmeden tamamlandığı aktarıldı. Bu aşamalardan sonra çiftçilerden temin edilecek olan buğday numunelerinin ilk analizleri yapılarak rastgele seçilen yüzde 10’luk kısım Ankara Zirai Mücadele Merkez Araştırma Enstitüsü’ ne laboratuvar analizlerinin yapılması için gönderileceği aktarıldı. Sonbaharda ekim ayının başında da tekrar kışlak sayımı yapılarak gelecek sezonun süne yoğunluğu hakkında da tahmin yapılacağı belirtildi.
Elazığ’da, Richter ölçeğine göre 5 büyüklüğünde depremmeydana geldi. Depremde ilk belirlemelere göre herhangi bir olumsuzluk yaşanmadı.
Tekin YALÇINKAYA ELAZIĞ-Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) verilerine göre, saat 17.04’te, merkez üssü Elazığ kent merkezi olan 5 büyüklüğünde deprem oldu. Yerin 16.22 kilometre derinliğinde olan depremle birlikte paniğe kapılan vatandaşlar ev ve iş yerlerinden sokaklara çıktı. Depremde ilk belirlemelere göre herhangi bir olumsuzluk yaşanmadı.
BAKAN YERLİKAYA: AN İTİBARİYLE OLUMSUZLUK YOK
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, sosyal medya hesabından Elazığ merkezli 5 büyüklüğündeki depreme ilişkin açıklama yaptı. Bakan Yerlikaya, “AFAD ve ilgili kurumlarımızın tüm ekipleri saha taramalarına hemen başladı. An itibarıyla herhangi olumsuz bir durum bulunmamaktadır. Depremden etkilenen vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Allah ülkemizi ve milletimizi afetlerden korusun” ifadelerini kullandı.
‘ARAŞTIRMALARIMIZ SÜRÜYOR’
Depremin ardından sosyal medya hesabından açıklama yapan Elazığ Valisi Numan Hatipoğlu, herhangi bir olumsuzluğun olmadığını söyledi. Vali Hatipoğlu, “Elazığ merkezimizde hissedilen deprem ile ilgili alanda araştırmalarımız sürmektedir. Henüz intikal eden herhangi bir olumsuzluk bulunmamaktadır” dedi.(DHA)
Prof. Dr. Sözbilir: İzmir’de 7.2’lik deprem üretme kapasitesine sahip 4 fay var
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Genel Jeoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, İzmir depreminin 4’üncü yıl dönümüne sayılı günler kala, bölgedeki zemin aktivitesinin sürdüğünü belirtip, bugüne kadar yaşanan artçı depremlerin sayısının 30 bini aştığını söyledi. İzmir’de 7.2’lik deprem üretme kapasitesine sahip 4 fay olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Hasan Sözbilir, “Bunlar arasında Tuzla fayı, özellikle öne çıkıyor. Arkasından Gülbahçe, Seferihisar ve İzmir fayı geliyor. Bu 4 fay, aslında İzmir için en büyük deprem tehlikesini oluşturuyor” dedi.
Kadir ÖZEN İZMİR-Seferihisar ilçesi açıklarında 30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki depremde binalar yıkılıp, hasar görürken, 117 kişi öldü, çok sayıda kişi de yaralandı.
Depremin 4’üncü yıl dönümüne sayılı günler kaldı. DEÜ Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Genel Jeoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, sismolojik istasyonların verdiği bilgilere bakıldığında İzmir depreminden sonra bölgedeki artçı aktivitesinin sürdüğünü belirtip, “Geçen 4 yıldan bugüne artçı depremlerin sayısı 30 bini geçmiş durumda” dedi.
“OLASI BİR DEPREMİN SONUÇLARI ÇOK AĞIR “
İzmir’de karadan ve denizden geçen onlarca fayın bulunduğunu belirten Prof. Dr. Hasan Sözbilir, “İzmir’de karada 17 potansiyeli olan diri fay var. Ayrıca 4 tane de gelecekte deprem üretme potansiyeli olabilecek fay mevcut. Denizde de bir o kadar fay bulunuyor. Yani 40 civarında fay, tehlike oluşturuyor. Yaptığımız çalışmalarda bu fayların arasında 7.2’ye kadar deprem üretebilecek faylar mevcut.
Bunlar arasında Tuzla fayı, özellikle öne çıkıyor. Arkasından Gülbahçe, Seferihisar ve İzmir fayı geliyor. Bu 4 fay, aslında İzmir için en büyük deprem tehlikesini oluşturuyor. Çünkü il merkezine çok yakın bu faylar. İzmir fayı gibi bir kısmı tamamen il merkezinden geçiyor. Olası bir depremde şu anki şartlar altında ciddi can ve mal kaybına yol açabileceğini düşünüyorum” dedi.
‘2 BİN YILDA BİR DEPREM ÜRETEN TUZLA FAYI SÜREYİ DOLDURMUŞ’
DEÜ olarak fayları incelediklerini vurgulayan Prof. Dr. Hasan Sözbilir, “Bu fayları kesip, inceliyoruz. 3-4 yıldan beri gözlemlediğimiz sonuçlar var. Bunlardan biri Tuzla fayı. Yaklaşık 2 bin yılda bir deprem üretiyor. Yaptığımız incelemede bu aralığı doldurmuş. Son depremi 2 bin yıl önce yapmış. Dolayısıyla deprem yapma aralığını doldurmuş” dedi.
‘DEPREM MASTER PLANLARI HAZIRLANIYOR’
30 Ekim 2020 yılı depreminde acılar yaşandığını belirten Prof. Dr. Sözbilir, “İzmir olarak doğal afetlere, depreme karşı hazırlıklı değiliz. Biz özellikle faylar üzerinde çalışmalar yaptık. Hangi zemin deprem sırasında nasıl davranacak, bunu depremden önce belgelemeye çalışıyoruz. Çalışmalar sürüyor. Büyükşehir Belediyesinin yaptığı yapı stoku yönünden çalışmalar var. Özellikle Bornova ve Konak taraflarında. Ama bizim 30 ilçemiz var. İlçelerin tümünde yapmak gerekiyor. Bunun yanında DEÜ olarak bizler, deprem master planları yönünde çalışmalar yapıyoruz. İzmir’in deprem bilişim sistemini oluşturmuş durumdayız. Yani İzmir’in faylarıyla, zeminiyle ilgili bilgiler ortaya konmuş durumda. Bunları yapı stokuyla ilgili bilgilerle birleştirdiğimizde, deprem senaryosu kapsamında, İzmir’de hangi fay çalıştığında neler yaşanacağını önceden görmüş olacağız. Buna göre de kentsel dönüşüm yol haritası ortaya çıkmış olacak” diye konuştu.(DHA)