Siyaset
Devlet Bahçeli: “Yeni bir anayasa Türkiye’ye hizmettir”

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Yeni bir anayasa yapmak, Türkiye’nin ‘21’inci Yüzyılda Lider Ülke’ gayesine muazzam bir hizmettir” dedi.
Partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenleyerek gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Milliyetçi Hareket Partisi yeni anayasa konusunda sık sık dile getirdiği çalışmalarını Allah’a şükürler olsun ki bitirmiş ve metin yazımı sonuçlanmıştır. ‘Cumhuriyet’in 100. Yılında 100 Maddelik Yeni Anayasa’ adıyla ve bu çerçeve içinde 100 maddelik anayasa önerimizin, iftiharla belirtmek isterim ki, hazırlık aşaması tamamlanmıştır. Stratejik hedeflerimizden birisiyle ilgili sözümüz yerine getirilmiştir. Bu kapsamda titizlikle sürdürülen ön çalışma şu anda elimizdedir. Partimiz, Cumhuriyet’in 100’üncü yılını yeni anayasa açısından hem bir fırsat hem de tarihi bir dönüm noktası olarak ele almaktadır. Bilindiği üzere, Türk milleti yüz yıl önce Kurtuluş Savaşı verirken egemenlik yetkisini Büyük Millet Meclisi’ne devretmiştir. Gazi Meclis kurucu iktidar yetkisine dayanarak 20 Ocak 1921 tarihinde Teşkilat-ı Esasi’ye Kanunu’nu kabul etmiş, 29 Ekim 1923 tarihinde de bir anayasa değişikliği ile Cumhuriyet rejimine geçiş sağlamıştır. Cumhuriyet’in 100’üncü yılında, milletin iradesinden feyzini alarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kabul edip aziz milletimizin takdir ve tensibine sunmasını amaçladığımız sivil anayasa ile ‘Yeni yüzyılı lehimize çevirme’ imkanı doğmuştur. Her zaman millet iradesini ve egemenlik haklarını esas alan, bu doğrultuda fikri ve siyasi mücadelesini kararlılıkla ifa ve icra eden partimiz ‘Cumhuriyet’in 100. yılında 100 maddelik Yeni Anayasa Önerisi’ni milletimize ve siyasi muhataplarımıza bugün itibariyle duyurmaktadır” ifadelerini kullandı.
“Yeni bir anayasa yapmak, Türkiye’nin ‘21’inci Yüzyılda Lider Ülke’ gayesine muazzam bir hizmettir”
MHP Genel Başkanı Bahçeli, “Milliyetçi Hareket Partisi’ne göre, ‘Cumhuriyet’in 100. yılında yeni anayasa yapmak, yeni bir toplum sözleşmesini milletimize kazandırmak bir tercihten öte tarihi, ahlaki ve milli bir sorumluluktur.’ Biz bu sorumluluk duygusuyla hareket ederek üstümüze düşen siyasi görevi yapmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz. Eğer istikbalin yol haritasını çizeceksek; ruh kökümüzü yansıtan, yalnızca bize özgü, bizi anlatan, geçmişle gelecek arasında herkesi kucaklayacak bir köprü kuracaksak yeni bir anayasadan başka bir seçenek kalmamıştır. Bu anayasa önerimiz önümüzdeki yüz yılın demokratik meşalesi, milletimizin geleceği inşa ve ihya hamlesidir. Her şeyden önce bu çağın insan hakları, devlet düzeni, demokrasi kazanımları ve hukuk anlayışına müzahir yeni bir anayasa yapmak, Türkiye’nin ‘21’inci Yüzyılda Lider Ülke’ gayesine muazzam bir hizmettir” açıklamasında bulundu.

“Türkiye’nin dünyada yükselen güçlü rolünü destekleyecek yeni bir anayasaya ihtiyaç ileri düzeydedir”
Anayasa ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, yani, Türk Tipi Başkanlık Modeli arasında onarımı, tamiri ve telafisi imkansız bir çelişki ve uyumsuzluk yumağı söz konusu olduğunu ve bu çelişkinin yeni bir anayasa marifetiyle süratle aşılmasının elzem olduğunu vurgulayan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Dünya genelinde, 19’uncu yüzyılda hazırlığı yapılmış 7 ülke anayasası kalmış, 51 ülke ise 21’inci yüzyılda yeni bir anayasa yazmış ve yapmıştır. Değişim dinamikleri ve tarihin hızı bakımından bundan daha doğal bir şey de olmayacaktır. İlk olarak, milli ve manevi müktesebatımızla çelişmeyen, yeni yönetim sisteminin doğasıyla katiyen çatışmayan, aynı zamanda Türkiye’nin dünyada yükselen güçlü rolünü destekleyecek yeni bir anayasaya ihtiyaç ileri düzeydedir. İkinci olarak, Cumhuriyet’in 100’üncü yılında ‘Demokratik ve sivil nitelikli bir anayasa’ yapma fırsatı doğmuş, siyaset kurumu ve sivil toplum kuruluşları tarih huzurunda sorumluluk altına girmişlerdir. Cumhuriyet’in 100’üncü yılı, çoğulcu, katılımcı, kapsayıcı ve demokratik usullerle yeni bir anayasa hazırlamak için büyük bir ‘Şevk, heyecan, ilham kaynağı’ olarak önümüzdedir. Kaldı ki, bu değerlendirmemizin hilafına görüş beyan eden henüz hiç kimse, hiçbir siyasi parti veya sivil toplum kuruluşu da çıkmamış, görülmemiştir. Üçüncü olarak, darbeci bir özelliğe sahip ve parlamenter sistemin mantığına göre yapılmış mevcut Anayasa ile 15 Temmuz hain darbe teşebbüsü sonrası yönetim hayatımıza giren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, yani, Türk Tipi Başkanlık Modeli arasında onarımı, tamiri ve telafisi imkansız bir çelişki ve uyumsuzluk yumağı söz konusudur. Bu çelişkinin yeni bir anayasa marifetiyle süratle aşılması acildir, elzemdir” şeklinde konuştu.
“Türk milleti bu süreçte, anayasa yapılmasıyla ilgili açık iradesini net bir şekilde göstermiştir”
Devlet Bahçeli, “Bahsettiğim bu uyumsuzluğu ortadan kaldırmak, başkanlık sistemini kurumsallaştırmak, Cumhuriyet’in 100’üncü yılı anısına 100 maddelik yeni anayasa yapmak, Türk milletine vefa borcumuz, demokratik görevimizdir. Milliyetçi Hareket Partisi, bu sorumluluk bilinciyle Cumhuriyet’in 100. yılı anısına, ‘100 maddelik tam metin anayasa önerisi’yle ilgili çalışmasını milletimizin ve siyasi muhataplarımızın bilgisine sunmaktadır. Partimiz yeni anayasa yapılması gerektiği yönünde ‘Genel rapor hazırlama’ döneminin geride kaldığını düşünmektedir. 1982 Anayasası’nın kabul edilmesinden kısa bir süre sonra başlayan gerilim ve arayışlar günümüze kadar hiç azalmadan, bilakis yoğunlaşarak devam edegelmiştir. Bu dönemde 1993, 1995, 2001, 2007, 2010 ve 2017 yıllarında anayasa çalışmaları yapılmış, geniş katılımlı tartışmalar ve müzakereler yürütülmüş, fakat arzu edilen yeni bir anayasa ortaya çıkmamıştır. Demokratik bir anayasa hazırlığı konusunda sayısız ‘Genel rapor’ kamuoyuyla paylaşılmıştır. Türk milleti bu süreçte, anayasa yapılmasıyla ilgili açık iradesini net bir şekilde göstermiştir. Ancak muhtevadaki anlaşmazlıklar mutabakat arayışlarını her defasında sekteye uğratmış, sabote etmiştir” dedi.
“Samimiyiz, taşıdığımız misyon ve yeni anayasa önerimizle elhak hazırız”
Cumhuriyet’in 100. Yılında ümit ettikleri ‘Milli uzlaşma’ için tarihi bir fırsat kapısının açılacağını dile getiren MHP Genel Başkanı Bahçeli, konuşmasına şu şekilde devam etti:
“Bugüne kadar yapılan temaslardan, kurulan müzakere masalarından, öyle zannediyorum ki, elde edilen kazanımlar, alınan ders ve sonuçlar Cumhuriyet’in 100. Yılında ümit ettiğimiz ‘Milli uzlaşma’ için tarihi bir fırsat kapısı açacaktır. Türkiye’de siyasi partiler geçmişte yeni anayasa için çalışmalar yapsa da bu girişimler her defasında yarım ve sonuçsuz kalmıştır. Bu çalışmalar anayasal gelişmeler bakımından elbette önemli ve üzerinde durulması gereken bir kazanımdır. Geldiğimiz bu aşamada, siyasi partilere düşen ‘Yeni anayasa istiyoruz’ söylemini bir kenara bırakıp, ‘Nasıl bir anayasa’ istediklerini somut bir teklif halinde ortaya koymalarıdır. Milliyetçi Hareket Partisi, nasıl bir anayasa istediğini ‘Gerekçeli 100 maddelik somut öneri’yle tek tek belirlemiş, nihayetinde kararlılığını, ciddiyetini, vermiş olduğu söze bağlılığını tevsik etmiştir.Samimiyiz, taşıdığımız misyon ve yeni anayasa önerimizle elhak hazırız.”
“Öneri metnimizin maddeleri yazılırken mevcut Anayasa’dan farklı olarak konu bütünlüğü özenle sağlanmaya gayret edilmiştir”
İlk etapta anayasa hukuku alanında uzman bir akademisyen grubu tarafından, bilimsel verilere dayalı, ‘100 maddelik yeni anayasa metni’ yazıldığını vurgulayan Bahçeli, “Parti olarak; uzmanlık, müzakere, katılım, çoğulculuk ve şeffaflık ilkelerine uygun bir yöntemle anayasa çalışmalarına bu yılın başından itibaren başlamıştık. İlk etapta anayasa hukuku alanında uzman bir akademisyen grubu tarafından, bilimsel verilere dayalı, ‘100 maddelik yeni anayasa metni’ yazılmıştır. Bu metin tam bir anayasa olup, ‘Genel gerekçe ve madde gerekçelerini’ içermektedir. Metin hazırlanırken, mevcut Anayasa, geçmiş dönem Osmanlı-Türk anayasaları, dünya anayasaları, uluslararası insan hakları sözleşmeleri, uluslararası örgütlerin karar ve raporları, bugüne kadar hazırlanmış anayasa öneri ve raporları, bilimsel yayınlar dikkatle incelenmiş, kuyumcu hassasiyetiyle analiz edilmiştir. Öneri metnimizin maddeleri yazılırken mevcut Anayasa’dan farklı olarak konu bütünlüğü özenle sağlanmaya gayret edilmiştir. Hatırlatırım ki, yürürlükteki Anayasa’da yapılan eklemeler ya da mülga edilen maddelerle birlikte konu bütünlüğü kalmamıştır” ifadelerini kullandı.
“Mevcut Anayasa, yapılan kısmi değişiklikler nedeniyle ‘Dil tutarlılığını’ kaybetmiştir”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Bizim anayasa önerimizde, mümkün olduğunca her bir konu tek bir madde içinde düzenlenmiştir. Maddeler içinde anayasal değerde olmayan ve anayasa ile düzenlenmesi zorunlu olmayan başlıklar ayıklanmıştır. Ayrıca maddelerde sürekli tekrar edilen bazı hususlar, genel esaslarda tüm maddeler bakımından ortak hüküm haline getirilerek yeni bir tekrara düşülmesi engellenmiştir. Anayasanın maddelerinde fıkralar numaralandırılmamıştır. Osmanlı-Türk anayasalarında diğer kanunlardan farklı olarak anayasalar için fıkralara numara verilmemiştir. Anayasaları diğer kanunlardan ayıran bu geleneğin sürdürülmesi adına önceki anayasalarda olduğu gibi fıkralarda ‘Paragraf uygulaması’ devam ettirilmiştir. Mevcut Anayasa, yapılan kısmi değişiklikler nedeniyle ‘Dil tutarlılığını’ kaybetmiştir. Anayasanın dili aynı zamanda diğer mevzuatın dili bakımından yol gösterici olduğundan çok önem taşımaktadır. Misal olarak, mevcut Anayasa’da danışma niteliğindeki organlardan bazıları için ‘Kurul’, bazıları için de ‘Konsey’ kelimesi kullanılmaktadır. Konsey yabancı bir kelimedir ve kurulun muadili olarak değerlendirilmiştir. Bir yanda ‘Milli Güvenlik Kurulu’ tanımlaması varken, diğer yanda ‘Ekonomik ve Sosyal Konsey’ ifadesi yer almış, bu suretle kelimeler/kavramlar arasında bir dengesizlik ve düzensizlik göze çarpmıştır” diye konuştu.
“Hazırladığımız anayasa önerisinde, insan haklarının dinamik yapısı göz önüne alınarak temel hak ve hürriyetler anlayışı güncellenmiştir”
Anayasaların başlangıcı, anayasal düzenin ‘Vizyon ve misyon’ bölümleri olduğunu söyleyen MHP Genel Başkanı Bahçeli, “Bir başka tutarsızlık da, Anayasa’nın genelinde ‘hürriyet’ kavramının kullanılması, bazı maddelerde de ‘özgürlük’ kelimesinin geçmesidir. Bu nedenle anayasa önerimizde anayasanın dil tutarlılığı ve Türkçeye riayet azami ölçüde tahkim ve takviye edilmiştir. Hazırladığımız anayasa önerisinde, insan haklarının dinamik yapısı göz önüne alınarak temel hak ve hürriyetler anlayışı güncellenmiştir. Dikkatle üzerinde durduğumuz bir diğer konu da şudur: Anayasalarda başlangıca yer vermek yaygın uygulamadır. Dünyada ilk yazılı anayasa kabul edilen 1787 Amerika Birleşik Devletleri Anayasası’nda da başlangıç yer almaktadır. Günümüzde 193 ülkenin anayasasının 164’ünde başlangıç kısmı bulunmaktadır. Genel uygulama anayasaların başlangıcında anayasal düzenin benimsediği temel değerlerin öne çıkmasıdır. Bu değerler arasında; milli kimlikler, dini değerler, devlet ideolojileri, tarihi ve kültürel olaylar, devletin kurucu liderleri, devlete ve hukuk sistemine ilişkin temel ilkeler, anayasayı kabul eden kurucu irade ve kurucu meclislere yer verilmektedir. Yerleşik hukuk düzeninin değerlerden mahrum olması düşünülemeyecektir. Yasa piramidinin en üstündeki temel metin olan anayasaların da değerlerden ayrı ve kopuk olması mümkün değildir. Anayasaların başlangıcı, anayasal düzenin ‘Vizyon ve misyon’ bölümleridir. Hukuk düzeninin ‘ruhu’ başlangıç kısmında yansıtılmaya çalışılmaktadır. Anayasanın ‘Toplumsal sözleşme’ boyutu dikkate alınarak değerler arasında bir uzlaşma ortaya konulmaktadır. Bu nedenle başlangıç metinleri ‘Normatif dille’ kaleme alınamayacaktır” şeklinde konuştu.
“Milli irade görüşüne göre ‘Anayasa devleti kurmaz, millet anayasayı yaparak devleti kurar.’”
Bahçeli, “Hazırlığını tamamladığımız 100 maddelik anayasa hazırlık önerimizi öncelikle Sayın Cumhurbaşkanımızla ve Cumhur İttifakı’nın ana paydaşı olan AK Parti’yle paylaşmak hedefimizdir. Ardından yapılacak müzakere ve görüşmeler doğrultusunda diğer partilere de anayasa önerimizi sunmamız söz konusu olacaktır. Çalışmamız son olarak ‘şeffaflık ilkesi’ doğrultusunda ‘kamuoyunun tartışmasına’ da açılacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi’ne göre, Türk Milleti, kurucu iktidar yetkisine dayanarak her zaman yeni bir anayasa yapmaya tam yetkilidir. Dünya örneklerinde ve tarihimizde görüldüğü gibi anayasayla ne devlet kurulacak ne de devlet yıkılacaktır. Milli irade görüşüne göre ‘Anayasa devleti kurmaz, millet anayasayı yaparak devleti kurar.’ Devlet belli bir toprak parçası üzerinde millet olmuş bir insan topluğunun egemenliği tesis ve teminiyle teşekkül etmektedir. Tarih boyunca kurulan Türk devletleri de böyle hayat bulmuştur. Uyarıyorum ki, millet olma bilincinin ortadan kalkması, ülkenin bölünmesine ve devletin yıkılmasına kadar gidecek karanlık yolu açacaktır. Bu itibarla anayasalar çağın ihtiyaçlarıyla birlikte, milletin ruh köküne, milli kimliğine, milli dokusuna, milli ve manevi değerlerinin üzerine bina edilmek durumundadır. Milli değerlere dayanan, modern anayasacılığın kabullerine uygun, 21’inci yüzyılda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hükmüne ve hükümdarlık haklarına tercüman olan, yeni yönetim sistemiyle bütünleşip birleşen bir teşkilat düzeni kurmak maksat ve muradıyla Milliyetçi Hareket Partisi anayasa önerisini hazırlamıştır” açıklamasında bulundu.
Hazırlanan 100 maddelik yeni anayasa önerinin temel özellikleri
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, konuşmasına şu şekilde devam etti:
“Cumhuriyetin 100’üncü yılı vizyonuyla hazırladığımız 100 maddelik yeni anayasa önerimizin temel özellikleri özet halinde şu şekilde sıralanabilecektir:
– Anayasa önerimiz, ‘Başlangıç, Genel Esaslar, Temel Hak ve Ödevler, Cumhuriyetin Temel Organları ve Son Hükümler’ şeklinde dört kısım ve 100 maddeden oluşmaktadır.
– Şekli bakımdan kısa ya da uzun bir anayasa değil, ‘Kaliteli temel kanun’ anlayışı ile çatısı örülmüştür.
– Anayasanın başlangıcı, dünyada 164 ülke anayasa başlangıçları incelenerek, Türk milletinin ortak değerlerini kucaklayan ve muasır devlet olmanın gereklerini dikkate alan bir yaklaşımla yazılmıştır.
– Başlangıca, ‘Allah’ın lütfu, kardeşlik ruhu ve vatan sevgisiyle varlık bulmuş biz Türk Milleti’ düsturu ile giriş yapılmıştır.
– Devletin genel esasları ilk beş maddede düzenlen, ‘Devletin şekli ve nitelikleri’ aynen korunarak birinci maddede ele alınmış, maddenin son fıkrasında ‘Bu madde değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez’ denilmiştir.
– Anayasa’nın ikinci kısmında ‘Temel Hak ve Ödevler’ düzenlenmiş, birinci bölümde tüm haklara dair ortak rejimi belirleyen ‘Genel Hükümler’ yer almış, ikinci bölümde ‘Haklar ve Hürriyetler’ başlığı ile temel hak ve hürriyetler “sınıflandırılmadan” en geniş şekilde güvenceye kavuşturulmuştur.
– Temel haklara dair genel rejimde ‘Hakların bütünlüğü’ yaklaşımı esas alınmış, sınırlama rejimi tek bir maddede düzenlenmiş, temel hak ve hürriyetlerin korunması kenar başlığı altında yeni bir madde eklenmiştir.
– Hakları düzenleyen tüm maddelerdeki sınırlama sebepleri kaldırılmıştır.
– Temel hak ve hürriyetlerin kapsamı, taraf olduğumuz insan hakları sözleşmeleri baz alınarak kanunla belirlenmesi öngörülmüş, hakları düzenleyen maddelerde sadece ek güvencelere yer verilmiştir.
– Hürriyetin esas, sınırlamanın istisna olduğu yaklaşım gerçek anlamıyla buluşturulmuştur.
– Anayasa’nın üçüncü kısmında, üç bölüm halinde ‘Cumhuriyetin Temel Organları’, yasama, yürütme ve yargı başlıkları ile düzenlenmiş, Yasama organı için ‘Milli birliği sağlama’, yürütme için ‘Kurumsallaşmış başkanlık sistemi’, yargı için ‘Bağımsız ve tarafsız yapılanma’ anlayışı ön plana çıkarılmıştır.
– Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, yüz yıl önce kuruluş felsefesinde var olan ‘Milli birliği sağlama’ misyonu daha da güçlendirilmiştir.
– Bu kapsamda TBMM Başkanı’na ‘Tarafsız konumuyla’ milli uzlaşmanın sağlanmasında ve siyasi krizlerin çözümünde arabuluculuk işlevi yüklenmiştir.
– TBMM’nin yetkileri; kanun yapımında, antlaşmaların onaylanmasında ve sona erdirilmesinde, bütçenin kabul edilmesinde, anayasal kurum ve kuruluşlara üye seçmede, meclis soruşturması açılmasında kuvvetlendirilmiştir.
– Milletvekillerinin dokunulmazlığıyla milletvekilliğinin düşme sebeplerine dair belirsizlikler giderilmiştir.
– Yürütme organı ‘Başkan’ ve ‘İdare’ şeklinde iki başlık altında düzenlenmiş, Başkanlık Sistemi, yeni anayasa bütünlüğü içinde ‘kurumsal yapıya’ kavuşturulmuş, Başkan ile birlikte iki Başkan Yardımcısının seçilmesi öngörülmüş, Başkanlık Kabinesi anayasal statüye dahil edilmiş, Başkanlık Hükümet Programı’nın Meclise sunulması yöntemi getirilmiş, Başkanlık Kararnameleri ile kanunların münhasır yetki alanları çatışmayacak şekilde belirlenmiştir.
– Türkiye’nin üniter yapısına uygun olarak, idarenin kuruluşunda ‘kanunilik ilkesi’ sağlam ve sağlıklı bir içeriğe taşınmıştır.
– Üniter devlet ilkesine anayasada açıkça yer verilerek, idari yapılanmada “il esası” korunmuştur.
– Anayasal kurumlardan Atatürk, Kültür, Dil ve Tarih Kurumu varlığını sürdürmüş, Diyanet İşleri başkanlığı ‘Türkiye Diyanet Kurumu”’olarak yeniden yapılandırılmış, Yükseköğretim Kurulu’nun oluşumunda TBMM’nin yetkileri artırılmış, yeni bir kurum olarak ‘Türkiye Liyakat Kurumu’ önerilmiş ve Türkiye Merkez Bankası anayasal kuruluş haline getirilmiştir.
-Yargı organının yapılanmasında, ‘Yargı ayrılığı sistemi’ devam ettirilmiş, Hakimler ve Savcılar Kurulu, ‘Yargı Yüksek Kurulu’ adıyla yeniden ele alınmış, avukatlık ve arabuluculuk mesleklerine anayasal statü tanınmış, Anayasa Mahkemesi yüksek mahkeme değil, özel bir statüde düzenlenmiş, Yüce Divan yargılaması ve siyasi parti kapatma davaları ‘Yüce Divan’ adıyla oluşturulan yeni bir mahkemeye verilmiş, Yüksek Mahkemeler başlığı altında Sayıştay ve Yüksek Seçim Kurulu’nun statüsü açıklığa kavuşturulmuş, yargıya ilişkin üye seçiminde TBMM’nin yetkileri genişletilmiştir.
– Anayasa’nın son kısmında değiştirilme usulü genel olarak korunmuş, Anayasa değişikliklerini halkoyuna sunma konusunda Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yetki verilmiştir.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin, yukarıda ana hatları açıklanan 100 maddelik anayasa önerisi, genel gerekçe ve madde gerekçeleri ile bir bütün olarak hazırdır.”
“Parça parça yapılan bu değişiklikler nedeniyle Anayasa’nın sistematiği ve konu bütünlüğü temelinden bozulmuştur”
Bahçeli, “Hedefimiz, geçmiş yüzyılın tecrübelerinden istifade ederek, gelecek yüzyıla hitabeden yeni bir anayasa yapılmasına katkı sunmaktır. Osmanlı-Türk Anayasacılığında, parlamenter sistem, yüz yılı aşkın bir süre uygulanmış, ancak Türkiye’de başarılı sonuçlar vermemiştir. Her kanun gibi anayasaların da bir sistematiği ve konusu bulunmaktadır. Ancak her kanun gibi anayasaların da sistematiği ve içeriği zamanın gerisinde kalabilmektedir. 1982 Anayasası’nda bugüne kadar 19 defada 184 değişiklik yapılmıştır. Parça parça yapılan bu değişiklikler nedeniyle Anayasa’nın sistematiği ve konu bütünlüğü temelinden bozulmuştur. Türk milletinin muhkem ve muteber beklentisi, Cumhuriyet 100. yılında ‘Parlamenter sistemle geriye gidiş’ değil, gelecek yüzyılı milli ve vizyoner bir bakışla kavrayan ‘Türk Tipi Başkanlık Sistemi’nin kökleşmesi, bunun yanı sıra huzuru, refahı, birlik ve kardeşlik bağlarını tahkim edecek yeni bir anayasa yazılması ve yapılmasıdır” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.
Beğenebilirsin
-
11. Cumhurbaşkanı Kayseri’ye geliyor
-
Samsunspor’da, ‘Futbol Direktörlüğü’ne Fuat Çapa getirildi
-
Bakan Bolat: Cumhuriyet tarihinin en yüksek eylül ayı ihracat rakamına ulaşıldı
-
“Dünyada 2.3 milyon kadın meme kanseri”
-
Palandöken’e yılın ilk karı yağdı
-
İYİ Parti lideri Akşener: Tek başımıza aziz milletimizin huzuruna çıkacağız
Siyaset
11. Cumhurbaşkanı Kayseri’ye geliyor

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ismini taşıyan üniversitenin Cumhuriyetin 100. Yılı dolayısıyla düzenleyeceği programlara katılmak üzere Kayseri’ye gelecek.
KAYSERİ-Abdullah Gül Üniversitesi, Cumhuriyetin 100. kuruluş yıldönümü dolayısıyla bir dizi etkinlikler düzenleyecek. 13 Ekim’de başlayacak olan “Cumhuriyetin İkinci Yüzyılında Sürdürülebilir Kalkınma Sürecinde Türkiye” isimli program, açılış konuşmaları ile başlayacak.

14 Ekim’de de devam edecek olan programa 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de katılacak. Gül, programın açılışında da bir konuşmada yapacak. “Demokrasi ve Dış Politika” ve “Eğitim, Bilim ve Teknoloji”, “Ekonomi ve Kalkınma”, “Kültür, Sanat ve Edebiyat” konulu panellerin yapılacağı programda “Cumhuriyet” temalı fotoğraf sergisi de gezilecek.
2 gün sürecek olan program, değerlendirmeler ile sona erecek.

Siyaset
İYİ Parti lideri Akşener: Tek başımıza aziz milletimizin huzuruna çıkacağız

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Önümüzdeki yerel seçimlerde 81 ilde kendi adaylarımızla, hür ve müstakil siyasetimizle, tek başımıza aziz milletimizin huzuruna çıkacağız” dedi.
Doğukan Gürel – Ömer Faruk Karataş
ANKARA-İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisinde (TBMM) gerçekleştirilen grup toplantısında konuştu. Yerel seçimlerde 81 ilin tamamında kendi adaylarını çıkartacaklarını ve seçime tek başlarına gireceklerini söyleyen Akşener, böylece Millet İttifakı’na kapıları tamamen kapatmış oldu.

“Milletten değil, pazarlıktan medet uman ittifak siyasetini reddediyoruz”
Mevcut siyasi ittifaklara dikkat çekerek, ittifak siyasetini reddettiklerini belirten Akşener, “İşin en acısı da ne biliyor musunuz? Bugün yaşadıklarımızın tek suçlusu AK Parti olmasına rağmen mesuliyetin sadece AK Parti’de olmaması. Eğer ki siyasetin popülizmle değil akılla, şahsi çıkarlarla değil milletin sesiyle yapılmasını sağlayabilseydik bugün her şey çok farklı olabilirdi. İYİ Parti olarak biz sadece yaptıklarımızdan değil, yapamadıklarımızdan da mesuliyet hissedenleriz. Çünkü bizim anlayışımıza göre mesuliyeti reddederek siyaset yapılmaz. Evet, ne yazık ki bugünlere gelmemize engel olamadık. Ancak yarın için mücadele etmekten vazgeçecek değiliz. Einstein der ki, ‘Delilik, aynı şeyleri yapıp, farklı sonuç beklemektir.’ İşte bu yüzden biz herkesin kendi iktidar sahasında, halinden gayet de memnun olduğu statüko siyasetini reddediyoruz. Ceketlerin, kola kutularının millete seçenek olarak sunulduğu dayatma siyasetini reddediyoruz. Her türlü öfkeyi, kini, kutuplaşmayı besleyen popülist siyaseti reddediyoruz. Toplum vicdanının yaralarını, merhem elindeyken kaşıyıp kanatmayı seçen çıkarcı siyaseti reddediyoruz. Her daim siyaset esnafının kazanıp milletin kaybettiği basiretsiz siyaseti reddediyoruz. Ez cümle milletten değil, pazarlıktan medet uman ittifak siyasetini reddediyoruz” ifadelerini kullandı.

“Tek başımıza aziz milletimizin huzuruna çıkacağız”
Yaklaşan yerel seçimler hakkında da konuşan Akşener, “Aslında biz bundan sonra da en iyi bildiğimiz şeyi yapmaya devam edeceğiz. İl il, ilçe ilçe, sokak sokak, kapı kapı gezip milletimizin ayağına gideceğiz. Her bir vatandaşımızın taleplerini, isteklerini ve varsa eleştirilerini dinleyeceğiz. Onlara bahaneler değil, çözümlerimizi anlatacağız. Kayıkçı kavgalarını, suni gündemleri değil, milletin gerçek gündemini konuşacağız. Nasıl ki, dün korkaklığın sessizliği her yeri sarmışken milletin sesini haykırdıysak, bugün de milletin sesini yine tek başımıza duyuracağız. Nasıl ki 25 Ekim 2017’de çıktığımız bu kutlu yolda tüm engelleri, iftiraları, baskıları tek başımıza göğüslediysek, bugünden sonra da tek başımıza olacağız. Önümüzdeki yerel seçimlerde 81 ilde kendi adaylarımızla hür ve müstakil siyasetimizle tek başımıza aziz milletimizin huzuruna çıkacağız” dedi.

“İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya da milletimiz adına teşekkür ediyorum”
İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğüne gerçekleştirilen terör saldırısı girişimi hakkında konuşan Akşener, “Biliyorsunuz, geçtiğimiz pazar günü hep birlikte büyük bir endişeyle uyandık. Ankara’da İçişleri Bakanlığı’nın önünde hain bir terör saldırısı yaşandı. Şükürler olsun ki saldırı amacına ulaşamadan bertaraf edildi. Bu vesileyle buradan kahraman Türk polisimizi yürekten kutluyor, şükranlarımızı sunuyorum. Yaralanan polislerimize de acil şifalar diliyorum. Ayrıca uzunca bir süredir alışılagelenin aksine süreci ciddiyet ve şeffaflıkla yürüten İçişleri Bakanı Sayın Ali Yerlikaya’ya da milletimiz adına teşekkür ediyorum. Gerek bu süreçte, gerekse de son dönemde emniyet teşkilatımızın suç örgütlerine karşı yürütmüş olduğu başarılı operasyonlar, sayın bakanın kararlı bir duruş sergilediğini gösteriyor. Ancak tabii ki AK Parti bünyesindeki bazı odakların bu duruştan ne kadar memnun olduğu meçhul. Çünkü bu odakların, bu devletin, bu Cumhuriyetin yetiştirdiği liyakatli insanlarla problemi olduğunu çok iyi biliyoruz. Onların önünü açmak yerine yolunu kesmek istediklerini de biliyoruz. Nitekim geçtiğimiz günlerde benzer bir durumun Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek için de geçerli olduğunu söylemiştim. Dolayısıyla buradan sormak istiyorum: Artık, kendi kendini tüketen bir cadı kazanına dönüşen AK Parti bünyesinde dün Sayın Mehmet Şimşek’i, bugün Sayın Ali Yerlikaya’yı hedef alanlar acaba yarın kime odaklanacak? Sıradaki şanslı yarışmacı acaba kim olacak? Yoksa Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan mı?” ifadelerini kullandı.
Siyaset
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan açıklamalar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Klasörler dolusu delile rağmen terör elebaşlarına yönelik hiçbir adım atılmamasını ne kendimize ne milletimize izah edemiyoruz” dedi.
Mehmet Kalay
ANKARA-Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Danıştay Eğitim Tesisi Açılış Töreni ve IASAJ Seminer Kapanış Toplantısı”nda konuştu. Erdoğan, 2 gün boyunca verimli toplantıların yapıldığına inandığı seminer programının idari yargı için hayırla vesile olmasını diledi. Bağımsız, idari otoritelerin, işlemlerinin, yargısal denetimi, teması altında düzenlenen program süresince dünyanın farklı köşelerinden yüksek yargı mensuplarını Türkiye’de ağırlama fırsatı bulduklarını belirten Erdoğan, “Burada dile getirilen görüş ve içtihatların başta idari yargı camiamız olmak üzere tüm katılımcıların ufkunu açtığına inanıyorum. 5 kıtadan yaklaşık 100 üyesiyle Yüksek İdari Yargı mercileri arasında tecrübe paylaşımına imkan sağlayan birlik, bu yönüyle çok önemli bir istişare ve işbirliği zemini sunmaktadır. Şura-yı devlet dahil 155 yıllık güçlü geleneğiyle Danıştay’ımız 35 yılı aşan birliği üyelik döneminde Türkiye’yi başarıyla temsil etmektedir. Dönem başkanı, yönetim kurulu üyesi ve yürütme komitesi üyesi olarak birlikte aktif rol üstlenen Danıştay’ımıza 2025 yılına kadar sürdüreceği ikinci yönetim kurulu üyeliğinde muvaffakiyetler temenni ediyorum. Bu vesileyle şurayı devletten bugüne, Danıştay’da emeği geçen başkanlarımıza, üyelerimize, hakim savcılarımıza ve personelimize ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum” diye konuştu.

“Türkiye Yüzyılı’nı adaletin de yüzyılı yapmakta kararlıyız”
Resmi açılın yapıldığı eğitim tesisinin inşasına fiilen geçen Eylül ayında başlandığını ifade eden Erdoğan, “Afrika’dan Avrupa’ya pek çok bölgesinden kıymetli yüksek yargı mensuplarını misafir ettiğimiz bu önemli etkinliği Danıştay’ımızın eğitim tesisinin açılışıyla adeta taçlandırıyoruz. Bugün resmi açılışını yaptığımız eğitim tesisinin inşasına fiilen geçen yıl Eylül ayında başlanmıştı. Tesisimizi 10 ay gibi çok kısa bir sürede tamamlayarak Danıştay’ımızın hizmetine sunduk. Toplantı salonu, fuaye alanı, açık terası ve 500 kişilik çok amaçlı salonuyla toplam 785 metrekare alana sahip eğitim tesisimiz başkanlığın hizmet içi eğitim başta olmak üzere birçok ihtiyacını karşılayacaktır. Tesisin kurumumuza hayırlı olmasını diliyor, Sayın Danıştay Başkanımızla birlikte kazandırılmasında emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Milletimizin teveccühü ile 2002 yılında ülkeyi yönetme sorumluluğunu ilk kez üstlendiğimizde adaleti 4 önceliğimizden biri olarak ilan etmiştik. Ülkemizin içinde bulunduğu şartlar ne olursa olsun bu önceliklerimizden hiçbir zaman taviz vermedik. Bu hedefimizin bir yanında hak ve özgürlüklere dair devrim niteliğinde düzenlemeler varken diğer yanında adalet hizmetlerindeki altyapı eksikliklerinin giderilmesi bulunuyordu. Merdiven altı denilebilecek yerlerde adalet dağıtılmaya çalışıldığı o kötü manzaraları tamamen unutturmak için çok ciddi çaba harcadık. Yüksek yargı organlarımızın tamamını sundukları hizmetin mehabetine ve saygınlığına uygun hizmet binalarına kavuşturmaya gayret ettik. Allah’a hamdolsun bu çabalarımızda muvaffak olduk. Bugün yüksek yargı organlarımızın hepsi modern, ferah, görkemli, her türlü ihtiyacın gözetildiği binalarda milletimize hizmet veriyor. Türkiye Teknoloji’nin de getirdiği imkanlar sayesinde adalet hizmetlerinin sunulmasında her geçen yıl çıtayı biraz daha yükseltiyor. ‘Geç gelen adalet, adalet değildir’ düsturuyla yargı kurumlarımızın görevlerini hakkıyla ve zamanında ifa edebilmeleri için gereken her türlü desteği sağlıyoruz. İster adli ister idari olsun adliyenin kapısını adaletin de kapısı haline getirinceye kadar durmadan, dinlenmeden çalışmayı sürdüreceğiz. Milletimize vaadimiz olan Türkiye Yüzyılı’nı adaletin de yüzyılı yapmakta kararlıyız, azimliyiz. Bunu da yürütmesi, yasaması ve yargısı ile hep beraber dayanışma içinde hareket ederek gerçekleştireceğiz. Danıştay’ımızın güzide bu gayretlerimizde bizlere verdikleri ve verecekleri tüm destekler için şimdiden teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

“Amacımız Cumhuriyet’imizin ikinci asrını daha emin adımlarla birlik ve beraberliğimizi daha da kuvvetlendirmiş bir şekilde girmektir”
Ekim ayının Türkiye tarihinde çok önemli bir yere sahip olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “29 Ekim’de bu topraklarda kurduğumuz son devletimiz olan Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yıl dönümüne ulaşacağız. Cumhuriyetimizin 100’üncü yaşını bir anma etkinliğinden öte yeni reform hamlelerimizle hak ettiği şekilde kutlamak istiyoruz. Son bir asrın kapsamlı muhasebesini yaparken aynı zamanda milletimizin demokratik kazanımlarını daha da güçlendirmeye çalışıyoruz. Amacımız Cumhuriyet’imizin ikinci asrını daha emin adımlarla birlik ve beraberliğimizi daha da kuvvetlendirmiş bir şekilde girmektir. Vatandaşlarımızın özgürlük alanlarını genişletme idealimizin tepesinde ülkemizi darbe anayasasından kurtarmak vardır. Vesayetçilerin, 27 Mayıs 1960 darbesiyle Türkiye’nin ayağına vurduğu 12 Eylül rejiminin perçinlediği prangaların sökülüp atılma vakti artık gelmiştir. Sivil anayasa talebi iradesine gerektiğinde canı pahasına sahip çıkan aziz milletimize anasının ak sütü gibi helaldir. Bu talebe siyaset kurumu başta olmak üzere sorumluluk makamında olan hiç kimsenin kulak tıkama lüksü yoktur. Pazar günü 28. dönem 2’nci yasama yılına başlayan meclisimizde yeni anayasaya dair yapıcı tavrımızı ve beklentilerimizi ortaya koyduk. 85 milyonun tamamının kırmızı çizgileri haricinde her konuyu görüşmeye, tartışmaya ve müzakereye açık olduğumuzu ifade ettik. Yeni dönemde milletimize verilecek asıl müjdenin Türkiye’yi sivil, kuşatıcı, özgürlükçü bir anayasayla buluşturmak olacağı anlaşılıyor. Temsil kabiliyeti son yılların en yüksek seviyesine ulaşan meclisimizin milletimizin her bir ferdinin işte benim anayasam diyerek bağrına basacağı sivil bir anayasayı yapmasının önünde hiçbir mani bulunmuyor. Uzun yıllar sonra ilk kez yeni anayasa konusunda parlamentomuzda ve kamuoyumuzda oluşan müspet atmosferi bu bakımdan çok kıymetli gördüğümüzü belirtmek istiyorum” ifadelerini kullandı.


11. Cumhurbaşkanı Kayseri’ye geliyor

PKK elebaşı hakkında açıklamalar yapan Merdan Yanardağ hakim karşısında

Samsunspor’da, ‘Futbol Direktörlüğü’ne Fuat Çapa getirildi
Etiketler
Trendler
-
Ekonomi9 ay önce
Gram altın rekor tazeledi
-
Genel2 ay önce
Erkan, MİLAD temsilciliğine atandı
-
Genel12 ay önce
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan: Kılıçdaroğlu, 8 saat esrarengiz bir şekilde ortadan kayboldu
-
Belediyeler9 ay önce
“Samsun 2023 yılına damga vuracak”
-
Genel9 ay önce
Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan, ittifaklara kapıyı kapadı
-
Genel9 ay önce
Erdoğan: İstemezükçülük dışında bir şey de söylemiyorlar
-
Ekonomi1 sene önce
Çorumlular Özdiyarbakır Sofrası’nı sevdi
-
Siyaset2 ay önce
Kılıç kesti attı: Tek alternatif Yeniden Refah