Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Genel

Erbakan’dan yangın felaketine karşı ‘Milli Birlik’ çağrısı

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, devam eden orman yangınları ile ilgili tartışmalara ilişkin, “Şu noktada İktidar-muhalefet kavgası, toplumsal kutuplaşma ve kamplaşma görüntüsünün verilmesi çok yanlıştır. Gün iktidarıyla muhalefetiyle, her kesimden insanımızla 84 milyon hep birlikte, felakete karşı canla başla mücadele etme, maddi manevi yaraları sarma günüdür” dedi.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, yaptığı yazılı açıklamada, yangınlara karşı siyasi kavgaların yeri ve zamanı olmadığını belirterek, bu felaketle millet olarak tek yürek yek vücut hep birlikte mücadele etme çağrısında bulundu.


“Gün birlik olma 84 milyon hep birlikte tek yürek olma günüdür”

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Erbakan yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı;
“28 Temmuz’da Antalya, Manavgat’ta başlayan ve kısa sürede Akdeniz Bölgemizde çok geniş bir alana yayılan yangınlar halen daha devam ederken, asırlık ağaçlarımız, ormanlarımız kül olmaya, savunmasız ve masum hayvanlar canından olmaya devam ederken, itfaiye erlerimiz, gönüllülerimiz yangının söndürülmesi için aralıksız şekilde can siperane mücadele verirken, yüzlerce yaralımız hastanelerde tedavi edilirken, Yüreği yanan, içi kan ağlayan bölgedeki insanlarımızın karşısında, büyük bir acı ve endişe yaşayan milletimizin gözleri önünde, iktidar kanadının ve muhalefet partilerinin siyasi düellolara tutuşması kabul edilemez.

İktidar kanadı muhalefet partili belediyeleri suçlarken, muhalefetin de Hükümeti, Bakanlıkları suçlaması; iktidarın da muhalefetin de siyasi kazanç saikiyle çeşitli açıklamalar yapması asla uygun bir tutum değildir.
Şu noktada İktidar-muhalefet kavgası görüntüsü, toplumsal kutuplaşma ve kamplaşma görüntüsünün verilmesi çok yanlıştır. Gün iktidarıyla muhalefetiyle, her kesimden insanımızla 84 milyon hep birlikte, felakete karşı canla başla mücadele etme, maddi manevi yaraları sarma günüdür. Önce evimizdeki yangını söndürmeli, yaralarımızı sarmalı, sonra eksikleri, yanlışları, ihmalleri masaya yatırıp gereken adımları atmalıyız.”


“Gerginliği arttıracak her türlü söz ve tavırdan uzak durulmalıdır”

‘Böyle bir zamanda kutuplaşmayı, gerginliği artıracak her türlü söz ve tavırdan uzak durulmalıdır.’ diyen Erbakan, “Terör örgütlerinin ve çeşitli unsurların, bu yangınları maksatlı olarak çıkartarak ülkemize, milletimize ekonomik ve psikolojik bakımdan zarar vermek istemesi ihtimal dahilindedir. Ancak böyle büyük bir felaketle karşı karşıya olduğumuz şu günlerde “yangını şunlar çıkardı, bunlar çıkardı, şu etnik kökenden insanlar yaptı” şeklinde konuşmaların tartışmaların zamanı ve yeri değildir. Bu gibi yaklaşımlar bu felaketle mücadele sırasında birlik ve bütünlüğümüzü zedeler. Bu zor günlerde millet olarak dayanışma birlik ve beraberlik içerisinde olmalı, tek yürek yek vücut halde yangınların kontrol altına alınması, yaraların sarılması için hep birlikte mücadele etmeliyiz” ifadelerine yer verdi.


“Bölgedeki kahramanlara şükranlarımızı sunuyorum”

Canını dişine takarak büyük bir özveri ile yangınların söndürülmesi, canların kurtarılması için çaba sarf eden tüm itfaiye ekiplerine, orman teşkilatımıza, vatandaşlarımıza, gönüllülere şükranlarını sunduklarını ifade eden Erbakan, “Bölgedeki vatandaşlarımız başta olmak üzere tüm Milletimiz’e bir kez daha geçmiş olsun dileklerini iletiyor ve Cenabı Allah’a bu yangın felaketinin bir an önce son bulması için dua ediyoruz” cümlelerini kullandı.

Muhammet Mücahit Dereli

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Asayiş

Ankara’da 3 emniyet görevlisinin evlerinde arama yapıldı

Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne yönelik soruşturmada adı geçen ve İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırılan 3 emniyet görevlisinin evlerinde arama yapıldı.

Eda KOÇ
ANKARA-Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin 61 sanığın yargılandığı davaya, Ankara 32’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından devam ediliyor. Suç örgütü ile ilgili iddialarda adı geçen ve Ayhan Bora Kaplan’ın avukatı ile buluştukları iddiası sosyal medyada yer alan Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı M.Ç., Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü K.Ö. ve Şube Müdür Yardımcısı Ş.D., İçişleri Bakanlığı tarafından geçen hafta görevden uzaklaştırıldı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Ankara’daki bir organize suç örgütüyle ilgili sosyal medyada yer alan iddiaların açıklığa kavuşturulabilmesi için İçişleri Bakanlığımızca görevlendirilen mülkiye müfettişlerince, soruşturmanın selameti açısından Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü ve Müdür Yardımcısı görevlerinden uzaklaştırılmışlardır” denildi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından da 3 emniyet mensubu hakkında resen soruşturma başlatıldı. ‘Suç işlemek için anlaşmak’, ‘Adil yargılamayı ve tanığı etkilemeye teşebbüs’, ‘Görevi kötüye kullanma’ ve ‘Suçluyu kayırma’ suçlarından yürütülen soruşturma kapsamında emniyet görevlilerinin evlerinde arama ve el koyma işlemi yapıldı. Aramalarda bazı dijital materyallere el konuldu.

Soruşturma sürdürülüyor.(DHA)

Okumaya devam et

Genel

Yargıtay yeni başkanı Ömer Kerkez oldu

Yargıtay yeni başkanı 37’nci tur oylamada, 3’üncü Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez oldu.



Okumaya devam et

Çevre

DAUM Müdürü Doç. Dr. Sümer, İzmir Fayı’na dikkat çekti

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Deprem Araştırma ve Uygulama Merkez (DAUM) Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer, İzmir’de 6’nın üzerinde deprem üretebilecek 25’e yakın fayın olduğunu belirtti. İzmir’in son büyük depremini 1688 yılında yaşadığını ifade eden Doç. Dr. Sümer, “Depremin hangi fayda olduğunu bilmiyoruz. Eğer İzmir Fayı’nın Balçova segmentinde ya da Pınarbaşı segmentiyle beraber meydana geldiyse, o zaman İzmir Fayı özelinde rahatız demektir. Eğer 1688 depremi, Uzunada Fayı’nda olduysa, İzmir Fayı’nın zamanı gelmiş demektir. Çünkü bu fayda tespit edilen son deprem, 1510 yıl önce, 178 yılında. Dolayısıyla İzmir Fayı’na dikkat edilmesi gerekiyor” dedi.

KADİR ÖZEN
İZMİR-Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkez (DAUM) Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer, İzmir‘i etkileme olasılığı bulunan karada ve denizdeki fayların etkisiyle ilgili bilgi verdi. Son 20 yıllık sürece değinen Doç. Dr. Ökmen Sümer, “Sadece İzmir özelinde değil, Ege yani Türkiye’nin batı kıyılarında 2002 ve 2004’te başlayan bir süreç var. Gökova Körfezi’nde bir deprem fırtınasıyla başlayarak, 2017’de Bodrum’da sürüp 2020’de bildiğiniz gibi İzmir depremi ve 2022’de Buca depremleriyle kuzeye taşınan bir hareketlilik söz konusu. Bu da özellikle kuzeyde deprem beklediğimiz faylar üzerindeki stresin de artmasına neden oluyor. Bu durumdan her fay, eşit miktarda etkilenecek anlamına gelmiyor” diye konuştu.

‘İZMİR’DE 6’NIN ÜZERİNDE DEPREM ÜRETEBİLECEK 25’E YAKIN FAY VAR’

Dokuz Eylül Üniversitesi olarak, hangi fayların nasıl etkilendiğini yaptıkları çalışmalarla az çok ortaya çıkardıklarını vurgulayan Doç. Dr. Sümer, “Şimdi hangi faylar tehlikeli? Öncellikle ilk önce tehlikesiz olanlardan bahsedelim. İzmir’de 6’nın üzerinde deprem üretebilecek 25’e yakın fay var. Gülbahçe Fayı, Yağcılar Fayı, Tuzla Fayı’nın güney segmenti gibi faylar deprem üretmişler, tarihsel dönemlerde. Yani 1389, 1040 gibi, MS 47 gibi. En son 1992’de Doğan Bey’de yaşadığımız deprem gibi. 2005’te özellikle Gülbahçe’nin güneyinde yaşadığımız 5.9’luk depremler gibi. Bu faylarda deprem tekrarlama periyoduna baktığımızda rahat faylar olarak değerlendirebiliriz. Çünkü Ege’nin tamamına baktığımızda, buradaki fayların 1500 ila 2 bin yılda bir, 7’ye yakın bir deprem ürettiğini gösteriyor. Gülbahçe Fayı, Yağcılar Fayı, Tuzla Fayının güney segmentinde deprem olmuş, o nedenle orada çok büyük deprem riski beklemiyoruz” ifadelerini kullandı.

‘ÖNCE HAVZADA ÇALIŞMA YAPMAK GEREKİYOR’

Nelere dikkat edilmesi gerektiğini de anlatan Doç. Dr. Ökmen Sümer, “İki şey çok önemli. Deprem ne zaman ve ne büyüklüğünde olacak? Bu sorular önemli. Ama öncelikle deprem olsun olmasın ilk yapmamız gereken şey, deprem bilincini geliştirmek. Bunu ilköğretim seviyesinden itibaren yapmak. Yani sosyal sorumluluk projeleriyle halkımızı deprem konusunda eğitmemiz gerekiyor. Depremde nasıl davranacaklarını bilmeliler ki bu ikincisi ve en önemlisi. Özellikle yerel yönetimlere çok büyük bir sorumluluk düşüyor. Mikro bölgeleme çalışmaları önemli. Büyük alanlarda yapılacak yer bilimsel çalışmalar olmadan mikro bölgelemeye gitmek bizi geriletebilir. Yapılması gereken, önce büyük alanlardaki yer bilimsel verileri toparlamak. Havzaya bakacağız. Bilimsel verilerini çıkartacağız. Sonra bizim yönelebileceğimiz yerlerde mikro bölgeleme çalışmaları yapacağız. Yeni yer bilimsel verilerini oluşturmalıyız. Dolayısıyla Konak gibi özellikle Kaşıyaka ve Mavişehir gibi alanlarda bizim Bornova Havzası’nda yaptığımız gibi büyük alanlardaki yer bilimsel verilerin mutlaka elde edilmesi gerekiyor” diye konuştu.


Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.