Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Yönetimde kim olursa olsun iyi ve kötü gününde Afganistan’ın yanında yer almak hem ahde vefanın hem de kardeşliğimizin gereğidir”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Yönetimde kim olursa olsun iyi ve kötü gününde Afganistan’ın yanında yer almak hem ahde vefanın hem de kardeşliğimizin gereğidir. Afganistan’daki askerlerimiz hiçbir zaman muharip bir güç olarak görev yapmadı. Askerlerimizi orada asla yabancı bir güç olarak görmedik, kullanmadık” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kanal 7, Ülke TV, 24 TV, TVNET ve TV 360 ortak yayınında gazetecilerin gündeme dair sorularını cevapladı. Bazı ülkelerin Afganistan’a tıpkı Suriye’de yaptıkları gibi sadece terör ve göç açısından baktığını bildiren Erdoğan, “Terör ve göç bize gelmezse sorun yok diyorlar mantık bu. Oysa terörü de göçü de var eden on yıllardır izlenen yanlış politikalardır. Bu yanlış politikalarla yüzleşmeden barış ve istikrara katkıda bulunmak mümkün değil. Afganistan bizim için güçlü tarihi, beşeri, kültürel bağlarımızın olduğu kardeş bir ülke. Afgan halkının İstiklal Savaşı’mıza verdiği maddi manevi desteği unutmamız mümkün değildir” diye konuştu.
Afganistan’la olan köklü bağların gereğine uygun bir tutum izleneceğini kaydeden Erdoğan, “Aramızda böyle bir bağ, yakınlaşma var. Yönetimde kim olursa olsun iyi ve kötü gününde Afganistan’ın yanında yer almak hem ahde vefanın hem de kardeşliğimizin gereğidir. İlgili kurumlarımız zaten Taliban’la irtibat halindeydiler. Biz de ülkenin geleceğini konuşmak üzere Taliban yöneticilerini kabul edebileceğimizi ifade etmiştik. Bu tavrımızı bugün de muhafaza ediyoruz. Afgan halkının huzuru, oradaki Türk soydaşlarımızın selameti ve ülkemizin çıkarlarının korunması noktasında her türlü işbirliğine hazırız. Taliban yöneticilerinin yaptığı itidalli ve ılımlı açıklamaları memnuniyetle karşılıyoruz. Özellikle Taliban’ın Türkiye’ye yaklaşımı köşeli değildir. Daha dikkatlidir. Bizimle olan ilişkileri dış politika açısından hassastır” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin NATO’nun Afganistan’daki kararlı destek misyonunda yer alarak bu ülkenin istikrarı için elinden gelen gayreti gösterdiğine dikkat çeken Erdoğan, “Afganistan’a ciddi yatırımlar, harcamalar yaptık. Hala yapıyoruz, bundan sonra yapacağımızın bazı alametleri ortada. Bizim işadamlarımız var. Onlar orada bulunmakla, yatırım sürecine devam ediyorlar. Afganistan’daki askerlerimiz hiçbir zaman muharip bir güç olarak görev yapmadı.
Askerlerimizi orada asla yabancı bir güç olarak görmedik, kullanmadık. Biz askerlerimizi orada yabancı bir güç olarak görmedik, kullanmadık. Amerika’nın çekilmesi sonrası amacımız havalimanı güvenliğini temin ederek ülke güvenliğine katkı sağlamaktır. Türkiye’nin Afganistan’daki askeri varlığı yeni yönetimin de uluslararası alanda elini güçlendirecek ve işini de kolaylaştıracaktır. Mesele, öncelikle Afgan makamlarıyla bir anlayış birliğine varmaktır. Farklı seçenekler üzerinde konuşabiliriz. Örneğin Libya’daki gibi ikili bir anlaşmayı çözebiliriz. Bu Taliban olabilir, bu daha önceki gibi mevcut yönetim olabilir, bunların hepsi ile bizim dostluğumuz var, arkadaşlığımız var. Şuanda ülkesinden ayrılmış olan başkan yine bunlardan bir tanesidir. Bu konuda yürütülen görüşmelerde bizler aslında belli bir gelişme kaydetmiştik. Ülkemizin sunduğu şartların önemli bir bölümü muhataplarımız tarafından kabullenilmeye başlanmıştı. Taliban’ın ülkede kontrolü sağlamasıyla önümüze yeni bir tablo çıktı. Şimdi sahada oluşan yeni gerçeklere göre planlarımızı yapıyor, görüşmelerimizi de ona göre sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin son günlerde yoğun bir diplomasi trafiği içinde olduğunu ifade eden Erdoğan, “Örneğin bu hafta sonuna kadar Merkel işle bir görüşmemiz söz konusu. Sayın Putin ile hafta sonunda görüşmemiz söz konusu. Aynı şekilde yine Avrupa’dan bir çok ülke lider ile görüşmeler söz konusu. Bugün Etiyopya Başbakanı Ahmed’i kabulümüz yeni değil. Randevu eskiydi, ama ülkemizi ziyareti Etiyopya ile diplomatik ilişkilerin 125. yıl dönümünde gerçekleşmesi nedeniyle ayrı bir önem taşıyor. Etiyopya ile ilişkilerimizi bütün alanlarda güçlendirecek adımları ele aldık” dedi.
Etiyopya ile bölgesel ve uluslararası konularda fikir alışverişinde bulunulduğunu söyleyen Erdoğan, Birleşik Arap Emirlikleri ile yatırımlar konusunda önemli konuların ele alındığını bildirdi. Erdoğan, “Gerek varlık fonu başkanımı davet ettiğim, yatırım destek fonu başkanımı da davet etmiştim. Birlikte bu görüşmeleri yaptık. Çok ciddi bir yatırım hedefleri var” diye konuştu. Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye ilişkilerine yönelik konuşan Erdoğan, “Devletlerarası iniş çıkışlar hep olabilir, burada benzer bazı durumlar oldu. Bu görüşmelerle birlikte bölgedeki bazı sıkıntıları temenni ediyorum ki aynı kültürün, aynı inancın mensupları olarak sorunları gidermiş oluruz” dedi.
Afganistan’daki Türk vatandaşların tahliyesiyle ilgili konuşan Erdoğan, “Afganistan’daki vatandaşlarımızın güvenliği ve huzurunu temin etmek bizim bir numaralı önceliğimiz. Afganistan’daki vatandaşlarımızı özel uçak seferleriyle tahliye işlemlerimizi sürdürüyoruz. Havalimanlarının iki boyutu var. Biri sivil, biri askeri. Biz bu çalışmayı daha çok askeri havalimanı üzerinde yapıyoruz. Vatandaşlarımıza yönelik çalışmaları koordine etmek üzere Dışişleri Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Afganistan koordinasyon destek merkezi oluşturduk. Afganistan’daki vatandaşlarımıza seri bir şekilde ulaştık. Devletimizin tüm imkanlarıyla yanlarında olduğunu vurguladık. 201 vatandaşımızı bugün İslamabad’a götürdük oradan da ülkemize gelmelerini sağladık. Şuan 552 kişiyi tahliye etmiş durumdayız. Karzai Uluslararası Havalimanı’nın işletme ve güvenlik bizde olmasının avantajlarından en iyi şekilde yararlanıyoruz” açıklamasında bulundu.
Düzensiz göçle mücadele noktasında yoğun bir çaba harcandığını kaydeden Erdoğan, sınır güvenliğinin tahkimi için farklı önlemlerin devreye alındığını belirterek, “İran sınırımızda 4 ilimiz var; Ağrı, Hakkari, Iğdır, Van. Bu sınırımızın tamamı duvarla örülecek. Ağrı ve Iğdır sınırındaki duvar çalışmalarını tamamladık. Şuan itibariyle 157 km tamamlandı, bunun tamamını bitireceğiz. Bu tür giriş çıkışlar olmasın, kaçkınlar olmasın diye yapıyoruz. Göç değil teröre karşı da bunlar bizim için önemli bir bariyer. Duvarı oluşturan 3 metre yüksekliğindeki betonların üzerinde 1 metre dikenli tel bulunuyor.
Bu sınırın 109 km kısmı şuanda aydınlatma sistemi ile donatılmış durumda. Yerleştirilen kameralarda düzensiz göç hareketlerini izleyip anında müdahale ediyoruz” diye konuştu.
Bir milyon göçmenin kabul edileceği iddialarına yönelik soruları yanıtlayan Erdoğan, ”Önce bir şeyi çok açık samimi konuşmam lazım. Bakın, hukukta bir kaide vardır; Müddei iddiasını ispatla mükelleftir. Bu adam, nereden bunu gördü, kim kendisine bunu sufle etti. Bak kendi büyükelçisi bile böyle bir şeyin olmadığını söylüyor. Bu adam yalancı. Bu adamın bugüne kadar doğru biz sözü var mı? Yok. Olmayan bir şeyin iddiasını veya onu savunmak, ortaya koymak Orada dışişleri yetkilisi yoktu diyor. İlla Dışişleri yetkilisi mi olması lazım. Dışişleri bana bağlı. Ben varım orada. Kafayı takmışlar tercümanımıza yatıyorlar, kalkıyorlar orada sadece tercüman vardı diyor. Başınıza tercümanım kadar taş düşsün. Bir de dürüst konuşun. Bunu ispatla ben değil sen mükellefsin. Eğer zerre kadar hukuk bilgin varsa, madem böyle bir iddian var ispatla. İspatlayamıyorsan özür dile. Bunlarda o karakter yok. İşleri güçleri Türkiye’nin uluslararası diplomaside yaptığı görüşmelerde ülkeyi nasıl küçük düşüreceğiz. Bu tür yalanlar üzerinden bu ülkenin cumhurbaşkanını itham etmek ahlaksızlığın daniskasıdır. Bunlar da ahlaksızdır” dedi.
Yaşanan afetler sonrası yaraların hızla sarılacağını belirten Erdoğan şunları kaydetti: “Sel afeti önce Artvin, Rize oradan başladı. Artvin Rize’den sel afeti başlayınca ben hemen ertesi gün bölgeye gittim. Zaten bunlardan bir tanesi de benim ana baba ocağım Güneysu ilçesiydi. Oradaki durumları yerinde teşhis ettik. Arhavi ilçesinde geçtik ardından.
Durumları yerinde inceledik. Metrekareye düşen yağış miktarı bile bu bölgelerde yaşanan afetin büyüklüğünü göstermeye yeterlidir. Geliyorsunuz batıya doğru, Bartın, Sinop ve Kastamonu’daki felaket daha büyük bir felaket oradaki yağış miktarı yıllık yağışın birkaç katına ulaştı. Kastamonu Bozkurt’a bağlı köyde yıllık yağış 773 kg iken sadece 10-12 Ağustos’ta 420 kg yağış düştü Bozkurt’ta bir yılda görünen yağış 63 saatte oraya düştü. Sel nedeniyle yolları kapanan köylerimize Türkiye’de ilk defa havadan jeneratör naklederek elektrik verdik. Elektriksiz köy bırakmadık.”
ANKARA- Sosyal Güvenlik Haftası vesilesiyle yazılı bir mesaj yayınlayan Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken mesajında şu ifadelere yer verdi, “Vatandaşların çalışma hayatlarını ve doğumdan ölüme kadar tüm yaşamlarını güven içinde sürdürebilmeleri için vazgeçilmez bir unsur olan sosyal güvenlik sistemi, toplumun refahı ve geleceği açısından büyük önem taşımaktadır. Her yıl 13-19 Mayıs tarihleri arasında kutlanan Sosyal Güvenlik Haftası, bu alandaki bilinç ve duyarlılığın artırılması adına önemli bir fırsat sunmaktadır. Sosyal güvenlik, vatandaşların yaşamları boyunca karşılaşabilecekleri risklere karşı korunmalarını sağlayan en temel haklardan biridir. Toplumların refah düzeyini artıran, sosyal adaleti ve dayanışmayı güçlendiren sosyal güvenlik sistemi, sürdürülebilir kalkınmanın da vazgeçilmez unsurlarındandır. Sosyal güvenliğin tüm vatandaşlar için bir hak olduğu bilinciyle hareket etmeye ve toplumun tüm kesimlerini sosyal güvenlik sisteminin bir parçası olmaya davet ediyorum. Bu vesile ile Sosyal Güvenlik Haftası’nın, ülkemizde sosyal güvenlik bilincinin gelişmesine katkı sağlamasını temenni ediyorum.”
Türkiye’nin terörle mücadelesinde kritik bir gelişme yaşandı. PKK, yıllarca süren terör eylemlerinin ardından, kendini feshettiğini ve silah bırakma kararını aldığını duyurdu. Bu açıklama, Türkiye’nin terörle mücadelede önemli bir eşik atladığını, huzurlu ve güvenli bir geleceğe adım atıldığını işaret ediyor
İSTİHBAHRAT SERVİSİ SAMSUN – PKK’nın lider kadrosu, örgütün faaliyetlerine son verme ve silahları bırakma kararı aldıklarını duyurdu. Ayrıca örgütün tüm şubelerinin ve uzantılarının da faaliyetlerine son vereceği bildirildi. Bu karar, şiddet ve terör olaylarının sona erdiği ve ülkenin huzur ve güvenliğine katkı sağlayacak bir dönemin başlangıcını müjdeliyor.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: “Yeni Bir Dönemin Kapısı Açılacak”
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, PKK’nın fesih kararına ilişkin yaptığı açıklamada, Türkiye’nin terörle mücadelesinde tarihi bir adım atıldığını belirtti. Çelik, “Terörün tamamen bitmesi halinde yeni bir dönemin kapısı açılacaktır,” dedi.
Çelik, açıklamalarında şu önemli noktalara dikkat çekti:
Terörsüz Türkiye İçin Büyük Bir Aşama
Çelik, PKK’nın fesih ve silah bırakma kararını, “terörsüz Türkiye” hedefi doğrultusunda büyük bir adım olarak değerlendirdi. “İmralı’dan yapılan çağrı ve PKK’nın kendini feshetme kararı, Türkiye’nin güvenliği ve toplumsal huzuru açısından tarihi bir gelişmedir,” ifadelerini kullandı.
Sürecin Titizlikle Takip Edilmesi
Çelik, devletin bu süreci titizlikle izleyeceğini ve terörün tamamen sona ermesi için gereken tüm adımların atılacağını belirtti. “PKK’nın fesih ve silah bırakma kararının fiilen uygulanması çok önemli. Bu karar, tüm şube ve uzantıların kapatılması gerektiği gibi, terörün tamamen bitirilmesi için de somut adımlar atılmalıdır. Devletimiz bu süreci sahada titizlikle takip edecektir,” diye ekledi.
Demokratik Siyasi Süreç ve Birlik Güçlenecek
Çelik, PKK’nın feshi ve silah bırakma sürecinin, Türkiye’nin demokratik yapısını güçlendireceğini vurguladı. “Bu süreçle birlikte Türkiye’deki siyasi kanallar daha etkin çalışacak, demokrasimiz pekişecek ve milletimizin birliği daha da güçlenecektir,” dedi.
Kazanan Türkiye Cumhuriyeti’nin Tüm Vatandaşları Olacak
Çelik, “Terörsüz Türkiye” hedefinin yalnızca güvenlik değil, tüm vatandaşlar için kazanç sağlayacağını belirterek, “Hedefimiz; kültürel, etnik ve mezhepsel farklar ne olursa olsun, tüm vatandaşlarımızın kazanacağı bir sürece ulaşmaktır. Kazanan Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm vatandaşları olacaktır,” dedi.
Devletin Değerleri Korunacak
Son olarak, Çelik, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerinin korunacağına vurgu yaparak, “Bu süreçte devletimizin ve milletimizin değerleri konusunda hiçbir taviz verilmeyecek, Türkiye Cumhuriyeti’nin nitelikleri ve milletimizin birliği kesinlikle zedelenmeyecektir,” ifadelerini kullandı.
Yeni Bir Dönemin Başlangıcı
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “terörsüz Türkiye” hedefi doğrultusunda başlatılan bu süreç, Türkiye’nin yeni bir döneme adım attığını ve bu süreçte kazananın tüm Türk milleti olacağını ortaya koyuyor. Artık Türkiye, terörle mücadelede önemli bir eşik atlamış ve güvenli, huzurlu bir geleceğe doğru sağlam adımlarla ilerlemeye başlamıştır.
TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, piyasaların Anneler Günü nedeniyle hareketleneceğini söyledi
MUSTAFA YUNUS GONCA ANKARA- Hayat boyunca evlatları için fedakârlık yapan annelerimizin yüzünü güldürmek için Anneler Günü’nün bir fırsat olduğunu dile getiren TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Anneler Günü’nü bu pazar idrak edeceğiz. Annemizi sevindirmek, yüzünde bir tebessüm görebilmek hepimizin en büyük arzusu. Annenize alacağınız hediyenin büyük ya da küçük olması önemli değil. Önemli olan, o hediyeyi sevgiyle, içtenlikle sunabilmenizdir. Artık annenizin ev için bir ihtiyacı mı var, kendi kişisel bir ihtiyacı mı var, yoksa sadece bir gül ya da bir karanfil mi aldınız, hiç fark etmez. Anneniz, o hediyeye değil; sizin yüzünüzdeki tebessüme, ona duyduğunuz saygıya, verdiğiniz değere bakar. Bu da annenizin anılmasının, hatırlanmasının en büyük sevgi yumağı hâline gelmesidir” dedi.
-“A’DAN Z’YE 415 MESLEK DALINDA HAREKETLİLİK BAŞLAYACAK” Anneler Günü’nün esnaf için ekonomik anlamda umutların tazelendiği bir dönem olduğunu söyleyen Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Bu gün aynı zamanda esnaf için de çok önemli. A’dan Z’ye 415 meslek dalında hareket başlar. Pastacıdan çiçekçiye, züccaciyeden billuriyeye, tuhafiye dükkanlarına kadar, artık bütün gereçlerin satıldığı mağazalarda, esnaf dükkanlarında bir hareketlilik olur. Böyle özel günleri esnaf olarak hep iple çekiyoruz. Sevgililer Günü’nü, ardından gelen bayramları, Anneler Günü’nü, Babalar Günü’nü, Kurban Bayramı’nı bu kapsamda değerlendiriyoruz. Bu günler, esnafın en hareketli, en çok iş yaptığı, en çok kazanç sağladığı günler olarak görülüyor. Bu sene ise önceki yıllara göre biraz daha fazla hareket bekliyoruz. Çünkü çarşıda, pazarda fiyatlar yüksek. Tahmini olarak 80 ila 100 milyar TL arasında bir ciro oluşması öngörülüyor. Tabii bu miktar farklı sektörler arasında paylaşılacak. İnsanlar annelerine gitmek için toplu taşıma araçlarını kullanacak, kendi araçlarıyla yola çıkacak, taksi tercih edecek. Bu hareketlilik de ekonomiye ciddi bir katma değer sağlayacak” şeklinde konuştu.
-“ANNELERİMİZİN ‘YAVRUM GELDİ’ KELİMESİNİ DUYMAYI İSTİYORUZ” Annelere olan sevgi ve saygının sadece bir güne değil hayatın her anına yayılması gerektiğini belirten Palandöken, “Bu günün en önemli özelliği, annenizin size hiçbir şey beklemeden açtığı o şefkatli kucağın belki de hayatınız boyunca içinizde taşıyacağınız, size yön verecek en kıymetli sevgi oluşudur. Gelenek hâline dönüşmüş olan bu duygu hem sevgi alışverişini pekiştirecek, hem de esnafın iş yapmasına, çarşının, pazarın canlanmasına katkı sağlayacaktır. Aynı duygularla, herkesin Anneler Günü’nü sağlıklı, uzun süre birlikte geçirilecek nice günlerin başlangıcı olarak kutluyoruz. Annenize, babanıza, aile büyüklerinize duyacağınız saygı ve sevgiyi yılın sadece bir gününe değil, hayatınızın her anına yaymanızı temenni ediyoruz. Bu yıl da aynı duygularla Anneler Günü’nü idrak etmeyi, tüm annelerimizin ellerinden öpmeyi, onların yüzlerinde oluşacak bir gülümsemeyi görmeyi ve ‘Yavrum geldi’ kelimesini duymayı canı gönülden istiyoruz” diye konuştu.