Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Çevre

‘Acıgöl’ can çekişiyor

Türkiye’nin tek, dünyanın ise ikinci en büyük temiz ve doğal sodyum potansiyeline sahip kapalı havzası olan Acıgöl, kuraklık ve bilinçsiz su tüketimi nedeniyle can çekişiyor. 1970’li yıllardan bu güne 4 kat küçülen Acıgöl’de 500 metre çekilen su ürkütücü bir manzara ortaya koyuyor.

Türkiye’de sodyum sülfatın yüzde 98’i doğal kaynaklardan, bu miktarın da yüzde 90’ı Denizli, Afyonkarahisar ve Burdur sınırlarında yer alan Acıgölden sağlanıyor. Temiz ve doğal sodyum potansiyeliyle dünyada 2’inci sırada yer alan Acıgöl, kapalı havza olmasıyla flamingo, angıt, kılıç, gaga, mahmuzlu kız kuşu gibi 200’e yakın kuş türünün yanı sıra endemik bitkiler ile hayvan türlerine yaşam alanı oluşturuyor.

Tektonik kökenli bir oluşum olan Acıgöl’ün uydu fotoğrafları ise son yıllarda giderek etkisini artıran kuraklık ve bilinçsiz su kullanımının izlerini gözler önüne seriyor. 1970’li yıllarda 160 kilometrekare olan yüzey alanı, 2021 yılında 40 kilometrekarenin altına inen gölün, suların kıyıdan yaklaşık 500 metre çekilmesiyle ciddi bir bölümünün de tamamen kuruduğu görülüyor.

Yaklaşık 25 yıldır bölgede incelemeler yapan ve Acıgöl’de her yıl biraz daha belirginleşen ürkütücü manzarayı kayıt altına alan Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici, gölde ortalama su seviyesinin 1 metrenin altına kadar düştüğünü söyledi. Su hacim ve yüzeyinin yüzde 70’ten fazlasını kaybeden Acıgöl’ün Mayıs ayında çok daha iyi durumda olması gerektiğine dikkat çeken Dr. Kesici, bunun aksine gölün çok şiddetli kuraklık ve kuruma periyodu içinde olduğuna vurgu yaptı.
Acıgöl’ün bölge için hem çevre hem de ekonomik anlamda büyük önem taşıdığının altını çizen Dr. Erol Kesici, “Acıgöl gibi doğal göllerimizden hem ekolojik hem de ekonomik olarak yararlanmaya devam edeceğiz. Bu yararlanmada ekolojik ayak izimizin ekonomik ayak izinden daha fazla olması gerekir. Eğer bir gölü korursak, göl tarımsal, sanayi ve diğer alanlarda bizlere daha çok yarar sağlamaya devam eder. Bu yüzden mutlaka gölün su bütçesini korumalıyız. Elde edilen sonuçlara göre göldeki su dengesi ve dinamikleri tanımlanmalı, göldeki üretim, tarımsal sulama ve diğer faaliyetler gölün su dengesi gözetilerek yürütülmelidir. Acıgöl, sodyum fosfat üretiminde dünyada 2’inci, Türkiye’de ise 1’inci sırada yer alıyor. Biz üretimde gölün su bütçesini dikkate alarak planlamalar yaparsak, Acıgöl bu zengin rezervi ile ekonomik olarak hem bize hem de gelecek nesillere hizmet etmeye devam edecektir. Göllerin ekolojisi ve ekonomisi mutlak suretle korunmalıdır” diye konuştu.

“Acıgöl’ün kurumasında birçok faktör etkili oldu”

Acıgöl’deki içler acısı tablonun yıllar geçtikte etkisini daha da artırdığına dikkat çeken Dr. Erol Kesici, şöyle konuştu:
“Acıgöl’ün kurumasındaki temel etmenlerin başında, gölden aşırı şekilde su alımları gelmektedir. 1970’li yıllarda 160 kilometrekare olan yüzey alanı, 2021 yılında 40 kilometrekarelere kadar düşmüş vaziyettedir. Gölden çok aşırı bir şekilde su alınmaktadır. Su alımının yanı sıra yaşanan kuraklık, gölü besleyen dere ve çayların üzerine yapılan göletler, göl çevresinde bulunan aşırı şekildeki pompaj kuyular, bölgede sulama anlamında vahşi tarımın yapılması ve salma sulama yerine damlama sulamaya geçilmemesi gibi faaliyetler Acıgöl’ün kurumasına neden olmaktadır. Elbette sodyum fosfat üretiminin de bu konuda etkileri bulunmaktadır ama tek başına sodyum fosfat üretiminde kullanılan veya buharlaştırılan suyun esas neden değildir. Asıl sebep göldeki su bütçesinin yıllara göre korunamamasıdır, yağışların giderek azalmasıdır. Sonuç olarak ortaya çıkan bu tablonun asıl nedeni göldeki su bütçesinin dengelenemeyişidir”

Sulama konusunda ciddi önlemler alınıyor

Acıgöl’de yaşanan su sıkıntısı nedeniyle bu yıl ekstra önlemler aldığına dikkat çeken Gemiş Sulama Kooperatifi Başkanı Mehmet Başdağ da, “Geçmiş yıllarda çok kar ve yağmur yağıyordu. Suyumuz kara ve yağmura bağlı olduğu için kaynaklarımız olmadı. Yaklaşık 10 bin dönümlük alanı biz 3 pompayla suluyoruz. Dengeli kullanmadıktan sonra iş kötü ve kuralık malum. Suyumuzu yok denecek kadar az. Bunu için üreticilerimize anons yaptım bugün. Herkes ihtiyacı kadar ekinini eksin ve suyun yetmeyeceğini söyledim. Sağ olsunlar arkadaşalar uydu. İnşallah bu sene kimseyi susuz bırakmadan mevcut su ile işimizi göreceğiz. Önceki yıllarda buralar komple su doluyordu. Son iki ve üç senedir su kaynaklarımız kısıtlı. Mayıs ayında böyle bu ve Haziran Temmuz aylarında burası tek pompa ile çalışıyor” şeklinde konuştu.

Bir zamanlar suyla dolu olan anlarda artık araç ve insanların rahatlıkla hareket edebildiğinin altını çizen Cemil Yönesin ise, “İşte gölümüzün hali ve çiftçimizin durumu kötü. Ne yonca sulayabiliyor, hiçbir şey ekemiyorlar. Kaynaklar zaman içerisinde kuruyup gitti. Bunun 10 sene öncesi buralar suydu” diyerek yaşanılan çevre sorununa vurgu yaptı.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Çevre

Tokat’ta 191 konut zarar gördü, 2 bin yıllık köprüde çatlak bile yok

Tokat’ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen depremde üç ilçede toplam 191 konutta hasar oluşurken, 2 bin yıllık tarihi köprüde çatlak dahi oluşmadı.

Yasin Kıras – Yunus Çiftci
TOKAT-
Tokat, aynı gün içinde üst üste gelen depremlerle sarsıldı. Önceki gün meydana gelen 4.7, 4.1 ve 5.6 büyüklüğündeki depremlerin ardından Sulusaray, Yeşilyurt ve Artova ilçelerinde ve 30 köyde 191 konutta hasar tespit edildi. Deprem sonucunda ahır duvarları yıkıldı, cami minareleri hasar gördü ve birçok evde çatlaklar oluştu. Ancak ilçe merkezinde bulunan ve halen çevre köylere ulaşımı sağlayan Roma döneminden kalma tarihi Sulusaray Köprüsü depremde zarar görmedi. 2 bin yıllık tarihi yapı, köylere olan karayolu ulaşımını güvence altına almaya devam ediyor.
Öte yandan, depremin etkileri gün ağarırken dronla havadan görüntülendi.

Okumaya devam et

Çevre

Deprem uzmanından uyarı: Tokat’ın üzerinde bulunduğu fay hattında beklenen büyük şiddetli deprem hala olmadı

Gazi Üniversitesi DEMAR (Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi) Müdürü Prof. Dr. Abdussamet Arslan, Tokat’ın da üzerinde bulunduğu Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda beklenen büyük şiddetli depremin hala olmadığını kaydetti.

Muhammed Musab Gümüşer – Tolga Başer
ANKARA-
Prof. Dr. Abdussamet Arslan, Tokat’ta meydana gelen ve Samsun, Yozgat, Çankırı ve Çorum gibi çevre illerde de hissedilen 5.6 büyüklüğündeki depreme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Arslan, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, Bingöl çevresinde birleşen Doğu Anadolu Fay Hattı ve Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın birbirleri üzerinde sürekli hareket halinde olduğunu kaydederek, “Son 1 ayda özellikle Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın her iki ucunda hareketlenmeler mevcut. 4’ün üzerinde çok fazla sayıda deprem oldu. Hem Doğu bölgesinde özellikle Adıyaman’ın biraz daha ilerisinde depremler oldu hem de hattın batı ucunda yani Yunanistan’da 4’ün üzerinde depremler oldu. Dolayısıyla bu fay hattının üzerinde bir hareketlenmenin olduğu çok net bir şekilde ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı.

Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası Doğu Anadolu Fay Hattı’nın, Kuzey Anadolu Fay Hattı’na doğru 9 metre kaydığını kaydeden Arslan, yukarıya doğru meydana gelen hareket sonucu Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda kırılmalar meydana geldiğini ve Tokat’ın da bu hat üzerinde olduğunu kaydetti.

Arslan, iki hattın birleştiği noktalarda bulunan Bingöl, Erzincan, Bitlis ve Muş çevresinde stres birikimi yaşandığını kaydetti. Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde ortaya çıkan jeolojik verilere değinen Arslan, 10 yıl içerisinde bu hat üzerinde 7.0 ila 7.5 büyüklüğünde bir deprem olma ihtimalinin yüzde 90 olduğuna dikkati çekti.

“Deprem olan bir bölgede bir kırılmanın tekrar yaşanma ihtimalinin neredeyse sıfır”

Deprem olan bir bölgede bir kırılmanın tekrar yaşanma ihtimalinin neredeyse sıfır olduğunu belirten Arslan, sözlerine şöyle devam etti:
“Ne zamana kadar? Periyodu doluncaya kadar. Kahramanmaraş depreminin periyodu 450 ila 500 yıl civarındadır. Dolayısıyla da Pazarcık bölgesinde fayın tekrar kırılması için 450 yıla daha ihtiyacımız var ancak buradaki kırık meydana geldiğinde hem Elazığ ve Bingöl’e doğru olan bir bölgede hem de Hatay’ın daha güneyinde olan bölgelerde gerilme birikmesi meydana geldi. 9 metreye ileriye doğru giden hareket, Malatya civarında durdu. Sonra bu hareket bir türlü devam edecek, kırılmayı tamamlayacak.”

“Önümüzdeki 10 yılda Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde 7.0 ila 7.5 civarında deprem beklemek yanlış olmaz”

Bingöl civarında büyük şiddetli depremin hala olmadığını ifade eden Arslan, “İki fay hattının buluştuğu kavşak nokta olan Bingöl’de henüz beklediğimiz deprem olmadı. Bu depremi de hakikaten bekliyoruz. Kuzey Anadolu Fay Hattı boyunca 7.0 ila 7.5 büyüklüğündeki depremi beklememek çok hata değil ama zamanlamasını söyleyebilmek çok zor. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde kesinlikle 7.0 ila 7.5 civarında deprem beklemek yanlış olmaz” değerlendirmesinde bulundu.

Okumaya devam et

Çevre

Kentsel Dönüşüm Başkanlığı Samsun’da 314 arsayı satışa çıkarıyor

 Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Kentsel Dönüşüm Başkanlığı, Samsun’da 314 muhtelif arsayı yatırım yapmak isteyenler için avantajlı şartlarda satışa çıkarıyor.

SAMSUN-
Samsun’daki 314 arsa; yüzde 25 peşin, 24 ay vadeyle satışa çıkacak. Bakanlık, peşin ödemelerde yüzde 20 indirim avantajı ile yatırım yapmak isteyenler için büyük bir fırsat sunuyor. 30 Nisan Salı günü saat 10.30’da yapılacak müzayedelere çevrimiçi (on-line) katılım da sağlanabilecek.

Büyük fırsat için başvurular başladı, on-line katılım sağlanabilecek

Konut, tarım ve plansız alan niteliğindeki 314 muhtelif arsa için alıcılar gün sayıyor. Samsun’daki arsalar için başvurular başladı. Açık artırma 30 Nisan Salı günü saat 10.30’da yapılacak. Ankara/Çankaya Holiday Inn Hotel ile Samsun Büyükşehir Belediyesi Çok Amaçlı Salon’da yapılacak artırmaya internet üzerinden de (emlakmuzayede sitesinden) teklif verilebilecek.

“Bu fırsat kaçmaz”

Türkiye’nin en güzel şehirlerinden biri olan Samsun’da arsa sahibi olma fırsatının kendisini çok heyecanlandırdığını ifade eden Olgun Aydoğan, “Kentsel Dönüşüm Başkanlığı, Samsun’daki 314 arsayı yüzde 25 peşin, 24 ay vadeyle satışa çıkaracak. Peşin ödemelerde yüzde 20 indirim avantajı ile yatırım yapmak isteyenler için büyük bir fırsat sunuluyor. Bu fırsat beni çok heyecanlandırdı. Bir firmayla anlaşıp 2-3 daire sahibi olabilirim. Yatırım için ise uzun vadede kullanabilirim. Bu fırsat kaçmaz” dedi.

“Arsa sahibi olmak isteyenleri açık arttırmaya davet ediyorum”

Kendisi gibi arsa sahibi olmak isteyen vatandaşları müzayedeye davet eden Kadriye Arslan ise “Samsun’dan arsa almak istiyordum. Güvenilir yerden, uygun şartlarda arsa bulmak oldukça zor. Alacağım arsayı daire karşılığında inşaata verebilir ya da yatırım için bekletebilirim. Tüm uzmanlar da günümüz şartlarında en önemli yatırım aracının arsa almak olduğunu dile getiriyor. Arsa sahibi olmak isteyen vatandaşları bu imkanlardan yararlanmaya davet ediyorum” diye konuştu.

30 Nisan Salı günü saat 10.30’da yapılacak müzayede hakkında ayrıntılı bilgilere internet sitesinden ve 0212 608 15 00 numaralı telefondan ulaşılabilecek.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.