Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Çevre

Başkan Demir: “Bazı yerlerde yağmur suyu ile kanalizasyon gideri aynı”

Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, bazı yerlerde yağmur suyu ile kanalizasyon giderinin aynı olduğunu, sağanak yağışlarda kolektör kapasitesi aşılınca suyun geri bastığını, bu problemi çözmek proje hazırladıklarını söyledi.

Büyükşehir Belediye Meclisi Ağustos Ayı Toplantısı, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir başkanlığında Ömer Halisdemir Toplantı Salonu’nda yapıldı. 37 gündem ve gündem dışı maddelerin görüşüldüğü toplantıda tüm gündem maddeleri daha kapsamlı incelenmek üzere ilgili komisyonlara havale edildi. Başkan Mustafa Demir, meclis kürsüsünden bazı önemli açıklamalarda bulunarak kamuoyunu bilgilendirdi.

“Yağış, Samsun merkeze de kısa sürede düşünce sıkıntı oluşturdu”

Kısa süre içerisinde yağan yağmurun sıkıntı oluşturduğuna dikkat çeken Mustafa Demir, “Ülkemizdeki yangınların çoğu büyük ölçüde kontrol altına alındı. Ciğerlerimiz yandı. Yangında mücadele ederken şehit olanlar oldu. Biz de 20’ye yakın araç ve ekiplerimizle yangın bölgesinde etkin çalışmalar yürüttük. Artvin ve Rize’deki sel felaketlerinde de etkin rol almıştık. Dün ve bugün bölgemiz ciddi anlamda yaygın ve etkili bir yağış aldı. Son yıllarda yağış şekli iklim değişikliğiyle birlikte öyle bir pozisyona büründü ki kısa zaman diliminde bulut sanki yağmurla aşağı iniyormuş gibi yağıyor. İlk önce Çarşamba’da ciddi bir yağış oldu. Arkasından Canik’te ciddi yağmur oldu. Atakum’da oldu, 19 Mayıs ve Bafra tarafına kaydı. Daha sonra da Salıpazarı bölgesine çok ciddi yağış düştü.

Tam sınırda kaldı. Köybucak mevkiinde hafif bir taşkın oldu. Şu anda da debi epey düştü. Yağış Samsun merkeze de kısa sürede düşünce sıkıntı oluşturdu. Atakum ilçesinde, Canik Yılanlı Dere bölgesinde ciddi ıslah yapıldı ama Mert Irmağı ve havzası yüksek yağışlarda hala risk oluşturuyor. Bununla ilgili de DSİ ile ilgili ıslah ve köprü projesi ihalesine çıktık. Bakanımızla da mutabakata vardık. Köprüleri DSİ, ıslahı da biz yapacağız” dedi.

Bazı yerlerde yağmur suyu gideri ile kanalizasyon gideri aynı”

Yapılacak düzenleme ile kanalizasyon sularının yağmur sularından ayrılacağına vurgu yapan Başkan Demir, “Samsun merkezde Gar Kavşağı’ndan Liman Kavşağı’na kadar olan bölgede yukarıdan hızla yağmur suyu gelince aşağıdaki sistem kolektör hattına bağlı. Kanalizasyon ile birlikte çalışıyor. Dolayısıyla altlar dolduğunda kolektör kapasitesi aşıldığında suyu geri basıyor. Kısa süreli yağışlarda Atatürk Bulvarı üzerinde bir su birikintisi oluyor. Bununla da ilgili proje geliştiriyoruz. Yağmur suyu ile kanalizasyonu tamamen ayıran yeni bir kolektör hatları oluşturacağız. Liman bölgesinde onları birleştirip, ayırıp sadece yağmur suyuna yönelik limana deşarj eden bir sistem üzerinde çalışıyoruz.

Canik’te Ulus Caddesi’nde aşağıdaki ana kolektörü açmıştık. İyi ki tam da bu yağmur öncesinde bitti. Onu açmamış olsaydık o gelen debiye göre Gülsan Sanayi, Yeni Sanayi Bölgesi, çevre yolunun olduğu bölge ve oralar neredeyse tıkanma noktasına gelecekti. Yine Mekke Caddesi civarında birikinti oldu. Yukarıdaki havzadan gelen kolektörün ana hatta bağlanmayan bölümleri var. Onların da hazırlıkları yapıldı, bağlantılar yapılacak. Alttaki yolda karayolu ve çevre yolu yapılırken kolektörler yapılmış ama bağlantıları yapılmamış. Biz o kolektör hatlarını yaptığımız kolektöre bağladık. Ana bağlantıları da kısa sürede gerçekleştirip, Ulus, Mekke Caddesi ve Canik’teki tüm su baskınlarını bertaraf etmiş olacağız. Sahildeki yağmur hattını, kanalizasyon hattından ayırıp yeni bir sistem kurmak da ancak önümüzdeki sene gerçekleşebilir. Sistem hayata geçince Atatürk Bulvarı üzerindeki sıkıntıyı da kurtarmış olacağız. Belediye binamızın bulunduğu sokak üzerinde Kökçüoğlu’ndan gelen tüm hat zaten yetersiz geliyor. Kanalizasyon da bağlı olunca hat kapasitesini doldurur doldurmaz yoldan akmaya başlıyor. O meseleyi de önümüzdeki sene çözmüş olacağız. Büyük geçmiş olsun. Herhangi bir can kaybına neden olmadan her şey normale dönüyor. Merkezde de birkaç yerde su baskını var. Onlar da çözüme kavuşturuluyor.

Meteorolojiden yine yağış uyarıları geliyor ama dünkü kadar yoğun değil. Metre kareye 25 kilo kadar yağış bekleniyor. Bize yağış getiren ana bulutlar biraz daha Sinop ve Kastamonu tarafına doğru kaydı” diye konuştu.

“OMÜ’den 19 Mayıs’a kadar tüm sahili projelendiriyoruz”

Kıyı erozyonunun yaşandığı 19 Mayıs ve Atakum sahili konusuna da değinen Demir, şunları söyledi:
“19 Mayıs sahillerinin bir bölümünde sahilde toprak kaymaları meydana geliyor. Bunun sebebi; daha önce Kızılırmak Barajı üzerinde yapılan barajlar ile yukarıdan gelenler barajlara doluyor ve artık sahile ulaşmıyor. Geçmişte o bölgeden alınan kum ve çakıl miktarları milyonlarca ton. Yıllarca alındı alındı bu da kıyı ile deniz arasında kara aleyhine fiziksel negatiflik oluşturdu. Dereköy’deki balıkçı barınağının beri tarafa kum salınımında bir bariyer görevi görüyor. O tarafa kum taşınmıyor. Şu anda Altyapılar Genel Müdürlüğü ile çalışıyoruz.

2 tane yöntem var. Yöntemin biri üzerine neredeyse karar verildi. Malzeme taşınıp, Atakum sahilleri doldurulacak. Barınağın sebep olduğu tahribat engellenmeye çalışılacak. Ondokuz Mayıs Üniversitesi tesisinden 19 Mayıs ilçesine kadar tüm sahili projelendiriyoruz. Projenin uygulanabilmesi için de bu çözümün kesinleşmesi ve gerçekleşmesi gerekiyor. Biz Samsun’da doğasıyla, alüvyon ovalarıyla birlikte tüm dünyaya örnek olacak uygulamaları gerçekleştirmek durumundayız.”
Meclis gündemine alınan maddeler ilgili komisyonlarda görüşüldükten sonra tekrar mecliste ele alınacak.

Erdi Demür

Çevre

AKOM’dan sıcak hava ve nem uyarısı: 5-10 derece yüksek hissedilecek

AKOM’dan İstanbul başta olmak üzere ülkenin tamamına yakın bir bölümünde Afrika ve Basra kökenli sıcak hava dalgasının tehlikeli etkilerine yönelik uyarı yapıldı. İstanbul’da etkili olan sıcak hava dalgası nedeniyle sıcaklıkların 34-37 derece aralığında seyredeceği, yüksek nem oranları sebebiyle özellikle Kartal, Kadıköy, Florya ve Beylikdüzü gibi sahildeki ilçelerde sıcaklıkların 5-10 derece yüksek hissedilebileceği duyuruldu. Sıcak hava sebebiyle yaşlı, çocuk, hamileli ve astım ve kalp rahatsızlıkları bulunan vatandaşların dikkatli olması; özellikle öğle vakitlerinde güneş alan alanlardan uzak durulmasına dair uyarı yapıldı.

 Melihcan ÇALIŞKAN
İSTANBUL-İBB Afet İşleri Dairesi Başkanlığı, AKOM’dan yapılan açıklamada, İstanbul’da etkili olan sıcak hava dalgası nedeni ile sıcaklıkların 34-37 derece aralığında seyredeceği belirtildi. AKOM,yüksek nem oranları yüzde 50-yüzde 95 ile birlikte, özellikle Kartal, Kadıköy, Florya ve Beylikdüzü gibi güney sahillerinde sıcaklıkların ölçülenden 5-10 derece daha yüksek hissedilebileceği uyarısında bulundu.

“5-10 DERECE DAHA YÜKSEK HİSSEDİLEBİLİR”

İstanbul başta olmak üzere ülkenin tamamına yakın bölümünde Afrika ve Basra kökenli sıcak hava dalgaları etkili olmaya devam ediyor. AKOM verilerine göre, pazartesiye kadar İstanbul’da da etkili olması beklenen sıcak hava dalgası nedeniyle, sıcaklıkların 34-37 derece aralığında seyredeceği öngörülürken, yüzde 50 ile yüzde 95 arasında seyreden yüksek nem sebebiyle sıcaklık değerlerinin ölçülenden 5-10 derece daha yüksek hissedilebileceği belirtildi.

“AKOM GÜNEY SAHİLLERİNE DE DİKKAT ÇEKTİ”

AKOM’dan yapılan açıklamada, özellikle Kartal, Kadıköy, Florya ve Beylikdüzü gibi sıcaklık ve nem oranlarının en yüksek ölçüldüğü güney sahillerinde hissedilen sıcaklıkların 40 derece ve üzerindeki tehlikeli değerlere ulaşabileceğine dikkat çekildi. Bu nedenle öğle saatlerinde, yaşlılar, hamileler, çocuklar ve astım ve kalp yetmezliği gibi rahatsızlığı bulunan vatandaşlara güneşli ortamdan uzak durulması uyarısı yapıldı.

“İSTANBUL’DA SICAKLIKLARIN MEVSİM NORMALLERİNİN ÜZERİNDE SEYRETMESİ BEKLENİYOR”

İstanbul’da hava sıcaklıklarının 22 Temmuz’a kadar mevsim normallerinin 4-7 derece üzerinde, 23 Temmuz – 5 Ağustos tarihleri orasında ise mevsim normalleri civarı ile 1-3 derece üzerinde seyretmesi bekleniyor. (DHA)

Okumaya devam et

Çevre

Orman yangınlarına karşı yapay zeka destekli erken uyarı sistemi geliştirdiler

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) Mühendislik Fakültesi Harita Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Önder Gürsoy ve öğrencisi İzzet Ersoy tarafından, İngilizce ismi ‘Forest Fire Danger Assessment System’ (FoFİDAS) olan ‘Orman Yangın Tehlikesi Değerlendirme Sistemi’ adlı yapay zeka destekli bir erken uyarı sistemi geliştirildi. FoFİDAS’ın yüzde 95 doğruluk payıyla çalıştığını belirten Doç. Dr. Önder Gürsoy, “Hem harita mühendisliğinin kullandığı coğrafi bilgi, uzaktan algılama teknolojilerini hem de yapay zeka ve derin öğrenme gibi yöntemleri bir araya getirerek bir yangın tehlike risk değerlendirme sistemi oluşturduk” dedi.

Alperen YILDIZ
SİVAS-SCÜ Mühendislik Fakültesi Harita Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Önder Gürsoy ve öğrencisi İzzet Ersoy, orman yangınlarının yol açtığı kayıplardan etkilenerek yangına müdahale süresini en aza indirmeyi amaçlayan FoFİDAS isimli yapay zeka destekli bir erken uyarı sistemi geliştirdi. İzzet Ersoy’un Doç. Dr. Önder Gürsoy danışmanlığında ve Dr. Öğretim Üyesi Emre Ünsal’ın yapay zeka desteğiyle yüksek lisans tezi olarak yayınlanan çalışması, yaklaşık 2,5 yıl süren hazırlık sonrasında hayata geçti. 

Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ortamında kurulan sistem, makine öğrenmesi algoritması kullanılarak test edildi ve yüzde 95’lik doğruluk elde edildi. Önceki yıllarda yaşanan ve felaketle sonuçlanan yangınların büyük çoğunluğu, sistem tarafından oluşturulan haritalardaki yüksek ve çok yüksek riskli alanlarda kaldığı görüldü. Yükseklik, eğim, bakı, arazi örtüsü, ağaç kapalılığı, ağaç gelişme çağları, sıcaklık, nem, rüzgar hızı, yağış, yollara uzaklık, yerleşim yerlerine uzaklık ve tarım alanlarına uzaklık gibi 13 farklı parametreye ait bilgilerin işlenmesiyle çalışan sistem, bölgeye ait yangın risk haritasını oluşturuyor.

‘KAYIPLARI FELAKET BOYUTUNA ULAŞMADAN ENGELLEMİŞ OLACAKLAR’ 

Orman yangınlarından kaynaklanan zararları en aza indirmeyi hedeflediklerini belirten Doç. Dr. Önder Gürsoy, “Hem harita mühendisliğinin kullandığı coğrafi bilgi, uzaktan algılama teknolojilerini hem de yapay zeka ve derin öğrenme gibi yöntemleri bir araya getirerek bir yangın tehlike risk değerlendirme sistemi oluşturduk. Yangınla mücadele ekiplerinin basit, hızlı ve etkin şekilde kullanabileceği yaklaşık yüzde 90-95 doğrulukta veri sunan, bunu görsel olarak da bize sağlayan bir sistem oluşturduk. 

Bir tehlikeyi fark ederseniz buna müdahale edeceğiniz zamanı da ayarlayabilirsiniz. Yangınla mücadele ekiplerinin daha çok odaklanacakları bölgeleri meteorolojik verilerle dinamik bir şekilde yapmaları da bu çalışmayla birlikte daha kolay olacaktır. Yangının çıkma potansiyelinin en fazla olduğu bölgelere ne kadar çok odaklanılırsa, hem yangını önleme hem de bir yangın oluşumunda hızlı bir şekilde müdahale ederek kayıpları felaket boyutuna ulaşmadan engellemiş olacaklar” diye konuştu.(DHA)




Okumaya devam et

Çevre

Çay bahçelerinde ‘pasif drenaj’ heyelanları tetikliyor

RİZE’de dik ve engebeli arazilerdeki çay bahçelerinde drenaj sistemlerinin aktif olmaması, heyelan potansiyelini artırıyor. Ormanların bilinçsizce çay bahçesine dönüştürülmesinin yanı sıra bakımsızlık nedeniyle tahrip olan drenaj sistemleri de heyelana davetiye çıkarıyor. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nden (RTEÜ) Prof. Dr. Ayberk Kaya, “Yakın dönemde çaylık alana dönüştürülen sahaların birçoğunda bu sistem yok. Heyelan riskine karşı aktif drenaj sistemi, hayati önemdedir” dedi.

Mehmet Can PEÇE
Türkiye’nin en fazla yağış alan ili Rize’de; küresel iklim değişikliği kaynaklı artan lokal ve şiddetli yağışlar, eğimli arazi yapısı, yanlış yapılaşma, dere yatağındaki değişiklikler ve heyelan sahalarının tarım arazilerine dönüştürülmesinin yanı sıra ağaç kesimi de afetlere neden oluyor. Şiddetli yağışlarda, su tahliyesine yardımcı olması için bölgede özellikle çay bahçelerine kurulan drenaj sistemleri, olası heyelanların önüne geçilmesine etkin rol oynuyor. Kentte ilk çay tarımının yapıldığı yıllarda kurulan drenaj sistemlerinin zamanla bakımsızlık nedeniyle tahrip olması, heyelanlara davetiye çıkarıyor. Özellikle yaz aylarında kuraklık sonrası artan yağışlarla toprak tabakasının yumuşayıp, afet riski oluşturabileceğini belirten uzmanlar, su drenaj sistemlerinin aktif hale getirilerek yaygınlaştırılmasını öneriyor.

‘AKTİF DRENAJ SİSTEMİ, HAYATİ ÖNEMDEDİR’

Uyarılarda bulunan RTEÜ Heyelan Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ayberk Kaya, drenaj sistemlerinin birçok çay bahçesinde bulunmadığını, heyelanların önlenmesine drenaj sisteminin önemli olduğunu belirtti. Kaya, “1930’lu yıllarda başlayan çay tarımında; çay bahçesine dönüştürülen arazilerde, koruma amaçlı su tahliye kanalları uygulandı. Bu kanalların çoğu günümüzde aktif. Ancak yakın dönemde çaylık alana dönüştürülen sahaların birçoğunda bu sistem yok. Heyelan riskine karşı aktif drenaj sistemi, hayati önemdedir” dedi.

‘VATANDAŞLARIMIZ BİLİNÇLİ OLMALIDIR’

Kenar kazıları ve yol yapımının, sel ve heyelanlar konusunda etkin olabileceğini kaydeden Prof. Dr. Kaya, “Doğu Karadeniz’de dağınık yerleşim yeri hakim olduğu için vatandaşlarımız yol ve kenar kazısı yapmadan önce konusunda uzman kişilere danışmaları gerekmektedir. Heyelan açısından riskli orman arazilerinin bilinçsizce çay bahçesine dönüştürülmesi heyelan oluşumunu tetiklenmesine ciddi manada yol açmaktadır. Sel ve taşkın konusunda vatandaşlarımızın biraz daha bilinçli olmalıdır. Taşkın riski taşıyan derelere sürüklenebilecek malzemelerin dere kenarlarına depolanmaması gerekmektedir” diye konuştu. (DHA)

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.