Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Ekonomi

Rosatom, Bolivya’da Nükleer Araştırma Reaktörü Kompleksi inşa ediyor

Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu Rosatom, Güney Amerika ülkesi Bolivya’da Nükleer Araştırma Reaktörü Kompleksi inşa ediyor.

Çokuluslu Bolivya Devleti Başkanı Luis Alberto Arce Catacore ve Rosatom’un Kurumsal Gelişim ve Uluslararası Ticaret Birinci Genel Müdür Yardımcısı Kirill Komarov, Nükleer Araştırma Reaktörü Kompleksi’nin temel atma törenine katılarak, Nükleer Teknoloji Araştırmaları ve Kalkınma Merkezi’nin (CNTRD) temel parçasının inşaat çalışmalarını başlattı.
Kirill Komarov ve Luis Arce törenin ardından, merkezin projeyi hayata geçirme programı kapsamında birkaç ay içinde devreye alınacak 1’inci ve 2’inci etap tesisleri olan Preklinik Siklotron Radyofarmasötik Kompleksi’ni (CRPC) ve Çok Amaçlı Gama Işınlama Merkezi’ni (MIC) gezdi.

Nükleer enerji sektöründe bir ilk

Rosatom’un pandemi kısıtlamalarına karşın inşasına son sürat devam ederek hayata geçirilmesini sağladığı CNTRD projesi, nükleer enerji sektöründe bir ilk olma özelliği taşıyor. Deniz seviyesinin 4 bin metre üzerinde yer alacak olan merkez, halihazırda dünyadaki en büyük nükleer tesis niteliğinde. Merkezin inşası Bolivya’da bilim, tıp, tarım ve eğitimin gelişimine büyük katkı sağlayacak olmasının yanı sıra, El Alto ve La Paz kentleri sakinleri için 500’ün üzerinde kalifiye iş imkanı da sağlayacak. CNTRD ayrıca, radyofarmasötiklerin üretimine de katkıda bulunarak onkoloji alanında yılda 5 binden fazla tanı ve tedavinin yürütülmesine imkan verecek.
Merkezde, kalitelerini yükseltmek, raf sürelerini uzatmak ve ihracatı büyük ölçüde artırmak için tarım ürünlerine radyasyon uygulaması da yapılacak. Gıdaların tadını etkilemeyecek olan bu işlem, tüketici için de güvenli olduğundan dünya genelinde en çok talep edilen teknolojilerden biri olma özelliğini taşıyor.


Merkez kapsamında kurulacak olan araştırma reaktörü ve laboratuvarlar da nükleer sanayi alanında ileri araştırmalara ve kalifiye personelin eğitilmesine imkan verecek.

Eşi görülmemiş araştırmalar yapılacak”

Çokuluslu Bolivya Devleti Başkanı Luis Alberto Arce Catacora törende yaptığı açıklamada, “Merkezin altyapısı sayesinde Bolivyalı ve yabancı bilim adamları, deniz seviyesinin 4 bin metre üzerinde madencilik, su kaynakları, tarım gibi çeşitli endüstriler konusunda bize yardım edecek, eşi görülmemiş nükleer araştırmalar yapabilecek ve aynı zamanda Bolivya halkının yararına da başka pek çok araştırma yapacaklar” dedi.

“Merkezin inşası Rosatom’un önceliklerinden biri”

Rosatom’un Kurumsal Gelişim ve Uluslararası Ticaret Birinci Genel Müdür Yardımcısı Kirill Komarov da “Nükleer Teknoloji Araştırmaları ve Kalkınma Merkezi’nin inşası Rosatom’un önceliklerinden biri. Merkez aynı zamanda Latin Amerika’da böylesine büyük bir öneme sahip olan ilk projemiz. Dolayısıyla başarıyla gerçekleşmesi ve proje için koyulan zaman hedefine ulaşmak için elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz.

Tüm zorluklara rağmen Rusya tarafı anlaşma gereklerine tamamen uymaktadır. Önümüzdeki yıllarda kazandığımız ivmeyi sürdüreceğimizden eminim. Bu bağlamda Bolivyalı ortaklarımızla işbirliğini geliştirmeye can atıyoruz” ifadelerini kullandı.
CNTRD projesinin hayata geçirilmesinden sorumlu şirket olan ve Rosatom’un denizaşırı portföyünü yöneten Rusatom Overseas’in (RAOS JSC) Başkanı Evgeny Pakermanov ise konuyla ilgili olarak şunları söyledi:
“Etap 1 testislerinde büyük inşaat çalışmalarını tamamladık, şimdi Preklinik Siklotron Radyofarmasötik Kompleksi (CRPC) ve Çok Amaçlı Gama Işınlama Merkezi’ni (MIC) 2021 yılı sonuna kadar müşteriye devretmeye hazırlanıyoruz. Reaktör kompleksi de dahil merkezin kalan tesislerinin hizmete sokulması için son mühlet 2024 olarak belirlenmiştir. Özellikle Bolivyalı ortaklarımız ve müteahhitlerimize ortak projemiz için sarf ettikleri çabalardan dolayı teşekkür etmek isterim. Bugün 500’ün üzerinde Bolivyalı inşa sahasında çalışmaktadır.”

Projede en yeni nükleer teknolojiler kullanılacak

El Alto’daki Nükleer Teknoloji Araştırmaları ve Kalkınma Merkezi; sağlık, tarım ve diğer pek çok sektörün ihtiyacını karşılamaya yönelik ileri nükleer teknolojilere dayanan yenilikçi bir proje olma özelliğini taşıyor. Merkez, Rusatom Overseas A.Ş. tarafından işletilen JSC GSPI işbirliği ile Bolivya Nükleer Enerji Ajansı ABEN tarafından inşa ediliyor.

Etap 1 ve 2 tesislerinin yapımının büyük bir hızla devam ettiği merkezin saha düzenlemesi de yapım aşamasında.
Proje kapsamında bu yıl merkezin iki büyük parçası olan Preklinik Siklotron Radyofarmasötik Kompleksi (CRPC) ve Çok Amaçlı Gama Işınlama Merkezi’nin (MIC) hayata geçirilmesi bekleniyor. Bolivya’daki sağlık sektörü için büyük bir önem taşıyan Preklinik Siklotron Radyofarmasötik Kompleksi, ülkede kanser teşhisi ve tedavisinin yapıldığı kliniklerde kullanılacak geniş yelpazedeki radyofarmasötiklerin üretimi için tasarlandı.
Güvenliklerini ve raf ömrünü uzatmak için tarım ve gıda ürünlerinin işleme tabi tutulmasını sağladığından ikinci tesis MIC de büyük öneme sahip. Çok Amaçlı Gama Işınlama Merkezi MIC’te aynı zamanda çeşitli tıbbi cihazların sterilizasyonu da yapılacak.

Ekonomi

TÜİK: Ağustosta en yüksek reel getiri külçe altında gerçekleşti

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ağustos ayında en yüksek reel getiri sağlayan finansal yatırım aracının külçe altın olduğunu açıkladı.

ANKARA-TÜİKAğustos 2024 dönemine ilişkin finansal yatırım araçlarının reel getiri oranlarını açıkladı. Buna göre; aylık en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile yüzde 4,82, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile yüzde 4,01 oranlarıyla külçe altın oldu. Aylık Yİ-ÜFE’ye göre avro yüzde 2,18, mevduat faizi (brüt) yüzde 1,64 ve dolar yüzde 0,60 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; devlet iç borçlanma senetleri (DİBS) yüzde 0,68 ve BIST 100 endeksi yüzde 10,07 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde ise avro yüzde 1,40 ve mevduat faizi (brüt) yüzde 0,86 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; dolar yüzde 0,18, DİBS yüzde 1,44 ve BIST 100 endeksi yüzde 10,76 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

Mevduat faizi (brüt), 3 aylık değerlendirmede; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 6,84, TÜFE ile indirgendiğinde yüzde 4,42 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Aynı dönemde BIST 100 endeksi, Yİ-ÜFE’ye göre yüzde 9,40, TÜFE’ye göre yüzde 11,46 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu. Altı aylık değerlendirmeye göre ise külçe altın Yİ-ÜFE ile yüzde 14,30, TÜFE ile yüzde 10,77 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken; aynı dönemde dolar Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 4,68, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 7,62 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

YILLIK DEĞERLENDİRME

Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde külçe altın; Yİ-ÜFE’ye göre yüzde 18,15, TÜFE’ye göre yüzde 5,54 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından BIST 100 endeksi yüzde 3,58, avro yüzde 7,30, dolar yüzde 8,12, mevduat faizi (brüt) yüzde 11,20 ve DİBS yüzde 24,61 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde BIST 100 endeksi yüzde 13,87, avro yüzde 17,19, dolar yüzde 17,92, mevduat faizi (brüt) yüzde 20,68 ve DİBS yüzde 32,66 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.(DHA)

Okumaya devam et

Ekonomi

Kripto para borsasından eylül değerlendirmesi

Küresel piyasalarda yaz sezonu sona erdi ve eylüle ilişkin hareketlilik beklentileri arttı. Bir süredir aşağı yönlü trendin gözlemlendiği ve belirsizliğin hüküm sürdüğü kripto para piyasalarında Bitcoin de 59 bin dolar seviyelerine kadar çekildi. Analistlerin eylülde Bitcoin başta olmak üzere kripto para birimlerinin performansına ilişkin tahminleri de ikiye bölündü. Bitcoin’in eylül performansına ilişkin değerlendirmelerini paylaşan Gate.TR CEO’su Kafkas Sönmez, “Bitcoin, 5 Ağustos’ta küresel piyasalarda yaşanan sarsıntıdan bu yana istikrarlı bir toparlanma yaşayamadı. Bitcoin yatırımcısının umudu eylül ayında. Eylül ayı da tarihsel açıdan yatırımcının yüzünü güldürmese de mevcut koşullar bu yılı diğerlerinden farklı kılabilir” dedi.

İSTANBUL-Tarihsel verilerden hareketle yapılan analizlerde, Bitcoin madencilerinin ürettikleri her Bitcoin için aldıkları ödülün yarı yarıya indirilmesini öngören yarılanma (halving) yıllarında Bitcoin’deki boğa yükselişinin 160 gün içinde başladığını gösterdi. Bu gösterge ele alındığında Bitcoin’de yükseliş senaryosu için eylül sonunu beklemek gerektiğini belirten Kafkas Sönmez, “ABD merkez bankası Fed’in son söylemleri, faiz indirimlerine eylülde başlanacağına işaret ediyor. Faiz indirimi, güçlü doların zayıflamasını beraberinde getiriyor ve bu durum da riskli varlıklara yarıyor. Öte yandan tam ters cephede Japonya merkez bankası Bank of Japan, koşullar gerektirdiği takdirde faiz artışına gideceklerini yineledi. 5 Ağustos’ta yaşanan dalgalanmanın bir sebebi Japon yeninin değerlenmesiydi. Kripto da dahil küresel piyasalar, eylül ortasından sonra yaşanacak gelişmelere göre şekil alabilir” ifadelerini kullandı.

‘BU YIL, ÖNCEKİ YILLARDAN BİRÇOK YÖNÜYLE FARKLI’

Bitcoin’in geçmiş yıllardaki eylül ayı performansları incelendiğinde, 11 yılın 8’inde, eylül aylarının kayıpla tamamlandığı görüldü. Bu durum da Bitcoin’in Eylül 2024’teki performansının benzer bir çizgide seyredebileceği yönündeki endişeleri artırdı. Tarihsel verilerin kripto varlıklardaki trendleri belirlemek için değerlendirilmesi gereken bir gösterge olabileceğini söyleyen Sönmez, “Yine de yatırımcıların, her dönemin kendi koşullarını kendisinin oluşturduğunu ve farklı dönemlerde farklı trendlerin piyasalara yön verebileceğini hatırlaması gerekiyor. Bir önceki yarılanma yılında veya geçtiğimiz yılın eylül ayında spot Bitcoin ETF’ler onaylanmamış, 50 milyar dolarlık toplam büyüklüğü aşmamış, ABD’de seçim yarışı bu denli hız kazanmamış, Fed için faiz indirimi senaryosu konuşulmaya başlanmamıştı. Bu yıl, önceki yıllardan birçok yönüyle farklı” diye konuştu.

‘KAYIPLARLA VE İSTİKRARSIZLIKLA BAŞA ÇIKMAK İÇİN PSİKOLOJİYİ DOĞRU YÖNETMEK GEREKİYOR’

Piyasaların yön arayışında olduğu belirsizlik dönemlerinde yatırımcıların yapması gereken en iyi şeyin ‘bekle ve gör’ moduna geçmesi olduğunu vurgulayan Kafkas Sönmez, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı:

“Henüz ayın başındayız. ABD merkez bankası Fed’in faiz için karar vermesi 17-18 Eylül’ü bulunacak. Bu sürecin genele yayılan, hisse piyasalarını da kapsayan bir zayıflık ve düşük hacim dönemi olarak geçmesi beklenebilir. Bu noktada yatırımcıların sabırlı olması, uzun vade düşünmesi, anlık hareketlerde duygusal kararlar almaması kritik önem taşıyor. Yatırımcıların ruhsal sağlıklarını da önemsiyoruz. Bu sebeple geçtiğimiz haftalarda Klinik Psikolog ve Uzman Psikolojik Danışman Çağla Küçük’ün sunumuyla trader’ların stres, anksiyete, uyku problemleri, depresif duygular gibi ruhsal durumlarla nasıl başa çıkabileceğini öğrendik. Buna benzer etkinliklerimiz ilerleyen süreçte de devam edecek. Gate.TR topluluğuna dahil olan herkesin piyasa koşulları ne olursa olsun dirençli kalması için sektöre örnek olacak buluşmalarda bir araya gelmeyi sürdüreceğiz” diye konuştu.(DHA)

Okumaya devam et

Ekonomi

Cevdet Yılmaz: 2025’te enflasyonun yüzde 17,5 seviyesine inmesi hedefleniyor

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2025-2027 dönemini içeren Orta Vadeli Program’ı (OVP) açıkladı. Yılmaz, “Uygulamaya konulan sıkı para ve maliye politikalarıyla 2024 yılı için enflasyon oranının yüzde 41,5’e gerileyerek, enflasyonla mücadelede önemli bir mesafe katedilmesi beklenmektedir. 2025 yılı itibarıyla enflasyon oranının daha da gerileyerek yüzde 17,5 seviyesine inmesi hedeflenmektedir” dedi.

2025-2027 dönemini kapsayan OVP, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen toplantıda kamuoyuna açıklandı. Toplantıya, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan katıldı.

‘EKONOMİMİZİN YOL HARİTASINI OLUŞTURACAK’

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 3 yıllık perspektifle hazırlanan ve temel politika belgesi olan OVP’nin, Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası ile resmileştiğini söyledi. OVP’nin amacının makroekonomik politikaları belirlemek, temel ekonomik büyüklükleri, gelir-gider tahminlerini, bütçe dengesini ve borçlanma durumunu ele almak olduğunu belirten Yılmaz, “Ayrıca kamu idarelerinin ödenek teklif tavanlarını içermektedir. OVP, makroekonomik politika çerçevesi ve hedefleri ile öncelikli reform alanlarını ve takvimini ortaya koymaktadır. Bu kapsamda ekonomik istikrarı sağlamak ve sürdürülebilir büyümeyi desteklemek için belirlenen politikalar ve reformlar, önümüzdeki üç yıllık dönemde ekonomimizin yol haritasını oluşturacaktır. 2025-2027 dönemini kapsayan OVP hazırlıkları, belirli bir takvim çerçevesinde planlanmış ve adım adım ilerlemiştir. Haziran ayında başlayan süreçte, kamu kurumları ile bütçe görüşmeleri başlatılmış ve ilgili kurumlardan politika ve tedbir önerileri toplanmıştır. Temmuz ve ağustos aylarında, makroekonomik verilerin değerlendirilmesi, bütçe dengesi ve kamu harcamaları gibi temel konularda çeşitli analizler ve toplantılar yapılmıştır. Ağustos ayının sonuna doğru, OVP taslağı nihai hale getirilmiş, ilgili kurumlara ve Ekonomi Koordinasyon Kurulu’na sunulmuştur. Son olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın onayı ile OVP, bugün Resmi Gazete’de yayımlanarak resmiyet kazanmaktadır” dedi.

‘TL MEVDUATLARININ ARTIŞI, POLİTİKAMIZIN DOĞRU YÖNDE İLERLEDİĞİNİ GÖSTERGESİ’

Yılmaz, Türk lirasının güçlenmesi ve milli para birimine güvenin artmasının enflasyonla mücadele ve makroekonomik istikrarın sağlanmasında önemli bir gelişme olduğuna dikkat çekerek, “Geçen yılkinden bugüne baktığımızda rezervlerde önemli gelişmeler görüyoruz. Brüt uluslararası rezervlerimizin 26 Mayıs 2023 tarihinde 98,5 milyar dolar seviyesinden 23 Ağustos 2024 tarihinde 150,4 milyar dolara yükseldiğini görüyoruz. 52 milyar dolara ulaşan bu artış, ekonomimizin dış şoklara karşı dayanıklılığını arttırmak bakımından son derece olumlu bir gelişmedir. Aynı süreçte risk priminin yine çarpıcı bir şekilde düştüğünü, 2023 Mayıs’ta 703 baz puanlara kadar yükselmişken 3 Eylül 2024 itibarıyla 283 baz puana gerilediğini görüyoruz. Bunun daha da aşağılara geldiği günleri de bu süreçlerde gördük. Bu düşüş, uluslararası piyasalarda Türkiye’ye olan güvenin arttığını ve risk algısının önemli ölçüde azaldığını göstermektedir. Dış finansmana erişimi kolaylaştıran ve dış finansmanın maliyetini düşüren bu gelişmeyi daha ileri noktalara taşımayı hedefliyoruz. Rezervlerdeki artış, risk primindeki düşüş ve Türk lirası mevduatlarının artışı, ekonomi politikalarımızın doğru yönde ilerlediğinin ve piyasalarda olumlu yansımalar oluşturduğunun somut göstergeleridir” diye konuştu.(DHA)

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.