Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Sağlık

Dişlerde tam seramik devri

Estetik beklentilerin artmasıyla, diş restorasyonlarında daha sık kullanılmaya başlanan tam seramik, sağlıklı ve estetik bir gülüş vaat ediyor.
Gülümseyebilmek hayatı güzelleştiren en özel detaylardan biri. İyi hissettirecek güzel bir gülüşün anahtarı ise sağlıklı ve güzel dişler.

Günümüzde diş hekimliği teknolojisindeki ilerlemeler sayesinde artık sağlıklı estetik dişlere sahip olmak daha kolay. Öyle ki insanlarda artan estetik beklentiler diş tedavilerinde kullanılan materyal ve teknolojileri de yönlendiriyor. Yakın Doğu Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Hastanesinden Yrd. Doç. Dr. Burcu Günal Abduljalil, diş tedavilerinde kullandıkları tam seramik kron ve köprü restorasyonların, sağlıklı, doğal ve estetik görünümlü dişlere ulaşmak için başarının kapılarını açtığını söylüyor.

Metal alt yapı desteğine sahip seramik restorasyonlar estetik beklentileri karşılayamıyor

Diş restorasyonlarında uzun zamandır metal alt yapı desteğine sahip seramik restorasyonlar kullanıldığını ve bu uygulamaların hala başarıyla devam ettiğini hatırlatan Dr. Abduljalil, “Ancak günümüzde, metal alt yapıları nedeniyle bu uygulama, estetiğin ön plana çıktığı bölgelerde beklentileri karşılamakta yetersiz kalıyor. Estetik diş hekimliğine olan ilginin artması ile birlikte metal destekli seramik restorasyonların alternatiflerinin gelişimi hızla devam ediyor” ifadesini kullanıyor.

Diş estetiği için tam seramik tercih ediliyor

Estetik beklentileri karşılamak içinse diş tedavilerinde tam seramik uygulamalar her geçen gün yaygınlaşıyor. Tam seramiğin tercih edilmesinin sebepleri arasında ise ağız içi dokularla mükemmel biyouyumluluğu, estetik özellikleri, yapısal dayanıklılığı, düşük ısı iletkenliği gibi özellikleri ön plana çıkıyor. Burcu Günal Abduljalil, tam seramik restorasyonların içeriklerine göre cam seramikler ve oksit seramikler olarak ikiye ayrıldığını söylüyor. Cam seramikler, özellikle estetiğin önem gösterdiği ön bölge tek diş restorasyonlarda tercih ediliyor. Oksit seramiklerde ise malzemenin mekanik özellikleri geliştirilmiştir ancak cam seramiklere kıyasla ışık geçirgenliği daha düşük.

“Tam seramik restorasyonların tedavi sürecinde dişsiz kalınmıyor.”

Genel olarak hastaların tedavi süreci için korku ve endişe duyduklarını söyleyen Abduljalil, tam seramik restorasyonlarının korkulacak bir yanı olmadığını anlatıyor:
“Tam seramik restorasyonların tedavi sıralamasında öncelikle, hastanın dişeti sağlığının sağlanması gerekiyor. Dolgu, çürük yada diş taşı gibi işlemler yapıldıktan sonra, tam seramik restorasyonların rengi seçilerek tedavi başlanılıyor. Daha sonra diş şekillendirme işlemi yapılıp ağız ölçüsü alınarak laboratuvar aşamasına geçiliyor. Seçilen uygun tam seramik materyali hassas bir şekilde laboratuvarda üretiliyor. Önce hastanın ağzı içerisinde alt yapı provası yaparak dişin uyumu kontrol ediyoruz. Her şey tamamsa restorasyon bitirilmesi için laboratuvara yollanır ve aynı gün içerisinde son aşamaya geçilir. Son aşama ise, restorasyonun diş yüzeyi üzerine yapıştırılması işlemidir. Aynı zamanda işlemler süresince hastaya geçici bir restorasyonun yapılması için diş kesimi ve ölçü alınır. Geçici restorasyon aynı gün içerisinde hastaya uygulanır. Dolayısıyla dişsiz kalma gibi bir durum oluşmaz.”

Tam seramik restorasyonlar uygulandıktan sonra nelere dikkat edilmeli

Diş sıkma, gıcırdatma gibi alışkanlıkları bulunan hastalarda tedavi sonrası koruyucu amaçlı gece plağı kullanılması gerektiğini söyleyen Abduljalil, “Restorasyonların bakımı, hastanın kendi doğal dişlerinin bakımından farklı değildir” dedi.
Tam seramik dişlerin, düzenli olarak uygulanan iyi bir ağız bakımı sayesinde (günde 2 kere dişlerin doğru teknikle fırçalanması, dişlerin ara yüzeylerinin temizlenmesi için diş ipi ya da ara yüz fırçası kullanımı ve ağız bakım suyunun kullanımı), uzun yıllar boyu rahatlıkla kullanılabildiğini söyleyen Dr. Abduljalil, “Köprü restorasyonu yapılan hastalarda dişsiz bölgenin temizliğinin sağlanabilmesi için geliştirilmiş özel diş ipi kullanılmalıdır. Hasta normalde de yapılması gerektiği gibi düzenli olarak (altı ayda bir) diş hekimini ziyaret etmelidir” uyarısında bulundu.

Ekonomi

Malzeme alınamadığı için ameliyatların iptal edildiği üniversite hastanesi, borçlarını sıfırladı

Medikal firmalarına biriken 3,3 milyar liralık borçları nedeniyle 2018’den 2021 yılına kadar malzeme alınamadığından birçok ameliyatın ertelenip iptal edildiği Akdeniz Üniversitesi Hastanesi, borçlarını sıfırladı. Medikal firmalarının teşekkür için ziyaret ettiği Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan, “Çok uzun zamandan bu yana üniversite hastanesi tarihinde ilk defa hiç borcu olmayan bir dönem yaşandı. Şu anda hiçbir sorun yok” diye konuştu.

 Alparslan ÇINAR
ANTALYA-Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde, 2018 yılında biriken borçları nedeniyle ameliyat yapılamaz hale geldi. Birçok hayati operasyon malzeme temin edilemediği için ya iptal edildi ya da ertelendi. Hastanenin malzeme temini için açtığı ihalelere medikal firmaları katılmazken katılanlar da alacaklarının uzun vadede ödeneceğini öngördükleri için yüksek fiyatlar istedi. Yaşanan sorunlar nedeniyle 2018’den 2021 yılına kadar Sağlık Bakanlığı’na konuyla ilgili çokça şikayet gitti. Bazı medikal firma işletmecileri, alacaklarını tahsil edemedikleri gerekçesiyle hastane önünde eylemler yapıp seslerini duyurmaya çalıştı. 2021 yılında üniversite yönetiminin değişmesiyle, ilk gündem maddesi de ödenemeyen borçlar oldu. Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, ilk olarak tasarrufa giderek borçları ödemeyi amaçladı ve 3 yıl içinde borçlar sıfırlandı.

Daha önceleri eylem yapmak ve alacaklarını tahsil edemedikleri için şikayetçi olmak üzere hastaneye giden medikal firması sahipleri borçlar sıfırlanıp 1 yıldır da düzenli ödeme aldıkları için bu kez teşekkür ziyaretine gitti. Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan’ı makamında ziyaret eden medikal sektörü temsilcileri, iş birliklerinin devamını diledi. Ziyarete dair konuşan Prof. Dr. Özlenen Özkan, “Çok şaşırdım, beklemiyordum böyle bir ziyaret. 2021 yılı Ağustos ayında göreve geldik ve 3,3 milyar TL’lik borç vardı. Bunu ödememiz gerekiyordu. Tasarruf yaparak ödeme planı çıkardık ve bugün hiç borcumuz yok” diye konuştu.

Hastaneyi bugünlere getirmek için çok çabaladıklarını anlatan Prof. Dr. Özkan, “Elektrik ve su faturalarımızda tasarrufa gittik. En ideal hasta bakıcı, personel nasıl kullanılır bunu hesapladık. Ciroları artırdık ve borçlarımızı ödedik. Ameliyat sayımız 2 katına çıktı. Sağlık turizmi gelir artışımız 20 kat arttı” dedi.(DHA)


Okumaya devam et

Genel

Temizlenmeyen su sebillerinde hastalık riski

Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Bekir Uygun, “Bakımları yapılmayan sebillerde rotavirüs, norovirüs, Hepatit A, Hepatit E gibi virüsler saptanabiliyor. Bunlar ishal, kusma ve bağırsak enfeksiyonlarına neden olabilir” dedi.

Semih ERSÖZLER
ANTALYA-Yaz aylarında hava sıcaklıklarının artmasıyla soğuk suya talep de artıyor. Özellikle birden çok kişinin bulunduğu ortamlarda soğuk ve sıcak su için su sebilleri tercih ediliyor. Ancak temizliği yapılmayan sebiller bir süre sonra hastalıklara davetiye çıkarıyor. 3 ayda periyodik temizlikleri yapılması gereken sebiller, temizlenmediği takdirde bakteri ve virüs üretebiliyor.

‘TEMİZLENMEZSE YOSUN TUTABİLİR, BAKTERİ, VİRÜS VE MANTARLAR ÜREYEBİLİR’

Medical Park Antalya Hastane Kompleksi’nde Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Bekir Uygun, “Su sebilleri hayatı kolaylaştırıyor ancak periyodik bakımlarının yapılmış olması gerekiyor. Üretici firmaların söylediği doğrultuda bakımlarının yapılması gerekiyor. Kimyasal ürünlerin geçtiği yerlerin tahriş etmemesi gerekiyor. Belli periyotlarda temizlenmediği sürece derelerde olduğu gibi, yosun tutabilir, bazı bakteri virüs veya mantarların üremesine neden olabilir. Bununla birlikte kişilerde ishal, Hepatit A, Hepatit E gibi hastalıklara neden olabilir” diye konuştu.

‘3 AYDAN ÖNCE DE BAKIM YAPILABİLİR’

Kullanılan suyun sertliğinin ve bakteri içerip içermediğinin de önemli olduğunu belirten Dr. Uygun, “Bu da suyun geçiş yolunun tahribatına sebep olabilir. Bakımında kullanılan suya göre belirlenmesi gerekiyor. Yani illa 3 ay olması gerekmiyor, bazen daha sık aralıklarla yapmak gerekiyor. Bu durumlarda su sebillerinden rotavirüs, norovirüs saptanabiliyor. Bunlar özellikle yaz aylarında bağırsak enfeksiyonlarına, ishale, kusmaya sebep olabilir. Bazen de Hepatit A, Hepatit E gibi hastalıklara neden olabilir. Özellikle toplu yerlerde su sebillerini kullanmak büyük kolaylık sağlıyor, sadece kurallarına uymak gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Temizliğin nasıl yapılması gerektiğini anlatan Antalya Tüp ve Su Dağıtıcıları Derneği Başkanı Halil Mert ise “Sebillerin 3 ayda 1 düzenli temizlenmesi tavsiye ediliyor. Bunu çoğu kişi bilmiyor, ilk kez bizden duyuyorlar. Biz vatandaşlarımızı bu konuda uyarmaya çalışıyoruz. Sıcaklarla artan yosunlaşmadan nedeniyle temizlik talebi arttı. Sudaki koku ve tat değişimlerinin sebebi de bu temizlikten kaynaklanıyor. 200 ila 250 lira arasında bir fiyatı var ancak vatandaşlar uygun solüsyonu alarak bu temizliği kendisi de yapabilir” dedi.(DHA)

Okumaya devam et

Sağlık

Prof. Dr. Özlü: İsteyen herkes sigarayı bırakabilir

GÖĞÜS Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, “31 Mayıs, Dünya Sigarasız Günü. Herkes eğer isterse sigarayı bırakabilir. Milyonlarca kişinin yapabildiği bir şeyi sizin yapmamanız için hiçbir sebep yok. Kendinize haksızlık etmeyin, isteyen herkes sigarayı bırakabilir” dedi.

Selçuk BAŞAR

TRABZON-Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, Dünya Sağlık Örgütü tarafından ilan edilen ’31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü’ kapsamında açıklama yaptı. Prof. Dr. Özlü, “Dünya Sağlık Örgütü araştırmalarına göre dünyada 1,3 milyar kişi tütün ürünü kullanıyor. Her gün 22 bin kişi, her yıl ise 8 milyon kişi tütünden dolayı hayatını kaybediyor. Sigarayı bırakmak isteyip de bırakamayan hiçbir kimse yoktur. Ancak sigarayı bırakamayacağını düşünen insanlar vardır. Bırakamayan insanlar yoktur. Bugün dünyada yaşayan milyonlarca insan önceden sigara içtiği halde şu anda içmemektedir. Sadece Fransa’da, Britanya’da yapılan bazı çalışmalar, 1 milyondan fazla kişinin 1 yıl içinde sigarayı bıraktığını bize göstermektedir. Yani milyonlarca kişinin yapabildiği bir şeyi sizin yapmamanız için, yapamamanız için hiçbir sebep yok. Kendinize haksızlık etmeyin, isteyen herkes sigarayı bırakabilir” diye konuştu.

‘İSTEK VE KARARLILIK ÇOK ÖNEMLİ’

Hekimler olarak sigarayı bırakmakta zorlanan kişilere destek olmaya hazır olduklarını da kaydeden Prof. Dr. Özlü, “Burada en önemli şey gerçekten sigarayı bırakmanız gerektiğine inanmanızdır. Kendinizi ikna etmenizdir. Bırakma sebeplerini dikkatli bir şekilde gözden geçirmeniz, ‘Artık yeter ben bundan kurtulacağım’ kararlılığına ulaşmanızdır. İstek ve kararlılık çok önemli. Tabii bırakma denemelerinde başarısız kalmış olabilirsiniz. Daha önce sigarayı bırakmayı deneyip başaramamış olabilirsiniz. Hiç sorun değil. Genelde bırakanlar da zaten 3-4 denemeden sonra daha başarılı bir bırakmayı gerçekleştirmektedirler. Eğer kendi başınıza bırakamıyorsanız biz hekimler size bu konuda destek olmaya her zaman hazırız; sizin yanınızdayız. Sigarayı bırakma sürecinde özellikle ilk 15-20 gün içerisinde yoksunluk, özellikle nikotine bağlı yoksunluk belirtileri ortaya çıkabilir. Bazı kişiler özellikle nikotin bağımlılığı çok yüksek olan kişilerde sigara kesildikten sonra da birtakım sorunlar yaşanabilir. Bu sorunlarla başa çıkmanın da yolları var. Gerektiğinde nikotin replasman tedavileri ya da birtakım ilaçlarla bu yoksunluk semptomları ortadan kaldırılabilir. Yeter ki siz isteyin; sigarayı bırakabilirsiniz” dedi.(DHA)

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.