Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Genel

Adalet Bakanı Bozdağ: Hem başı açık hem de örtülü olan herkes için anayasal teminat getiriyoruz

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “ Anayasa çalışmamız nihayet erdi. Arzı cumhurbaşkanımıza yapıldı, takdir beyefendiye ait. Muhtemelen grupta açıklayabilir. Hem başı açık hem de örtülü olan herkes için anayasal teminat getiriyoruz” dedi.

Ahmet Furkan Gülap
ANKARA-
Adalet Bakanı Bozdağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki kabine toplantısının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Adalet Bakanı Bozdağ, kapatılan Diyarbakır Cezaevi ile ilgili merkezi kütüphane ve müze haline getireceğini aktardı. Kötü hikayelere mekanlık etmiş böyle bir cezaevini açık tutmanın Türkiye için doğru olmayacağını söyleyen Bozdağ, “Türkiye’de darbelerle, acılarla, hak ihlalleriyle anılan 3 sembolik cezaevi vardı. Birisi Yassıada, 1960 darbesinin acılarını, hak ihlallerini ve cinayetini kapsıyordu. Orayı Yaslı ada değil, Demokrasi ve Özgürlükler adası yaptık. İkincisi, Ankara Ulucanlar Cezaevi, 12 Eylül’de Ulucanlar da maalesef pek çok acıya, tatsızlığa, hak ihlaline mekanlık etmiş ve acı hatıralarla anılan bir yerdi. Orayı da dönüştürdük, Kültür ve Turizm Bakanlığına devrettik, orası da müze olarak hizmet veriyor. Sonuncusu da Diyarbakır Cezaevi. 1978’de yapılmış ve 1980 darbesi sonrasında kimsenin arzu etmediği acılara mekanlık etmiş bir yer. Diyarbakır Cezaevini açık tutmak, Türkiye için doğru bir şey değildi. Şimdi Kültür Bakanlığı oraya bir hafıza müzesi ve kütüphane yapacak. Depreme dayanıklı mı değil mi, buna dair de bir analiz yapılacak” ifadelerine yer verdi.

Diyarbakır cezaevinin isminin ne olacağı sorusuna ise Bakan Bozdağ, “Cezaevi yok artık. Kapattık kapısına kilit vurduk. Allaha şükür bir dönemde kötü hatıralarla anılan bir cezaevimiz yok, bundan sonra kültür bakanımızda” ifadelerini kullandı.

Anayasa sorusuna cevap veren Bozdağ, “Anayasa çalışmamız nihayete erdi. Sayın Cumhurbaşkanımıza arz edildi. Cumhurbaşkanımız, Grup Toplantısında açıklayabilir de açıklamayabilir de. Zamanlaması Cumhurbaşkanımızın takdirinde. 41’inci maddenin 1’inci fıkrası değiştiriliyor, 24’üncü maddeye de iki fıkra ekleniyor. Hem başı açık, hem başı örtülü olan, herkes için anayasal teminat getiriyoruz” dedi.

“NATO’ya girmek istiyorlarsa sözlerini tutacaklar”

Finlandiya hakkında da konuşan Bozdağ, “Siyasi bir konuşma değil, teknik düzeyde istişare yapacaklar. Açıklama gerektirecek bir durum olursa zaten duyururuz. NATO’ya girmek istiyorlarsa sözlerini tutacaklar. Bizim beyanlarımız çok açık, bize verdiği sözleri yerine getirecekler, NATO’ya giriş süreçlerini tamamlayacağız. Süreç başladı ama tamamlanmadı. Tamamlama, Meclis onayıyla olacak. Onay olmadıkça başlaması, bittiği anlamına gelmez. Meclis noktayı koyacaktır. Onlar sözlerini tutarsa, Türkiye zaten sözünde duran bir ülkedir ve sözünü tutar” dedi.

Yeni infaz düzenlemesi ile ilgili de konuşan Bakan Bozdağ şu ifadelere yer verdi:
“Yeni infaz düzenlemesiyle ilgili komisyon çalışıyor. Bunlar seçimden sonra yapacağımız işler. Şu anda yaptığımız taslak çalışmalar ayrı, nihayete erenler var, uzun vadeli olanlar var. Komisyonlar kuruldukça kamuoyuna duyuruyoruz, onlar çalışacak. Bilim Komisyonu kuruyoruz; hem kendi iç hukukumuzu, hem akademiyi, hem yargıyı, hem de uluslararası hukuku inceleyecekler. Bunlar zaman alacak. Bu çalışmalar bittikten sonra biz gündeme alacağız. Biz şimdi neler yapacağımıza dair hedefler ortaya koyduk ama muhtevayı henüz netleştirmedik. Bunlar seçimden sonra yapılacak.”

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Genel

Yargıtay yeni başkanı Ömer Kerkez oldu

Yargıtay yeni başkanı 37’nci tur oylamada, 3’üncü Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez oldu.



Okumaya devam et

Çevre

DAUM Müdürü Doç. Dr. Sümer, İzmir Fayı’na dikkat çekti

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Deprem Araştırma ve Uygulama Merkez (DAUM) Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer, İzmir’de 6’nın üzerinde deprem üretebilecek 25’e yakın fayın olduğunu belirtti. İzmir’in son büyük depremini 1688 yılında yaşadığını ifade eden Doç. Dr. Sümer, “Depremin hangi fayda olduğunu bilmiyoruz. Eğer İzmir Fayı’nın Balçova segmentinde ya da Pınarbaşı segmentiyle beraber meydana geldiyse, o zaman İzmir Fayı özelinde rahatız demektir. Eğer 1688 depremi, Uzunada Fayı’nda olduysa, İzmir Fayı’nın zamanı gelmiş demektir. Çünkü bu fayda tespit edilen son deprem, 1510 yıl önce, 178 yılında. Dolayısıyla İzmir Fayı’na dikkat edilmesi gerekiyor” dedi.

KADİR ÖZEN
İZMİR-Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkez (DAUM) Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer, İzmir‘i etkileme olasılığı bulunan karada ve denizdeki fayların etkisiyle ilgili bilgi verdi. Son 20 yıllık sürece değinen Doç. Dr. Ökmen Sümer, “Sadece İzmir özelinde değil, Ege yani Türkiye’nin batı kıyılarında 2002 ve 2004’te başlayan bir süreç var. Gökova Körfezi’nde bir deprem fırtınasıyla başlayarak, 2017’de Bodrum’da sürüp 2020’de bildiğiniz gibi İzmir depremi ve 2022’de Buca depremleriyle kuzeye taşınan bir hareketlilik söz konusu. Bu da özellikle kuzeyde deprem beklediğimiz faylar üzerindeki stresin de artmasına neden oluyor. Bu durumdan her fay, eşit miktarda etkilenecek anlamına gelmiyor” diye konuştu.

‘İZMİR’DE 6’NIN ÜZERİNDE DEPREM ÜRETEBİLECEK 25’E YAKIN FAY VAR’

Dokuz Eylül Üniversitesi olarak, hangi fayların nasıl etkilendiğini yaptıkları çalışmalarla az çok ortaya çıkardıklarını vurgulayan Doç. Dr. Sümer, “Şimdi hangi faylar tehlikeli? Öncellikle ilk önce tehlikesiz olanlardan bahsedelim. İzmir’de 6’nın üzerinde deprem üretebilecek 25’e yakın fay var. Gülbahçe Fayı, Yağcılar Fayı, Tuzla Fayı’nın güney segmenti gibi faylar deprem üretmişler, tarihsel dönemlerde. Yani 1389, 1040 gibi, MS 47 gibi. En son 1992’de Doğan Bey’de yaşadığımız deprem gibi. 2005’te özellikle Gülbahçe’nin güneyinde yaşadığımız 5.9’luk depremler gibi. Bu faylarda deprem tekrarlama periyoduna baktığımızda rahat faylar olarak değerlendirebiliriz. Çünkü Ege’nin tamamına baktığımızda, buradaki fayların 1500 ila 2 bin yılda bir, 7’ye yakın bir deprem ürettiğini gösteriyor. Gülbahçe Fayı, Yağcılar Fayı, Tuzla Fayının güney segmentinde deprem olmuş, o nedenle orada çok büyük deprem riski beklemiyoruz” ifadelerini kullandı.

‘ÖNCE HAVZADA ÇALIŞMA YAPMAK GEREKİYOR’

Nelere dikkat edilmesi gerektiğini de anlatan Doç. Dr. Ökmen Sümer, “İki şey çok önemli. Deprem ne zaman ve ne büyüklüğünde olacak? Bu sorular önemli. Ama öncelikle deprem olsun olmasın ilk yapmamız gereken şey, deprem bilincini geliştirmek. Bunu ilköğretim seviyesinden itibaren yapmak. Yani sosyal sorumluluk projeleriyle halkımızı deprem konusunda eğitmemiz gerekiyor. Depremde nasıl davranacaklarını bilmeliler ki bu ikincisi ve en önemlisi. Özellikle yerel yönetimlere çok büyük bir sorumluluk düşüyor. Mikro bölgeleme çalışmaları önemli. Büyük alanlarda yapılacak yer bilimsel çalışmalar olmadan mikro bölgelemeye gitmek bizi geriletebilir. Yapılması gereken, önce büyük alanlardaki yer bilimsel verileri toparlamak. Havzaya bakacağız. Bilimsel verilerini çıkartacağız. Sonra bizim yönelebileceğimiz yerlerde mikro bölgeleme çalışmaları yapacağız. Yeni yer bilimsel verilerini oluşturmalıyız. Dolayısıyla Konak gibi özellikle Kaşıyaka ve Mavişehir gibi alanlarda bizim Bornova Havzası’nda yaptığımız gibi büyük alanlardaki yer bilimsel verilerin mutlaka elde edilmesi gerekiyor” diye konuştu.


Okumaya devam et

Genel

Emekliliği iptal edilip, 9 aylık maaşı geri istendi

Antalya’da yaşayan aşçı Taner Baysal’ın (46), EYT düzenlemesiyle emekli olduktan 9 ay sonra emekliliği iptal edildi. 27 yıl öncesinden borcu olduğu söylenen Baysal, ödeme yapıp tekrar başvurarak emekli oldu. Baysal’dan 9 ay boyunca ödenen toplam 101 bin liranın da tahsil edileceği bildirildi.

Semih ERSÖZLER
ANTALYA-Kepez ilçesinde yaşayan 2 çocuk babası Taner Baysal, bir otelde aşçılık yaparken, çıkan EYT düzenlemesi nedeniyle emekli olmak için geçen yıl mart ayında başvuruda bulundu. Başvurusu kabul edilen Baysal, haziran ayından itibaren 7 bin 500 lira olan emekli maaşını almaya başladı. 9 ay boyunca emekli maaşı alan Baysal, mart ayında maaşı yatmayınca SGK’ya başvurdu. Maaşının neden kesildiğini anlamaya çalışan Baysal’a, 1997 yılında tarım sigortası girişi olduğu ve 2 bin 500 lira borcu olduğu için maaşının kesildiği, bu nedenle yeniden emekliliğe başvurması gerektiği belirtildi. Baysal, borcu ödeyip nisan ayında tekrar başvuru yaparak emekli oldu. Baysal’a, 9 ay boyunca ödenen toplam 101 bin liranın da her ay 2 bin 500 lira şeklinde emekli maaşından kesilerek tahsil edileceği söylendi.

‘EMEKLİ OLUP OLMADIĞIMI BİLMİYORUM’

Taner Baysal, kendi sorumluluğu dışında yaşanan olaylardan dolayı bir anda borçlu çıktığını belirterek, “2023 mart ayında EYT düzenlemesiyle başvuru yapıp emekli oldum. 9 ay emekli maaşı aldım. Birkaç ay önce emekli maaşım bir anda kesildi. SGK’ya başvurup sorduğumda borcum olduğu söylendi. O borcu ödedim ancak o an emekli olup olmadığımı bilmiyordum, kafam çok karıştı. Bu durumu maaşım yatmayınca fark ettim. Bunun üzerine gidip görüşünce emekliliğimin iptal edildiğini öğrendim” dedi.

Mecburen çalışmaya devam ettiğini söyleyen Baysal, “1997 yılında tarım sigortasına kayıt yaptırmışım ancak ödeme yapılmamış. Ancak 1 gün dahi sigortası gözükmüyor. Ben SSK’dan emekli oldum. Yine de onu ödedim ve ödediğimi bildirdim. Ancak yeniden emeklilik başvurusu yapmam gerektiği söylendi. Yaptım ve nisan ayından itibaren tekrar emekli olduğumu söylediler. Ancak bu kez 9 aydır aldığım maaşı, faiziyle 101 bin lira olarak geri istediler. Öncesinde 6 bin 150 günüm vardı, o zaman da emekliliği hak ediyordum” diye konuştu.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.