İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye’de geçen yıl ele geçirilen uyuşturucu maddelerin piyasa değerinin milyar lira değerinde olduğunu belirterek, “Sadece geçen yıl yakaladığımız uyuşturucunun piyasa değeri 165 milyar liradır” dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kırıkkale ilinde bulunan Huzur Köy Bağımlılık Rehabilitasyon Merkezi’nde “Huzur Köy Bağımlılıkla Mücadele Merkezi, En İyi Narkotik Polis Anne ve STK Buluşmaları” programına katıldı. Bakan Soylu’ya Kırıkkale Valisi Yunus Sezer, Kırıkkale Belediye Başkanı Mehmet Saygılı ve diğer ilgililer eşlik etti. Programda, Türkiye’nin çok büyük bir medeniyete sahip olduğunu belirten Bakan Soylu, “İçişleri Bakanı olduktan sonra bu konuyla ilgili bana müracaatlar çok arttı. Bazen seçim için gittiğim mitinglerde, bazen yaptığım il, ilçe gezilerinde çok anne kolumdan tutmuştur ‘ne olur benim oğlumu kurtar’ diye. Defalarca onlara şahit olmuşumdur. Biz büyük ve zengin bir medeniyetin evlatlarıyız. Bizi musibetlerle karşı karşıya bırakmak isteyebilirler. Ayağa kalkmayalım, dünyaya sözümüzü söylemeyelim, medeniyetimizi anlatmayalım, kötülüklerden sakındırmayalım. Etrafımızdaki coğrafyada kadınlara, çocuklara, yaşlılara yapılanlara ‘dur ne yapıyorsunuz?’ demeyelim diye, bütün dünyaya bu ülkenin güçlülüğünü anlatmayalım diye ebetteki hep ayağımızın önüne baktırmak isteyebilirler. Biz bu tuzağa düşemeyeceğiz” diye konuştu.
“Güçlü ve büyük Türkiye’ye ihtiyacımız var” Uyuşturucuyla mücadelede sadece narkotik raporlarına bağlı kalmadıklarını ifade eden Bakan Soylu, “Bizim yapacak çok işimiz var. Özellikle gençlerimize bırakacağız. Yarın daha fazla gaza basacakları ve etrafımızdaki coğrafyaya, medeniyetimizi nakşedecekleri bir güce ihtiyacımız var. Yavaş yavaş o güce kavuşuyoruz. Güçlü ve büyük Türkiye’ye ihtiyacımız var. Bu meselelerden bir tanesi de uyuşturucuyla mücadele etmek. Biz bu meseleyi sadece narkotik raporlarından takip ediyor değiliz. Tüm saha çalışmalarımızda, esnaf ziyaretlerimizde, evladı bu illetin pençesinde olan anne babaların şu kolumuza yapışmış; ‘ne olur evladımı kurtar’ diye haykırışını duymuş, gözyaşlarını görmüş, o sıkıntılarını hissetmiş insanlarız. Biz bu işin önünü arkasını boş bırakamayız” değerlendirmesinde bulundu.
“Dünyaca bilinen önemli hiçbir uyuşturucu maddenin ana uyuşturucusu ve üreticisi Türkiye değildir” Türkiye’nin dünyada üretilen hiçbir uyuşturucunun üreticisi olmadığının altını çizen Bakan Soylu, “Uyuşturucu meselesi Türkiye’ye iki kanaldan zarar vermektedir. Birincisi gençlerimizi zehirliyor. İkincisi PKK terör örgütü başta olmak üzere tüm suç örgütlerini besliyor. Dolayısıyla biz uyuşturucu mücadelesini sağlıklı vermeden ne ülkedeki huzuru ve sükunu tam sağlayabiliriz ne de evlatlarımızı koruyabiliriz. Türkiye olarak bu meselede küresel bir baskı ve sorumluluk altındayız. Bu problem ithal bir problemdir. Dünyaca bilinen önemli hiçbir uyuşturucu maddenin ana uyuşturucusu ve üreticisi Türkiye değildir. Orta Doğu’dan Avrupa’ya doğal uyuşturucu giriyor. Avrupa’dan da Orta Doğu’ya sentetik uyuşturucu giriyor. PKK bunun en büyük sevkiyatçısıdır. Ne yazık ki bu zehirlerin bir kısmı da bizim ülkemizde, bizim gençlerimize sunulmaya çalışılmaktadır. İşte onun için biz bu işi oluruna bırakamayız. Sıfır rakamına ulaşana kadar işimiz bitti demeyiz. Türkiye uyuşturucu meselesinde coğrafi konumu dolayısıyla riski yüksek bir ülkedir. Sadece geçen yıl yakaladığımız uyuşturucunun piyasa değeri 165 milyar liradır” ifadelerini kullandı.
“Gençleri koruma da batıya oranla daha başarılıyız”
Türkiye’nin gençleri uyuşturucu batağından batıya göre daha iyi koruduğunu söyleyen Bakan Soylu, “Türkiye, Avrupa Birliği ülkelerinin uyuşturucu madde yakalamalarının toplamından fazlasını, hatta bazı başlıklarda iki üç katını tek başına yakalamaktadır. Bir yandan da küresel bir terör örgütünün kurduğu küresel bir uyuşturucu ticaret ağıyla mücadele etmektedir. Terör, kaçak göç ve uyuşturucu. Üçünün de kaynağı ve yararlanıcıları aynıdır. Biz bunun üçüyle de mücadele ediyoruz. Bunlara rağmen gençleri koruma da batıya oranla daha başarılıyız. Bunda hem kolluk birimlerimizin başarısı vardır. Hem de inancımızın, geleneklerimizin, maneviyatlarımızın, aile yapımızın payı vardır. Hedefimiz madde bağlantılı can kaybında da, uyuşturucu kullanımında da sıfır rakamına ulaşmaktır. Bu konuda ısrarcıyız” şeklinde konuştu.
“Terör örgütü oradan geçerken, bizimkiler keklik avlayacaklar”
Tendürek Dağı’na kurulacak olan üs bölgesi ile teröre bir darbe daha vurulacağını aktaran Soylu, “Arkadaşlarımızdan ve halktan öğrendim ne öğrendiysem. Doğudaki ve Güneydoğudaki dağları, tepeleri bu milletten öğrendim. Vatandaş bana dedi ki; ‘şurayı kesersen, terörü kesersin’, ‘şuraya karakol kurarsan, hiç merak etme bunlar buradan gelemez’ dedi. Onlar bana ne söylemişse, öğretmişse geldim, profesyonellerin olduğu masaya yatırdım, dedim ki böyle söylüyorlar, siz ne söylüyorsunuz? ‘evet doğru söylüyorlar’ dediler. Biz geçen hafta Tendürek Dağı’nın tepesindeydik. Bırakın Tendürek’in tepesine üst bölgesi yapmayı, orası terör örgütünün en iyi saklanmaya yerlerinden biriydi. Şimdi biz orada yolu yapıyoruz, tam tepesine üs bölgemizi kuruyoruz ekim ayına kadar. Ne olacak? Terör örgütü oradan geçerken, bizimkiler keklik avlayacaklar” dedi.
“Biz 81 ili, 42 kriterle ölçüyoruz”
Uyuşturucuyla mücadelede her ili 42 farklı kategoride incelediklerini belirten Soylu, “Biz 81 ili, 42 kriterle ölçüyoruz her ay. Bunun içerisinde kanalizasyonlardan aldığımız veriler de var. O ilde kaç uyuşturucu operasyonu yaptığımız da var. O ilde 112’ye kaç kişi müracaat etti, ihbarda bulundu o da var. 42 kriteri bir araya getiriyoruz. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar değerlendiriyoruz. Bütün bu çalışmalarla uyuşturucuyla mücadelemizi topyekun başaran ve ülkemizi dünyaya modern, örnek bir ülke konumuna taşıyacağımıza inanıyorum” ifadelerine yer verdi.
TÜİK: Bağımsız yıllık gayrisafi yurt içi hasıla yüzde 5,1 arttı
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), bağımsız yıllık gayrisafi yurt içi hasılanın 2023 yılında yüzde 5,1 arttığını açıkladı.
ANKARA-TÜİK, 2023 yılına ilişkin yıllık gayrisafi yurt içi hasıla verilerini açıkladı. Buna göre; yıllık verilere dayalı olarak hesaplanan bağımsız yıllık gayrisafi yurt içi hasıla, 2023’te bir önceki yıla göre yüzde 5,1 arttı. Üretim yöntemine göre cari fiyatlarla gayrisafi yurt içi hasıla, 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 76,8 artarak 26 trilyon 545 milyar 722 milyon TL oldu. Gayrisafi yurt içi hasılada en yüksek payı, 2023 yılında yüzde 19,5 ile imalat sanayi aldı. İmalatı, yüzde 13,9 ile toptan ve perakende ticaret; motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı ve yüzde 9,5 ile ulaştırma ve depolama sektörü izledi. Yıllık gayrisafi yurt içi hasılada en düşük pay hanehalklarının işverenler olarak faaliyetleri için gerçekleşti.
HANEHALKI NİHAİ TÜKETİM HARCAMALARI YÜZDE 13,6 ARTTI
Yerleşik hanehalkı nihai tüketim harcamaları, 2023 yılında bir önceki yıl zincirlenmiş hacim endeksine göre yüzde 13,6 arttı. Yerleşik hanehalkı nihai tüketim harcamalarının cari değerlerle gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payı yüzde 59,1 oldu. Hanehalkı harcamalarında en yüksek payı alan harcama grupları sırasıyla yüzde 22,8 ile gıda ve alkolsüz içecekler, yüzde 19,7 ile ulaştırma ve yüzde 11,1 ile konut, su, elektrik, gaz ve diğer yakıtlar oldu.
Devletin nihai tüketim harcamalarının gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payı, 2023 yılında yüzde 13,1 olurken, gayrisafi sabit sermaye oluşumunun payı yüzde 31,9 olarak gerçekleşti. Bir önceki yıl zincirlenmiş hacim endeksine göre, devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 2,4 artarken, gayrisafi sabit sermaye oluşumu ise yüzde 8,4 arttı. Mal ve hizmet ihracatı 2023 yılında zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 2,8 azalırken, ithalatı ise yüzde 11,8 arttı. Harcama yöntemine göre cari gayrisafi yurt içi hasıla ana bileşenleri içerisinde toplam mal ve hizmet ihracatının payı yüzde 31,9, ithalatın payı ise yüzde 34,4 oldu.
İŞ GÜCÜ ÖDEMELERİ YÜZDE 116,7 ARTTI
Gelir yöntemiyle gayrisafi yurt içi hasıla hesaplamalarına göre iş gücü ödemeleri, 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 116,7 artarken, brüt işletme artığı/karma gelir yüzde 62,3 arttı. İş gücüne yapılan ödemelerin cari gayrisafi katma değer içindeki payı 2022 yılında yüzde 26,3 iken, bu oran 2023 yılında yüzde 32,5 oldu. Net işletme artığı/karma gelirin payı ise 2022 yılında yüzde 53,7 iken 2023 yılında yüzde 47 oldu.(DHA)
İlk yerli ve milli havadan havaya görüş ötesi füzesi ‘GÖKDOĞAN’dan tam isabet
İlk yerli ve milli havadan havaya görüş ötesi füzesi GÖKDOĞAN, atış testinde hedef uçağı tam isabetle vurdu, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır o anların görüntüsünü paylaştı.
Salih HÜDAVERDİ ANKARA-Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, TÜBİTAK Savunma Sanayii Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü (SAGE) tarafından geliştirilen, ilk yerli ve milli havadan havaya görüş ötesi füzesi GÖKDOĞAN’ın, Hava Kuvvetleri Komutanlığı ile birlikte icra edilen yetenek gösterimi amaçlı atış testi faaliyetlerinde hedef uçağı tam isabetle vurduğunu duyurdu. Paylaşımında “Nice ZAFER’lere” diyen Bakan Kacır, bu anın videosuna da yer verdi.(DHA)
Metrobüs kazası soruşturması: 5 şüpheli tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi
Küçükçekmece’de 1 kişinin öldüğü 51 kişinin yaralandığı Metrobüs kazasın ilişkin gözaltına alınan 8 şüpheliden 5’i tutuklama talebiyle sulh ceza hakimliğine sevk edildi. Metrobüs yolundaki hafif ticari aracın şoförü ve denetim amiri olan Şafak Yıldız ve Metrobüs şoförü Düzgün Murat Çetin’in ifadeleri ortaya çıktı.
Oğuzhan CİN İSTANBUL-Küçükçekmece’de dün saat 08.40 sıralarında D-100 Karayolu üzerinde 2 metrobüs çarpıştı. Çarpışmanın ardından savrulan metrobüsler bariyerlere çarparak durabildi. Kazada 51 kişi yaralanırken ağır yaralı olan 22 yaşındaki Ferhat Uçar kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Kazanın ardından olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında çalışmalarını yürüten İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri dün aralarında metrobüs şoförlerinin de olduğu 10 kişiyi gözaltına aldı. Kazanın ardından gözaltına alınan 4 kişiden 2’si ifadeleri alındıktan sonra savcılık talimatıyla serbest bırakılmıştı. Diğer 8 kişi adliyeye sevk edilmişti.
‘TUTUKLAMA TALEBİYLE MAHKEMEYE SEVK EDİLDİLER’
Küçükçekmece Adliyesi’ne getirilen 8 şüphelinin savcılıkta ifadeleri alındı. Cumhuriyet savcısı, metrobüs sürücüsü Düzgün Murat Çetin, İBB Bölge Müdürü Murat Er, İBB Bölge Müdür Yardımcı Ahmet Yıldırım,
Firma Şantiye Şefi Muhammet Sertaç Kazıcı hakkında ‘taksirle yaralamaya ve ölüme neden olma’ suçundan tutuklama talep ederek sulh ceza hakimliğine sevk etti. Diğer 3 kişi ise ifadelerinin ardından serbest bırakıldı.
ŞÜPHELİLERİN İFADELERİ ORTAYA ÇIKTI
Tutuklama talebi istenilen Metrobüs yolundaki hafif ticari aracın şoförü ve denetim amiri olan Şafak Yıldız ve Metrobüs şoförü Düzgün Murat Çetin’in ifadeleri ortaya çıktı.
‘UYARI LEVHASI DAHA KÜÇÜKTÜ’
Metrobüs yolundaki hafif ticari aracın şoförü ve denetim amiri olan Şafak Yıldız savcılık ifadesinde, “11 senedir İETT’de şoför olarak çalışıyorum. Son 5 senedir metrobüste şoförlük yapıyorum. Son 2 aydır saha amiri olarak görevlendirildim. Olay günü saat 06.00’da Beşyol durağında görevime başladım. Saat 08.00 sıralarında 34 DFL 305 plakalı Fiat Doblo marka otomobille araçla yanıma geldi, aracı ben aldım. Zafer Ömür isimli arkadaşım ile birlikte Küçükçekmece Adliyesi’nin karşısındaki sabit noktada trafiğe kapalı alanda aracı durdurdum. Benim görevim metrobüs yolu çalışmasından ötürü meydana gelecek metrobüs arızalarında veya kazalarda bu araçta bulunan yolcuların mağdur olmaması için olay mahalline başka bir metrobüsün gelerek yolcuların o araca tahliye edilmesidir. 28 Ağustos günü haftalık iznimi kullanıyordum. Salı günü metrobüs sahasındaki bypass yol Beşyol ile Cennet durağı arasında bir yerde bulunuyordu. Küçükçekmece Adliyesi’nin karşısındaki alana açılan bypass yolu ben dün sabah iş başı yaptığımda gördüm, iki günde bir veya günlük olarak metrobüs çalışma alanındaki bypass yol giriş çıkışları değişmektedir. Yolda tamirat yapıldıkça bypass yol kaydırılarak ilerlemektedir. Bununla ilgili araç şoförlerinin bulunduğu telegramdaki kaptanlar grubuna ve çalıştıkları metrobüsün ekranına uyarı mesajları gitmektedir. Ancak bu mesajları kimin gönderdiğini bilmiyorum. Bildiğim kadarıyla İBB metrobüs işletme amirliği tarafından gönderiliyor. Bildiğim kadarıyla metrobüs çalışma alanındaki işletmeler ve dubalar yüklenici firma personeli tarafından konulmaktadır. Olay günü idaremdeki aracın 20 metre önünde, üzerinde iki tane ışıklı uyarı lambası ve dur yazısı yazan dikdörtgen seklinde levha bulunuyordu, bu levhayı da yüklenici firma görevlileri koymaktadır, bunun yerini ben tayin etmiyorum, daha önceki günlerde bu levhanın boyutu ok daha büyüktü, ancak olay günü levha daha küçüktü, benim kazanın meydana gelmesinde bir kusurum yoktur, kazadan ben de son anda kurtuldum, ben Zafer Ömür ile araçta bulunduğum sırada Yenibosna istikametinden gelen metrobüsün fren yaptığını ve tekerlerinden duman çıktığını gördüm. Ancak aracın durmayıp bize çarpacağını düşündüğüm için Zafer ile birlikte araçtan hızla uzaklaştım, metrobüs bizim bulunduğumuz araca çarpmadı, bize çarpmamak için manevra yaptığı sırada karşı istikametten gelen metrobüse yandan sürtmesi sonucu kaza meydana geldi. Kazadan dolayı çok üzgünüm” dedi.(DHA)