Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Genel

Merinos ruhu yerinde yaşatılıyor

Cumhuriyet dönemi sanayisinin sembol kuruluşlarından olan Merinos Fabrikası’nda ‘alın terleriyle’ ülke ekonomisine değer katan çalışanların talebi üzerine projelendirilen Merinos Emeklileri Derneği binası, düzenlenen törenle hizmete açıldı.

BURSA-
Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından Türkiye’nin ilk sanayileşme atılımlarından olan Merinos Fabrikası’nın ruhunun yaşatılması amacıyla yaptırılan ‘Merinos Emeklileri Derneği’ binasında çalışmalar yaklaşık bir sene önce başlatıldı. Merinos Parkı içerisinde 250 metrekarelik alana inşa edilen, bünyesinde ofis, mutfak, mescit, tuvalet, bebek bakım odası gibi bölümler bulunuyor. Merinos’tan emekli olanların buluşma noktası haline gelecek tesis, aynı zamanda Türkiye’nin sanayileşme tarihine de ışık tutacak.

Merinos Parkı’ndaki törene, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın yanı sıra Bursa Milletvekili Müfit Aydın, AK Parti İl Başkanvekili Mustafa Yavuz, Bursa Kent Konseyi Başkanı Şevket Orhan, Merinos Emekliler Derneği Başkanı Kadir Burhan, dernek üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Nadide mekan

Verilmiş bir sözü yerine getirmenin mutluluğunu yaşadıklarını söyleyen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, mekânın Merinoslulara ve Bursalılara hayırlı olmasını diledi. Büyükşehir Belediyesi’nde göreve geldikten sonra Merinos emeklilerine ait bina talebini çok sık duyduğunu belirten Başkan Aktaş, kısa sürede harekete geçerek konuyu nihayete erdirdiklerini ifade etti. Merinos Parkı’nın kültür ve sanatın yeşille buluştuğu nadide mekânlardan biri olduğunu anlatan Başkan Aktaş, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten bugüne kadar Merinos’ta emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Fabrika alanının yeşil bölge olarak korunması ve sosyal faaliyet alanlarına dönüşmesi ufkunu ortaya koyan rahmetli başkanımız Hikmet Şahin’i rahmetle anıyorum. Süreci devam ettiren Recep Altepe başkanımıza da teşekkür ediyorum. Bu mekan artık Bursa’nın, kültür sanat, cemiyet ve vatandaşların buluşma mekanı oldu” dedi.

Hatıralar yaşatılacak

1930’lu yıllarda başlayan Türkiye’nin sanayi planları çerçevesinde 1935 yılında temeli atılan ve 1938 yılında bizzat Atatürk tarafından açılan tekstil fabrikalarının en görkemlisinin yer aldığı Merinos’un tarihi hakkında bilgi veren Başkan Aktaş, o yıllarda Bursa nüfusunun yaklaşık 150 bin civarında olduğunu, ilk başlarda fabrikada 1650 işçi istihdam edildiğini anlattı. Fabrikanın tarihi boyunca toplam 17 bin 500 kişiye iş kapısı olduğunu hatırlatan Başkan Aktaş, 2004 yılında görevini tamamlayan fabrika alanının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne devredildiğini dile getirdi. Alanın Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi olarak Bursa’ya kazandırıldığını söyleyen Başkan Aktaş, “Merinos’tan emekli olanların birçoğu hala o hatıralarla yaşıyor. Bu hatıraların uzun yıllar yaşatılması adına dernek binasını kazandırdığımız için mutluyuz. Bu güzel mekân, Merinosluların buluşmasına ve hoş vakit geçirmesine vesile olacaktır. Şehrin bugünlere gelmesinde Merinosluların büyük emekleri var. Rahat bir ortamda buluşma imkanı bulacaklar. Bir taraftan hatıralarımızı yaşatırken, bir taraftan da Bursa’nın daha yaşanabilir bir şehir olması için çalışıyoruz. Hayırlı uğurlu olsun” diye konuştu.

Bursa Milletvekili Müfit Aydın, Bursa’da çok manalı bir açılışa imza atmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirtti. Bursa’nın son 100 yılının buluşacağı bir mekanının şehre kazandırıldığını söyleyen Aydın, “Hatıraların yaşatılacağı, insanların buluşup geçmişi anabilecekleri bir mekan oluşturuldu. Eminim ki burası Merinos emeklileri için birinci ev olacaktır. Onlar için burası enerji deposu olacaktır. Projede emeği geçen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ı ve Bursa Kent Konseyi Şevket Orhan’ı tebrik ediyorum. Hayırlı olsun” dedi.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Asayiş

Ankara’da 3 emniyet görevlisinin evlerinde arama yapıldı

Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne yönelik soruşturmada adı geçen ve İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırılan 3 emniyet görevlisinin evlerinde arama yapıldı.

Eda KOÇ
ANKARA-Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin 61 sanığın yargılandığı davaya, Ankara 32’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından devam ediliyor. Suç örgütü ile ilgili iddialarda adı geçen ve Ayhan Bora Kaplan’ın avukatı ile buluştukları iddiası sosyal medyada yer alan Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı M.Ç., Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü K.Ö. ve Şube Müdür Yardımcısı Ş.D., İçişleri Bakanlığı tarafından geçen hafta görevden uzaklaştırıldı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Ankara’daki bir organize suç örgütüyle ilgili sosyal medyada yer alan iddiaların açıklığa kavuşturulabilmesi için İçişleri Bakanlığımızca görevlendirilen mülkiye müfettişlerince, soruşturmanın selameti açısından Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü ve Müdür Yardımcısı görevlerinden uzaklaştırılmışlardır” denildi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından da 3 emniyet mensubu hakkında resen soruşturma başlatıldı. ‘Suç işlemek için anlaşmak’, ‘Adil yargılamayı ve tanığı etkilemeye teşebbüs’, ‘Görevi kötüye kullanma’ ve ‘Suçluyu kayırma’ suçlarından yürütülen soruşturma kapsamında emniyet görevlilerinin evlerinde arama ve el koyma işlemi yapıldı. Aramalarda bazı dijital materyallere el konuldu.

Soruşturma sürdürülüyor.(DHA)

Okumaya devam et

Genel

Yargıtay yeni başkanı Ömer Kerkez oldu

Yargıtay yeni başkanı 37’nci tur oylamada, 3’üncü Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez oldu.



Okumaya devam et

Çevre

DAUM Müdürü Doç. Dr. Sümer, İzmir Fayı’na dikkat çekti

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Deprem Araştırma ve Uygulama Merkez (DAUM) Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer, İzmir’de 6’nın üzerinde deprem üretebilecek 25’e yakın fayın olduğunu belirtti. İzmir’in son büyük depremini 1688 yılında yaşadığını ifade eden Doç. Dr. Sümer, “Depremin hangi fayda olduğunu bilmiyoruz. Eğer İzmir Fayı’nın Balçova segmentinde ya da Pınarbaşı segmentiyle beraber meydana geldiyse, o zaman İzmir Fayı özelinde rahatız demektir. Eğer 1688 depremi, Uzunada Fayı’nda olduysa, İzmir Fayı’nın zamanı gelmiş demektir. Çünkü bu fayda tespit edilen son deprem, 1510 yıl önce, 178 yılında. Dolayısıyla İzmir Fayı’na dikkat edilmesi gerekiyor” dedi.

KADİR ÖZEN
İZMİR-Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkez (DAUM) Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer, İzmir‘i etkileme olasılığı bulunan karada ve denizdeki fayların etkisiyle ilgili bilgi verdi. Son 20 yıllık sürece değinen Doç. Dr. Ökmen Sümer, “Sadece İzmir özelinde değil, Ege yani Türkiye’nin batı kıyılarında 2002 ve 2004’te başlayan bir süreç var. Gökova Körfezi’nde bir deprem fırtınasıyla başlayarak, 2017’de Bodrum’da sürüp 2020’de bildiğiniz gibi İzmir depremi ve 2022’de Buca depremleriyle kuzeye taşınan bir hareketlilik söz konusu. Bu da özellikle kuzeyde deprem beklediğimiz faylar üzerindeki stresin de artmasına neden oluyor. Bu durumdan her fay, eşit miktarda etkilenecek anlamına gelmiyor” diye konuştu.

‘İZMİR’DE 6’NIN ÜZERİNDE DEPREM ÜRETEBİLECEK 25’E YAKIN FAY VAR’

Dokuz Eylül Üniversitesi olarak, hangi fayların nasıl etkilendiğini yaptıkları çalışmalarla az çok ortaya çıkardıklarını vurgulayan Doç. Dr. Sümer, “Şimdi hangi faylar tehlikeli? Öncellikle ilk önce tehlikesiz olanlardan bahsedelim. İzmir’de 6’nın üzerinde deprem üretebilecek 25’e yakın fay var. Gülbahçe Fayı, Yağcılar Fayı, Tuzla Fayı’nın güney segmenti gibi faylar deprem üretmişler, tarihsel dönemlerde. Yani 1389, 1040 gibi, MS 47 gibi. En son 1992’de Doğan Bey’de yaşadığımız deprem gibi. 2005’te özellikle Gülbahçe’nin güneyinde yaşadığımız 5.9’luk depremler gibi. Bu faylarda deprem tekrarlama periyoduna baktığımızda rahat faylar olarak değerlendirebiliriz. Çünkü Ege’nin tamamına baktığımızda, buradaki fayların 1500 ila 2 bin yılda bir, 7’ye yakın bir deprem ürettiğini gösteriyor. Gülbahçe Fayı, Yağcılar Fayı, Tuzla Fayının güney segmentinde deprem olmuş, o nedenle orada çok büyük deprem riski beklemiyoruz” ifadelerini kullandı.

‘ÖNCE HAVZADA ÇALIŞMA YAPMAK GEREKİYOR’

Nelere dikkat edilmesi gerektiğini de anlatan Doç. Dr. Ökmen Sümer, “İki şey çok önemli. Deprem ne zaman ve ne büyüklüğünde olacak? Bu sorular önemli. Ama öncelikle deprem olsun olmasın ilk yapmamız gereken şey, deprem bilincini geliştirmek. Bunu ilköğretim seviyesinden itibaren yapmak. Yani sosyal sorumluluk projeleriyle halkımızı deprem konusunda eğitmemiz gerekiyor. Depremde nasıl davranacaklarını bilmeliler ki bu ikincisi ve en önemlisi. Özellikle yerel yönetimlere çok büyük bir sorumluluk düşüyor. Mikro bölgeleme çalışmaları önemli. Büyük alanlarda yapılacak yer bilimsel çalışmalar olmadan mikro bölgelemeye gitmek bizi geriletebilir. Yapılması gereken, önce büyük alanlardaki yer bilimsel verileri toparlamak. Havzaya bakacağız. Bilimsel verilerini çıkartacağız. Sonra bizim yönelebileceğimiz yerlerde mikro bölgeleme çalışmaları yapacağız. Yeni yer bilimsel verilerini oluşturmalıyız. Dolayısıyla Konak gibi özellikle Kaşıyaka ve Mavişehir gibi alanlarda bizim Bornova Havzası’nda yaptığımız gibi büyük alanlardaki yer bilimsel verilerin mutlaka elde edilmesi gerekiyor” diye konuştu.


Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.