Ticaret Bakanı Mehmet Muş, göreve geldiği günden bu yana hayata geçirdiği üç projenin üçünde de esnafa destek sağladı.Bakan Muş, bu tutumuyla esnaf ve sanatkarların yanında olduğunu işaret ediyor.
Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Ruhsar Pekcan’dan devraldığı görevi süresince hayata geçirdiği üç projenin üçünde de esnafa destek sağlayarak, esnaf ve sanatkarlara yönelik bir tutum sergiliyor. Esnaf ve sanatkarlara yönelik kapsamlı bir destek sağlayan Bakan Muş, ilk önce pandemi sürecinden olumsuz etkilenen esnaf ve sanatkarlara yönelik yapılan desteklerin bir ay daha uzatıldığını duyurmuştu. Muş, “Esnaf ve Sanatkara Yeni Destek Paketi; korona virüs salgınından olumsuz etkilenen esnaf ve sanatkarlarla gerçek kişi tacirlere yönelik aylık bin lira gelir desteği ile büyükşehirlerde 750, diğer şehirlerde de 500 lira olan kira desteğinin süresi bir ay daha uzatılmıştır” açıklamasını yaparak “Esnaf ve Sanatkara Yeni Destek Paketini” duyurmuştu.
Bakan Muş’un esnaf ve sanatkarlara yönelik hayata geçirdiği ikinci projede ise yiyecek-içecek faaliyetinde bulunan işletmelerin geri ödemesiz ciro kaybı desteklerinin başvuru sürelerinin uzatıldığını duyurmuştu. Muş, yiyecek-içecek faaliyetlerinde bulunan işletmelere yönelik geri ödemesiz ciro kaybı desteklerinin başvuru sürelerinin 31 Mayıs saat 23.59’a kadar uzatıldığını açıklayarak, “Salgından olumsuz etkilenen yiyecek-içecek hizmeti faaliyetlerinde bulunan işletmelerimize yönelik geri ödemesiz ciro kaybı desteklerinde başvuru sürelerini işletmelerimizin hak kaybına uğramaması için uzattık. Desteklerden yararlanma şartlarını taşıyan fakat çeşitli sebeplerle başvuruda bulunamayan işletmelerimiz, 31 Mayıs saat 23.59’a kadar başvurularını e-Devlet üzerinden yapabilecekler” ifadelerine yer vermişti.
Bakan Muş, tacir ve esnafların tam kapanma ile birlikte ticari hayatta meydana gelecek yavaşlamanın tacir ve esnaf bakımından olası olumsuz etkilerini azaltabilmek adına çekini bankaya ibraz edemeyen alacaklının ve borçlunun ödeme gününü 1 Haziran’dan sonra ödeyebilmelerine imkan tanıyan bir projeyi hayata geçirmişti. Muş, ibraz süresinin 30 Nisan-31 Mayıs arasına isabet eden çeklerin söz konusu tarihler arasında ibraz edilemeyeceğini, 1 Haziran’dan sonra kalan ibraz süresi içerisinde ibraz edilebileceğini aktarmıştı. Muş, “Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 15 inci maddesi ile 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanuna eklenen Geçici 3 üncü Maddenin birinci fıkrasının (a) bendi ile tam kapanma ile birlikte ticari hayatta meydana gelecek yavaşlamanın tacir ve esnaf bakımından olası olumsuz etkilerini azaltabilmek ve tam kapanma dönemi içinde ödemelerini planlayabilmelerine imkan verebilmek amacıyla, tacir ve esnafın 30 Nisan-31 Mayıs tarihleri arasına isabet eden kambiyo senedinden ve özellikle çek ve bonodan kaynaklanan borçları ile kamu idarelerine olan borçlarına ilişkin olarak 2021 yılı Mayıs ayı sonuna kadar yasal takip başlatılmamasının amaçlandığı ifade edilmiştir. Anılan düzenleme ile hem Covid-19 salgın hastalığı nedeniyle uygulanan kısıtlama tedbirleri kapsamında çekini bankaya ibraz edemeyen alacaklının hakkı korunmuş hem de borçlunun ödeme günü bu tarihler arasına denk gelen borçlarını 1 Haziran tarihinden sonra ödeyebilmelerine imkan tanınmıştır” açıklamasını yapmıştı.
Esnafın sırtındaki yüke dikkat çeken TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, yeni uygulamaların esnafın belini büktüğünü söyledi….
MUSTAFA YUNUS GONCA ANKARA- Esnaf ve sanatkârlar için elektrik faturalarında özel bir tarife gerektiğinin altını çizen TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Elektrik tarifelerindeki yükseliş, bildiğiniz üzere hem enflasyonu artıracak hem de esnaf, sanatkâr ve konut sahiplerinin ödedikleri faturaların katlanmasına neden olacaktır. Gerçekten de enflasyonu körükleyen en önemli unsurlardan biri enerji maliyetleridir. Artık her şey doğalgaz ve elektriğe bağlı olduğu için bu maliyetleri de vatandaşlar karşılamak zorunda kalacak. Zam yaparak tasarruf sağlanamaz; tasarruf ancak eğitim ve bilinçlenme ile gerçekleşebilir. İlkokuldan başlayarak üniversiteye kadar insanlara bu konuda bilinç kazandırılmalı ki ileride ev sahibi olduklarında enerji kullanımını doğru yönetebilsinler. Ancak hayatın gerçeği pek de böyle değil; insanlar mevcut faturalarını bile ödeyemiyor. Bugüne kadar devletimiz ciddi destekler sağladı, fakat bundan sonra elektrik tüketimi ile ilgili kilovat sınırlarının düşürülmesi, faturaların birkaç kat daha artacağının işaretini veriyor” dedi.
-“ÜLKEMİZİN ENERJİ İHTİYACININ YÜZDE 75’İNİ İTHAL EDİYORUZ” Enerji verimliliği ve tasarrufunun ülkemiz için çok hayati bir konu olduğunu vurgulayan Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Dolayısıyla buzdolabındaki eti, dolaptaki soğuk meşrubatı veya sanayide kullanılan elektriği tasarruf etmek pek mümkün görünmüyor. Sokağın aydınlanması ya da dükkân vitrinlerinde kullanılan elektriğin azaltılması zor. Ancak avizelerdeki lamba sayısını azaltmak gibi bilinçli tüketim önlemleri bir miktar fayda sağlayabilir. Fakat akıllı binalarda her şey elektrikle çalışıyor; klima ya da soğutucular çalıştırıldığında ne kadar tasarruflu cihazlar kullanılsa bile yüksek maliyetler kaçınılmaz oluyor. Bu konuda tekrar bir düzenleme yapılarak esnaf, sanatkâr ve konutlardaki elektrik fiyatlarının düşürülmesi sağlanmalıdır. Bu adım enflasyonun körüklenmesini önlemek açısından da önemlidir. Bildiğiniz üzere enerjimizin yüzde 75’ini dışarıdan temin ediyoruz. Zaten faturalardaki yükseklik nedeniyle vatandaşlar, aile bireyleriyle birlikte odadan odaya geçerken bile elektriği takip eder hale geldi. Ancak ticarethaneler ile küçük esnaf dükkânlarında bu tasarrufu sağlamak daha zor. Bu nedenle, eski tarifelerin belirli bir süre uygulanması ve enflasyonun düşürülmesi önemlidir” şeklinde konuştu.
-“HAYAT PAHALILIĞININ NEDENİ GİRDİ MALİYETLERİNDEKİ ARTIŞLARDIR” Elektrik kullanımında bilinçlenme sağlanarak sokakların aydınlık kalmasının, can ve mal güvenliğinin korunmasının da büyük önem taşıdığını söyleyen Palandöken, “Biliyorsunuz artık güvenlik kameraları, gece aydınlatmaları ve bozulacak ürünler için çalışan dolaplar gibi unsurlar elektrikle çalışıyor. Sebze ve meyvelerde bile soğutuculara ihtiyaç var ve bunların maliyetleri artıyor. Bu durum tekrar gözden geçirilmeli ve vatandaşın tasarruf yapmasını desteklemek amacıyla kamu spotları, medya ve yerel yönetimlerle iş birliği yapılmalıdır. Zaten vatandaşlarımız, yüksek faturalar nedeniyle tasarruf yapmak zorunda kalıyor. Herkesin ortak şikâyeti elektrik ve doğalgaz faturalarının bütçelere ağır yük getirmesidir. Isınmada tasarruf nasıl sağlanabilir? Işıksız ne kadar oturulabilir? Bu konularda daha dikkatli olunması ve kilovat saatlerin düşürülmesi gerekliliğini vurgulamak istiyorum. Ayrıca apartmanlarda ve sebze-meyve üretiminde kullanılan elektrikli su sistemleri için ayrı tarifeler oluşturulmalıdır. Hayat pahalılığının en büyük nedeni bu girdi maliyetlerindeki artışlardır” ifadelerini kullandı.
TÜİK: Ocakta en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı DİBS oldu
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ocak 2025 döneminde yatırımcısına aylık en yüksek reel getiri sağlayan finansal yatırım aracının devlet iç borçlanma senetleri (DİBS) olduğunu açıkladı.
ANKARA-TÜİK, Ocak 2025 dönemine ilişkin finansal yatırım araçlarının reel getiri oranlarını açıkladı. Buna göre; aylık en yüksek reel getiri, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 3,14, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise yüzde 1,21 oranlarıyla DİBS’te gerçekleşti. Aylık değerlendirmede Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından mevduat faizi (brüt) yüzde 0,35 oranında yatırımcısına reel getiri sağlarken; külçe altın yüzde 0,14, dolar yüzde 1,47, BIST 100 endeksi yüzde 2,43 ve avro yüzde 2,57 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde; mevduat faizi (brüt) yüzde 1,53, külçe altın yüzde 2,01, dolar yüzde 3,31, BIST 100 endeksi yüzde 4,26 ve avro yüzde 4,40 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.
3 VE 6 AYLIK DEĞERLENDİRME
BIST 100 endeksi, 3 aylık değerlendirmede; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 7,26, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 2,98 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Aynı dönemde avro, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 5,44, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 9,22 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu. 6 aylık değerlendirmeye göre külçe altın; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 12,45, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 3,83 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken; aynı dönemde BIST 100 endeksi, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 15,63, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 22,10 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.
YILLIK EN YÜKSEK REEL GETİRİ KÜLÇE ALTINDA GERÇEKLEŞTİ
Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde külçe altın; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 19,76, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 7,19 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından mevduat faizi (brüt) yüzde 7,50 ve DİBS yüzde 0,15 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; BIST 100 endeksi yüzde 1,73, dolar yüzde 7,15 ve avro yüzde 11,86 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde mevduat faizi (brüt) yüzde 3,79, DİBS yüzde 10,36, BIST 100 endeksi yüzde 12,05, dolar yüzde 16,89 ve avro yüzde 21,11 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. (DHA)
‘Gelir vergisi beyanname verme dönemi 1 Mart’ta başlıyor’
Vergi Müfettişleri Derneği Genel Saymanı Yusuf Cihad Demet, 2024 takvim yılında elde edilen kazanç ve iratların 1 Mart-2 Nisan tarihleri arasında beyan edilmesi gerektiğini, mükelleflerin beyanname vermemelerinin usulsüzlük ve özel usul cezası olarak karşılarına çıkacağını söyledi.
Gizem KARADAĞ-Celal ATALAY ANKARA-1 Mart tarihi itibariyle başlayan gelirvergisi beyan dönemi, 2 Nisan tarihinde sona eriyor. Beyan tarihleri arasında beyan edilen gelirler üzerine tahakkuk edecek gelir vergisinin ilk taksiti, beyan dönemi son günü 2 Nisan tarihine kadar ikinci taksiti ise, 31 Temmuz tarihine kadar ödenecektir. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Vergi Müfettişleri Derneği Genel Saymanı Yusuf Cihad Demet, “1 Mart , 2 Nisan tarihleri arasında, 2024 takvim yılında elde edilen kazanç ve iratların beyan dönemi başlıyor. Gerçek kişi mükellefler, 2024 takvim yılında elde etmiş oldukları ticari, zirai ve mesleki kazançlarını, ücretlerini, gayrimenkul ve menkul sermaye iratları ve diğer kazanç iratlarını beyanname sistemi üzerinden vergi dairelerine yansıtmaları gerekiyor. Bu noktada önem arz eden husus, elde edilen gelirlerin belli bir tutarı aşması halinde vergi dairesine beyan edilme zorunluluğudur. Bahsettiğimiz 1 Mart – 2 Nisan gelir vergisi beyan döneminde mükellefler 2 Nisan tarihine kadar yıllık gelir vergisi beyannamelerini verecekler. Beyanname üzerine tarh edilen vergileri ise, birinci taksitini 2 Nisan tarihine, ikinci taksitini ise, 31 Temmuz tarihine kadar ödeyebilirler” dedi.
DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLARI SIRALADI
Demet, dikkat edilmesi gereken hususlara ilişkin, “Elde ettiği kazancı, ticari kazanç, zirai kazanç ve serbest meslek kazancı olan mükellefler kazanç temin etmeseler dahi, zarar dahi beyan etseler 2024 takvim yılına ilişkin olarak 2025 beyan döneminde yıllık gelir vergisi beyannamesi vermekte yükümlüler. Tabi bu noktada genel olarak merak edilen hususlar konut kira gelirleri ve iş yeri kira gelirleri oluyor. Geçen yılda buna ilişkin ciddi denetimler yapılmıştı. Yine her dönem olduğu gibi merak konusu bunlar. Şundan bahsedelim. 2024 takvim yılında elde etmiş oldukları konut kira geliri tutarı 33 bin TL’yi aşan mükellefler bunu her halükârda yıllık beyanname ile beyan etmekte mükellefler. Mükellefler, 2024 takvim yılında elde etmiş oldukları konut kira gelirleri üzerine faydalanacakları istisna tutarı ise, 33 bin TL olarak karşınıza çıkmaktadır. Bu tutarın üzerinde konut kira geliri olan mükellefler yıllık gelir vergisi beyannamesi verecekler ve beyanname üzerinde de buna ilişkin istisna tutarından faydalanacaklar. Tabi bir de gayrimenkulün konut olarak değil de iş yeri olarak kiraya verilmesi hususu söz konusu. Özellikle iş yeri kira geliri elde eden mükellefler hangi tutarı aşmaları halinde yıllık gelir vergisi beyannamesi verecekler dersek; burada da karşımıza gelir vergisi kanununun 103’üncü maddesinde yer alan tarifedeki ikinci dilim tutarına bakmamız icap ediyor. Bu tutarda 2024 takvim yılında 230 bin TL. Yani bir gerçek kişinin gayrimenkulünü iş yeri olarak kiraya vermesi sebebiyle elde ettiği iş yeri kira geliri toplamı 230 bin TL’yi aşıyorsa yıllık gelir vergisi beyannamesi vermekle yükümlüdür. Tabi bu noktada mükellefin tevkifata tabi tutulmuş başkaca menkul ve gayrimenkul sermaye iradı varsa da bu tutarın hesaplanmasında bunları da dikkate alması gerekecektir” ifadelerini kullandı.
‘USULSÜZLÜK VE ÖZEL USUL CEZALARIYLA MUHATAP OLMAMALARI AÇISINDAN BU NOKTA ÖNEMLİ’
Mükelleflerin yıllık gelir vergisi beyan dönemlerine riayet etmeleri gerektiğini vurgulayan Demet, şunları söyledi:
“2024 takvim yılında elde edilen kazanç ve iratlar 1 Mart-2 Nisan 2025 tarihleri arasında beyan edilmesi gerekiyor. Mükellefler elde ettikleri gelirleri belli tutarı aşması halinde beyanname vermemeleri karşılarına usulsüzlük ve özel usul cezası olarak çıkacaktır. Bu noktada da mükelleflerin elde ettiği kazanç ve iratlarını doğru bir şekilde vergi dairelerine yansıtması ve bunu da yıllık gelir vergisi beyannamesiyle bildirmesi gerekmektedir. Her dönem olduğu gibi mükellefler bu dönemde de hangi kazançlarını, hangi gelirlerini beyan edecekler bu konuda bazı tereddütler yaşamakta. Özellikle bahsetmek gerekirse konut kira gelirleri, iş yeri kira gelirleri, kar payları ve ücret gelirlerinin beyanında kendi hesaplamalarını yapmaları, bunu doğru ve hesaplı bir şekilde yıllık gelir vergisi beyannamesiyle beyan etmeleri önem arz etmekte. Sonrasına ilişkin herhangi bir vergi incelemesine ya da takdire sevk gibi hususlara muhatap olmamak açısından ve usulsüzlük ve özel usul cezaları ile muhatap olmamaları açısından bu noktaya önem arz etmektedir.” (DHA)