Samsun Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İl Müdürü Ünal Kaya, “Genel sağlık sigortası sayesinde toplumun yüzde 99’luk kesimi devlet güvencesi ile sağlık sigortasına sahip olmuş, sigortalı olarak çalışanların dışındakiler de cüzi bir prim ödemesi ile sağlıktan ücretsiz faydalanma imkanına kavuşmuştur” dedi.
16-22 Mayıs Sosyal Güvenlik Haftası dolayısıyla SGK Samsun İl Müdürlüğü temsilcileri Atatürk Anıtı önünde tören düzenledi. Anıta çelenk sunumu ile başlayan tören, İstiklal Marşı’nın okunması ve saygı duruşunda bulunulması ile devam etti. Törenin ardından konuşan SGK İl Müdürü Ünal Kaya, kurumun önemine dikkat çekti.
Kurumun faaliyetleri hakkında bilgi veren Ünal Kaya, “Sosyal Güvenlik Kurumu olarak, kurumumuzu paydaşlarına tanıtmak, sosyal güvenlik reformunu anlatmak, sosyal güvenlik bilincinin oluşmasına katkıda bulunmak ve sosyal güvenlikle ilgili hakları ve görevleri konusunda paydaşlarımızı bilinçlendirmek amacıyla her yıl 16 Mayıs’ı içine alan haftada kutlanmakta olan Sosyal Güvenlik Haftası’nı, bu yıl 16- 22 Mayıs 2021 tarihleri arasında kutlayacağız. 2021 yılında Sosyal Güvenlik Kurumu olarak 15. Yaşımızı kutlamaktayız. Sosyal Güvenlik Reformu ile anayasal bir hak olan sosyal güvenlik hakkının sağlanmasına yönelik olarak köklü değişiklikler yapılmıştır. Reform ile ülkemizde yaşayan tüm insanların genel sağlık sigortası kapsamına alındığı, tüm illerimizde yerinde hizmet verilen, uluslararası düzeyde örnek bir veri merkezine sahip, dijital dönüşüm hedefi ile neredeyse tüm işlemlerin elektronik ortamda yapılabildiği, 156 adet e-Devlet uygulaması kullanılarak emeklilik talebinden prim yatırmaya birçok hizmete anında ve kolaylıkla ulaşılabildiği bir yapıya dönüşüm sağlanmıştır. İl Müdürlükleri ve Sosyal Güvenlik Merkezleri ile yerinden sunulan hizmetlerin yanı sıra; elektronik ortamdaki işveren ve sigortalı uygulamaları, Kurum web sitesindeki soru cevap dokümanları, ALO 170 çağrı merkezi ve e-Devlet uygulamaları ile vatandaşlarımızın yorulmadan, evlerinden veya işyerlerinden ayrılmadan her türlü sorularına cevap bulabileceği ve işlemlerini yapabileceği bir sisteme dönüşüm sağlanmıştır. Samsun’ a 14 Sosyal Güvenlik Merkezi ve il Müdürlüğü olarak hizmet vermekteyiz” diye konuştu. Genel sağlık sigortası hakkında da bilgi veren Kaya, şunları söyledi: “Pandemi sürecinde; sosyal güvenlik hakkının kesintisiz ve etkin bir şekilde sunulması daha da önem kazanmıştır. Pandemi sürecinde, sigortalılarımızın ve işverenlere destek olmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Sigortalı geçici işgöremezlik ödemelerini ve emekli aylığı işlemlerini bekletmeden yapıyoruz. Ayrıca, pandemi sürecinden etkilenen vatandaşlarımıza ve işverenlerimize destek olmak adına normalleşme desteği, istihdama dönüş desteği, artı istihdam teşviki ve sektörel prim desteği gibi uygulamalar ile çalışma hayatına destek sağlanmıştır. Sosyal güvenlik reformu kapsamında hayata geçirilen genel sağlık sigortası sayesinde toplumun yüzde 99’luk kesimi devlet güvencesi ile sağlık sigortasına sahip olmuş, sigortalı olarak çalışanların dışındakiler de cüzi bir prim ödemesi ile sağlıktan ücretsiz faydalanma imkanına kavuşmuşlardır. Genel sağlık sigortası sisteminin getirdiği bir diğer önemli kazanım ise karşılanan sağlık hizmetlerinin kapsamının genişletilmesi olmuştur. Bu yolda bize destek olan ve beraber çalıştığımız kamu kurum ve kuruluşlarımıza, sivil toplum örgütlerimize, yine bu meşakkatli yolda bizleri yalnız bırakmayan değerli görsel ve yazılı basınımıza ayrı ayrı teşekkürü bir borç biliyoruz. Büyük bir özveri ile çalışarak, sigortalılarımıza ve diğer paydaşlarımıza hizmet veren her kademedeki personelimize ayrı ayrı teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyorum. Tüm kurum çalışanlarımızın ve paydaşlarımızın Sosyal Güvenlik Haftası’nı kutluyor, saygı, sevgi ve şükranlarımı sunuyorum.”
Kaya, Vali Dağlı’yı makamında ziyaret etti SGK Samsun İl Müdürü Ünal Kaya ve beraberindekiler, 16-22 Mayıs Sosyal Güvenlik Haftası münasebetiyle Samsun Valisi Doç. Dr. Zülkif Dağlı’yı makamında ziyaret etti. Türkiye’de, 2006 yılında SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığının tek çatı altında toplanması ve 2008 yılında sigortalamaya ilişkin kanunun yayımlanmasıyla hayata geçirilen, dünya sosyal güvenlik tarihinin en önemli ve büyük reformlarından biri olan Sosyal Güvenlik Reformu ile sosyal güvenlik hakkının sağlanmasına yönelik köklü değişiklikler yapıldığını belirten Vali Dağlı, SGK tarafından ayrıca pandemi sürecinden etkilenen vatandaşlara ve işverenlere de destek olunduğunu ifade ederek, vatandaşa hizmet vermek için büyük bir özveriyle çalışan her kademedeki SGK personeline teşekkür edip, Sosyal Güvenlik Haftasını kutladı.
Esnafın sırtındaki yüke dikkat çeken TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, yeni uygulamaların esnafın belini büktüğünü söyledi….
MUSTAFA YUNUS GONCA ANKARA- Esnaf ve sanatkârlar için elektrik faturalarında özel bir tarife gerektiğinin altını çizen TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Elektrik tarifelerindeki yükseliş, bildiğiniz üzere hem enflasyonu artıracak hem de esnaf, sanatkâr ve konut sahiplerinin ödedikleri faturaların katlanmasına neden olacaktır. Gerçekten de enflasyonu körükleyen en önemli unsurlardan biri enerji maliyetleridir. Artık her şey doğalgaz ve elektriğe bağlı olduğu için bu maliyetleri de vatandaşlar karşılamak zorunda kalacak. Zam yaparak tasarruf sağlanamaz; tasarruf ancak eğitim ve bilinçlenme ile gerçekleşebilir. İlkokuldan başlayarak üniversiteye kadar insanlara bu konuda bilinç kazandırılmalı ki ileride ev sahibi olduklarında enerji kullanımını doğru yönetebilsinler. Ancak hayatın gerçeği pek de böyle değil; insanlar mevcut faturalarını bile ödeyemiyor. Bugüne kadar devletimiz ciddi destekler sağladı, fakat bundan sonra elektrik tüketimi ile ilgili kilovat sınırlarının düşürülmesi, faturaların birkaç kat daha artacağının işaretini veriyor” dedi.
-“ÜLKEMİZİN ENERJİ İHTİYACININ YÜZDE 75’İNİ İTHAL EDİYORUZ” Enerji verimliliği ve tasarrufunun ülkemiz için çok hayati bir konu olduğunu vurgulayan Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Dolayısıyla buzdolabındaki eti, dolaptaki soğuk meşrubatı veya sanayide kullanılan elektriği tasarruf etmek pek mümkün görünmüyor. Sokağın aydınlanması ya da dükkân vitrinlerinde kullanılan elektriğin azaltılması zor. Ancak avizelerdeki lamba sayısını azaltmak gibi bilinçli tüketim önlemleri bir miktar fayda sağlayabilir. Fakat akıllı binalarda her şey elektrikle çalışıyor; klima ya da soğutucular çalıştırıldığında ne kadar tasarruflu cihazlar kullanılsa bile yüksek maliyetler kaçınılmaz oluyor. Bu konuda tekrar bir düzenleme yapılarak esnaf, sanatkâr ve konutlardaki elektrik fiyatlarının düşürülmesi sağlanmalıdır. Bu adım enflasyonun körüklenmesini önlemek açısından da önemlidir. Bildiğiniz üzere enerjimizin yüzde 75’ini dışarıdan temin ediyoruz. Zaten faturalardaki yükseklik nedeniyle vatandaşlar, aile bireyleriyle birlikte odadan odaya geçerken bile elektriği takip eder hale geldi. Ancak ticarethaneler ile küçük esnaf dükkânlarında bu tasarrufu sağlamak daha zor. Bu nedenle, eski tarifelerin belirli bir süre uygulanması ve enflasyonun düşürülmesi önemlidir” şeklinde konuştu.
-“HAYAT PAHALILIĞININ NEDENİ GİRDİ MALİYETLERİNDEKİ ARTIŞLARDIR” Elektrik kullanımında bilinçlenme sağlanarak sokakların aydınlık kalmasının, can ve mal güvenliğinin korunmasının da büyük önem taşıdığını söyleyen Palandöken, “Biliyorsunuz artık güvenlik kameraları, gece aydınlatmaları ve bozulacak ürünler için çalışan dolaplar gibi unsurlar elektrikle çalışıyor. Sebze ve meyvelerde bile soğutuculara ihtiyaç var ve bunların maliyetleri artıyor. Bu durum tekrar gözden geçirilmeli ve vatandaşın tasarruf yapmasını desteklemek amacıyla kamu spotları, medya ve yerel yönetimlerle iş birliği yapılmalıdır. Zaten vatandaşlarımız, yüksek faturalar nedeniyle tasarruf yapmak zorunda kalıyor. Herkesin ortak şikâyeti elektrik ve doğalgaz faturalarının bütçelere ağır yük getirmesidir. Isınmada tasarruf nasıl sağlanabilir? Işıksız ne kadar oturulabilir? Bu konularda daha dikkatli olunması ve kilovat saatlerin düşürülmesi gerekliliğini vurgulamak istiyorum. Ayrıca apartmanlarda ve sebze-meyve üretiminde kullanılan elektrikli su sistemleri için ayrı tarifeler oluşturulmalıdır. Hayat pahalılığının en büyük nedeni bu girdi maliyetlerindeki artışlardır” ifadelerini kullandı.
TÜİK: Ocakta en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı DİBS oldu
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ocak 2025 döneminde yatırımcısına aylık en yüksek reel getiri sağlayan finansal yatırım aracının devlet iç borçlanma senetleri (DİBS) olduğunu açıkladı.
ANKARA-TÜİK, Ocak 2025 dönemine ilişkin finansal yatırım araçlarının reel getiri oranlarını açıkladı. Buna göre; aylık en yüksek reel getiri, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 3,14, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise yüzde 1,21 oranlarıyla DİBS’te gerçekleşti. Aylık değerlendirmede Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından mevduat faizi (brüt) yüzde 0,35 oranında yatırımcısına reel getiri sağlarken; külçe altın yüzde 0,14, dolar yüzde 1,47, BIST 100 endeksi yüzde 2,43 ve avro yüzde 2,57 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde; mevduat faizi (brüt) yüzde 1,53, külçe altın yüzde 2,01, dolar yüzde 3,31, BIST 100 endeksi yüzde 4,26 ve avro yüzde 4,40 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.
3 VE 6 AYLIK DEĞERLENDİRME
BIST 100 endeksi, 3 aylık değerlendirmede; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 7,26, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 2,98 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Aynı dönemde avro, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 5,44, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 9,22 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu. 6 aylık değerlendirmeye göre külçe altın; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 12,45, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 3,83 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken; aynı dönemde BIST 100 endeksi, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 15,63, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 22,10 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.
YILLIK EN YÜKSEK REEL GETİRİ KÜLÇE ALTINDA GERÇEKLEŞTİ
Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde külçe altın; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 19,76, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 7,19 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından mevduat faizi (brüt) yüzde 7,50 ve DİBS yüzde 0,15 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; BIST 100 endeksi yüzde 1,73, dolar yüzde 7,15 ve avro yüzde 11,86 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde mevduat faizi (brüt) yüzde 3,79, DİBS yüzde 10,36, BIST 100 endeksi yüzde 12,05, dolar yüzde 16,89 ve avro yüzde 21,11 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. (DHA)
‘Gelir vergisi beyanname verme dönemi 1 Mart’ta başlıyor’
Vergi Müfettişleri Derneği Genel Saymanı Yusuf Cihad Demet, 2024 takvim yılında elde edilen kazanç ve iratların 1 Mart-2 Nisan tarihleri arasında beyan edilmesi gerektiğini, mükelleflerin beyanname vermemelerinin usulsüzlük ve özel usul cezası olarak karşılarına çıkacağını söyledi.
Gizem KARADAĞ-Celal ATALAY ANKARA-1 Mart tarihi itibariyle başlayan gelirvergisi beyan dönemi, 2 Nisan tarihinde sona eriyor. Beyan tarihleri arasında beyan edilen gelirler üzerine tahakkuk edecek gelir vergisinin ilk taksiti, beyan dönemi son günü 2 Nisan tarihine kadar ikinci taksiti ise, 31 Temmuz tarihine kadar ödenecektir. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Vergi Müfettişleri Derneği Genel Saymanı Yusuf Cihad Demet, “1 Mart , 2 Nisan tarihleri arasında, 2024 takvim yılında elde edilen kazanç ve iratların beyan dönemi başlıyor. Gerçek kişi mükellefler, 2024 takvim yılında elde etmiş oldukları ticari, zirai ve mesleki kazançlarını, ücretlerini, gayrimenkul ve menkul sermaye iratları ve diğer kazanç iratlarını beyanname sistemi üzerinden vergi dairelerine yansıtmaları gerekiyor. Bu noktada önem arz eden husus, elde edilen gelirlerin belli bir tutarı aşması halinde vergi dairesine beyan edilme zorunluluğudur. Bahsettiğimiz 1 Mart – 2 Nisan gelir vergisi beyan döneminde mükellefler 2 Nisan tarihine kadar yıllık gelir vergisi beyannamelerini verecekler. Beyanname üzerine tarh edilen vergileri ise, birinci taksitini 2 Nisan tarihine, ikinci taksitini ise, 31 Temmuz tarihine kadar ödeyebilirler” dedi.
DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLARI SIRALADI
Demet, dikkat edilmesi gereken hususlara ilişkin, “Elde ettiği kazancı, ticari kazanç, zirai kazanç ve serbest meslek kazancı olan mükellefler kazanç temin etmeseler dahi, zarar dahi beyan etseler 2024 takvim yılına ilişkin olarak 2025 beyan döneminde yıllık gelir vergisi beyannamesi vermekte yükümlüler. Tabi bu noktada genel olarak merak edilen hususlar konut kira gelirleri ve iş yeri kira gelirleri oluyor. Geçen yılda buna ilişkin ciddi denetimler yapılmıştı. Yine her dönem olduğu gibi merak konusu bunlar. Şundan bahsedelim. 2024 takvim yılında elde etmiş oldukları konut kira geliri tutarı 33 bin TL’yi aşan mükellefler bunu her halükârda yıllık beyanname ile beyan etmekte mükellefler. Mükellefler, 2024 takvim yılında elde etmiş oldukları konut kira gelirleri üzerine faydalanacakları istisna tutarı ise, 33 bin TL olarak karşınıza çıkmaktadır. Bu tutarın üzerinde konut kira geliri olan mükellefler yıllık gelir vergisi beyannamesi verecekler ve beyanname üzerinde de buna ilişkin istisna tutarından faydalanacaklar. Tabi bir de gayrimenkulün konut olarak değil de iş yeri olarak kiraya verilmesi hususu söz konusu. Özellikle iş yeri kira geliri elde eden mükellefler hangi tutarı aşmaları halinde yıllık gelir vergisi beyannamesi verecekler dersek; burada da karşımıza gelir vergisi kanununun 103’üncü maddesinde yer alan tarifedeki ikinci dilim tutarına bakmamız icap ediyor. Bu tutarda 2024 takvim yılında 230 bin TL. Yani bir gerçek kişinin gayrimenkulünü iş yeri olarak kiraya vermesi sebebiyle elde ettiği iş yeri kira geliri toplamı 230 bin TL’yi aşıyorsa yıllık gelir vergisi beyannamesi vermekle yükümlüdür. Tabi bu noktada mükellefin tevkifata tabi tutulmuş başkaca menkul ve gayrimenkul sermaye iradı varsa da bu tutarın hesaplanmasında bunları da dikkate alması gerekecektir” ifadelerini kullandı.
‘USULSÜZLÜK VE ÖZEL USUL CEZALARIYLA MUHATAP OLMAMALARI AÇISINDAN BU NOKTA ÖNEMLİ’
Mükelleflerin yıllık gelir vergisi beyan dönemlerine riayet etmeleri gerektiğini vurgulayan Demet, şunları söyledi:
“2024 takvim yılında elde edilen kazanç ve iratlar 1 Mart-2 Nisan 2025 tarihleri arasında beyan edilmesi gerekiyor. Mükellefler elde ettikleri gelirleri belli tutarı aşması halinde beyanname vermemeleri karşılarına usulsüzlük ve özel usul cezası olarak çıkacaktır. Bu noktada da mükelleflerin elde ettiği kazanç ve iratlarını doğru bir şekilde vergi dairelerine yansıtması ve bunu da yıllık gelir vergisi beyannamesiyle bildirmesi gerekmektedir. Her dönem olduğu gibi mükellefler bu dönemde de hangi kazançlarını, hangi gelirlerini beyan edecekler bu konuda bazı tereddütler yaşamakta. Özellikle bahsetmek gerekirse konut kira gelirleri, iş yeri kira gelirleri, kar payları ve ücret gelirlerinin beyanında kendi hesaplamalarını yapmaları, bunu doğru ve hesaplı bir şekilde yıllık gelir vergisi beyannamesiyle beyan etmeleri önem arz etmekte. Sonrasına ilişkin herhangi bir vergi incelemesine ya da takdire sevk gibi hususlara muhatap olmamak açısından ve usulsüzlük ve özel usul cezaları ile muhatap olmamaları açısından bu noktaya önem arz etmektedir.” (DHA)