Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Genel

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay: “(KKTC) bizim gönül coğrafyamız, biriz beraberiz, ayrımız gayrımız yok”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, KKTC’deki Bafra köyü ziyaretinde, “(KKTC) bizim gönül coğrafyamız, biriz beraberiz, ayrımız gayrımız yok. Biriz, beraberiz ve hiçbir ayrımız gayrımız yok” dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Ankara’da temaslarda bulunan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile birlikte KKTC’nin başkenti Lefkoşa’ya dün gelmişti. İki günlük KKTC temasları çerçevesinde Oktay, KKTC Başbakanı Hamza Ersan Saner ile görüşmesinin ardından dün akşam Bafra köyüne geçti. Oktay, Bafra köyü ziyaretinde bölge halkı ile bir araya geldi. Oktay’a ziyaretinde Başbakan Ersan Saner, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Ulaştırma Bakanı Resmiye Canaltay, Mehmetçik Belediye Başkanı Cemil Sarıçizmeli ve Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri’nin yanı sıra bölge vekilleri eşlik etti.

Bafra’da konuşan Oktay, KKTC’nin kalkınması için her alanda yoğun bir çalışma içinde olduklarını vurgulayarak, güçlü bir KKTC inşa etmek için çalıştıklarını kaydetti. Oktay, organize sanayi bölgeleri ile ilgili Türkiye’de dünya genelinde bir tecrübeye sahip olduklarını, bu tecrübenin KKTC’de hayata geçirilmesinin gençlerin ve kadınların istihdamına önemli bir katkısı olacağını, başka yerlere ve ülkelere göçün önleneceğini vurguladı.


Oktay, yaklaşık 2 yıldır KKTC ile yakından ilgilendiğini belirterek, “Ama çalışmaya başladıktan sonra görüyorsunuz ki burası bir zorunluluk, bir iş değil. Sadece iş olduğundan dolayı gidip gelebileceğiniz bir yer değil. Burası bizim gönül coğrafyamız, biriz, beraberiz ve hiçbir ayrımız gayrımız da yok zaten” dedi. Söz konusu gönül bağının her zaman devam edeceğini söyleyen Oktay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın saygı, sevgi ve muhabbetlerini de iletti.

“Buraya geldiğimizde biz başka bir yere değil, kendi evimize geliyoruz”
Oktay, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 20 Temmuz’da Barış ve Özgürlük Bayramı ve Kurban Bayramı’nın ilk gününde KKTC’yi ziyaret edecek olmasının Kıbrıs’a verdiği değerin, Türkiye-KKTC birliği ve beraberliğinin de ciddi göstergesi olduğunu söyledi.
Türk gelenek ve göreneklerine göre bayramın memlekette geçirildiğine dikkat çeken Oktay, “Cumhurbaşkanımızın bayramda buraya geliyor olmasının ziyaretin çok ötesinde bir anlamı var. Buraya geldiğimizde biz başka bir yere gitmiyoruz. Kendi evimize, yuvamıza, kardeşlerimize, memleketimize geliyoruz. Siz de Türkiye’ye geldiğinizde aynı şeyi yapıyorsunuz zaten” ifadelerini kullandı.
Oktay ayrıca, “Buradan bütün dünyaya mesajımız olsun.

KKTC’yi değerlendirirken gerek AB, gerek başka ülkelerin bunu çok iyi bilmesi gerekiyor ki bu işbirliği, herhangi iki devlet, iki ülke arasında değil. ‘Biz’ dememiz tekliğin göstergesi, dolayısıyla burada Kıbrıs Türkü’nün, Kıbrıslı kardeşlerimizin tırnağına zarar gelirse bütün Türkiye ayağa kalkar, bütün Türkiye titrer ve gereğini yapar” diye konuştu.

“Tüm alanlarda çok yoğun çalışmalar içindeyiz”

KKTC’nin kalkınmasına yönelik tüm alanlarda yoğun çalışmalar içinde olduklarını kaydeden Oktay, nerede ne tür talep varsa hepsiyle ilgili yakından çalıştıklarını belirtti. En büyük talebin yollarla ilgili olduğunu gördüklerinde “yolları yapacağız” dediklerini ifade eden Oktay, KKTC’nin her bölgesinde yol çalışmalarının fiilen başladığını söyledi. Oktay ayrıca, Lefkoşa ile ilgili ilk yolun açılışını yapacaklarını, Karpaz dahil köy yollarıyla ilgili çalışmaların da en kısa sürede tamamlanacağını dile getirdi.
Su tünelini açtıklarını kaydeden Oktay, yıl sonuna kalmadan Güzelyurt Ovası’na su vermeye başlamayı hedeflediklerini söyledi. Mesarya Ovası’nın muhteşem bir ova olduğunu belirten Oktay, ovanın doğru değerlendirildiğinde geliri birkaç kat artıracağını ve refah seviyesini başka bir boyuta taşıyacağını ifade etti. Ovadaki sıkıntının sulamayla ilgili olduğunu vurgulayan Oktay, şunları kaydetti:


“Bizim arzumuz bu kısmın da sulanması, o proje de başlıyor. Projenin 3-4 yıllık tamamlanma süresi var. Bu süre içinde bunu da tamlamayacağız, size iş olarak, aş olarak dönecek, gelir olarak dönecek.”
Konuşmasında sağlık alanındaki çalışmalara da değinen Oktay, salgın döneminde acil durum hastanesinin 45 günde yapıldığını belirterek, tüm ülkenin ihtiyacını giderecek 500 yataklı hastanenin temelini de yıl bitmeden atmak istediklerini söyledi.
E-devlet ile ilgili Türkiye’deki tecrübeyi KKTC’ye aktaracaklarını belirten Oktay, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gelişinde e-devletin biten kısımlarının hizmete açılacağını ifade etti. Oktay e-devletin, kamu hizmetleri yanında ülkede üretilen ürünlerin dünya pazarına çıkmasının önünü açacağını aktardı. Her sektörde ciddi çalışmalar gerçekleştirildiğini ifade eden Oktay, gençlerle ve kadınlarla ilgili istihdam oluşturacak alanların önemine değinerek, Türkiye’de dünya ölçeğinde tecrübeleri olan organize sanayi bölgelerini KKTC’ye taşımak istediklerini kaydetti.
Oktay, konuşmasının ardından vatandaşların dile getirdiği sorunları dinledi. Mehmetçik Belediye Başkanı Cemil Sarıçizmeli ise ziyareti için Oktay’a teşekkür ederek, Mehmetçik Belediyesi ve belde ile ilgili bilgi verdi. Sarıçizmeli, Türkiye Büyükelçiliği, KEİ, katkıları ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gösterdiği hassasiyetle bölgede önemli yatırımlar yapıldığını belirterek, teşekkür etti.


Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Asayiş

Ankara’da 3 emniyet görevlisinin evlerinde arama yapıldı

Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne yönelik soruşturmada adı geçen ve İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırılan 3 emniyet görevlisinin evlerinde arama yapıldı.

Eda KOÇ
ANKARA-Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin 61 sanığın yargılandığı davaya, Ankara 32’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından devam ediliyor. Suç örgütü ile ilgili iddialarda adı geçen ve Ayhan Bora Kaplan’ın avukatı ile buluştukları iddiası sosyal medyada yer alan Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı M.Ç., Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü K.Ö. ve Şube Müdür Yardımcısı Ş.D., İçişleri Bakanlığı tarafından geçen hafta görevden uzaklaştırıldı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Ankara’daki bir organize suç örgütüyle ilgili sosyal medyada yer alan iddiaların açıklığa kavuşturulabilmesi için İçişleri Bakanlığımızca görevlendirilen mülkiye müfettişlerince, soruşturmanın selameti açısından Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü ve Müdür Yardımcısı görevlerinden uzaklaştırılmışlardır” denildi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından da 3 emniyet mensubu hakkında resen soruşturma başlatıldı. ‘Suç işlemek için anlaşmak’, ‘Adil yargılamayı ve tanığı etkilemeye teşebbüs’, ‘Görevi kötüye kullanma’ ve ‘Suçluyu kayırma’ suçlarından yürütülen soruşturma kapsamında emniyet görevlilerinin evlerinde arama ve el koyma işlemi yapıldı. Aramalarda bazı dijital materyallere el konuldu.

Soruşturma sürdürülüyor.(DHA)

Okumaya devam et

Genel

Yargıtay yeni başkanı Ömer Kerkez oldu

Yargıtay yeni başkanı 37’nci tur oylamada, 3’üncü Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez oldu.



Okumaya devam et

Çevre

DAUM Müdürü Doç. Dr. Sümer, İzmir Fayı’na dikkat çekti

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Deprem Araştırma ve Uygulama Merkez (DAUM) Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer, İzmir’de 6’nın üzerinde deprem üretebilecek 25’e yakın fayın olduğunu belirtti. İzmir’in son büyük depremini 1688 yılında yaşadığını ifade eden Doç. Dr. Sümer, “Depremin hangi fayda olduğunu bilmiyoruz. Eğer İzmir Fayı’nın Balçova segmentinde ya da Pınarbaşı segmentiyle beraber meydana geldiyse, o zaman İzmir Fayı özelinde rahatız demektir. Eğer 1688 depremi, Uzunada Fayı’nda olduysa, İzmir Fayı’nın zamanı gelmiş demektir. Çünkü bu fayda tespit edilen son deprem, 1510 yıl önce, 178 yılında. Dolayısıyla İzmir Fayı’na dikkat edilmesi gerekiyor” dedi.

KADİR ÖZEN
İZMİR-Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkez (DAUM) Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer, İzmir‘i etkileme olasılığı bulunan karada ve denizdeki fayların etkisiyle ilgili bilgi verdi. Son 20 yıllık sürece değinen Doç. Dr. Ökmen Sümer, “Sadece İzmir özelinde değil, Ege yani Türkiye’nin batı kıyılarında 2002 ve 2004’te başlayan bir süreç var. Gökova Körfezi’nde bir deprem fırtınasıyla başlayarak, 2017’de Bodrum’da sürüp 2020’de bildiğiniz gibi İzmir depremi ve 2022’de Buca depremleriyle kuzeye taşınan bir hareketlilik söz konusu. Bu da özellikle kuzeyde deprem beklediğimiz faylar üzerindeki stresin de artmasına neden oluyor. Bu durumdan her fay, eşit miktarda etkilenecek anlamına gelmiyor” diye konuştu.

‘İZMİR’DE 6’NIN ÜZERİNDE DEPREM ÜRETEBİLECEK 25’E YAKIN FAY VAR’

Dokuz Eylül Üniversitesi olarak, hangi fayların nasıl etkilendiğini yaptıkları çalışmalarla az çok ortaya çıkardıklarını vurgulayan Doç. Dr. Sümer, “Şimdi hangi faylar tehlikeli? Öncellikle ilk önce tehlikesiz olanlardan bahsedelim. İzmir’de 6’nın üzerinde deprem üretebilecek 25’e yakın fay var. Gülbahçe Fayı, Yağcılar Fayı, Tuzla Fayı’nın güney segmenti gibi faylar deprem üretmişler, tarihsel dönemlerde. Yani 1389, 1040 gibi, MS 47 gibi. En son 1992’de Doğan Bey’de yaşadığımız deprem gibi. 2005’te özellikle Gülbahçe’nin güneyinde yaşadığımız 5.9’luk depremler gibi. Bu faylarda deprem tekrarlama periyoduna baktığımızda rahat faylar olarak değerlendirebiliriz. Çünkü Ege’nin tamamına baktığımızda, buradaki fayların 1500 ila 2 bin yılda bir, 7’ye yakın bir deprem ürettiğini gösteriyor. Gülbahçe Fayı, Yağcılar Fayı, Tuzla Fayının güney segmentinde deprem olmuş, o nedenle orada çok büyük deprem riski beklemiyoruz” ifadelerini kullandı.

‘ÖNCE HAVZADA ÇALIŞMA YAPMAK GEREKİYOR’

Nelere dikkat edilmesi gerektiğini de anlatan Doç. Dr. Ökmen Sümer, “İki şey çok önemli. Deprem ne zaman ve ne büyüklüğünde olacak? Bu sorular önemli. Ama öncelikle deprem olsun olmasın ilk yapmamız gereken şey, deprem bilincini geliştirmek. Bunu ilköğretim seviyesinden itibaren yapmak. Yani sosyal sorumluluk projeleriyle halkımızı deprem konusunda eğitmemiz gerekiyor. Depremde nasıl davranacaklarını bilmeliler ki bu ikincisi ve en önemlisi. Özellikle yerel yönetimlere çok büyük bir sorumluluk düşüyor. Mikro bölgeleme çalışmaları önemli. Büyük alanlarda yapılacak yer bilimsel çalışmalar olmadan mikro bölgelemeye gitmek bizi geriletebilir. Yapılması gereken, önce büyük alanlardaki yer bilimsel verileri toparlamak. Havzaya bakacağız. Bilimsel verilerini çıkartacağız. Sonra bizim yönelebileceğimiz yerlerde mikro bölgeleme çalışmaları yapacağız. Yeni yer bilimsel verilerini oluşturmalıyız. Dolayısıyla Konak gibi özellikle Kaşıyaka ve Mavişehir gibi alanlarda bizim Bornova Havzası’nda yaptığımız gibi büyük alanlardaki yer bilimsel verilerin mutlaka elde edilmesi gerekiyor” diye konuştu.


Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.