Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Ekonomi

Bakan Dönmez: Hane başı yıllık doğal gaz destek miktarı 450 ila 1150 TL arasında olacak

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, “Isınma yardımı alan hanelere destekler genişletilerek doğal gaz da dâhil edilmiştir. Yaklaşık 3 milyar TL’lik doğal gaz desteğinden 4 milyon hane yararlanacak. Hane başı yıllık doğalgaz destek miktarı ise 450 ila 1150 TL arasında olacak” dedi.

ANKARA-
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, konu hakkında yaptığı yazılı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Dünya, son zamanlarda ciddi bir enerji darboğazından geçiyor. Enerji fiyatları küresel bir sorun haline geldi. 2021 yılından itibaren, elektrik üretiminin ana ham maddelerinden olan kömür fiyatları 5 kat, doğal gaz fiyatları ise 10 kat arttı. Doğal gazın yüzde 99’u, petrolün yüzde 92’si ithal edilmektedir. Elektrik üretiminde ise kullanılan ithal kaynakların (doğal gaz ve kömür) oranı yüzde 50 seviyesindedir.

Pandemi döneminde yavaşlayan enerji ham maddeleri üretiminin artan hızlı enerji talebini karşılayamaması ve kuraklık gibi faktörlerin de eklenmesiyle enerji arzında küresel sıkıntılar yaşanmaya başlandı.

Türkiye, elektrik üretim, iletim ve dağıtım alanlarında son 20 yılda 100 milyar dolarlık yatırım yaptı. Bu sayede son 20 yılda elektrikteki toplam kurulu gücümüzü 3,5 kat artırarak 100 bin megavat seviyesine ulaştık.

Özellikle, yerli ve yenilenebilir enerjiye dev yatırımlar yaparak küresel fiyat artışlarının bir kısmını engelledik. Vatandaşlarımıza yansıyacak bedelin minimumda kalması için de destek mekanizmalarını hayata geçirdik. 2021 yılında elektrik ve doğal gaz faturalarında 100 milyar TL’lik bir destekte (sübvansiyon) bulunduk. Bu destek hane başı yaklaşık yıllık 5.000 TL’dir. Ayrıca, akaryakıtta 65 milyar TL’lik bir ÖTV desteğini de hükümetimiz sağladı.

Öte yandan hükümetimiz, dar gelirli vatandaşlarımıza son 3 yılda 2,1 milyon haneye toplamda 6,4 milyar TL’lik destek sağladı. Isınma yardımı alan hanelere destekler genişletilerek doğal gaz da dâhil edilmiştir. Yaklaşık 3 milyar TL’lik doğal gaz desteğinden 4 milyon hane yararlanacak. Hane başı yıllık doğalgaz destek miktarı ise 450 ila 1150 TL arasında olacak.
Bu yıl elektrikte birinci kademede yaklaşık yüzde 50, doğal gazda ise yüzde 75’lik devlet desteği devam etmektedir. Örneğin; 100 liralık elektrik faturasının 50 TL’si, doğalgaz da ise 100 TL’lik faturanın 75 TL’si hükümetimiz tarafından karşılanmaktadır.

Bu süreçte Türkiye’nin 81 şehrine doğal gaz götürdük. Türkiye’yi nükleer enerjiyle buluşturmak için gün sayıyoruz. Yerli ve yenilenebilir enerjide toplam kurulu gücümüzü yüzde 65’e çıkardık. Karadeniz’de 540 milyar metreküplük rezervimizi 2023’te kullanıma sunmak için sahada büyük bir gayret gösteriyoruz.

Türkiye’nin enerji bağımsızlığı için ne zaman bir adım atsak, bu konuda muhalefetin ortaya koyduğu siyaset tarzı Türkiye’nin yerli ve milli politikalara olduğu kadar yerli ve milli siyasetçilere de ne kadar ihtiyacı olduğunu ortaya koymaktadır.


Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Ekonomi

Bakan Yumaklı: Genç ve kadın arıcılara ilave destek verilecek

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, yakında açıklayacakları yeni destekleme modelinde gezginci arıcılar ile genç ve kadın arıcılara kovan başı ilave destekleme vereceklerini duyurdu.

ANKARA-Yeryüzündeki yaşamın devamlılığının sağlanmasında önemli bir rol üstlenen arıların önemine dikkati çekmek amacıyla 20 Mayıs her yıl Birleşmiş Milletler kararı ile ‘Dünya Arı Günü’ olarak kutlanıyor. Bakan Yumaklı, ‘Dünya Arı Günü’ nedeniyle açıklama yaptı. Türkiye’nin bal üretiminde dünyada 2’nci olduğunun altını çizen Yumaklı, 2003’ten itibaren arıcıların desteklerden faydalandığını aktardı. Sektöre 2023’e kadar 1,6 milyar lira destek sağlandığını vurgulayan Yumaklı, “Verilen desteklerin de etkisi ile arılı kovan, bal üretimi ve arıcılık işletme sayısında büyük artışlar kaydedildi. 2002’de 74 bin ton olan bal üretimimiz 2023’te 115 bin tona çıktı. Söz konusu zamanda arılı kovan sayımızı da 4,1 milyondan 9,2 milyona çıkarttık. Amacımız kovan sayılarını artmasının yanında kovan başına alınan balın veriminin ve kalitesinin de artmasını sağlamak” dedi.

Bakan Yumaklı, bakanlık olarak çalışmalarını 5 ana eksende sürdürdüklerini belirterek, “Bunlar; verimlilik, kalite, sürdürülebilirlik, kayıtlılık ve sektöre yatırım. Arıcılıkta da bu 5 ana eksen etrafında adımlar atacağız. Bu kapsamda yeni destekleme modelimizde gezginci arıcılar ile genç ve kadın üreticilerimize kovan başına ilave destekler verilecek” diye konuştu.

İklim değişikliğinin bal arıları üzerinde etkilerine yönelik ulusal ve uluslararası düzeyde çalışmaların sürdüğünü belirten Yumaklı, şunları kaydetti:

“İklim değişikliğinin arılar üzerindeki etkilerinin bertaraf edilmesi amacıyla Arıcılık Eylem Planı’nın hayata geçirilmesi için çalışmalara başladık. Bunu ilgili kamu kuruluşları, üniversiteler ve özel sektör temsilcileri bir araya gelerek çalışacağız. Bölgesel ırk ve ekotipler ile yapılan arıcılığın geliştirilmesi, bitki örtüsünün korunması, arıcılık yönetimi, hastalık ve zararlılarla mücadele gibi konuları kapsayacak eylem planıyla iklim değişikliğinden kaynaklanan olumsuzlukların arılar üzerindeki etkisinin en aza indirilmesini amaçlayacağız.”(DHA)

Okumaya devam et

Ekonomi

Türkiye’de ilaç kıtlığı iddiası…

Eczacılar Vakfı’ndan tepki: Koca sağlık sisteminde üvey evlat muamelesi görüyoruz! Ayrıcaülkemizde ilaç kıtlığı var…

ZAFER BULUT
HABER MERKEZİ
-Eczacılar Vakfı Genel Sekreteri Osman Tosun, Türkiye’de eczacılık eğitiminin geldiği noktadan eczacıların iş yerlerinde yaşadığı sorunlara kadar birçok düzenleme ihtiyacı olan başlığa dikkat çekti. İlaç kıtlığına da vurgu yapan Tosun “Biz devletimiz ile ilaç üreticileri arasındaki fiyat tartışmalarının bir tarafı değiliz, o masada söz hakkımız da yok sayılır fakat bu tartışmaların olumsuz etkilerini en derinden yaşayan meslek grubu da biziz. Biz bunun değişmesini bekliyoruz, bize bir nebze nefes aldıracak olan çözümün bu olduğuna inanıyoruz ve cansiperane emeğimizin artık karşılık bulmasını çok istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Eczacılık fakültelerinde gerçekten de çok yoğun, hem teorik hem de uygulama ağırlıklı yüksek nitelikli bir eğitim müfredatının bulunduğunu belirten Eczacılar Vakfı Genel Sekreteri, sayıları hızla artan eczacılık fakültelerine vurgu yaparken “Bu konunun üzerinde önemle durmamız gerekir ki gelecekte bir eczacı istihdamı ama ondan çok daha önemlisi bir halk sağlığı sorununa yol açılmasın. Biz bu durumu artık fakülte enflasyonu diye isimlendiriyoruz ve çok acilen bu sorunun çözümü için adımlar atılmasını bekliyoruz” dedi.

YURT DIŞINDAN HAKSIZ DİPLOMALAR…

Bu noktada kimi yurt dışı üniversitelerinden haksız şekilde alınan diplomalara da dikkat çeken Osman Tosun, “Diplomasını saygın üniversitelerden bileklerinin hakkıyla alan meslektaşlarımı tenzih ederek söyleyebilirim ki bunların çok büyük bir kısmı ne yazık ki nereden ne şekilde alındığı belli olmayan diplomalar ve maalesef ülkemizde çok kolaylıkla denklik alabiliyorlar. Bu gerçekten tüm toplum adına çok can sıkıcı bir sorun ve maalesef çok ciddi bir halk sağlığı sorununa dönüşme potansiyeli barındırıyor. Bizim ülke olarak buna acilen bir çözüm bulmamız gerekiyor. Burada da görev büyük oranda Yüksek Öğretim Kurumu ve elbette siyaset kurumuna düşüyor. Son dönemde bu konuda bazı adımlar atıldı ancak bize göre bunlar halen yetersiz” diye konuştu.

Osman Tosun, eğitim konusunda Eczacılar Vakfı olarak sundukları çözüm önerilerini şöyle sıraladı:

“Yeni eczacılık fakültesi artık açılmamalı

Var olan fakülte kontenjanlarında, ihtiyaç ve istihdam planlamalarına uyumlu olarak kontenjan kısıtlamalara gidilmeli hatta kontenjanlar azaltılmalı.

Eczacılık fakültelerine girişte uygulanan baraj puanı daha etkin düzeylere getirilmeli.

Eczacılıkta Uzmanlık konusundaki sorunlar giderilip yaygınlaşması sağlanmalı.

Stajer kabul etme ile ilgili teşvik edici uygulamalara gidilmeli.”

‘ZAM GELSE DE GELMESE DE BİZ ZARARDAYIZ’

Eczacıların sorunlarının sadece eğitim süreçleriyle sınırlı olmadığını belirten Osman Tosun, “Mesleğimizin güncel sorunları ve uzun yıllardan gelen kronikleşmiş sorunları var. Ki bunlar aynı zamanda bizim için mücadele alanları haline geldi” diyerek şu ifadeleri kullandı:

“Şu günlerde elbette tüm toplumumuz gibi eczacılar da devasa ekonomik sorunlarla mücadele ediyorlar. Tüm maliyetlerimiz korkunç bir hızla artarken ne yazık ki gelirlerimiz çok az artıyor ve gerçekten çok ciddi sayıda meslektaşımız eczanelerini ayakta tutmakta her geçen gün daha fazla zorlanıyor. Son günlerde çokça gündeme gelen önemli bir başka önemli sorun ilaç yoklukları, bir başka deyimle piyasada bulunamayan ilaçlar. Bu konu meslek örgütlerimiz tarafından çok defa anlatıldı ama kısaca yinelemek gerekirse bu sorunun temelinde 2004 tarihli İlaç Fiyat Kararnamesi (IFK) yatıyor. Geçtiğimiz yıl içinde kısmi düzenlemeler yapılmış olsa da IFK bir taraftan eczane ekonomileri üzerinde yıkıcı etkiler yapmaya diğer taraftan halkımızın ilaca erişimi konusunda ciddi engeller oluşturmaya devam ediyor. Anlaşılması çok zor, çok teknik bir konu bu IFK meselesi ama çok kabaca açıklamak gerekirse IFK, ilaç fiyatlarının nasıl belirleneceğini ve sektörde kimin karlılık oranının ne olacağını tarif eden kararname. Bu kararnamede ilaç sektörüne yönelik özel kur uygulaması var ve uygulanan kur güncel kurun yaklaşık yarısına denk geliyor hatta dönem dönem ani kur hareketleri söz konusu olduğunda daha aşağılara da düşebiliyor.

Biz eczacılar için IFK’nın daha da vahim sonuçları var. Şöyle ki kararnameye göre ilaçlar belirli fiyat baremlerine ayrılmış durumda ve karlılık oranları da bu baremlere göre değişiyor. Kararnameye göre fiyat yükseldikçe karlılık oranı düşüyor. Dolayısıyla ilaç fiyatlarına zam yapılıp bu baremler ona uygun şekilde belirlenmediğinde karlılık oranınız düşmüş oluyor ve kararnamenin yürürlüğe girdiği günden bu yana uygulama tam olarak bu şekilde sürüyor. Zaman içinde bir iki küçük düzenleme yapılsa da yaraya pansuman dahi olmadı diyebiliriz. Yani mevcut durumun özeti biz eczacılar için ilaç fiyatlarına zam gelse bir dert, gelmese başka dert. Bizi her iki durumda da zararlı çıkaran bir yasal altyapımız var, emeği geçenlerin kulakları çınlasın.”

‘ÜVEY EVLAT MUAMELESİ GÖRÜYORUZ’

Siyaset kurumunun, ilgili bakanlıkların ve bürokrasi kademelerinin eczacıların sorunlarına karşı yıllardır belirgin bir duyarsızlık içinde olduğuna dikkat çeken Osman Tosun, “Yani bu kocaman sağlık sistemi içerisinde eczacılar uzun yıllardır üvey evlat muamelesi görüyor dersek lütfen kimse kırılmasın. Eczacı örgütlerinin sesine daha fazla kulak verilmesini, devlet bürokrasisi içinde ve karar alma mekanizmalarında da eczacılara daha fazla yer verilmesini bekliyoruz” dedi.

‘FİYAT TARTIŞMASININ BİR TARAFI DEĞİLİZ’

Eczacılar Vakfı Genel Sekreteri Osman Tosun, eczacıların taleplerini ise şöyle anlattı:

“Aslında sorunlardan bahsederken talep ve önerilerimizden de büyük ölçüde bahsetmiş olduk ama bu soruya yanıt verirken yalnızca ‘meslek hakkı’ talebimizi dile getirmek isteriz. Biz eczacılar halkımıza sunduğumuz nitelikli sağlık hizmetinin bir karşılığı olsun istiyoruz. Biz devletimiz ile ilaç üreticileri arasındaki fiyat tartışmalarının bir tarafı değiliz, o masada söz hakkımız da yok sayılır fakat bu tartışmaların olumsuz etkilerini en derinden yaşayan meslek grubu da biziz. Biz bunun değişmesini bekliyoruz, bize bir nebze nefes aldıracak olan çözümün bu olduğuna inanıyoruz ve cansiperane emeğimizin artık karşılık bulmasını çok istiyoruz.”

Okumaya devam et

Ekonomi

JetCar’a büyük ilgi

Antalya’da üretiliyor, 110 ülkenin sularında yüzüyor

RÜMEYSA BULUT
HABER MERKEZİ
-Ankara’da düzenlenen Deniz Araçları, Ekipmanları ve Aksesuarları Fuarı Artı Boat Show’da sergilenen su sporları aracı ‘JetCar’ ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Antalyalı bir firma tarafından üretilen ve 1 milyon 200 bin TL fiyat etiketi olan deniz oyuncağı 110 ülkeye ihraç ediliyor.

Deniz Araçları, Ekipmanları ve Aksesuarları Fuarı Artı Boat Show Ankara, milyonluk tekne ve yatlara ev sahipliği yapıyor. 150 bin TL ile 7 milyon TL arasında değişen 200’ün üzerinde teknenin sergilendiği fuara, Antalya merkezli bir firma tarafından üretilen ‘JetCar’ damgasını vurdu.

EN FAZLA İHRACAT ABD’YE VE ARAP YARIMADASINA

JetCar’la ilgili detayları aktaran Ocean Marine Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Güneş, “Dünyada büyük ilgili gören JetCar’ı geliştirmeye devam ediyoruz. Daha gelişmiş versiyonunu kısa süre içerisinde denize indirmeyi hedefliyoruz. Mevcut versiyon 55 deniz mili (Yaklaşık 90 km/s) hıza ulaşıyor. Türkiye’de 400 adet JetCar sularımızda yüzüyor. ABD, Arap yarımadası ve İspanya başta olmak üzere bugün 110 ülkeye ihracat yapıyoruz. Yeni versiyonun suya inmesiyle birlikte hedefimiz ihracat yaptığımız ülke sayısını bu yıl en az 150’ye çıkarmak. Hem sektör ihracatımıza hem de Türkiye’nin toplam ihracatına daha fazla katkı vermek istiyoruz. Türkiye, deniz araçları ve ekipmanları üretiminde tasarım ve kalite özelinde dünyada üçüncü sırada yer alıyor. Mevcut konumumuzu pekiştirmek ve daha üst basamaklarda yer almak için katma değeri yüksek ürünlere odaklanmalıyız” ifadelerini kullandı.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.