Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Sakarya’da toplu açılış töreninde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karasu’daki fabrikanın faaliyete geçmesiyle, Arifiye’deki fabrikanın yeni yatırımlar ile büyütülmesiyle Sakarya’yı savunma sanayinin yıldız şehri haline getirme yolunda ilerliyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir dizi ziyaretlerde bulunmak üzere geldiği Sakarya’da toplu açılış törenine katıldı. Toplu açılış törenine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, AK Parti Grup Başkan Vekili Mahir Ünal, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, Sakarya Valisi Çetin Oktay Kaldırım, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce, MHP Grup Başkanvekili Levent Bülbül, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, siyasi partilerin Sakarya milletvekilleri, il protokolü ve vatandaşlar katıldı.
Yapımı 2 milyar 600 milyon lirayı bulan 157 eserin açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sakarya’ya yapılan yatırımları sıraladı. Sakarya’ya son 19 yılda 30 katrilyon liralık yatırım yaptıklarını ifade eden Erdoğan, “Eğitimde 3 bin 366 adet yeni derslik kazandırdık. İkinci üniversiteyi kurduk. Yurt binaları açtık. 44 adet spor tesisi inşa ettik. İhtiyaç sahiplerine 2 milyar lirayı aşan sosyal yardım yaptık. Sağlıkta toplamda 1555 yataklı, 19’u hastane olmak üzere, 52 adet sağlık tesisini şehrimize kazandırdık. Halen 10 adet sağlık tesisinin inşası sürüyor. Şehir hastanesi ile birlikte 100 yataklı acil durum hastanesi inşa ediyoruz. Toplu konutta 7 bin 362 konutu tamamladık. 1139 konutun inşası devam ediyor. Ülkemizin en önemli ulaşım projelerinden biri olan ve 67 kilometresi Sakarya sınırında yer alan Kuzey Marmara Otoyolu’nu tamamladık. Marmara bölgesine taktığımız altın gerdanlık olan bu otoyol ile vatandaşlarımız yüksek standartlı, konforlu ulaşım imkanına kavuşmuştur. İçinde Karasu tünelinin olduğu Kaynarca, Karasu, Kocaali, Ankara hududu bölünmüş yolunun büyük kesimi bitti. Kalan kısımları seneye tamamlıyoruz.
Yapımı devam eden İznik Çevre Yolu dahil, İznik-Mekece yolunun ve tarihi Sangaryos köprüsünün restorasyonunu seneye tamamlıyoruz. Sakarya-Karapürçek yolunu genişletiyoruz. Sakarya’ya sadece hızlı treni getirmekle kalmadık, hızlı tren fabrikasını buraya kurduk. Fabrikamız her türlü hızlı tren setlerini ve modern metro araçlarını üretiyor. Temeli 1995’te atılan Karasu limanını tamamladık ve işletmeye açtık. Adliye binasının ihalesi önümüzdeki ay yapılıyor. Sakarya’da iki baraj, üç gölet inşa ettik. Üç baraj ve üç gölet daha inşa ediyoruz. İnşasının sonuna geldiğimiz Ballıkaya Barağı, Sakarya ile birlikte 23 yerleşim yerinin içme ve kullanma suyu ihtiyacını karşılayacak. Tamamladığımız tesisler ile 44 bin dekar araziyi sulamaya açtık. Yapımı devam eden sulama tesisleri ile 38 bin dekar araziyi daha hizmete açacağız. Sakaryalı çiftçilerimize 2 milyar lira tutarında tarımsal destek sağladık. Son 19 yılda 1 endüstri bölgesi, 4 organize sanayi, 1 teknopark, 24 AR-GE merkezi ve 4 tasarım merkezi kurduk. Şehrimizde bugün 300 bin aktif sigortalı bulunuyor. İnşallah Karasu’daki fabrikanın faaliyete geçmesiyle, Arifiye’deki fabrikanın yeni yatırımlar ile büyütülmesi ile Sakarya’yı savunma sanayinin yıldız şehri haline getirme yolunda ilerliyoruz. Önümüzdeki dönemde her alanda Sakarya’yı her alanda daha büyük hizmetler ile buluşturacağız” şeklinde konuştu.
Merkez Bankası’nın faiz kararına ilişkin değerlendirme
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu dün politika faizini yüzde 25’ten 500 baz puan artışla yüzde 30’a çıkardı. Faiz kararını değerlendiren Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, yıl sonuna kadar faizin yüzde 40 seviyesine yükseltileceğini öngördü. İSTANBUL-Merkez Bankası, Eylül ayında politika faizini yüzde 25’ten 500 baz puan artışla yüzde 30’a çıkarttı. Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu Merkez Bankası’nın politika faizi artışını değerlendirdi. Merkez Bankası’nın 2023’ün kalan üç toplantısında faiz artışlarını sürdürüp, muhtemelen yılı yüzde 40 civarında bir politika faiziyle kapatacak izlenimini verdiğini söyleyen Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu “Böylelikle politika faizinin 2024 yılı beklenen enflasyonun üzerine çıkıp, en azından kâğıt üzerinde pozitif bölgeye geçmiş olacağını öngörüyorum. Karar metninde enflasyonun yıl sonunda tahmin aralığının üst sınırına yakın seyredecek. Bu oranın Temmuz ayı Enflasyon Raporu’nda yüzde 62 olarak belirtildi. Yılın ilk 8 ayında tüketici enflasyonu yüzde 43,06 olarak gerçekleşti, Eylül enflasyonunun da yüzde 5 civarında gelmesi bekleniyor. Bu durumda 2022 Aralık ayına göre tüketici fiyatları yüzde 50 artacak. Yılın son üç ayı için yüzde 8 bir enflasyon payı kalacak ki, yüzde 62 hedefi bu koşullarda gerçekçi görünmüyor. Aylık yüzde 4’lük bir enflasyon yıl sonu tüketici fiyat artışlarını yüzde 69’a taşıyacak” dedi.
“Kredi kartı aylık faizleri yüzde 3’ü aşar” Faizlerin yükselmesiyle kredi kartı faizlerinin de artacağını vurgulayan Kozanoğlu, “Aylık faiz yüzde 3’ü aşacak. İhtiyaç kredisi faizlerinin de yüzde 60’ı buldu. 28 Mayıs seçimlerinde reel geliri düşse de uygun borçlanma koşulları nedeniyle kredi kartı ve tüketici harcamaları sayesinde hayat pahalılığını o denli şiddetli hissetmeyen kesimler için de hem yaşam zorlaşacak, hem de makro anlamda halkın mal ve hizmetlere talebi gerileyecek. Şöyle ki, 8 Eylül itibarıyla bireysel kredi kartı harcamaları yüzde 182 artışla 925 milyar lirayı bulmuştu. İhtiyaç kredileri de yüzde 60 artışla 903 milyar liraya ulaşmıştı. Demek ki kredi kartlarına takla attırarak, ihtiyaç kredisi-kredi kartı limitlerini zorlayarak çetin geçim koşullarına katlanmak da artık imkânsız hale geliyor” diye konuştu.
“Petrol fiyatlarının yüksek seyri 2024’te öngörülen 86,7 dolar ortalama fiyatın aşılabileceği kuşkusunu oluşturuyor” OVP’de 2024 yılı büyümesinin yüzde 4 tahmin edildiğine işaret eden Kozanoğlu, “Enflasyonun yüzde 70 civarından yüzde 33’e kadar gerilemesi ancak talepte keskin bir zayıflamayla olanaklı. Bu durumda da, yüzde 4 büyüme hedefinin tutturulması iyice zor. 2024 cari açığının da OVP’de 34,7 milyar dolar bekleniyor. 2023’ün ilk 7 ayında tüketim malları ithalatı bir önceki yıla göre 10 milyar dolar artışla 25 milyar doları bulmuştu. Uygun borçlanma koşullarına ve düşük kura bağlı olarak kamçılanan bu eğilim, 2024’te büyük olasılıkla dizginlenir. Ancak petrol fiyatlarının yüksek seyri 2024’te öngörülen 86,7 dolar ortalama fiyatın aşılabileceği kuşkusunu oluşturuyor” şeklinde konuştu.
Türkiye genelinde konut imarlı yeni arsaların üretilememesi, kentsel dönüşüm çalışmalarının istenen hızda ilerlememesi, inşaat maliyetlerinin artması ve uygun faizli kredilerin yok denecek kadar az olmasının konut alımını giderek zorlaştırdığını belirten gayrimenkul sektörü temsilcileri, çözümün yine krediye ulaşımın kolaylaşmasından geçtiğini söyledi. BURSA-Gayrimenkul sektöründeki gelişmeler hız kesmeden sürüyor. Her geçen gün sektörü etkileyen hadiselere bir yenisi ekleniyor. Bunların başında Türkiye genelinde konut imarlı yeni arsaların üretilememesi, kentsel dönüşüm çalışmalarının istenen hızda ilerleyememesi, inşaat maliyetlerinin artması, uygun faizli kredilerin yok denecek kadar az olması geliyor.
Son 5 yılın en düşük 8 aylık konut satışlarının yaşandığı bir atmosferde sektör temsilcileriyse çözümü konut kredisine ulaşımda yaşanan zorluğun ortadan kalkmasında buluyor. Elfi Gayrimenkul Kurucusu ve Broker’ı Özkan Aydemir, yeni veya ikinci el konut almak isteyenlerin, uzun vadeli ve uygun faizli krediyi bulmakta zorlandığı için taleplerde ciddi bir düşüşün söz konusu olduğunu dile getirdi.
Sektörün hareketlenmesi için uygun faizli kredi imkanı sunulması gerektiğine işaret eden Özkan Aydemir, KDV oranlarında da düzenlemeye gidilmesi önerisinde bulundu. Piyasadaki arz talep dengesinin yeniden kurulması için kredi konusunun çözülmesinin önemine değinen Aydemir, konut kredilerindeki faizin düşürülmesi ve ev almak isteyenlerin bu kredilere ulaşması şu anki sektörün canlanması için hayati önemde olduğunu yineledi.
Uzun bir süre gayrimenkul sektörü piyasasının belirleyicisinin satıcı olduğunu, artık bu durumun alıcı lehine değiştiğini belirten Aydemir, “İnşaat firmalarının takas yöntemini devreye aldığını biliyoruz. Ya da kendi finansman yöntemlerini oluşturdular. Bu giderek artıyor. Müteahhit firmalar çareyi burada arıyorlar. Hal böyleyken satıcının rolleri dağıttığı bir gayrimenkul piyasasından alıcının karar verici mekanizmanın başına geçtiği bir piyasaya doğru evrildik” diye konuştu.
Ordu’da serbest piyasada fındık fiyatları 100 lira seviyesine ulaşırken, üreticiler fındıklarını depolayacaklarını söyledi. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Arslan Soydan, “Serbest piyasa hızlı bir şekilde yükselişe geçti ve 100 lira seviyelerinde hatta bazı noktalarda üzerinde alım yapan alıcıları görüyoruz, bu yükseliş devam edecektir” dedi.
Selim Kuşcu ORDU-Türkiye’de en fazla fındık üretimimin yapıldığı Ordu’da serbest piyasada fiyatlar 100 lira seviyelerine kadar yükseldi. Üreticiler, fiyatların daha da artacağını düşündüklerini, bu yıl rekoltenin açıklananın altında olduğunu belirterek, mahsullerini depolayacaklarını söyledi.
“Yükseliş hızlı bir şekilde devam edecektir” Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Arslan Soydan, “TMO fındık alımlarına başladığında serbest piyasa 72 liradan alımlara başlamıştı. Şu anda ise bir aya yakın süredir fındık pazara iniyor, serbest piyasa hızlı bir şekilde yükselişe geçti ve 100 lira seviyelerinde hatta bazı noktalarda üzerinde alım yapan alıcıları görüyoruz. Tabi bu yükseliş devam edecektir. Biz üreticilerimize özellikle hasat bittikten sonra ‘ihtiyacınız kadar fındığı pazara indirin’ şeklinde açıklamalarda bulunduk. Üreticilerimiz de bunları dikkate aldı ve bu üreticilerin ellerinde fındıkları duruyor, ihtiyacı olan üreticiler ise pazara fındıklarını indirdi. Şu anda 100 lira seviyelerinde olan fındık fiyatları hızlı bir şekilde yükselecek” diye konuştu.
“Ciddi bir talep var, fındık yok satıyor” Bu yıl rekoltenin düştüğünü ve Türk fındığının kalitesinin diğer ülkelere göre çok yüksek olduğunu aktaran Soydan, “Bahçede görülen fındık ağustos ayında harmana gelmedi. Yani genel bir rekolte düşüşü var. Bu düşüş karşısında gerçekten ülkemizde üretilen fındığa da ciddi bir talep var. Fındık çok önemli bir ihracat ürünü. O açıdan fındık yok satıyor. Üreticinin bu günlerdeki fiyatlar, hasattan hemen sonra bekledikleri fiyatlardı. En azından fındığını elinde bulunduran üreticilerimize yüksek fiyattan sağma fırsatı doğdu” ifadelerine yer verdi.