Kuzey Irak’ta gerçekleştirilen Pençe Operasyonu’nda mayın patlaması sonucu yaralanarak GATA’da tedavi gördükten sonra Malatya’daki ikametine dönen Gazi Mertcan Fırtına’yı protokol üyeleri ziyaret etti.
Vali Aydın Baruş, 2. Ordu Kurmay Başkanı ve Garnizon Komutanı Tümgeneral Selami Arslan, Cumhuriyet Başsavcısı Muhammet Savran, İl Jandarma Komutanı Albay Necmi İnce, İl Emniyet Müdürü Ercan Dağdeviren ile birlikte Pençe Operasyonu sırasında yaralanarak gazi olan Mertcan Fırtına’yı evinde ziyaret ederek geçmiş olsun dileklerinde bulundu.
Kuzey Irak’ta 25 Nisan 2021 tarihinde gerçekleştirilen Pençe Operasyonu’nda mayın patlaması sonucu yaralanarak GATA’da tedavi gördükten sonra Malatya’daki ikametine dönen Mertcan Fırtına’yı ziyaret eden protokol üyesi yetkililer, gazi askerin yakınları ile de sohbet etti.
Herhangi bir sıkıntılarının olup olmadığını soran Vali Aydın Baruş, “Şehitlerimiz ve Gazilerimiz bizlerin baş tacıdır. Devletimiz her zaman onların yanında, onların hizmetindedir. Her türlü sıkıntınızda kapım her zaman sizlere açık” dedi.
Gazinin annesi Sadet Fırtına ise Mehmetçiklerin varlığının herkese güven ve huzur verdiğini belirterek, devletin temsilcilerini evlerinde görmekten mutlu olduğunu söyleyerek teşekkür etti.
Ani kilo kaybı ve iştahsızlık mide kanseri belirtisi olabilir
Mide kanserinin erken teşhis edilebilmesi için kiloda ani kayıp, mide ağrısı ve rahatsızlık, iştah kaybı, kusma, kanlı dışkı ve halsizlik ve yorgunluk belirtilerin dikkatli değerlendirilmesi gerektiğini hakkında uyarılarda bulunan Medicana Sağlık Grubu uzmanları mide kanseri ve tedavisi hakkında bilgilendirmelerde bulundu. İSTANBUL-Kadınlara oranla erkeklerde daha fazla ve genellikle 60 üstü bireylerde görülen mide kanserinin maalesef erken teşhisi diğer kanser türlerine oranla daha az. Bu anlamda mide kanserinin erken teşhis edilebilmesi için kiloda ani kayıp, mide ağrısı ve rahatsızlık, iştah kaybı, kusma, kanlı dışkı ve halsizlik ve yorgunluk belirtilerin dikkatli değerlendirilmesi gerektiğini hakkında Medicana Kadıköy Hastanesinden Prof. Dr. Taner Oruğ ve Dr. Muharrem Coşkun bilgilendirmelerde bulundu.
Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Taner Oruğ, mide kanserinde erken tanının tedavi sürecine büyük önem taşıdığını vurgulayarak “Mide kanseri, genellikle mide iç yüzeyindeki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyümesi ve çoğalması sonucu ortaya çıkan bir kanser türüdür. Mide kanseri genellikle mide duvarının iç tabakasında başlar ve zamanla diğer tabakalara yayılabilir’’ dedi. Prof. Dr. Taner Oruğ, ‘Helicobacter pylori’ adlı bakterinin neden olduğu kronik inflamasyon sonucunda ortaya çıkan mide kanseri ile ilgili risk faktörleri, belirtileri ve tedavi yöntemleri gibi bazı temel bilgileri aktardı.
Yüksek oranda tuz içeren gıdalara dikkat Prof. Dr. Oruğ, mide kanserinin genellikle 60 yaş üstü bireylerde daha sık görüldüğünü ifade ederken, “Mide kanseri erkeklerde kadınlara göre daha yaygındır. Helikobakter pylori enfeksiyonu denilen Mide ülserlerine neden olan bir bakteri ile ilişkilidir. Aşırı tuzlu ve tütsülenmiş gıdaların tüketimi riski artırabilir. Sigara içme ve aşırı alkol tüketimi de risk artışında önemli yer tutar. Mide kanserinde tedavinin başarısı hastalığın evresi ile yakından ilişkilidir. Bu nedenle kiloda ani kayıp, mide ağrısı ve rahatsızlık, iştah kaybı, kusma, kanlı dışkı ve halsizlik ve yorgunluk belirtilerinin dikkatli değerlendirilmesi gerekir” dedi.
Teşhis endoskopiyle konulabilir Endoskopinin mide kanseri gibi üst sindirim sistemi hastalıklarının teşhisinde önemli bir rol oynadığını söyleyen Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Muharrem Coşkun ise “Esnek bir endoskop kullanılarak mide, yemek borusu ve onikiparmak bağırsağı gibi organların iç yüzeyini doğrudan görüntülenerek kanser veya diğer hastalıkların varlığını belirleme erken teşhisi olanağı tanır. Endoskopi sırasında doktorlar, şüpheli alanlardan doku örnekleri alabilirler. Bu biyopsi numuneleri, laboratuvar incelemesi için gönderilerek kanser hücreleri varsa teşhisin kesinleştirilmesine yardımcı olabilir. Lezyonların büyüklüğünü ve yerini belirleyebilir. Bu bilgiler, cerrahi müdahale veya diğer tedavi seçeneklerinin planlanmasında önemlidir” şeklinde konuştu.
Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tam kapalı bel fıtığı ameliyatları (Full endoskopik diskektomi) yapılmaya başlandı. Hastanede görevli Beyin, Omurilik ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Adnan Demirci, Türkiye’de sayılı hastanelerde yapılabilen bu teknik ile hastaların ameliyattan birkaç saat sonra ayağa kalktığını, ağrı ve dikiş izi olmadan kısa sürede taburcu olduğunu belirtti. BURSA-Bel fıtığı rahatsızlığı ile hastaneye başvuranlara tam kapalı bel fıtığı ameliyatları yapmaya başladıklarını belirten Doç. Dr. Adnan Demirci, hastalardan olumlu dönüşler aldıklarının altını çizdi. Bel fıtığı tedavisinde dünya genelinde halen mikro cerrahinin altın standart olarak kabul edilse de tam kapalı bel fıtığı ameliyatların da gündeme gelmeye başladığına dikkat çeken Doç. Dr. Demirci, “Bu teknik sayesinde son derece başarılı sonuçlar elde edilebiliyor. Türkiye’de sayılı merkezlerde yapılabilen bir teknik. Bursa’da kamu ve üniversite hastanelerinde bu teknik kullanılmıyordu. Bu teknik sayesinde hastalar ameliyat sonrası hemen ikinci saatte kalkabiliyorlar, gezebiliyorlar. Aynı gün taburcu olma ihtimalleri var. Hastalarımıza konfor kazandırıyor” dedi.
Hastalar çok memnun Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Doç. Dr. Demirci tarafından gerçekleştirilen tam kapalı bel fıtığı ameliyatı şifa bulan 50 yaşındaki hasta Adnan Seven ise, “Belimde ve kalçamda çok şiddetli ağrı vardı. Oturamıyordum ve yemek yiyemiyordum. Fiziksel aktivitelerimi gerçekleştiremiyordum. Çok güçlükler ve ağrılar çektim. Daha sonra Adnan hocamla tanıştık. Kendisi bizi bilgilendirdi. Tam kapalı ameliyat yapacağını söyledi. Ameliyatı oldum. 4, 5 saat içinde yürümeye başladım. 40 gün oldu şu an gayet iyiyim. Herhangi bir ağrım yok. Ameliyat olmadan önce belki de 15, 20 kutu ağrı kesici kullandım ama ameliyat olduktan sonra bir tane bile kullanmadım” şeklinde konuştu.
“Yakınlarım şaşırdı” 37 yaşındaki hasta Mustafa Turgut ise, “2 ay önce bel fıtığı ameliyatı oldum. Ayağımda uyuşma, güç kaybı ve şiddetli ağrı şikâyetiyle başvurdum. Bana ameliyatın çok konforlu, güzel bir ameliyatın olacağını ve normal hayata dönüşün çok kısa olacağını söyledi. Normalde insanlar bel fıtığı ameliyatı olacağı zaman tereddüte düşer, korkar ama ben bu korkumu aşarak ameliyat oldum. İlk günü ayağa kalktım. Ertesi günde iyi hissediyordum kendimi. Ağrı hissetmedim. Ziyaretime gelen yakınlarım beni yatar halde bulacaklarını düşünürken oturur halde görünce gayet şaşırdılar. Buradan ben de iyi bir ameliyat olduğumu anlamış oldum” diye konuştu.
Samsun’da ‘uyuz’ vakaları arttı, Sağlık Müdürlüğü uyardı
Samsun’da son günlerde uyuz vakalarında artış yaşanırken, İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Mustafa Uras ise el parmak araları, bilekler, koltuk altları, dirsekler ve kasıklarında şiddetli kaşıntı şikayeti olanların vakit geçirmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurması uyarısında bulundu.
Furkan Abrek Ünal SAMSUN-Scabies (uyuz hastalığı) hakkında bilgi veren Samsun İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Mustafa Uras, son günlerde Samsun’da kaşıntı şikayetiyle sağlık tesislerine başvuran hasta sayısında geçen yıla oranla kısmı bir artış söz konusu olduğuna dikkat çekti. Dr. Uras, “Sağlık Müdürlüğü olarak bu artışın nedenleri ve artış gözüken noktalarda yapılabilecek çalışmalarla ilgili Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığımızla bir değerlendirme toplantısı gerçekleştirdik ve ilk etapta vaka tespiti yaptığımız noktalarda, ivedilikle vatandaşlarımıza yönelik bilgilendirme çalışmalarına başladık. Ekiplerimizle yaptığımız bu değerlendirme toplantısında dikkatimizi çeken iki önemli nokta oldu: Bunlardan birincisi hastalarımızın, yaşadıkları durumu sıradan bir kaşıntı olarak görüp, nasılsa birkaç gün içinde geçer düşüncesiyle, hekime hastalığın başlangıç safhasında değil, belirtilerin etkili hale geldiği dönemde başvuru yapmaları oldu. Bu gecikmeli başvuru hem hastalığın daha zor iyileşmesine hem de muayeneye kadar geçen süre zarfında daha fazla insana bulaşmasına neden oluyor. Bu hızlı bulaşın önlenebilmesi için sağlık ekiplerimizin vatandaşlarımızın desteğine ihtiyacı var. Vatandaşlarımızdan ricamız sıradan bir tokalaşma, 10-15 dakikalık kısa süreli doğrudan bir vücut teması ya da ortak kullanılan eşyalarla dakikalar içinde bulaşabilen ve en önemli belirtisi geceleri şiddetli hale gelen ve genellikle el parmak araları, bilekler, koltuk altları, dirsekler ve kasıklarda görülen şiddetli kaşıntı olan hastalıkla karşılaştıklarında vakit geçirmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvuru yapmalarıdır. Hastalık ne kadar erken tespit edilip tedavisine erken başlanırsa, yayılımın önüne o kadar hızlı geçilebilir” dedi.
Dikkat edilecek hususlar Müdür Uras hastalığın yayılmasında ikinci önemli bir konuya değindi. Uras, “Toplantımızda ön plana çıkan ikinci nokta ise hastalığın tanısı konulduktan sonra tedavi sürecine ailenin ve temas edilen kişilerin dahil olmaması, bu nedenle de kişi bazında kontrol altına alınan hastalığın, tedavi sürecine dahil olmayan temas edilen kişiler aracılığıyla bulaşmaya devam etmesi oldu. Uyuz hastalığında özellikle aile bireylerinin kaşıntısının olup olmamasına bakılmaksızın mutlaka birlikte tedavi olması gerekir. Aynı anda tedavi uygulanmadığı takdirde hastalığın, kişiden kişiye bulaşmaya devam edeceği unutulmamalıdır. Tedavi süreciyle birlikte, uyuz hastası ve evde beraber yaşadığı kişiler tarafından kullanılan giysiler, çarşaflar ve havlular en az 60 derecede yıkanmalı, ütülenmeli, yatak takımları birkaç gün havalandırılmalıdır. Yıkanamayacak eşyalar ağzı bağlı olan bir poşet içerisinde ortalama üç gün saklanmalı, zemin ve mobilyalar elektrik süpürgesi ile temizlenmelidir. Ancak bu adımlar hep birlikte atıldığında uyuz hastalığının yayılımına dur deme şansı bulabilir, tedavi süreçlerinin hızlanmasını sağlayabiliriz. Sağlık Müdürlüğü olarak Halk Sağlığı Hizmetleri ekiplerimizle anlık olarak uyuz vakalarının takibini yapıyoruz. İnanıyorum ki ekiplerimizle halkımızın dikkati ve ortak çalışması sayesinde vaka sayıları azalacak, hastalık ilimizin gündeminden hızla çıkacaktır” diye konuştu.