Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Siyaset

Devlet Bahçeli: “Yeni bir anayasa Türkiye’ye hizmettir”

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Yeni bir anayasa yapmak, Türkiye’nin ‘21’inci Yüzyılda Lider Ülke’ gayesine muazzam bir hizmettir” dedi.

Partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenleyerek gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Milliyetçi Hareket Partisi yeni anayasa konusunda sık sık dile getirdiği çalışmalarını Allah’a şükürler olsun ki bitirmiş ve metin yazımı sonuçlanmıştır. ‘Cumhuriyet’in 100. Yılında 100 Maddelik Yeni Anayasa’ adıyla ve bu çerçeve içinde 100 maddelik anayasa önerimizin, iftiharla belirtmek isterim ki, hazırlık aşaması tamamlanmıştır. Stratejik hedeflerimizden birisiyle ilgili sözümüz yerine getirilmiştir. Bu kapsamda titizlikle sürdürülen ön çalışma şu anda elimizdedir. Partimiz, Cumhuriyet’in 100’üncü yılını yeni anayasa açısından hem bir fırsat hem de tarihi bir dönüm noktası olarak ele almaktadır. Bilindiği üzere, Türk milleti yüz yıl önce Kurtuluş Savaşı verirken egemenlik yetkisini Büyük Millet Meclisi’ne devretmiştir. Gazi Meclis kurucu iktidar yetkisine dayanarak 20 Ocak 1921 tarihinde Teşkilat-ı Esasi’ye Kanunu’nu kabul etmiş, 29 Ekim 1923 tarihinde de bir anayasa değişikliği ile Cumhuriyet rejimine geçiş sağlamıştır. Cumhuriyet’in 100’üncü yılında, milletin iradesinden feyzini alarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kabul edip aziz milletimizin takdir ve tensibine sunmasını amaçladığımız sivil anayasa ile ‘Yeni yüzyılı lehimize çevirme’ imkanı doğmuştur. Her zaman millet iradesini ve egemenlik haklarını esas alan, bu doğrultuda fikri ve siyasi mücadelesini kararlılıkla ifa ve icra eden partimiz ‘Cumhuriyet’in 100. yılında 100 maddelik Yeni Anayasa Önerisi’ni milletimize ve siyasi muhataplarımıza bugün itibariyle duyurmaktadır” ifadelerini kullandı.

“Yeni bir anayasa yapmak, Türkiye’nin ‘21’inci Yüzyılda Lider Ülke’ gayesine muazzam bir hizmettir”

MHP Genel Başkanı Bahçeli, “Milliyetçi Hareket Partisi’ne göre, ‘Cumhuriyet’in 100. yılında yeni anayasa yapmak, yeni bir toplum sözleşmesini milletimize kazandırmak bir tercihten öte tarihi, ahlaki ve milli bir sorumluluktur.’ Biz bu sorumluluk duygusuyla hareket ederek üstümüze düşen siyasi görevi yapmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz. Eğer istikbalin yol haritasını çizeceksek; ruh kökümüzü yansıtan, yalnızca bize özgü, bizi anlatan, geçmişle gelecek arasında herkesi kucaklayacak bir köprü kuracaksak yeni bir anayasadan başka bir seçenek kalmamıştır. Bu anayasa önerimiz önümüzdeki yüz yılın demokratik meşalesi, milletimizin geleceği inşa ve ihya hamlesidir. Her şeyden önce bu çağın insan hakları, devlet düzeni, demokrasi kazanımları ve hukuk anlayışına müzahir yeni bir anayasa yapmak, Türkiye’nin ‘21’inci Yüzyılda Lider Ülke’ gayesine muazzam bir hizmettir” açıklamasında bulundu.

“Türkiye’nin dünyada yükselen güçlü rolünü destekleyecek yeni bir anayasaya ihtiyaç ileri düzeydedir”

Anayasa ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, yani, Türk Tipi Başkanlık Modeli arasında onarımı, tamiri ve telafisi imkansız bir çelişki ve uyumsuzluk yumağı söz konusu olduğunu ve bu çelişkinin yeni bir anayasa marifetiyle süratle aşılmasının elzem olduğunu vurgulayan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Dünya genelinde, 19’uncu yüzyılda hazırlığı yapılmış 7 ülke anayasası kalmış, 51 ülke ise 21’inci yüzyılda yeni bir anayasa yazmış ve yapmıştır. Değişim dinamikleri ve tarihin hızı bakımından bundan daha doğal bir şey de olmayacaktır. İlk olarak, milli ve manevi müktesebatımızla çelişmeyen, yeni yönetim sisteminin doğasıyla katiyen çatışmayan, aynı zamanda Türkiye’nin dünyada yükselen güçlü rolünü destekleyecek yeni bir anayasaya ihtiyaç ileri düzeydedir. İkinci olarak, Cumhuriyet’in 100’üncü yılında ‘Demokratik ve sivil nitelikli bir anayasa’ yapma fırsatı doğmuş, siyaset kurumu ve sivil toplum kuruluşları tarih huzurunda sorumluluk altına girmişlerdir. Cumhuriyet’in 100’üncü yılı, çoğulcu, katılımcı, kapsayıcı ve demokratik usullerle yeni bir anayasa hazırlamak için büyük bir ‘Şevk, heyecan, ilham kaynağı’ olarak önümüzdedir. Kaldı ki, bu değerlendirmemizin hilafına görüş beyan eden henüz hiç kimse, hiçbir siyasi parti veya sivil toplum kuruluşu da çıkmamış, görülmemiştir. Üçüncü olarak, darbeci bir özelliğe sahip ve parlamenter sistemin mantığına göre yapılmış mevcut Anayasa ile 15 Temmuz hain darbe teşebbüsü sonrası yönetim hayatımıza giren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, yani, Türk Tipi Başkanlık Modeli arasında onarımı, tamiri ve telafisi imkansız bir çelişki ve uyumsuzluk yumağı söz konusudur. Bu çelişkinin yeni bir anayasa marifetiyle süratle aşılması acildir, elzemdir” şeklinde konuştu.

“Türk milleti bu süreçte, anayasa yapılmasıyla ilgili açık iradesini net bir şekilde göstermiştir”

Devlet Bahçeli, “Bahsettiğim bu uyumsuzluğu ortadan kaldırmak, başkanlık sistemini kurumsallaştırmak, Cumhuriyet’in 100’üncü yılı anısına 100 maddelik yeni anayasa yapmak, Türk milletine vefa borcumuz, demokratik görevimizdir. Milliyetçi Hareket Partisi, bu sorumluluk bilinciyle Cumhuriyet’in 100. yılı anısına, ‘100 maddelik tam metin anayasa önerisi’yle ilgili çalışmasını milletimizin ve siyasi muhataplarımızın bilgisine sunmaktadır. Partimiz yeni anayasa yapılması gerektiği yönünde ‘Genel rapor hazırlama’ döneminin geride kaldığını düşünmektedir. 1982 Anayasası’nın kabul edilmesinden kısa bir süre sonra başlayan gerilim ve arayışlar günümüze kadar hiç azalmadan, bilakis yoğunlaşarak devam edegelmiştir. Bu dönemde 1993, 1995, 2001, 2007, 2010 ve 2017 yıllarında anayasa çalışmaları yapılmış, geniş katılımlı tartışmalar ve müzakereler yürütülmüş, fakat arzu edilen yeni bir anayasa ortaya çıkmamıştır. Demokratik bir anayasa hazırlığı konusunda sayısız ‘Genel rapor’ kamuoyuyla paylaşılmıştır. Türk milleti bu süreçte, anayasa yapılmasıyla ilgili açık iradesini net bir şekilde göstermiştir. Ancak muhtevadaki anlaşmazlıklar mutabakat arayışlarını her defasında sekteye uğratmış, sabote etmiştir” dedi.

“Samimiyiz, taşıdığımız misyon ve yeni anayasa önerimizle elhak hazırız”

Cumhuriyet’in 100. Yılında ümit ettikleri ‘Milli uzlaşma’ için tarihi bir fırsat kapısının açılacağını dile getiren MHP Genel Başkanı Bahçeli, konuşmasına şu şekilde devam etti:
“Bugüne kadar yapılan temaslardan, kurulan müzakere masalarından, öyle zannediyorum ki, elde edilen kazanımlar, alınan ders ve sonuçlar Cumhuriyet’in 100. Yılında ümit ettiğimiz ‘Milli uzlaşma’ için tarihi bir fırsat kapısı açacaktır. Türkiye’de siyasi partiler geçmişte yeni anayasa için çalışmalar yapsa da bu girişimler her defasında yarım ve sonuçsuz kalmıştır. Bu çalışmalar anayasal gelişmeler bakımından elbette önemli ve üzerinde durulması gereken bir kazanımdır. Geldiğimiz bu aşamada, siyasi partilere düşen ‘Yeni anayasa istiyoruz’ söylemini bir kenara bırakıp, ‘Nasıl bir anayasa’ istediklerini somut bir teklif halinde ortaya koymalarıdır. Milliyetçi Hareket Partisi, nasıl bir anayasa istediğini ‘Gerekçeli 100 maddelik somut öneri’yle tek tek belirlemiş, nihayetinde kararlılığını, ciddiyetini, vermiş olduğu söze bağlılığını tevsik etmiştir.Samimiyiz, taşıdığımız misyon ve yeni anayasa önerimizle elhak hazırız.”

“Öneri metnimizin maddeleri yazılırken mevcut Anayasa’dan farklı olarak konu bütünlüğü özenle sağlanmaya gayret edilmiştir”

İlk etapta anayasa hukuku alanında uzman bir akademisyen grubu tarafından, bilimsel verilere dayalı, ‘100 maddelik yeni anayasa metni’ yazıldığını vurgulayan Bahçeli, “Parti olarak; uzmanlık, müzakere, katılım, çoğulculuk ve şeffaflık ilkelerine uygun bir yöntemle anayasa çalışmalarına bu yılın başından itibaren başlamıştık. İlk etapta anayasa hukuku alanında uzman bir akademisyen grubu tarafından, bilimsel verilere dayalı, ‘100 maddelik yeni anayasa metni’ yazılmıştır. Bu metin tam bir anayasa olup, ‘Genel gerekçe ve madde gerekçelerini’ içermektedir. Metin hazırlanırken, mevcut Anayasa, geçmiş dönem Osmanlı-Türk anayasaları, dünya anayasaları, uluslararası insan hakları sözleşmeleri, uluslararası örgütlerin karar ve raporları, bugüne kadar hazırlanmış anayasa öneri ve raporları, bilimsel yayınlar dikkatle incelenmiş, kuyumcu hassasiyetiyle analiz edilmiştir. Öneri metnimizin maddeleri yazılırken mevcut Anayasa’dan farklı olarak konu bütünlüğü özenle sağlanmaya gayret edilmiştir. Hatırlatırım ki, yürürlükteki Anayasa’da yapılan eklemeler ya da mülga edilen maddelerle birlikte konu bütünlüğü kalmamıştır” ifadelerini kullandı.

“Mevcut Anayasa, yapılan kısmi değişiklikler nedeniyle ‘Dil tutarlılığını’ kaybetmiştir”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Bizim anayasa önerimizde, mümkün olduğunca her bir konu tek bir madde içinde düzenlenmiştir. Maddeler içinde anayasal değerde olmayan ve anayasa ile düzenlenmesi zorunlu olmayan başlıklar ayıklanmıştır. Ayrıca maddelerde sürekli tekrar edilen bazı hususlar, genel esaslarda tüm maddeler bakımından ortak hüküm haline getirilerek yeni bir tekrara düşülmesi engellenmiştir. Anayasanın maddelerinde fıkralar numaralandırılmamıştır. Osmanlı-Türk anayasalarında diğer kanunlardan farklı olarak anayasalar için fıkralara numara verilmemiştir. Anayasaları diğer kanunlardan ayıran bu geleneğin sürdürülmesi adına önceki anayasalarda olduğu gibi fıkralarda ‘Paragraf uygulaması’ devam ettirilmiştir. Mevcut Anayasa, yapılan kısmi değişiklikler nedeniyle ‘Dil tutarlılığını’ kaybetmiştir. Anayasanın dili aynı zamanda diğer mevzuatın dili bakımından yol gösterici olduğundan çok önem taşımaktadır. Misal olarak, mevcut Anayasa’da danışma niteliğindeki organlardan bazıları için ‘Kurul’, bazıları için de ‘Konsey’ kelimesi kullanılmaktadır. Konsey yabancı bir kelimedir ve kurulun muadili olarak değerlendirilmiştir. Bir yanda ‘Milli Güvenlik Kurulu’ tanımlaması varken, diğer yanda ‘Ekonomik ve Sosyal Konsey’ ifadesi yer almış, bu suretle kelimeler/kavramlar arasında bir dengesizlik ve düzensizlik göze çarpmıştır” diye konuştu.

“Hazırladığımız anayasa önerisinde, insan haklarının dinamik yapısı göz önüne alınarak temel hak ve hürriyetler anlayışı güncellenmiştir”

Anayasaların başlangıcı, anayasal düzenin ‘Vizyon ve misyon’ bölümleri olduğunu söyleyen MHP Genel Başkanı Bahçeli, “Bir başka tutarsızlık da, Anayasa’nın genelinde ‘hürriyet’ kavramının kullanılması, bazı maddelerde de ‘özgürlük’ kelimesinin geçmesidir. Bu nedenle anayasa önerimizde anayasanın dil tutarlılığı ve Türkçeye riayet azami ölçüde tahkim ve takviye edilmiştir. Hazırladığımız anayasa önerisinde, insan haklarının dinamik yapısı göz önüne alınarak temel hak ve hürriyetler anlayışı güncellenmiştir. Dikkatle üzerinde durduğumuz bir diğer konu da şudur: Anayasalarda başlangıca yer vermek yaygın uygulamadır. Dünyada ilk yazılı anayasa kabul edilen 1787 Amerika Birleşik Devletleri Anayasası’nda da başlangıç yer almaktadır. Günümüzde 193 ülkenin anayasasının 164’ünde başlangıç kısmı bulunmaktadır. Genel uygulama anayasaların başlangıcında anayasal düzenin benimsediği temel değerlerin öne çıkmasıdır. Bu değerler arasında; milli kimlikler, dini değerler, devlet ideolojileri, tarihi ve kültürel olaylar, devletin kurucu liderleri, devlete ve hukuk sistemine ilişkin temel ilkeler, anayasayı kabul eden kurucu irade ve kurucu meclislere yer verilmektedir. Yerleşik hukuk düzeninin değerlerden mahrum olması düşünülemeyecektir. Yasa piramidinin en üstündeki temel metin olan anayasaların da değerlerden ayrı ve kopuk olması mümkün değildir. Anayasaların başlangıcı, anayasal düzenin ‘Vizyon ve misyon’ bölümleridir. Hukuk düzeninin ‘ruhu’ başlangıç kısmında yansıtılmaya çalışılmaktadır. Anayasanın ‘Toplumsal sözleşme’ boyutu dikkate alınarak değerler arasında bir uzlaşma ortaya konulmaktadır. Bu nedenle başlangıç metinleri ‘Normatif dille’ kaleme alınamayacaktır” şeklinde konuştu.

“Milli irade görüşüne göre ‘Anayasa devleti kurmaz, millet anayasayı yaparak devleti kurar.’”

Bahçeli, “Hazırlığını tamamladığımız 100 maddelik anayasa hazırlık önerimizi öncelikle Sayın Cumhurbaşkanımızla ve Cumhur İttifakı’nın ana paydaşı olan AK Parti’yle paylaşmak hedefimizdir. Ardından yapılacak müzakere ve görüşmeler doğrultusunda diğer partilere de anayasa önerimizi sunmamız söz konusu olacaktır. Çalışmamız son olarak ‘şeffaflık ilkesi’ doğrultusunda ‘kamuoyunun tartışmasına’ da açılacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi’ne göre, Türk Milleti, kurucu iktidar yetkisine dayanarak her zaman yeni bir anayasa yapmaya tam yetkilidir. Dünya örneklerinde ve tarihimizde görüldüğü gibi anayasayla ne devlet kurulacak ne de devlet yıkılacaktır. Milli irade görüşüne göre ‘Anayasa devleti kurmaz, millet anayasayı yaparak devleti kurar.’ Devlet belli bir toprak parçası üzerinde millet olmuş bir insan topluğunun egemenliği tesis ve teminiyle teşekkül etmektedir. Tarih boyunca kurulan Türk devletleri de böyle hayat bulmuştur. Uyarıyorum ki, millet olma bilincinin ortadan kalkması, ülkenin bölünmesine ve devletin yıkılmasına kadar gidecek karanlık yolu açacaktır. Bu itibarla anayasalar çağın ihtiyaçlarıyla birlikte, milletin ruh köküne, milli kimliğine, milli dokusuna, milli ve manevi değerlerinin üzerine bina edilmek durumundadır. Milli değerlere dayanan, modern anayasacılığın kabullerine uygun, 21’inci yüzyılda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hükmüne ve hükümdarlık haklarına tercüman olan, yeni yönetim sistemiyle bütünleşip birleşen bir teşkilat düzeni kurmak maksat ve muradıyla Milliyetçi Hareket Partisi anayasa önerisini hazırlamıştır” açıklamasında bulundu.

Hazırlanan 100 maddelik yeni anayasa önerinin temel özellikleri

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, konuşmasına şu şekilde devam etti:
“Cumhuriyetin 100’üncü yılı vizyonuyla hazırladığımız 100 maddelik yeni anayasa önerimizin temel özellikleri özet halinde şu şekilde sıralanabilecektir:
– Anayasa önerimiz, ‘Başlangıç, Genel Esaslar, Temel Hak ve Ödevler, Cumhuriyetin Temel Organları ve Son Hükümler’ şeklinde dört kısım ve 100 maddeden oluşmaktadır.
– Şekli bakımdan kısa ya da uzun bir anayasa değil, ‘Kaliteli temel kanun’ anlayışı ile çatısı örülmüştür.
– Anayasanın başlangıcı, dünyada 164 ülke anayasa başlangıçları incelenerek, Türk milletinin ortak değerlerini kucaklayan ve muasır devlet olmanın gereklerini dikkate alan bir yaklaşımla yazılmıştır.
– Başlangıca, ‘Allah’ın lütfu, kardeşlik ruhu ve vatan sevgisiyle varlık bulmuş biz Türk Milleti’ düsturu ile giriş yapılmıştır.
– Devletin genel esasları ilk beş maddede düzenlen, ‘Devletin şekli ve nitelikleri’ aynen korunarak birinci maddede ele alınmış, maddenin son fıkrasında ‘Bu madde değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez’ denilmiştir.
– Anayasa’nın ikinci kısmında ‘Temel Hak ve Ödevler’ düzenlenmiş, birinci bölümde tüm haklara dair ortak rejimi belirleyen ‘Genel Hükümler’ yer almış, ikinci bölümde ‘Haklar ve Hürriyetler’ başlığı ile temel hak ve hürriyetler “sınıflandırılmadan” en geniş şekilde güvenceye kavuşturulmuştur.
– Temel haklara dair genel rejimde ‘Hakların bütünlüğü’ yaklaşımı esas alınmış, sınırlama rejimi tek bir maddede düzenlenmiş, temel hak ve hürriyetlerin korunması kenar başlığı altında yeni bir madde eklenmiştir.
– Hakları düzenleyen tüm maddelerdeki sınırlama sebepleri kaldırılmıştır.
– Temel hak ve hürriyetlerin kapsamı, taraf olduğumuz insan hakları sözleşmeleri baz alınarak kanunla belirlenmesi öngörülmüş, hakları düzenleyen maddelerde sadece ek güvencelere yer verilmiştir.
– Hürriyetin esas, sınırlamanın istisna olduğu yaklaşım gerçek anlamıyla buluşturulmuştur.
– Anayasa’nın üçüncü kısmında, üç bölüm halinde ‘Cumhuriyetin Temel Organları’, yasama, yürütme ve yargı başlıkları ile düzenlenmiş, Yasama organı için ‘Milli birliği sağlama’, yürütme için ‘Kurumsallaşmış başkanlık sistemi’, yargı için ‘Bağımsız ve tarafsız yapılanma’ anlayışı ön plana çıkarılmıştır.
– Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, yüz yıl önce kuruluş felsefesinde var olan ‘Milli birliği sağlama’ misyonu daha da güçlendirilmiştir.
– Bu kapsamda TBMM Başkanı’na ‘Tarafsız konumuyla’ milli uzlaşmanın sağlanmasında ve siyasi krizlerin çözümünde arabuluculuk işlevi yüklenmiştir.
– TBMM’nin yetkileri; kanun yapımında, antlaşmaların onaylanmasında ve sona erdirilmesinde, bütçenin kabul edilmesinde, anayasal kurum ve kuruluşlara üye seçmede, meclis soruşturması açılmasında kuvvetlendirilmiştir.
– Milletvekillerinin dokunulmazlığıyla milletvekilliğinin düşme sebeplerine dair belirsizlikler giderilmiştir.
– Yürütme organı ‘Başkan’ ve ‘İdare’ şeklinde iki başlık altında düzenlenmiş, Başkanlık Sistemi, yeni anayasa bütünlüğü içinde ‘kurumsal yapıya’ kavuşturulmuş, Başkan ile birlikte iki Başkan Yardımcısının seçilmesi öngörülmüş, Başkanlık Kabinesi anayasal statüye dahil edilmiş, Başkanlık Hükümet Programı’nın Meclise sunulması yöntemi getirilmiş, Başkanlık Kararnameleri ile kanunların münhasır yetki alanları çatışmayacak şekilde belirlenmiştir.
– Türkiye’nin üniter yapısına uygun olarak, idarenin kuruluşunda ‘kanunilik ilkesi’ sağlam ve sağlıklı bir içeriğe taşınmıştır.
– Üniter devlet ilkesine anayasada açıkça yer verilerek, idari yapılanmada “il esası” korunmuştur.
– Anayasal kurumlardan Atatürk, Kültür, Dil ve Tarih Kurumu varlığını sürdürmüş, Diyanet İşleri başkanlığı ‘Türkiye Diyanet Kurumu”’olarak yeniden yapılandırılmış, Yükseköğretim Kurulu’nun oluşumunda TBMM’nin yetkileri artırılmış, yeni bir kurum olarak ‘Türkiye Liyakat Kurumu’ önerilmiş ve Türkiye Merkez Bankası anayasal kuruluş haline getirilmiştir.
-Yargı organının yapılanmasında, ‘Yargı ayrılığı sistemi’ devam ettirilmiş, Hakimler ve Savcılar Kurulu, ‘Yargı Yüksek Kurulu’ adıyla yeniden ele alınmış, avukatlık ve arabuluculuk mesleklerine anayasal statü tanınmış, Anayasa Mahkemesi yüksek mahkeme değil, özel bir statüde düzenlenmiş, Yüce Divan yargılaması ve siyasi parti kapatma davaları ‘Yüce Divan’ adıyla oluşturulan yeni bir mahkemeye verilmiş, Yüksek Mahkemeler başlığı altında Sayıştay ve Yüksek Seçim Kurulu’nun statüsü açıklığa kavuşturulmuş, yargıya ilişkin üye seçiminde TBMM’nin yetkileri genişletilmiştir.
– Anayasa’nın son kısmında değiştirilme usulü genel olarak korunmuş, Anayasa değişikliklerini halkoyuna sunma konusunda Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yetki verilmiştir.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin, yukarıda ana hatları açıklanan 100 maddelik anayasa önerisi, genel gerekçe ve madde gerekçeleri ile bir bütün olarak hazırdır.”

“Parça parça yapılan bu değişiklikler nedeniyle Anayasa’nın sistematiği ve konu bütünlüğü temelinden bozulmuştur”

Bahçeli, “Hedefimiz, geçmiş yüzyılın tecrübelerinden istifade ederek, gelecek yüzyıla hitabeden yeni bir anayasa yapılmasına katkı sunmaktır. Osmanlı-Türk Anayasacılığında, parlamenter sistem, yüz yılı aşkın bir süre uygulanmış, ancak Türkiye’de başarılı sonuçlar vermemiştir. Her kanun gibi anayasaların da bir sistematiği ve konusu bulunmaktadır. Ancak her kanun gibi anayasaların da sistematiği ve içeriği zamanın gerisinde kalabilmektedir. 1982 Anayasası’nda bugüne kadar 19 defada 184 değişiklik yapılmıştır. Parça parça yapılan bu değişiklikler nedeniyle Anayasa’nın sistematiği ve konu bütünlüğü temelinden bozulmuştur. Türk milletinin muhkem ve muteber beklentisi, Cumhuriyet 100. yılında ‘Parlamenter sistemle geriye gidiş’ değil, gelecek yüzyılı milli ve vizyoner bir bakışla kavrayan ‘Türk Tipi Başkanlık Sistemi’nin kökleşmesi, bunun yanı sıra huzuru, refahı, birlik ve kardeşlik bağlarını tahkim edecek yeni bir anayasa yazılması ve yapılmasıdır” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Siyaset

TBMM Başkanı Kurtulmuş: Bölgedeki birçok konu, Türkiye-AB birlikteliğini zorunlu kılıyor

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Orta Doğu’daki gelişmeler, Rusya-Ukrayna savaşı ve Avrupa’nın güvenliğini yakından ilgilendiren bölgedeki birçok konunun, Türkiye ve Avrupa Birliği’nin (AB) müşterek hareket etmesini zorunlu kıldığını söyledi.

ANKARA-Meclis Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre; TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas’ı Meclis’te kabul etti. Kurtulmuş, Türkiye’ye resmi ziyaret gerçekleştiren Kallas ve heyetini TBMM’de ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, yeni görevinde başarılar diledi. Kurtulmuş, Kallas’ın görevi sırasında Türkiye-AB ilişkilerinde önemli gelişmelerin olması temennisini de ifade etti. Türkiye’nin AB üyelik perspektifinin samimi bir şekilde devam ettiğini, TBMM’nin de aynı şekilde AB’ye tam üyelik konusundaki bakış açısının oldukça açık olduğunu belirten Kurtulmuş, Türkiye’nin reform perspektifine sahip bir ülke olduğunu, dün de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde geniş toplum kesimlerinin memnuniyetle karşıladığı Yargı Reformu Paketi’nin açıklandığını aktardı.

Orta Doğu’daki gelişmeler, Rusya-Ukrayna savaşı ve Avrupa’nın güvenliğini yakından ilgilendiren bölgedeki birçok konunun, Türkiye ve AB’nin müşterek hareket etmesini zorunlu kıldığını vurgulayan Kurtulmuş, ayrıca AB ile sadece siyasi ilişkilerde değil; özellikle ekonomik ve savunma alanındaki ilişkilerde de yakın iş birliğinin her iki tarafın da lehine olacağını ifade etti. Türkiye’yi yakından ilgilendiren konulardan birisinin Suriye’deki gelişmeler olduğunu söyleyen Kurtulmuş, Suriye’de kapsayıcı, bütün toplum kesimlerinin dahil olduğu yeni bir siyasi yönetimin kurulmasının Türkiye’nin temel önceliği olduğunu kaydetti. Kurtulmuş, Türkiye olarak Suriye’nin yeni yönetimine ve halkına karşı demokratik rehberlik vazifelerini yerine getirmeye gayret ettiklerini de belirtti.

ULUSLARARASI SİSTEMİN GARANTİLERİ

Suriye’de herhangi bir bölünme ve federasyon halinin, yeni parçalanmalara ve acılara neden olacağını, son dönemde terör örgütlerinin cenneti haline gelen Suriye’de, bundan sonra hiçbir terör örgütünün olmasını istemediklerinin altını çizen Kurtulmuş, DEAŞ, PKK/PYD başta olmak üzere terör örgütlerinin buradaki varlığının sadece Türkiye’ye karşı değil, bütün bölge halklarına karşı bir tehdit olduğunu vurguladı. İsrail’in Gazze’deki saldırılarının bölgedeki bir diğer temel sorun olduğunu dile getiren TBMM Başkanı Kurtulmuş, kağıt üzerindeki ateşkesten endişe duyduklarını, bu ateşkesin kalıcı bir ateşkese dönüştürülmesinin şart olduğunu ve çok büyük insani sorunlar yaşayan Gazze halkına, insani yardımların süratle ulaştırılması gerektiğini, bunun acilen gerçekleştirilmesi için AB’nin önemli bir perspektif ortaya koması gerektiğini söyledi. Gazze’nin yeniden imar ve inşasının, Gazze halkının hak ve hukukun korunması için uluslararası sistemin garantilerinin ortaya konulmasının şart olduğunu ifade eden Kurtulmuş, Türkiye’nin 2 devletli çözümün gerçekleşmesi konusunda bütün inisiyatifini kullanacağını da kaydetti.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, Rusya-Ukrayna savaşı konusunda ise Türkiye’nin tavrının net olduğunu, bir an evvel adil ve kalıcı barışın temin edilmesi için gayret sarf edilmesi gerektiğini söyledi. Avrupa’yı ilgilendiren bütün güvenlik sorunlarının Türkiye’yi; Türkiye’yi ilgilendiren güvenlik sorunlarının da Avrupa’yı ilgilendirdiğinin altını çizen Kurtulmuş, bu nedenle her konuda AB ile çok yakın, samimi iş birliğine, karşılıklı müzakereye ihtiyaç olduğunu belirtti. (DHA)

Okumaya devam et

Siyaset

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kimse yargı camiamıza parmak sallayamaz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kanunun verdiği yetkiyle hukuksuzlukların peşine düşen yargı mensuplarını kimse tehdit edemez, mahkemeler üzerinde baskı kuramaz, yargı camiamıza parmak sallayamaz. Geçmişte yargı mensuplarını hain terör saldırılarında kaybetmiş bir ülke olarak, hakim ve savcılarımız ile ailelerinin hedef gösterilmesini asla tasvip etmiyoruz” dedi.

Taha AYHAN
ANKARA-Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen ‘4’üncü Yargı Reformu Stratejisi Tanıtım Toplantısı’ndakonuştu. Erdoğan, Yargı Reformu Stratejisi’nin hayırlı olması temennisinde bulundu. Erdoğan, her fırsatta hatırlattıkları gibi adaleti mülkün, yani devletin temeli olarak gören bir geleneğin mirasçıları olduklarını söyledi. Erdoğan, adalet sisteminin tüm unsurlarıyla güçlü, hızlı ve etkin bir şekilde işlemesinin, milletin her bir ferdini yakından ilgilendirdiğini vurgulayarak, “Hakim ve savcılarımız başta olmak üzere, adalet teşkilatımızın her bir mensubunun kılı kırk yaran bir titizlikle, yüksek bir vazife şuuruyla hareket etmesine bu bakımdan büyük önem veriyoruz. Adalet hizmetlerinin etkinliği kadar adaletin gecikmeksizin, vaktinde tecelli etmesinin de önemini her fırsatta vurguluyoruz” ifadelerini kullandı.

‘ADİL YARGI SİSTEMİNE GEÇİŞ SAĞLANMIŞTIR’

Erdoğan, Türk milleti adına karar veren yargı makamının itibarına halel gelmemesi ve toplumun adalete olan inancının sarsılmamasının, kendileri için her türlü mülahazanın üzerinde olduğunu söyleyerek, “Göreve geldiğimiz 2002’den beri bu konuda gerçekten büyük hassasiyet gösterdik. Adliye binalarımızın, sunulan hizmetin mehabetine uygun hale getirilmesinden personel sayısına, mevzuattan dijitalleşmeye kadar geniş bir alanda çok sayıda adım attık. Yargının bağımsızlığı ilkesine, tarafsızlığı ilkesini de ekleyerek, hakim ve savcılarımızın görevlerini layıkıyla yerine getirebilmelerinin önünü açtık. Eski Türkiye’nin imtiyazlı çevreleri bunu halen hazmetmekte zorlansa da üstünlerin hukukunun egemen olduğu vesayetçi yapıdan hukukun üstünlüğünü referans alan adil bir yargı sistemine geçiş sağlanmıştır” dedi.

‘PERVASIZ BİÇİMDE TEHDİT SAVURAMAZSINIZ’

Siyasi ve ideolojik kimlikleri ile ekonomik statüleri sebebiyle bazı insanların hukuk önünde ayrıcalıklara sahip olduğu günlerin artık geride kaldığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

“Darbecileri alkışlayan yargı yerine darbecilerden millet adına hesap soran, mağdurların hak ve hukukunu savunan yargı pratiğinin yerleşmesini, Türk demokrasisi adına önemli bir kazanım olarak görüyoruz. Türk yargısının bu vasfını, inşallah gelecekte daha da güçlendireceğiz. Hangi yanlış algıdan kaynaklanırsa kaynaklansın, hukuk karşısında kendini dokunulmaz görenler, şu gerçeği er ya da geç kabullenecekler; hiç kimse hukukun üstünde değildir, layüsel değildir, imtiyazlı değildir. Suç işleyenler, suçta kibirlenenler, hukuka kastedenler, kim olursa olsun, yaptıklarının hesabını bağımsız Türk mahkemelerine vermek zorundadır. Dolayısıyla kanunun verdiği yetkiyle hukuksuzlukların peşine düşen yargı mensuplarını kimse tehdit edemez, mahkemeler üzerinde baskı kuramaz, yargı camiamıza parmak sallayamaz. Geçmişte yargı mensuplarını hain terör saldırılarında kaybetmiş bir ülke olarak, hakim ve savcılarımız ile ailelerinin hedef gösterilmesini asla tasvip etmiyoruz. Daha önce de ifade ettim; yargı kararlarını doğru bulur veya bulmazsınız. Hatta mahkeme kararlarını, gerekli nezaketi göstererek, eleştirebilirsiniz ama bu ülkenin ana muhalefet partisi de olsanız, çıkıp kameralar önünde hukuk insanlarına, hem de çok yakışıksız, çok pervasız biçimde tehdit savuramazsınız. Buna biz de izin vermeyiz, hedef haline getirilen yargımız da izin vermez. Devam eden yargı süreçleriyle ilgili herkesten sorumlu, sakin ve siyaseten dürüst bir tutum beklediğimizi bugün tekrar vurgulamak istiyorum.” (DHA)

Okumaya devam et

Gündem

Milli Gençlik Samsun ile tanışıyor…

Milli Gençlik Derneği Samsun Kurucu İl Başkanı Mustafa Yunus Gonca ve yönetimi çok sayıda kurum ve kuruluşa ziyaret gerçekleştirerek derneğin vizyon ve misyonunu anlattı

ABDULLAH GONCA
SAMSUN
– Milli Gençlik Derneği Samsun İl Başkanı Mustafa Yunus Gonca, derneğin vizyon ve misyonunu anlatmak ve ortak istişare kültürü oluşturabilmek amacıyla Samsun’da bir dizi ziyaretlerde bulundu.

Milli Gençlik Samsun İl Başkanı Mustafa Yunus Gonca ve yönetimden İlhan Şahin, Adem Malay, Oğuzhan Demirarslan, Gökhan Yılmaz, Enes Buğra Çatal, Oğuzhan Demirhan, Veysel Arslan, Kerim Koç, Doğancan Kökten çok sayıda kurum ve kuruluşu ziyaret etti.

Samsun Canik Belediye Başkanı İbrahim Sandıkçı’yı ziyaretinde ahlak ve maneviyat üzerine sohbet eden Milli Gençlik Başkanı Mustafa Yunus Gonca, temel misyonlarının iman-islam ve Kur’an temelinde, insani, milli, manevi ve mesleki değerlerle mücehhez, birlik ve beraberlik içinde bir gençlik oluşturmak istediklerini belirterek, bunun derdiyle yanıp tutuşan, aynı düşüncelere sahip vizyoner isimlerle birlikte olmanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi.

Canik Belediye Başkanı İbrahim Sandıkçı, gençlikle ilgili her proje ve çalışmada belediye olarak her alanda desteklerinin sürdüğünü kaydetti. Dernekçiliğin önemine değinen Sandıkçı, “Sosyal çalışmalarla insanımıza katkı sunan bütün STK’ların yanındayız. Bu bağlamda Milli Gençlik Samsun’da çok güzel faaliyetler yürütecektir. Milli ve yerli gençliğin yanındayız.” dedi.

Kavak Belediye Başkanı Şerif Ün, “Maddi ve manevi olarak bütün birimlerimizle Milli Gençliği destekleyeceğiz. Şahsen bu işlerle yoğrulmuş ve kıymetini bilen biriyim. Gençlerimizi bu faaliyetlerin içerisinde görmenin mutluluğunu yaşıyorum. Her türlü yanınızdayız.” diye konuştu.

Milli Gençlik Derneği yönetimi, sırasıyla Kavak Belediye Başkanı Şerif Ün, İşadamı ve Vakıf İnsanı Kemalettin Tangal, Saadet Partisi İl Başkanı Salih Şen, İşadamı ve Yazar Adnan Öz, MÜSİAD Samsun Şube Başkanı Hasan Tahsin Şengül, İhlas Haber Ajansı Bölge Müdürü Salih Kasım, Samsun Gençlik ve Spor İl Müdürü Feyzullah Dereci, İlim Yayma Cemiyeti Başkanı Adnan İpekdal, İHH Başkanı Mustafa Yeşil, Gazeteci ve Aktivist İsmet Aktaş, Anadolu Gençlik Derneği Başkanı Şenol Altun ve Yeşilay Başkanı Emre Güneş’i ziyaret etti.


Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.