Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Ekonomi

Bebe ve çocuk giyim sektörünün ihracat rotası Avrupa

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) tarafından yürütülen Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi (UR-GE) Projeleri kapsamında önemli ihracat başarıları yakalayan bebe ve çocuk giyim sektörü, yurt dışı pazar payını artırmak için Avrupa ülkelerine odaklanacak. Çin’e alternatif arayışı içinde olan Avrupa’nın son dönemde Türkiye’den siparişlerini artırdığını belirten BTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsmail Kuş, “Avrupa’ya ihracatımızda önemli bir atak yapma fırsatımız var. Fuar ve ikili iş görüşmeleri organizasyonları ile pazardaki konumumuzu daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz” dedi.

BTSO tarafından Ticaret Bakanlığı destekleriyle yürütülen Bebe ve Çocuk Konfeksiyonu Sektörü UR-GE Projelerinin Yürütme Kurulları Ortak İstişâre Toplantısı 1889 Bursa Double F Restoran’da gerçekleştirildi. BTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsmail Kuş, BTSO Meclis Başkan Yardımcısı Metin Şenyurt, BTSO Meclis Üyeleri Mustafa Gürses, Nihat Alpay ve Mesut Okyay ile BEKSİAD Başkanı Ömer Yıldız ve kurul üyelerinin iştirakiyle düzenlenen toplantıda 2021 ve 2022 yılları için yurt dışı faaliyet plânları görüşüldü.

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsmail Kuş, BTSO’nun 21 aktif UR-GE projesi ile Türkiye’nin en fazla UR-GE projesi yürüten kurumu olduğunu söyledi. UR-GE’ler arasında faaliyetlerine ilk başlayan projenin Bebe ve Çocuk Konfeksiyonu Sektörü UR-GE’si olduğunu hatırlatan Başkan Yardımcısı Kuş, “Bebe ve çocuk giyiminde 4. UR-GE projesini de hayata geçirdik. Projelerden ikisi tamamlandı. İki projede ise çalışmalar sürüyor. Bebe ve çocuk giyimi UR-GE projeleri kapsamında şimdiye dek 24 eğitim, 7 danışmanlık, 16 alım heyeti ve 19 yurt dışı pazarlama faaliyeti gerçekleştirdik. Junioshow Fuarımız ile firmalarımıza ürünlerini uluslararası alıcılara sunma imkanı sağladık. UR-GE faaliyetlerinin katkısıyla firmalarımız küresel ticarette önemli bir konuma yükseldi. Pandemi sebebiyle bir süre ara vermek zorunda kaldığımız proje çalışmalarımızı yeniden hızlandırmayı hedefliyoruz” dedi.
Yurt dışı faaliyetlerinde Avrupa ülkelerine odaklanmayı istediklerini belirten İsmail Kuş, “Üretim kalitemiz ve lojistik avantajımız sayesinde Avrupa ile önemli bir ticaret hacmine sahibiz. Pandemi ile birlikte Çin’e alternatif arayışı içerisine giren Avrupa ülkelerinden siparişlerimiz artmaya başladı. Bu trendi sürdürülebilir kılmak için güçlü bir ihracat ve tanıtım atağı yapmamız gerekiyor. İngiltere, Fransa, Sırbistan, İtalya ve İspanya gibi ülkelerde fuar ve ikili iş görüşmeleri organizasyonlarına katılarak Avrupa pazarındaki pozisyonumuzu güçlendirebiliriz” diye konuştu.


BTSO Meclis Başkan Yardımcısı Metin Şenyurt, 2018-2020 yıllarında Türkiye bebe giyim ihracatı yüzde 10,8 azalırken, Bursa’da sektörün ihracatının yüzde 9,38 arttığını kaydetti. Bu başarıda UR-GE projelerinin büyük rolü olduğunu vurgulayan Şenyurt, “Ticaret Bakanlığımız tarafından faaliyetleri ve ihracat başarıları ile örnek olarak gösterilen Bebe Çocuk Konfeksiyonu UR-GE projelerimizde normalleşme ile birlikte çalışmalarımıza yeniden hız kazandıracağız” dedi.
Bebe Çocuk Konfeksiyon Sektörü Sanayici ve İşadamları Derneği (BEKSİAD) Başkanı Ömer Yıldız, UR-GE projeleri kapsamında şimdiye dek gerçekleştirilen 19 yurt dışı pazarlama faaliyetinin tamamının başarılı geçtiğini belirterek, “UR-GE projeleri sayesinde küresel pazarda etkinliğimiz her geçen gün daha da artıyor. Pandemi döneminde aksayan faaliyetlerimize yeniden güçlü bir şekilde devam etmeliyiz” diye konuştu.


BTSO Meclis Üyesi Mesut Okyay ise sektör için Avrupa pazarının önemli olduğunu, bununla birlikte Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu’nda (ECOWAS) yer alan Nijerya, Gana, Mali ve Togo gibi ülkelerin de fırsatlar barındırdığına dikkati çekti. Nüfusla birlikte bölgede talebin de arttığını ifade eden Okyay, ECOWAS ülkelerinde bankacılık alt yapısının diğer Afrika ülkelerine kıyasla daha gelişmiş olduğunu sözlerine ekledi.

Ekonomi

Merkez Bankası’nın faiz kararına ilişkin değerlendirme

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu dün politika faizini yüzde 25’ten 500 baz puan artışla yüzde 30’a çıkardı. Faiz kararını değerlendiren Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, yıl sonuna kadar faizin yüzde 40 seviyesine yükseltileceğini öngördü.

İSTANBUL-
Merkez Bankası, Eylül ayında politika faizini yüzde 25’ten 500 baz puan artışla yüzde 30’a çıkarttı. Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu Merkez Bankası’nın politika faizi artışını değerlendirdi. Merkez Bankası’nın 2023’ün kalan üç toplantısında faiz artışlarını sürdürüp, muhtemelen yılı yüzde 40 civarında bir politika faiziyle kapatacak izlenimini verdiğini söyleyen Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu “Böylelikle politika faizinin 2024 yılı beklenen enflasyonun üzerine çıkıp, en azından kâğıt üzerinde pozitif bölgeye geçmiş olacağını öngörüyorum. Karar metninde enflasyonun yıl sonunda tahmin aralığının üst sınırına yakın seyredecek. Bu oranın Temmuz ayı Enflasyon Raporu’nda yüzde 62 olarak belirtildi. Yılın ilk 8 ayında tüketici enflasyonu yüzde 43,06 olarak gerçekleşti, Eylül enflasyonunun da yüzde 5 civarında gelmesi bekleniyor. Bu durumda 2022 Aralık ayına göre tüketici fiyatları yüzde 50 artacak. Yılın son üç ayı için yüzde 8 bir enflasyon payı kalacak ki, yüzde 62 hedefi bu koşullarda gerçekçi görünmüyor. Aylık yüzde 4’lük bir enflasyon yıl sonu tüketici fiyat artışlarını yüzde 69’a taşıyacak” dedi.

“Kredi kartı aylık faizleri yüzde 3’ü aşar”

Faizlerin yükselmesiyle kredi kartı faizlerinin de artacağını vurgulayan Kozanoğlu, “Aylık faiz yüzde 3’ü aşacak. İhtiyaç kredisi faizlerinin de yüzde 60’ı buldu. 28 Mayıs seçimlerinde reel geliri düşse de uygun borçlanma koşulları nedeniyle kredi kartı ve tüketici harcamaları sayesinde hayat pahalılığını o denli şiddetli hissetmeyen kesimler için de hem yaşam zorlaşacak, hem de makro anlamda halkın mal ve hizmetlere talebi gerileyecek. Şöyle ki, 8 Eylül itibarıyla bireysel kredi kartı harcamaları yüzde 182 artışla 925 milyar lirayı bulmuştu. İhtiyaç kredileri de yüzde 60 artışla 903 milyar liraya ulaşmıştı. Demek ki kredi kartlarına takla attırarak, ihtiyaç kredisi-kredi kartı limitlerini zorlayarak çetin geçim koşullarına katlanmak da artık imkânsız hale geliyor” diye konuştu.

“Petrol fiyatlarının yüksek seyri 2024’te öngörülen 86,7 dolar ortalama fiyatın aşılabileceği kuşkusunu oluşturuyor”

OVP’de 2024 yılı büyümesinin yüzde 4 tahmin edildiğine işaret eden Kozanoğlu, “Enflasyonun yüzde 70 civarından yüzde 33’e kadar gerilemesi ancak talepte keskin bir zayıflamayla olanaklı. Bu durumda da, yüzde 4 büyüme hedefinin tutturulması iyice zor. 2024 cari açığının da OVP’de 34,7 milyar dolar bekleniyor. 2023’ün ilk 7 ayında tüketim malları ithalatı bir önceki yıla göre 10 milyar dolar artışla 25 milyar doları bulmuştu. Uygun borçlanma koşullarına ve düşük kura bağlı olarak kamçılanan bu eğilim, 2024’te büyük olasılıkla dizginlenir. Ancak petrol fiyatlarının yüksek seyri 2024’te öngörülen 86,7 dolar ortalama fiyatın aşılabileceği kuşkusunu oluşturuyor” şeklinde konuştu.

Okumaya devam et

Ekonomi

Serbest piyasada döviz fiyatları

Dolar 27,1380 liradan, euro ise 28,9080 liradan güne başladı.

İSTANBUL-
İstanbul Kapalıçarşı’da 27,1360 liradan alınan dolar 27,1380 liradan, 28,9060 liradan alınan euro ise 28,9080 liradan satılıyor. Son kapanışta dolar 27,03 liradan, euro ise 28,99 liradan satılmıştı.

Okumaya devam et

Ekonomi

Konuta ulaşım giderek zorlaşıyor

Türkiye genelinde konut imarlı yeni arsaların üretilememesi, kentsel dönüşüm çalışmalarının istenen hızda ilerlememesi, inşaat maliyetlerinin artması ve uygun faizli kredilerin yok denecek kadar az olmasının konut alımını giderek zorlaştırdığını belirten gayrimenkul sektörü temsilcileri, çözümün yine krediye ulaşımın kolaylaşmasından geçtiğini söyledi.

BURSA-
Gayrimenkul sektöründeki gelişmeler hız kesmeden sürüyor. Her geçen gün sektörü etkileyen hadiselere bir yenisi ekleniyor. Bunların başında Türkiye genelinde konut imarlı yeni arsaların üretilememesi, kentsel dönüşüm çalışmalarının istenen hızda ilerleyememesi, inşaat maliyetlerinin artması, uygun faizli kredilerin yok denecek kadar az olması geliyor.

Son 5 yılın en düşük 8 aylık konut satışlarının yaşandığı bir atmosferde sektör temsilcileriyse çözümü konut kredisine ulaşımda yaşanan zorluğun ortadan kalkmasında buluyor. Elfi Gayrimenkul Kurucusu ve Broker’ı Özkan Aydemir, yeni veya ikinci el konut almak isteyenlerin, uzun vadeli ve uygun faizli krediyi bulmakta zorlandığı için taleplerde ciddi bir düşüşün söz konusu olduğunu dile getirdi.

Sektörün hareketlenmesi için uygun faizli kredi imkanı sunulması gerektiğine işaret eden Özkan Aydemir, KDV oranlarında da düzenlemeye gidilmesi önerisinde bulundu. Piyasadaki arz talep dengesinin yeniden kurulması için kredi konusunun çözülmesinin önemine değinen Aydemir, konut kredilerindeki faizin düşürülmesi ve ev almak isteyenlerin bu kredilere ulaşması şu anki sektörün canlanması için hayati önemde olduğunu yineledi.

Uzun bir süre gayrimenkul sektörü piyasasının belirleyicisinin satıcı olduğunu, artık bu durumun alıcı lehine değiştiğini belirten Aydemir, “İnşaat firmalarının takas yöntemini devreye aldığını biliyoruz. Ya da kendi finansman yöntemlerini oluşturdular. Bu giderek artıyor. Müteahhit firmalar çareyi burada arıyorlar. Hal böyleyken satıcının rolleri dağıttığı bir gayrimenkul piyasasından alıcının karar verici mekanizmanın başına geçtiği bir piyasaya doğru evrildik” diye konuştu.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.