Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Genel

Bakan Karaismailoğlu: “Ulaştırma ve haberleşme için 1 trilyon 118 milyar liranın üzerinde yatırım yaptık”

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, “AK Parti hükümetleri döneminde ulaştırma ve haberleşme için 1 trilyon 118 milyar liranın üzerinde yatırım yaptık. Son 19 yılda 14 bin 267 kilometrelik tek yol, 22 bin 238 kilometre de bölünmüş yol yaptık“ dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Beypazarı-Nallıhan yolunun temel atma törenine katıldı. 2023 yılında bitirilmesi hedeflenen projenin temel atma törenine Bakan Karaismailoğlu’nun yanı sıra Karayolları Genel Müdürü Abdülkadir Uraloğlu, Ankara Valisi Vasip Şahin ve AK Parti Ankara İl Başkanı Hakan Han Özcan da katıldı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak Türkiye’nin dört bir yanında doğusu-batısı, kuzeyi-güneyi demeden yatırımlara devam ettiklerini söyleyen Bakan Karaismailoğlu, “Her projemizi milli bağımsızlık ve millî ekonomi yolunda birer aşama olarak görüyor, bütünsel kalkınmamızı hayata geçirmek için adımlarımızı atıyoruz.

Bugün de temelini atacağımız proje ile başkentimizin iki güzel ilçesi olan Beypazarı ve Nallıhan arasındaki karayolu ulaşımını, bölünmüş yol standardında, çok daha emniyetli, hızlı ve konforlu bir şekle dönüştüreceğiz” ifadelerini kullandı.

“Ulaştırma ve haberleşme için 1 trilyon 118 milyar liranın üzerinde yatırım yaptık”

2003 yılından itibaren başlatılan kara, hava, demir, denizyolu ve haberleşme sektörlerindeki hamlelerle Türkiye’yi bölgesinde lider konumuna getirdiklerini ifade eden Karaismailoğlu, “AK Parti hükümetleri döneminde ulaştırma ve haberleşme için 1 trilyon 118 milyar liranın üzerinde yatırım yaptık. Son 19 yılda 14 bin 267 kilometrelik tek yol, 22 bin 238 kilometre de bölünmüş yol yaptık. Bölünmüş yol uzunluğumuzu 6 bin 100 kilometreden 28 bin 339 kilometreye, otoyol uzunluğunu bin 714 kilometreden 3 bin 532 kilometreye, tünel uzunluğunu 50 kilometreden 617 kilometreye, bölünmüş yol uzunluğumuzu 2023 yılında 30 bin kilometreye çıkarmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

“Başkente yapılan karayolu yatırım miktarı sadece 2 milyar 708 milyon iken, hükümetlerimiz döneminde bu miktarı 12 milyar 759 milyon liraya çıkardık”

Ankara’nın ulaşımı ve iletişimi için yaklaşık 81 milyar 764 milyon liralık yatırım yaptıklarını söyleyen Bakan Karaismailoğlu, “Ankara’daki bölünmüş yol uzunluğunu bin 172 kilometreye çıkardık. Ankara genelindeki 2 bin kilometrelik yol ağının yüzde 60’a yakınının bölünmüş yol standardında olduğunu özellikle vurgulamak istiyorum. 2002-2020 yılları arasında başkentimize kara yolları anlamında 163 kilometre tek yol yapımı ve iyileştirmesi yaptık. 686 kilometrelik bitümlü sıcak kaplama gerçekleştirdik. 1993-2002 yılları arasında başkente yapılan karayolu yatırım miktarı sadece 2 milyar 708 milyon iken, hükûmetlerimiz döneminde bu miktarı 12 milyar 759 milyon liraya çıkardık. Başkentimizde bugün devam eden 29 adet karayolu yatırımlarının toplam proje bedeli 5 milyar 549 milyon liranın üzerindedir” dedi.

“Bir yılda zamandan 5 milyon lira, akaryakıttan 4 milyon lira olmak üzere toplam 9 milyon liralık tasarruf sağlayacağız”

Beypazarı-Nallıhan yolu projesi bittiği zaman getireceği kazanımları anlatan Karaismailoğlu şu ifadeleri kullandı:


“Beypazarı-Nallıhan arasındaki 59 kilometrelik devlet yolunda daha önce yapılan çalışma ile yolun 30,6 kilometrelik kesimi hizmete sunulmuştu. Yeni projemiz, Çayırhan Köprüsü ve bağlantı tünelinden başlayarak, Nallıhan ilçe girişinde sona erecek olan hattın, tek yoldan 2×2 şeritli bölünmüş yol standardına yükseltme çalışmasıdır. Tüm projelerimizde özel önem verdiğimiz, uygulamalarımıza yön veren çevreye, doğaya, insana hizmet eden politikalarımız ışığında, Nallıhan Kuş Cenneti mevkiinde kalan 5 kilometrelik kesimdeki kuşların zarar görmemesi için Çayırhan Köprüsü ve Bağlantı Tüneli çalışmaları yoğun bir şekilde devam ediyor. Bin 262 metre uzunluğundaki bu tünelin devamında 270 metre uzunluğunda çift köprü yapıyoruz. Bu köprüler, kuşların ve yaban hayatının etkilenmemesi için büyük bir özveriyle hazırlandı. Bizim bu projedeki yaklaşımımız, göçmen kuşlar için müstakil vakıf ve hastane kuran ecdadımızın hassasiyetinden gelmektedir. 23,4 kilometre uzunluğunda 2×2 şeritli yol projemizi 2023 yılında tamamlayıp hizmete açmayı planlıyoruz.

Beypazarı-Nallıhan bölünmüş yolumuz tamamlandığında kesintisiz güvenli ulaşım imkânının yanında, bölgenin tarihi, turistik ve ekonomik hayatına canlılık kazandıracak. Ulaşım süresi 14 dakikaya inecek. Böylece bir yılda zamandan 5 milyon lira, akaryakıttan 4 milyon lira olmak üzere toplam 9 milyon liralık tasarruf sağlayacağız. Yıllık karbon emisyon azaltımı da bin 524 ton olacak. Proje, mevcut Ankara-Bolu-Düzce-İstanbul güzergâhına önemli bir alternatif olacak” ifadelerini kullandı.
Beypazarı-Nallıhan arasındaki bölünmüş yol projesinin sona ermesiyle daha güvenli ve kaliteli ulaşımın sağlanacağını ifade eden Karayolları Genel Müdürü Abdülkadir Uraloğlu ise, bu ilçelerin kültürel, turistik ve sosyal gelişimine katkı sağlanacağını söyledi.
Ankara Valisi Vasip Şahin, bu projenin tarihi ve sosyal açıdan önemli olduğunu söyleyerek, ulaşım açısından da alternatif oluşturacağını söyledi.

Ömer Faruk Karataş

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Asayiş

Ankara’da 3 emniyet görevlisinin evlerinde arama yapıldı

Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne yönelik soruşturmada adı geçen ve İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırılan 3 emniyet görevlisinin evlerinde arama yapıldı.

Eda KOÇ
ANKARA-Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin 61 sanığın yargılandığı davaya, Ankara 32’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından devam ediliyor. Suç örgütü ile ilgili iddialarda adı geçen ve Ayhan Bora Kaplan’ın avukatı ile buluştukları iddiası sosyal medyada yer alan Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı M.Ç., Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü K.Ö. ve Şube Müdür Yardımcısı Ş.D., İçişleri Bakanlığı tarafından geçen hafta görevden uzaklaştırıldı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Ankara’daki bir organize suç örgütüyle ilgili sosyal medyada yer alan iddiaların açıklığa kavuşturulabilmesi için İçişleri Bakanlığımızca görevlendirilen mülkiye müfettişlerince, soruşturmanın selameti açısından Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü ve Müdür Yardımcısı görevlerinden uzaklaştırılmışlardır” denildi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından da 3 emniyet mensubu hakkında resen soruşturma başlatıldı. ‘Suç işlemek için anlaşmak’, ‘Adil yargılamayı ve tanığı etkilemeye teşebbüs’, ‘Görevi kötüye kullanma’ ve ‘Suçluyu kayırma’ suçlarından yürütülen soruşturma kapsamında emniyet görevlilerinin evlerinde arama ve el koyma işlemi yapıldı. Aramalarda bazı dijital materyallere el konuldu.

Soruşturma sürdürülüyor.(DHA)

Okumaya devam et

Genel

Yargıtay yeni başkanı Ömer Kerkez oldu

Yargıtay yeni başkanı 37’nci tur oylamada, 3’üncü Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez oldu.



Okumaya devam et

Çevre

DAUM Müdürü Doç. Dr. Sümer, İzmir Fayı’na dikkat çekti

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Deprem Araştırma ve Uygulama Merkez (DAUM) Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer, İzmir’de 6’nın üzerinde deprem üretebilecek 25’e yakın fayın olduğunu belirtti. İzmir’in son büyük depremini 1688 yılında yaşadığını ifade eden Doç. Dr. Sümer, “Depremin hangi fayda olduğunu bilmiyoruz. Eğer İzmir Fayı’nın Balçova segmentinde ya da Pınarbaşı segmentiyle beraber meydana geldiyse, o zaman İzmir Fayı özelinde rahatız demektir. Eğer 1688 depremi, Uzunada Fayı’nda olduysa, İzmir Fayı’nın zamanı gelmiş demektir. Çünkü bu fayda tespit edilen son deprem, 1510 yıl önce, 178 yılında. Dolayısıyla İzmir Fayı’na dikkat edilmesi gerekiyor” dedi.

KADİR ÖZEN
İZMİR-Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkez (DAUM) Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer, İzmir‘i etkileme olasılığı bulunan karada ve denizdeki fayların etkisiyle ilgili bilgi verdi. Son 20 yıllık sürece değinen Doç. Dr. Ökmen Sümer, “Sadece İzmir özelinde değil, Ege yani Türkiye’nin batı kıyılarında 2002 ve 2004’te başlayan bir süreç var. Gökova Körfezi’nde bir deprem fırtınasıyla başlayarak, 2017’de Bodrum’da sürüp 2020’de bildiğiniz gibi İzmir depremi ve 2022’de Buca depremleriyle kuzeye taşınan bir hareketlilik söz konusu. Bu da özellikle kuzeyde deprem beklediğimiz faylar üzerindeki stresin de artmasına neden oluyor. Bu durumdan her fay, eşit miktarda etkilenecek anlamına gelmiyor” diye konuştu.

‘İZMİR’DE 6’NIN ÜZERİNDE DEPREM ÜRETEBİLECEK 25’E YAKIN FAY VAR’

Dokuz Eylül Üniversitesi olarak, hangi fayların nasıl etkilendiğini yaptıkları çalışmalarla az çok ortaya çıkardıklarını vurgulayan Doç. Dr. Sümer, “Şimdi hangi faylar tehlikeli? Öncellikle ilk önce tehlikesiz olanlardan bahsedelim. İzmir’de 6’nın üzerinde deprem üretebilecek 25’e yakın fay var. Gülbahçe Fayı, Yağcılar Fayı, Tuzla Fayı’nın güney segmenti gibi faylar deprem üretmişler, tarihsel dönemlerde. Yani 1389, 1040 gibi, MS 47 gibi. En son 1992’de Doğan Bey’de yaşadığımız deprem gibi. 2005’te özellikle Gülbahçe’nin güneyinde yaşadığımız 5.9’luk depremler gibi. Bu faylarda deprem tekrarlama periyoduna baktığımızda rahat faylar olarak değerlendirebiliriz. Çünkü Ege’nin tamamına baktığımızda, buradaki fayların 1500 ila 2 bin yılda bir, 7’ye yakın bir deprem ürettiğini gösteriyor. Gülbahçe Fayı, Yağcılar Fayı, Tuzla Fayının güney segmentinde deprem olmuş, o nedenle orada çok büyük deprem riski beklemiyoruz” ifadelerini kullandı.

‘ÖNCE HAVZADA ÇALIŞMA YAPMAK GEREKİYOR’

Nelere dikkat edilmesi gerektiğini de anlatan Doç. Dr. Ökmen Sümer, “İki şey çok önemli. Deprem ne zaman ve ne büyüklüğünde olacak? Bu sorular önemli. Ama öncelikle deprem olsun olmasın ilk yapmamız gereken şey, deprem bilincini geliştirmek. Bunu ilköğretim seviyesinden itibaren yapmak. Yani sosyal sorumluluk projeleriyle halkımızı deprem konusunda eğitmemiz gerekiyor. Depremde nasıl davranacaklarını bilmeliler ki bu ikincisi ve en önemlisi. Özellikle yerel yönetimlere çok büyük bir sorumluluk düşüyor. Mikro bölgeleme çalışmaları önemli. Büyük alanlarda yapılacak yer bilimsel çalışmalar olmadan mikro bölgelemeye gitmek bizi geriletebilir. Yapılması gereken, önce büyük alanlardaki yer bilimsel verileri toparlamak. Havzaya bakacağız. Bilimsel verilerini çıkartacağız. Sonra bizim yönelebileceğimiz yerlerde mikro bölgeleme çalışmaları yapacağız. Yeni yer bilimsel verilerini oluşturmalıyız. Dolayısıyla Konak gibi özellikle Kaşıyaka ve Mavişehir gibi alanlarda bizim Bornova Havzası’nda yaptığımız gibi büyük alanlardaki yer bilimsel verilerin mutlaka elde edilmesi gerekiyor” diye konuştu.


Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.