Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Genel

TBMM Başkanı Kurtulmuş: Şu anda biz konuşurken de Filistin’e bombalar atılıyor

Kocaeli Üniversitesi 2023-2024 Akademik Yılı açılış törenine katılan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, “Şu anda biz konuşurken de Filistin’e bombalar atılıyor, Gazze’ye bombalar atılıyor. Onlarca insan hayattan koparılıyor. Daha geçtiğimiz gün 500’e yakın insan hem de Birleşmiş Milletler’den ve Dünya Sağlık Örgütü’nden alınan onaylı, güvenli bilgi olduğuna inandıkları için geldikleri Şifa Hastanesi’nde acımasızca, barbarca, gaddarca bir katliama tabi tutuldular. Dünya seyrediyor” dedi.

Aslı Aktaş – Orkun Kaya
KOCAELİ-
Kocaeli Üniversitesi 2023-2024 Akademik Yılı açılışı, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un katılımıyla gerçekleşti. Baki Komsuoğlu Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen törende konuşan Kurtulmuş, “Türkiye olarak tarihi bir dönemden geçiyoruz. 2023 uzunca bir süredir konuştuğumuz ve artık içinde bulunduğumuz bir yıl. Bu yıl tesadüfen içinde bulunmuş olmanın ötesinde bizim için tarihi öneme sahip geliyor. Cumhuriyetimizin ilk yüzyılını geride bırakıyoruz ve önümüzdeki hafta 29 Ekim ile birlikte cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına erişiyoruz. Şimdi önümüzde hep daha büyük hedefleri koymuş bir millet olarak cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına ilişkin hedefimiz, varmak istediğimiz bir nokta, ulaşmak istediğimiz bir gayemiz olduğu açıktır. Sözü güçlü, gücü tesirli bir Türkiye’nin yüzyılını cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını bu şekle getirmek için el birliğiyle gayret sarf edeceğiz. Esasen bizim milletimiz sadece Anadolu topraklarına geldiğinden bu yana değil, varlığından bu yana hep önüne hedef koymuş. Hiçbir zaman iki gününü eşit geçirmemiş, hep ileriye doğru atılım yapmış ve bu atılımlarını da gerçekleştirmiştir. Bundan bir asır evvel cumhuriyetimizin kuruluşundan evvel verilen o büyük ulusal kurtuluş mücadelemizi hep beraber çok iyi biliyor, çok iyi özümsüyoruz. Bunu sadece bir tarih olarak değil, o günlerden bugüne ders çıkarmak için çok daha iyi bir şekilde gözden geçirmemiz lazım. Her şeyden evvel başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere ulusal kurtuluş mücadelesinde bütün imkanlarımızı seferber ederek büyük bir zafer kazanmış olan ecdadımızın hepsini saygıyla anıyoruz” dedi.

“Kendisinden ilham alınan bir Türkiye’yi kurmak zorundayız”

Üniversitelerin bilginin insani değerlerle üretildiği bir yer haline getirilmesi gerektiğini aktaran Kurtulmuş, “İkinci yüzyılda bu hedeflerimizi revize etmemiz lazım. Bunlardan birincisi çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşmak değil, çağdaş medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmak zorundayız. Gelişmeleri takip eden bir Türkiye değil, takip edilen, izlenen ve kendisinden ilham alınan bir Türkiye’yi kurmak zorundayız. Aynı şekilde bağımsız Türkiye hedefimizin de her alanda milli savunma sanayiinden eğitime, kültür alanına kadar her alanda dünyada rekabet eden, öncülük yapan ama her halükarda tam manasıyla bağımsız olan ve kendi kararlarını kendi veren bir Türkiye olmaktır. Bu istikamette milli hedeflerimizi gözden geçirip, yeni adımlarımızı daha da sıklaştırarak sözü güçlü, gücü tesirli bir Türkiye’nin yüzyılı olması için cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında canla başla gayretlerimizi sürdüreceğiz. Bu çerçevede Türkiye’nin ileriye atılım ve şahlanış döneminin hiç kuşkusuz spor gücü üniversitelerimiz. Üniversitelerimize her alanda araştırma geliştirme faaliyetlerini en ileriye doğru taşımak görevi düştüğü gibi ufku açık, aydınlık, dünyayı bilen, kendisini bilen ve kendi medeniyet değerlerine vakıf gençler yetiştirmek gibi bir görev de düşmektedir. Dolayısıyla üniversitelerimizi sadece ve sadece bilginin üretildiği bir yer olarak değil, bilginin insani değerlerle üretildiği, yoğrulduğu bir mekan haline getirmemiz lazım” diye konuştu.

“Şu anda biz konuşurken de Filistin’e bombalar atılıyor”

İsrail ve Filistin arasında yaşanan savaşa değinen Kurtulmuş, “Şu anda Filistin ve İsrail arasında yaşanan meselenin iki yüzü olduğunu, iki ayrı alan olduğunu görmemiz lazım. Bunlardan birisi işin insani kısmıdır. Yani şu anda biz konuşurken de Filistin’e bombalar atılıyor, Gazze’ye bombalar atılıyor. Onlarca insan hayattan koparılıyor. Daha geçtiğimiz gün 500’e yakın insan hem de Birleşmiş Milletler’den ve Dünya Sağlık Örgütü’nden alınan onaylı, güvenli bilgi olduğuna inandıkları için geldikleri Şifa Hastanesi’nde acımasızca, barbarca, gaddarca bir katliama tabi tutuldular. Dünya seyrediyor. Bu katliama tabi tutuldular ve bunun bir an evvel ortadan kaldırılması için gayret sarf etmemiz lazım. Türkiye olarak ilk andan itibaren hızlı bir şekilde ateşkesin temin edilmesi ve insani yardımların süratle Gazze’ye ulaştırılması için bütün gücümüzle mücadele ediyoruz. Bu anlamda Cumhurbaşkanımız, bizler, Dışişleri Bakanımız, ilgili kurumlarımız burada bir an evvel ateşkesin sağlanması ve Gazze’ye insani yardımların özellikle tıbbi yardımların, bakın biz yine burada konuşuyoruz ama Gazze’deki hastanelerde sargı bezinin dahi olmadığını unutmayalım. İnsanlar elbiselerini vesaire keserek hastaları tedavi etmeye çalışıyorlar. Böyle bir ortamda işin bir acil ateşkes ve insani yardımla ilgili kısmı vardır” şeklinde konuştu.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Asayiş

Ankara’da 3 emniyet görevlisinin evlerinde arama yapıldı

Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne yönelik soruşturmada adı geçen ve İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırılan 3 emniyet görevlisinin evlerinde arama yapıldı.

Eda KOÇ
ANKARA-Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin 61 sanığın yargılandığı davaya, Ankara 32’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından devam ediliyor. Suç örgütü ile ilgili iddialarda adı geçen ve Ayhan Bora Kaplan’ın avukatı ile buluştukları iddiası sosyal medyada yer alan Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı M.Ç., Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü K.Ö. ve Şube Müdür Yardımcısı Ş.D., İçişleri Bakanlığı tarafından geçen hafta görevden uzaklaştırıldı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Ankara’daki bir organize suç örgütüyle ilgili sosyal medyada yer alan iddiaların açıklığa kavuşturulabilmesi için İçişleri Bakanlığımızca görevlendirilen mülkiye müfettişlerince, soruşturmanın selameti açısından Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü ve Müdür Yardımcısı görevlerinden uzaklaştırılmışlardır” denildi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından da 3 emniyet mensubu hakkında resen soruşturma başlatıldı. ‘Suç işlemek için anlaşmak’, ‘Adil yargılamayı ve tanığı etkilemeye teşebbüs’, ‘Görevi kötüye kullanma’ ve ‘Suçluyu kayırma’ suçlarından yürütülen soruşturma kapsamında emniyet görevlilerinin evlerinde arama ve el koyma işlemi yapıldı. Aramalarda bazı dijital materyallere el konuldu.

Soruşturma sürdürülüyor.(DHA)

Okumaya devam et

Genel

Yargıtay yeni başkanı Ömer Kerkez oldu

Yargıtay yeni başkanı 37’nci tur oylamada, 3’üncü Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez oldu.



Okumaya devam et

Çevre

DAUM Müdürü Doç. Dr. Sümer, İzmir Fayı’na dikkat çekti

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Deprem Araştırma ve Uygulama Merkez (DAUM) Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer, İzmir’de 6’nın üzerinde deprem üretebilecek 25’e yakın fayın olduğunu belirtti. İzmir’in son büyük depremini 1688 yılında yaşadığını ifade eden Doç. Dr. Sümer, “Depremin hangi fayda olduğunu bilmiyoruz. Eğer İzmir Fayı’nın Balçova segmentinde ya da Pınarbaşı segmentiyle beraber meydana geldiyse, o zaman İzmir Fayı özelinde rahatız demektir. Eğer 1688 depremi, Uzunada Fayı’nda olduysa, İzmir Fayı’nın zamanı gelmiş demektir. Çünkü bu fayda tespit edilen son deprem, 1510 yıl önce, 178 yılında. Dolayısıyla İzmir Fayı’na dikkat edilmesi gerekiyor” dedi.

KADİR ÖZEN
İZMİR-Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkez (DAUM) Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer, İzmir‘i etkileme olasılığı bulunan karada ve denizdeki fayların etkisiyle ilgili bilgi verdi. Son 20 yıllık sürece değinen Doç. Dr. Ökmen Sümer, “Sadece İzmir özelinde değil, Ege yani Türkiye’nin batı kıyılarında 2002 ve 2004’te başlayan bir süreç var. Gökova Körfezi’nde bir deprem fırtınasıyla başlayarak, 2017’de Bodrum’da sürüp 2020’de bildiğiniz gibi İzmir depremi ve 2022’de Buca depremleriyle kuzeye taşınan bir hareketlilik söz konusu. Bu da özellikle kuzeyde deprem beklediğimiz faylar üzerindeki stresin de artmasına neden oluyor. Bu durumdan her fay, eşit miktarda etkilenecek anlamına gelmiyor” diye konuştu.

‘İZMİR’DE 6’NIN ÜZERİNDE DEPREM ÜRETEBİLECEK 25’E YAKIN FAY VAR’

Dokuz Eylül Üniversitesi olarak, hangi fayların nasıl etkilendiğini yaptıkları çalışmalarla az çok ortaya çıkardıklarını vurgulayan Doç. Dr. Sümer, “Şimdi hangi faylar tehlikeli? Öncellikle ilk önce tehlikesiz olanlardan bahsedelim. İzmir’de 6’nın üzerinde deprem üretebilecek 25’e yakın fay var. Gülbahçe Fayı, Yağcılar Fayı, Tuzla Fayı’nın güney segmenti gibi faylar deprem üretmişler, tarihsel dönemlerde. Yani 1389, 1040 gibi, MS 47 gibi. En son 1992’de Doğan Bey’de yaşadığımız deprem gibi. 2005’te özellikle Gülbahçe’nin güneyinde yaşadığımız 5.9’luk depremler gibi. Bu faylarda deprem tekrarlama periyoduna baktığımızda rahat faylar olarak değerlendirebiliriz. Çünkü Ege’nin tamamına baktığımızda, buradaki fayların 1500 ila 2 bin yılda bir, 7’ye yakın bir deprem ürettiğini gösteriyor. Gülbahçe Fayı, Yağcılar Fayı, Tuzla Fayının güney segmentinde deprem olmuş, o nedenle orada çok büyük deprem riski beklemiyoruz” ifadelerini kullandı.

‘ÖNCE HAVZADA ÇALIŞMA YAPMAK GEREKİYOR’

Nelere dikkat edilmesi gerektiğini de anlatan Doç. Dr. Ökmen Sümer, “İki şey çok önemli. Deprem ne zaman ve ne büyüklüğünde olacak? Bu sorular önemli. Ama öncelikle deprem olsun olmasın ilk yapmamız gereken şey, deprem bilincini geliştirmek. Bunu ilköğretim seviyesinden itibaren yapmak. Yani sosyal sorumluluk projeleriyle halkımızı deprem konusunda eğitmemiz gerekiyor. Depremde nasıl davranacaklarını bilmeliler ki bu ikincisi ve en önemlisi. Özellikle yerel yönetimlere çok büyük bir sorumluluk düşüyor. Mikro bölgeleme çalışmaları önemli. Büyük alanlarda yapılacak yer bilimsel çalışmalar olmadan mikro bölgelemeye gitmek bizi geriletebilir. Yapılması gereken, önce büyük alanlardaki yer bilimsel verileri toparlamak. Havzaya bakacağız. Bilimsel verilerini çıkartacağız. Sonra bizim yönelebileceğimiz yerlerde mikro bölgeleme çalışmaları yapacağız. Yeni yer bilimsel verilerini oluşturmalıyız. Dolayısıyla Konak gibi özellikle Kaşıyaka ve Mavişehir gibi alanlarda bizim Bornova Havzası’nda yaptığımız gibi büyük alanlardaki yer bilimsel verilerin mutlaka elde edilmesi gerekiyor” diye konuştu.


Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.