Çevre
Bakan Pakdemirli: “Ankara susuz kalmayacak”

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli,” Yılda ortalama 226 milyon metreküp ilave içme, kullanma ve sanayi suyunun iletileceği “Gerede sistemi” Ankara’nın 2050 yılına kadar olan içme suyu ihtiyacının karşılanmasını garanti altına alacak” dedi.
Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından tarımsal sulama ve içme suyu ihtiyacının karşılanması amacıyla devreye alınan projeler Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleşen ’Suyun Gücü Milletle Buluşuyor’ Toplu Açılış Töreninde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından hizmete alındı.
Ankara Gerede Projesi kapsamındaki 3 tesis ile Kırıkkale Sulakyurt Sulama Barajı
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, törende yaptığı konuşmada suyun yaşamın, bereketin ve medeniyetin ismi olduğuna vurgu yaparak, “Su, gıdanın, yeşilin, ormanın güvencesidir. Tarih boyunca medeniyetler yerleşim yerlerini su ve gıda kaynakları etrafında seçmiş ve bu kaynakları yönetmeye çalışmışlardır. Su kaynaklarını koruyup, doğru yöneten toplumlar, medeniyetlerini pekiştirmiş, tarımsal üretimlerini ve güçlerini artırmıştır. Son yüzyılda ise, artan nüfus, sanayileşme ve tarım alanındaki gelişmeyle birlikte suya olan talep her geçen yıl büyürken, su kaynakları üzerindeki baskı da giderek artırmıştır. Bugün su, en önemli mücadele alanlarından biri haline gelmiştir” diye konuştu.

Cumhuriyet tarihinin iki katından fazla barajı bitirdik
Son 19 yılda su alanında adeta devrim niteliğindeki projeleri tamamlamanın gururunu yaşadıklarını ifade eden Bakan Pakdemirli, “Bu dönemde, barajlardan tarımsal sulamaya, içme ve kullanma suyu temininden hidroenerji yatırımlarına kadar binlerce tesisi hizmete aldık ve suyun gücünü milletimizle buluşturduk. 277 Milyar TL’lik yatırımlarla, Cumhuriyet tarihinin iki katından fazla su yatırımları bitirdik. Ayrıca, bugün Ülkemiz, güvenilir içme suyu hizmeti kullanan nüfus oranında yaklaşık yüzde 99 gibi, gelişmiş birçok ülkenin üzerinde bir seviyeye ulaşmıştır” açıklamasında bulundu.
2021 yılını su ve sulama yatırımlarında hamle yılı ilan ettik
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemin sağladığı avantajlarla son 3 yılda sulama alanında 41 milyar TL üzerinde yatırımla 72’i baraj, 46’sı içme suyu olmak üzere toplam bin tesisi hizmete aldık” diyen Pakdemirli sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“2021 Yılını “Su ve Sulama Yatırımlarında Hamle Yılı” ilan ettik. Cumhurbaşkanımızın desteğiyle su yatırım bütçesini 2,5 kat artışla 15,3 milyar TL’ye çıkardık. Atatürk Barajından sonra ülkemizin dolgu hacmi bakımından 2. büyük barajı olan Ilısu Prof. Dr. Veysel Eroğlu Barajını tamamlayarak 2020 yılında hizmete aldık. Yukarı Afrin Barajı ve içme suyu isale hattını Haziran ayı başında tamamladık. 275 metre ile ülkemizin en yüksek barajı olan Yusufeli Barajını inşallah bu yıl içinde bitireceğiz.

Yer üstü depolama tesislerinin yanında, suyun buharlaşmasını önleyerek tasarruf sağlayan yeraltı barajları da inşa ediyoruz. Şu an itibariyle 34 yeraltı barajımız hazır. Bu sayıyı yılsonuna kadar 50’ye çıkarmayı, 2023 yılına kadar ise 150’ye ulaştırmayı hedefliyoruz. Çiftçilerimize basınçlı sulama yatırımlarına bu yıl vereceğimiz desteği iki kat artırarak 300 milyon TL’ye çıkardık. İçme ve kullanma suyu alanında 81 ilimizin tamamında 130 projemiz devam ediyor. İçme suyu ihtiyaçlarını tespit ederek yatırımlarımızı uzun vadeli planlıyor ve suyumuzu geleceğe akıtacak projelerimizi peyder pey hayata geçiriyoruz. 81 il İçme Suyu Eylem Planları hazırlanarak, 44 ilimizin içme suyu sıkıntı yaşaması önlenmiştir. Bu yatırımlar yapılmasaydı bu kurak dönemde 44 ilimiz 2020 ve 2021 yılında susuz kalacaktı. Son 19 yılda içme ve kullanma suyu 2,7 Milyar metreküp daha sağlanmış ve toplamda 4.72 Milyar metreküpe ulaşmıştır. 2023 yılı sonuna kadar da 6 Milyar metreküpe ulaşılmayı hedefliyoruz. Suyla ilgili tüm konuları konuşacağımız ve suyumuzun geleceği planlayacağımız Su Şurası’nı Ekim ayında tamamlayıp, çıkan sonuçlar doğrultusunda suyumuzu en verimli şekilde milletimizle buluşturmaya devam edeceğiz”.
“Ankara içme suyu sıkıntısı yaşamayacak”
Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli, Ankara’yı içme suyu anlamında rahatlatacak Gerede Projesinin de içerisinde olduğu 5 tesisin açılış törenine ilişkin şunları söyledi:
“Bildiğiniz gibi Ankara’nın nüfusu son 10 yılda yüzde 20 artışla yaklaşık 5,7 milyona ulaştı ve su ihtiyacı da giderek büyüdü. Geçmişi 1969 yılına kadar giden ve Dünyanın en uzun içme suyu tünellerinden birisi olan Gerede Tüneli projesini, başlatmak ta, bitirmek te zat-ı devletlerinizin desteğiyle oldu. Açılışını yapacağımız Gerede Sistemi ile Gerede Havzasındaki sular, Ulusu Deresi üzerinde inşa edilen Işıklı Regülatörü ile çevrilerek; 4,5 metre çaplı ve 31 bin 592 metre uzunluğundaki içme suyu iletim tüneli vasıtasıyla Ankara’nın en büyük içme suyu barajı olan Çamlıdere Barajı’na aktarılmaktadır.

Bu su, Gerede Tüneli ile doğal eğimle cazibeli olarak, tek kuruş enerji masrafı yapılmadan Çamlıdere Barajı’na iletilmektedir. Gerede Sisteminden Başkent’e yıllık ortalama 226 milyon metreküp ilave su temin edilerek, 2050 yılına kadar olan içme ve kullanma suyu ihtiyacı karşılanmış olacaktır. Ankara’nın memba kalitesindeki içme-kullanma suyu ihtiyacını karşılayacak olan bu sistemden şu ana kadar Ankara’ya 312 milyon metreküp su verilmiştir. Yani Ankara’nın 8 aylık su ihtiyacı bu sistemden sağlanıyor. Ankara nüfusunun yaklaşık yarısı, içme ve kullanma suyu ihtiyacını 1.2 milyar TL’ye mal olan Gerede Sisteminden karşılayacaktır. Ayrıca Gerede projesi içerisinde yer alan; Işıklı Regülatör Havzası Atık su Arıtma Tesisi ve Atık su Toplama Kolektör Hattının da açılışını yapıyoruz. 19,1 km’lik kolektör hattı ve artıma tesisi ile günlük 8 bin 200 metreküp su arıtılarak tekrar kullanıma sunulacaktır”

Sulakyurt sulaması 5 bin futbol sahası büyüklüğünde bir alanı sulayacak
Kırıkkale’de bulunan Sulakyurt Sulamasının da açılışını yapacaklarını belirten Pakdemirli “2016’da tamamlanan Sulakyurt Barajı’nda depolanan su, Sulakyurt Sulaması projesi vasıtasıyla 25 Bin 700 dekar araziyi, diğer bir deyişle 5 bin futbol sahası büyüklüğünde bir alanı sulayacaktır. Böylece, daha önce kuru tarım yapılan topraklar, artık modern sistemlerle sulanmaya başlayacaktır. Bu yatırım ile yıllık 17 milyon TL gelir artışı elde edilecek ve 2 bin 300 kişiye istihdam sağlanacaktır” diye konuştu.
Çankırı Dereçatı Barajı ile 7 bin dekar tarım alanı modern basınçlı borulu sistemlerle sulanacak
Hizmete alınacak diğer tesis olan Çankırı Dereçatı Barajı’nın ise temelden 50,5 metre yüksekliğe ve 2 milyon 160 bin metreküp depolama hacmine sahip olduğunu vurgulayan Bakan Pakdemirli “Bu baraj ile Dereçatı, Paşaköy ve Yukarıçavuş köylerine ait yaklaşık 7 bin dekar tarım alanı modern basınçlı borulu sistemlerle sulanacaktır. Proje ile yıllık yaklaşık 5 milyon TL gelir artışı elde edilecek ve yaklaşık 1.050 kişiye istihdam imkanı sağlanacaktır. Açılışını yapacağımız tesislerin, Ankara’ya, Kırıkkale’ye ve Çankırı’ya hayırlı olmasını diliyorum” diyerek sözlerini tamamladı.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleşen törene, Erdoğan’ın yanı sıra Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ayşe Ayşin Işıkgece, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, ve Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey de katıldı.
Beğenebilirsin
Çevre
‘Elektrik fırtınası başlıyor’

Meteoroloji’den çok sayıda şehre sarı kodlu uyarı yapıldı
KERİM KOÇ
HABER MERKEZİ-Meteoroloji Genel Müdürlüğü, 17 Mayıs 2025 Cumartesi günü birçok il için sarı kodlu hava durumu uyarısı yayımladı. Özellikle Marmara Bölgesi, Kıyı Ege, Batı Karadeniz kıyıları ile Manisa, Bolu, Karabük ve Samsun çevrelerinde kuvvetli sağanak ve gök gürültülü yağışların etkili olması bekleniyor. İstanbul’da ise sabah saatlerinden itibaren başlayacak yağışların gün boyunca devam edeceği ve yer yer kuvvetli sağanak şeklinde görülmesi tahmin ediliyor.
Meteoroloji yetkilileri, bu bölgelerde yaklaşık 30 bin şimşek ve yıldırım düşme riskinin olduğunu belirterek “elektrik fırtınası” uyarısında bulundu. Ani sel, su baskını, yıldırım çarpması ve ulaşımda aksamalar gibi olumsuzlukların yaşanabileceği vurgulandı. Bu nedenle vatandaşların dikkatli ve tedbirli olmaları gerektiği bildirildi.

Sarı kodlu uyarı verilen iller arasında Afyonkarahisar, Balıkesir, Bilecik, Bursa, Çanakkale, Eskişehir, Isparta, Konya, Kütahya, Manisa, Niğde, Uşak, Aksaray, Karaman, Yalova, İstanbul, Kırklareli, Tekirdağ, Bandırma, Bolu, Karabük ve Samsun bulunuyor. Bu illerde yaşayanların ani sel, su baskını ve yıldırım tehlikesine karşı tedbirli olmaları istendi.
Meteoroloji uzmanları, vatandaşlara açık alanlarda özellikle ağaç altlarında ve yüksek gerilim hatlarının çevresinde bulunmamaları, elektrikli ve elektronik cihazlarını korumaları, şimşek aktivitesi başladığında cep telefonlarıyla konuşmayı bırakmaları yönünde uyarılarda bulundu. Ayrıca, kuvvetli yağış ve fırtınaya bağlı olarak çatı uçması, ağaç devrilmesi gibi risklere karşı da dikkatli olunması gerektiği belirtildi.

Yetkililer, hava koşullarının aniden değişebileceği ve meteorolojik olayların hayatı olumsuz etkileyebileceği konusunda uyarılarını sürdürerek, vatandaşların meteoroloji bültenlerini düzenli olarak takip etmelerini önerdi. Özellikle sürücüler, ani yağış ve yıldırım riskine karşı trafikte daha dikkatli olmaya çağrıldı.
Meteorolojinin yaptığı bu uyarılar doğrultusunda, ilgili bölgelerde yaşayan vatandaşların gerekli önlemleri almaları ve riskli saatlerde mümkünse dışarı çıkmamaları tavsiye ediliyor. Kamu kurumları ve yerel yönetimler de olası afetlere karşı hazırlıklarını tamamladı. Bu kapsamda, ani sel, su baskını ve yıldırım gibi tehlikelere karşı dikkatli olunması önem taşıyor.

Çevre
SAMKUŞ, Kızılırmak Deltası’nda konutlaşmaya izin vermiyor…

SAMKUŞ, Kızılırmak Deltası’nda konutlaşmaya izin vermiyor…
Kızılırmak Deltası’nın yönetim, koruma-kontrol faaliyetlerinin SAMKUŞ’ a devredildiği 2015 tarihinden itibaren alanda mevcut 330 adet yazlık konutun, Samsun Büyükşehir Belediyesi’nce yıkılarak bu alanların eski doğal haline dönüştürülmesi için gerekli çalışmalar yapıldı.
DERLEME: MUSTAFA YUNUS GONCA
SAMSUN/ONDOKUZMAYIS – Sivas’ın İmranlı İlçesinde 3 bin metre yükseklikteki Kızıldağ’dan doğup bin 355 kilometrelik yolculuğun sonunda Samsun’un Bafra İlçesinde denize döküleceği Karadeniz ile buluşur. Denize doğru sürdürdüğü yolculuğu sırasında, bünyesine aldığı kil, kum, toprak, çakıl gibi malzemeleri Karadeniz’ e kadar itina ile taşıyan Kızılırmak yolun sonunda oluşturduğu delta ve kuş cennetiyle dünyanın ilgi odağı.

Samsun’un Ondokuzmayıs, Bafra ve Alaçam ilçe sınırlarında yer alan Kızılırmak Deltası, Türkiye’nin Karadeniz sahilindeki önemli sulak alan ekosistemleri arasında. Yönetim Planı bulunan alanın en önemli sembolleri ise manda ve turna. Deltada,ziyaretçi merkezi, yönetim merkezi, kuş gözlem kuleleri, yürüyüş yolları, kuş gözlem noktaları, Kır lokantaları, Konaklama üniteleri, ürün satış ve tanıtım birimleri, eğitim birimleri bulunuyor.
Kızılırmak Deltası’nda doğal hayatı korumaya yönelik çalışmalar sonucunda çeşitli sınırlara sahip farklı koruma statüleri belirlenmiş durumda. Alanda I., II. ve III. derece doğal sit alanları, Yaban Hayatı Geliştirme Sahası, Uluslararası sözleşme statüsü gereği RAMSAR ALANI statüleri bulunmakta. Aynı zamanda alanın koruma-kullanım kriterlerinin belirli standartlarda yapılabilmesi amacı ile “Kızılırmak Deltası Çevre Düzen Planı” yapıldı.

SULAKALANLAR NEDEN ÖNEMLİDİR ?
Sahip olduğu biyolojik çeşitlilik nedeniyle dünyanın doğal zenginlik müzeleri olarak kabul edilen sulak alanlar; doğal işlevleri ve ekonomik değerleriyle yeryüzünün en önemli ekosistemleridir.
Sulak alanlar; Yeraltı sularını besleyerek veya boşaltarak, taban suyunu dengeler. Sel sularını depolayarak, taşkınları kontrol ederek, kıyıları deniz suyunun girişini önleyerek bölgenin su rejimini düzenler. Bulundukları yörede nem oranını yükselterek, başta yağış ve sıcaklık olmak üzere yerel iklim elemanları üzerinde olumlu etki yaparlar. Tortu ve zehirli maddeleri alıkoyarak ya da besin maddelerini (azot, fosfor gibi) kullanarak suyu temizler. Tropikal ormanlarla birlikte yeryüzünün en fazla biyolojik üretim yapan ekosistemleridir. Başta balıklar ve su kuşları olmak üzere gerek ekolojik değeri, gerekse ticari değerleri yüksek, zengin bitki ve hayvan çeşitliliği ile birçok türün yaşamasına olanak sağlarlar. Yüksek bir ekonomik değere sahiptirler. Balıkçılık, tarım ve hayvancılık, saz üretimi, turizm ve ulaşım olanaklarıyla bölge ve ülke ekonomisine önemli katkı sağlarlar.

RAMSAR SÜRECİ VE TÜRKİYE
Tüm dünyanın “bataklık” dediği, sivrisinek ve hastalık yatağı olarak gördüğü, kurutmaya çabaladığı bir doğal sistemin, sanılanın aksine yararlı ve korunması gereken alanlar olduklarını düşünen bir gurup insan bir araya gelmiştir. Bu küçük gurubun Ramsar’ da toplanma amacı, “bataklık” yerine “sulak alan” demeyi tercih ettikleri bu doğal sistemlerin korunması için, bir uluslararası sözleşmenin ilk adımının atılmasıdır. Müzakereler üç gün sürer ve üçüncü gün yani 2 Şubat 1971, Salı günü, anlaşma metni imzaya hazırdır.
Tarih, 30 Ocak 1971 Hazar Denizi’nin güney kıyısında ki Ramsar kentinde, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 18 ülke ile birlikte, FAO (Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü), UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı) devletler arası kuruluşlar ile uluslararası devlet dışı yapılar (sivil toplum kuruluşları) bu toplantıda yer alırlar. Sözleşmenin ilk halinin resmi adı; “Özellikle Su Kuşlarının Yaşam Alanı Olarak, Uluslararası Sulak Alanlar Sözleşmesi” olmuştur. Kısaca RAMSAR SÖZLEŞMESİ olarak anılacaktır.

TÜRKİYE’NİN RAMSAR ALANI SAYISI 14
1980 yılına gelindiğinde, sözleşmeye ancak 10 ülke daha imza atabilmiştir. Dünya, hala sulak alanları işe yaramaz alanlar olarak görmeye devam etmektedir. 1990’ ların başında insanlar, dünyada yaşanan kuraklıkların, gıda kayıplarının, sel felaketlerinin, biyolojik çeşitlilik kayıplarının sulak alanların tahrip edilmeleri sonucunda oluştuğunu fark etmeye başlar. Bu farkındalığın etkisi, sözleşmeye atılan imzalara da yansır ve 1993 yılına gelindiğinde, üye ülke sayısı 77 olmuştur. Günümüzde, Birleşmiş Milletlere üye olan 193 ülkenin 164’ü Sözleşmeyi imzalayarak, Ramsar Sözleşmesine taraf olmuştur. Türkiye’nin Ramsar Sözleşmesine taraf olması 1994 yılındadır. Türkiye o yıl; Kayseri’ de Sultan Sazlığı, Balıkesir’ de Manyas Gölü, Kırşehir’ de Seyfe Gölü, Mersin’ de Göksu Deltası, Burdur ve Isparta’ da Burdur Gölü’ nü, 1998 yılında; Samsun’ da Kızılırmak Deltası, Bursa’ da Uluabat Gölü, İzmir’de Gediz Deltası, Adana’da Akyatan Gölü’nü, 2005 yılında; Adana’ da Yumurtalık Lagünleri, Konya’ da Meke Gölü’nü, 2006 yılında; Konya’ da Kızören, 2009 yılında; Kars’ ta Kuyucak Gölü’nü, 2013 yılında; Bitlis’ te Nemrut Kalderası ile birlikte Türkiye’ nin RAMSAR ALANI sayısı 14 olur.

YÖNETİM 2015’TE SAMKUŞ’A DEVREDİLDİ
Kızılırmak Deltası sahip olduğu biyolojik çeşitlilik, nadir habitatlar ve bu yaşam alanları ile türler arasındaki ortak yaşam birlikteliği nedeni ile birçok kurumun sorumluluk ve faaliyet alanına girmektedir. Alanın; Yaban Hayatı Geliştirme Sahası ve Ramsar Alanı olması sebebi ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Orman ve Su işleri 11. Bölge Müdürlüğü Samsun İl Şube Müdürlüğü sorumluk ve faaliyet alanı içine girmektedir. Doğal Sit Alanı (I. II. ve III. Derece Doğal Sit) ve Kızılırmak Deltası Çevre Düzen Planı olması nedeni ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Samsun İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü Sorumluluk ve Faaliyet Alanına girmektedir. 2015 tarihinde, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile Samsun Kızılırmak Deltası Koruma ve Geliştirme Birliği (SAMKUŞ) arasında yapılan işbirliği protokolü ile alanın koruma-kontrol, yönetim faaliyetleri SAMKUŞ’a devredilmiştir.

KIZILIRMAK DELTASI DÜNYANIN GÖZDESİ
Kızılırmak Deltası, Türkiye’nin 26 su havzasından biri olan Kızılırmak Havzası içinde yer almaktadır. Bafra Ovası ve yakın çevresi 1810.84 km2’lik drenaj alanına sahip olup hidrolojik olarak 8 tane alt havzadan oluşmaktadır. Kızılırmak Nehri, Türkiye’de, Fırat Nehri’nden sonra ikinci en büyük drenaj havzasına sahip olup deltanın en önemli akarsuyunu oluşturmaktadır. Kızılırmak Nehri dışında deltadaki sürekli akarsuları, Bafra Ovası’nın doğusunda Engiz ve Piliç çayı ile Darboğaz ve Mera dereleri, batısında ise İlyaslı Çayı ile Bedeş, Gökçesu, Söğütlük, Gökçeboğaz ve Uluçay (Alaçam) dereleri oluşturmaktadır. Kızılırmak Deltası’nın batı ve doğu sahilinde, delta ve kıyı oluşumunu meydana getiren doğal şartlar, farklı büyüklüklerde göllerin meydana gelmesini sağlamıştır. Kızılırmak Deltası’nın doğu sahilinde on, batı sahilinde ise iki göl yer almaktadır. Doğu sahilinde, Balık, Uzun, Gıcı, Tatlı, Alıntılı, Paralı, Cernek, Liman, Tuzlu ve Sülüklü gölleri yer alırken batı sahilinde ise Karaboğaz ve Mülk gölleri yer almaktadır.

DELTADA NESLİ TEHLİKEDE 9 TÜR VAR
Kızılırmak Deltası, 355 bitki türü ile ülkemizde bitkiler için önemli bir yaşam alanıdır. Delta, sahip olduğu nadir bitki türlerinden dolayı ülkemizin 122 önemli bitki alanından biri ilan edilmiştir. Alanda bulunan bitki türleri arasında nesli tehlike altında olan dokuz öncelikli tür bulunmaktadır. Nesli “Tehlike altında” türlerinden birisi olan Rhaponticum serratuloides, Kızılırmak Deltası dışında Türkiye’de yalnızca Sakarya Nehri vadisinde bulunmaktadır. Akdeniz ve Batı Karadeniz kıyı kumullarında geniş yayılım göstermesine rağmen soğanlarının toplanması ve kumulların turistik faaliyete açılması yüzünden nesli “Tehlike altında” olan kum zambağı (Pancratium maritimum) da Kızılırmak Deltası’nda bulunan önemli bitki türleri arasındadır. Alanda bulunan ve nesli “Hassas” durumda olan Jurinea kilaea, ülkemizde Karadeniz kıyılarında yalnızca birkaç bölgede bulunmaktadır. Tıbbi öneme sahip olan ve ticareti yapılan göl soğanı (Leucojum aestivum), Kızılırmak Deltası’nda bulunan nesli “Hassas” (VU) durumdaki türler arasındadır.
29 BALIK TÜRÜNE EV SAHİBİ
Kızılırmak Deltası, birçok balık türüne ev sahipliği yapmaktadır. Deltada 11 familyaya ait 29 balık türü tespit edilmiştir. Bu balık türleri arasında özellikle Mersin balıkları (Acipenseridae sp.) büyük önem taşımaktadır. Bunun nedeni, bazı Mersin balıklarının dünya ölçeğinde yok olmaya en yakın durumda olan yok olmak üzere olan balık türleri arasında olmasıdır. Mersin balıklarının ülkemizde Kızılırmak Deltası dışında yalnızca diğer 2 alanda üremeleri, deltanın Türkiye’de türün devamı açısından önemini artırmaktadır. Alanda Mersin balığı (Acipenser gueldenstaedtii), şip balığı (Acipenser nudiventris), sivrişka (Acipenser stellatus) ve Mersin morinası (Huso huso) kayıtları vardır.

Türkiye’de yaklaşık 150 çift yaşamlı ve sürüngen türü bulunmaktadır. Bu türlerin yaklaşık Yüzde 14’ü (9 tür çift yaşamlı, 12 tür sürüngen) Kızılırmak Deltası’nda bulunmaktadır. Deltada sürüngenler, yaprak döken orman ve çalılıkların diplerinden kuru kayalıklara, dere kenarlarındaki ıslak zeminlerden orman katının üzerinde step alanlardaki çayırlıklara kadar değişik alanlarda dağılım göstermektedirler. Deltada bulunan 9 tür çift yaşamlının 2 türü semender ve 7 türü kurbağadır. Alandaki başlıca türler; şeritli semender (Triturus vittatus), pürtüklü semender (Triturus karaelinii), siğilli kurbağa, kara kurbağası (Bufo bufo), yeşil karakurbağası (Bufo viridis), ağaç kurbağası (Hyla arborea), toprak kurbağa, çevik kurbağa (Rana dalmatin) ve Uludağ kurbağası (Rana macrocnemis) olarak sıralanabilir.
Kızılırmak Deltası’nda bulunan 12 sürüngen türünden 2’si kaplumbağa, 5’i kertenkele ve 5’i ise yılan türleridir. Bunlar; küresel ölçekte nesli “Hassas” durumda olan tosbağa (Testudo graeca) ve nesli “Tehlike Altına Girmeye Yakın” benekli su kaplumbağası (Emys orbicularis) alandaki öncelikli sürüngen türleridir. Deltada bulunan sürüngen türleri tosbağa (Testudo graeca), benekli sukaplumbağası (Emys orbicularis), kaya kertenkelesi (Lacerta saxicola), yeşil kertenkele (Lacerta viridis), büyük yeşil kertenkele (Lacerta trilienata), yılan kertenkele (Anguis fragilis), oluklu kertenekele (Ophisaurus apodus), kedigözlü yılan (Telescopus fallax), hazer yılanı (Coluber caspius), küpeli yılan (Natrix natrix), su yılanı (Natrix tessellata), boynuzlu engerek (Vipera ammodytes)’tir.

EN ÇOK KUŞ TÜRÜ BU DELTADA
Türkiye’de 483 kuş türünün bulunduğu bilinmektedir. Kızılırmak Deltası, kuş varlığı açısından son derece önemli bir alandır. Alanda bugüne kadar 354 kuş türü tespit edilmiştir ve bu Türkiye kuşlarının yaklaşık % 73’ine karşılık gelmektedir. Kızılırmak Deltası, kuşların üreme, kışlama ve göçleri açısından önemli bir konuma sahiptir. Delta, temsil ettiği bölgede (Batı Palearktik) tespit edilen kuş türleri ve yoğunlukları bakımında çok özel bir yere sahiptir. Kızılırmak Deltası, sonbahar ve ilkbaharda göç eden kuşlar açısından da çok önemlidir. Kış aylarında yaklaşık olarak 100.000-150.000 adet su kuşu Delta’da barınmaktadır. 1992 yılı araştırması sonucunda tüm deltada yaklaşık 88’i kesin olmak üzere 140 kuş türünün kuluçkaya yattığı belirlenmiştir (Hustings ve van Dijk 1994). Güncel verilere göre alanda 157 kuş türü üremektedir (Kiraz Erciyas Yavuz, kişisel gözlem). Alanda üreyen önemli kuş türleri balaban (Botaurus stellaris), erguvani balıkçıl (Ardea pupurea) kara leylek (Ciconia nigra), kaşıkçı (Platalea leucorodia), boz ördek (Anas strepera), çıkrıkcın (Anas querquedula), Macar ördeği (Netta rufina), elmabaş patka (Aythya ferina), pasbaş patka, (Aythya nyoca), küçük orman kartalı (Aquila pomarina), turna (Grus grus), sazhorozu (Porphyrio porphyrio), uzunbacak (Himantopus himantopus) kocagöz (Burhinus oedicnemus), bataklıkkırlangıcı (Glareola pratincola), çizgili ötleğen (Sylvia nisoria)’dir. Bölgede göç sırasında önemli sayılarda küçük karabatak (Phalacrocorax pygmeus, en fazla 88), küçük akbalıkçıl (Egretta garzetta, en fazla 3200), çeltikçi (Plegadis falcinellus, en fazla 590), dikkuyruk (Oxyura leucocephala, en fazla 1240), küçük martı (Larus minutus, en fazla 41.000) ve akkanatlı sumru (Chlidonias leucopterus, en fazla 3000) izlenebilir. Kızılırmak Deltası’nda yapılan çalışmalar 33 memeli türünün (ülkemizde bulunan memelilerin %20’si) alanda yaşadığını göstermiştir. Alanda bulunan en öncelikli türler arasında nesli küresel ölçekte “Hassas” durumda olan kirpikli yarasa (Myotis emarginatus) bulunmaktadır. Ayrıca deltada küresel ölçekte nesilleri tehlike altına girmeye yakın (NT) Blasius’un nalburunlu yarasası (Rhinolophus blasii), büyük nalburunlu yarasa (Rhinolophus ferrumequinum), Anadolu sincabı (Sicurus anomalus) ve cüce avurtlak (Cricetulus migratorius) bulunmaktadır. Son olarak susamuru da (Lutra lutra) deltada yaşayan ve nesli dünya ölçeğinde tehlike altına girmeye yakın türler arasındadır.

İKİZTEPE ÖRENYERİ KIZILIRMAK DELTASI’NDA
Kızılırmak Deltası ve çevresinde, yerleşim tarihinin aşamalarını ve tarihsel dönemlerin uygarlık birikimlerini yansıtan pek çok arkeolojik ve kültürel esere rastlamak mümkündür. Deltadaki en önemli arkeolojik değerlerin başında, Anadolu ve hatta uygarlık tarihi açısından önemli bir yere sahip olduğu düşünülen İkiztepe ören yeri gelmektedir. Bafra İlçesinin İkiztepe Köyü’nde bulunan İkiztepe ören yerindeki arkeolojik kazılar kapsamında 57 höyük, 6 tane düz yerleşim yeri, 25 adet antik çağile hemen sonrası kalıntısı, 48 tümülüs, 5 kaya mezar, mezarlık, 1 kale, 1 hamam, 1 köprü bulunmuştur.

DELTANIN BÜYÜMESİNİ BARAJLAR DURDURDU
1990 yıllarının başında Altınkaya (1987) ve Derbent (1991) barajlarının yapımı ile Kızılırmak Nehri’nin geçtiği yerlerde aşındırdığı irili ufaklı çakıl, kum, mil ve topraktan oluşan malzemeleri eğimin azaldığı yerlerde biriktirmesi sonucunda oluşan alüvyal malzeme akışı kesilmiş ve deltanın büyümesinin durmasına neden olmuştur. 1990’larda başlayan orman tahribi ve kaçak yapılaşma artarak devam etmiş ve 73 hektar alan üzerinde, 300’ün üzerinde konut yapılmıştır. Alanın, Yönetim, koruma-kontrol faaliyetlerinin SAMKUŞ’ a devredildiği 2015 tarihinden itibaren alanda mevcut 330 adet yazlık konut, Samsun Büyükşehir Belediyesi’nce yıkılarak bu alanlar eski doğal haline dönüştürülmesi için gerekli çalışmalar yapılmıştır.
Asayiş
Sarıyer’de yol çöktü

Sarıyer Maslak’ta Eski Büyükdere Caddesi’nde yol çöktü.
Hasan YILDIRIM – Ahmet YEŞİLMEN – Uğur ŞAHİN
İSTANBUL-Olay, saat 02.41’de Eski Büyükdere Caddesi’nde meydana geldi. Yoldaki çökmenin ardından olay yerine itfaiye polis ve İGDAŞ ekipleri sevk edildi. Güvenlik önlemi alınan alanda doğalgaz sıkışması sonucu küçük çaplı patlama meydana gelirken İGDAŞ ekipleri doğalgazı kesti. Yol trafiğe kapatıldı.

Diğer yandan yolun çöktüğü bölgede hareketlilik sürüyor. Güvenlik önlemi alınan bölgede asfaltın kırıldığı anlar kameraya yansıdı. Asfalt kırıldığı sırada altındaki toprak da kaydı. Saat 10.00 sıralarında asfaltın büyük bir bölümü daha çöktü. Yolun çöktüğü alanın çevresinde polis ve İBB ekiplerinin bekleyişi ve güvenlik önlemleri sürüyor. (DHA)


New York’ta Türk rüzgarı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan 19 Mayıs mesajı: Gençliğin enerjisi Türkiye Yüzyılı’na yön verecek

Bağımsızlık meşalesi Türk gençliğine emanet edildi
Etiketler
Trendler
-
Belediyeler1 sene önce
İlkadım’da doğdu, aday oldu
-
Genel11 ay önce
Gonca, Milli Gençlik Derneği Samsun İl Başkanlığı’na atandı
-
Ekonomi2 sene önce
Gram altın rekor tazeledi
-
Genel2 sene önce
Erkan, MİLAD temsilciliğine atandı
-
Siyaset2 sene önce
Kılıç kesti attı: Tek alternatif Yeniden Refah
-
Genel3 sene önce
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan: Kılıçdaroğlu, 8 saat esrarengiz bir şekilde ortadan kayboldu
-
Belediyeler2 sene önce
“Samsun 2023 yılına damga vuracak”
-
Genel2 sene önce
Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan, ittifaklara kapıyı kapadı