Dünyada en çok talep gören tıbbi ve aromatik ürünler arasında yer alan ve pandemiyle birlikte önemi bir kez daha anlaşılan kekiğin dünya üretiminin yüzde 80’lik kısmını Türkiye karşılıyor.
Pandemi her ne kadar herkesi eve hapsetmiş olsa da unutulan veya geri planda kalan bazı konuların tekrar gündeme gelmesine de aracılık ettiğini belirten Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Cahit Doğan Yağcı, özellikle sağlıklı yaşam için doğal ürünlere olan talebin arttığını, kekiğin de bu ürünlerin en başında geldiğine işaret etti.
“Dünya kekik ticaretinin yüzde 80’ini yaparak bu üründe ciddi söz sahibiyiz” tespitinde bulunan Yağcı, “Kekik ihracatımız 2020 yılında bir önceki yıla göre yüzde 13 ‘lük ihracat artışı ile tıbbi ve aromatik ürünler arasında en çok talep gören ürün oldu. Türkiye kekik ihracatından 60 milyon dolar ihracat geliri elde etti. Pandeminin etkisiyle dünya genelinde kekiğe olan talep daha da arttı. Kekik ürününde önümüzdeki yıllarda yeni üretim alanlarının devreye girmesiyle birlikte 150 milyon dolarlık ihracat hedefinin yakalanmasının çok da zor olmadığı değerlendiriyoruz” diye konuştu.
Kekik ihracatımızın yüzde 95’ini Ege’den yapıyoruz Türkiye kekik ihracatının yaklaşık yüzde 95’inin Ege Bölgesi’nden yapıldığı bilgisini veren Yağcı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’de 20 bin tonu aşan kekik üretiminin tamamına yakını ihraç edilmektedir. Bu da kekik ürününün önünün açık olduğuna işaret etmektedir. Kekik ihracatı 2020 yılını pandemi etkisiyle yüzde 13 artışla kapatırken, 2021 yılının ilk 5 ayında 4’lük gelişim gösterdi. Arz sorununu çözerek uluslararası standartlara uygun, sürdürülebilir üretim odaklı projeler hazırlanarak Tarım ve Orman Bakanlığı, üretici kuruluşları, il tarım müdürlükleri, üniversiteler ve firmaları ortak paydada buluşturarak doğal kekik üretiminin arttırılması amaçlıyoruz.”
Kekik hasadında yabancı ot karışımını önlememiz şart
Kekik üretim alanlarının arttırılması yanında hasat sırasında meydana gelen yabancı ot karışımının da önüne geçmeyi de amaçladıklarını belirten Yağcı, “Kekik çiftçimiz için altın niteliğinde, talep yüksek ve arz yetersiz olduğu için ürünün müşteri bulma sorunu yok, üretimi de kolay” dedi. Kekiğin, Denizli’nin Pamukkale, Güney, Buldan ve Çal ilçeleriyle başta olmak üzere çoğunluğu Ege bölgesinde yetiştiği bilgisini veren Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Cahit Doğan Yağcı sözlerini şöyle sürdürdü: “Kekik, kolay yetişmesi, bir kez ekim yapıldıktan sonra 7-8 yıl boyunca ürün elde edilebilmesi, ürüne talebin yüksek olması ve daha karlı bir ürün olması nedeniyle çiftçinin tercih ettiği ürünlerin başında yer alarak çiftçinin önemli geçim kaynaklarından birisi haline geldi.
Kekik, yemeklerin yanı sıra gıda ve ilaç sanayiinde ham madde olarak kullanılıyor. Kekiğin üretim süreci çiftçinin mart-nisan döneminde kekik tohumların toprağa atmasıyla başlıyor. Üreticinin imece usulüyle temmuz ve ağustos aylarında hasat ettiği kekik, işleme tesislerinde paketlenerek ihraç pazarlarına sevk ediliyor.” Kekiğin Akdeniz mutfağı başta olmak üzere dünya mutfaklarının vazgeçilmez bir baharatı olduğu bilgisini veren Yağcı, “Kekik, özellikle et yemeklerinde ve pizzalarda, sos, çorba ve salatalarda kullanılıyor. Alternatif tıp uygulamaları dahil olmak üzere, solunum sistemi rahatsızlıklarında, iştah açıcı ağrı giderici özelliklerinden dolayı sindirim sistemi rahatsızlıklarında kullanılmasının yanı sıra, yüksek miktarda fenol içermesi nedeniyle antibakteriyal, antispazmodik ve antiseptik özellikleri de çok önemli. Yöresel adı Bilyeli kekik olan İzmir kekiği yanında kekik yağı da çok değerli ve tercih ediliyor.
Bu çerçevede, ürün çeşitlendirilmesi çalışmalarına yoğunlaşmamız gerekiyor” şeklinde konuştu. Kekikten elde edilen dövizin yüzde 100’e yakınının Türkiye’de kaldığını, ithal girdi kullanımının çok sınırlı olduğunun altını çizen Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Cahit Doğan Yağcı sözlerini şöyle tamamladı: “İstihdam ve ihracata önemli katkı sağlayan, kekik ürünü için çiftçilere eğitimler verilerek ürünün doğru yöntemlerle üretilmesi, çiftçinin ve ihracatçının ürettiği ürünlerin niteliğini arttırarak ürünün ekonomik değerinin artırılmasını amaçlıyoruz. Pandemi öncesinde kekik üretiminin yoğun olduğu bölgelerde çiftçilerimize yönelik eğitim çalışmaları yapılırken, pandeminin etkisiyle 2021 yılı için eğitim yerine hem kalıcı olması hem de daha fazla çiftçiye ulaşabilmek amacıyla tematik bir TV kanalı ile iş birliği yaparak 3 bölümlük bir video serisi hazırladık. Ege İhracatçı Birlikleri’nin Youtube kanalından ulaşabilen bu video serisinde hem kekik bitkisi, kekik bitkisinin tarımında dikkate alınması gereken doğru uygulamaları anlatarak üretici ile sıcak temas sağladık.”
Kredi kartından fark istenmesinin vergi kaçakçılığı yapıldığının göstergesi olduğuna dikkat çekildi.
ANKARA – Araç muayenelerinde kredi kartı ile yapılan ödemelerden haksız komisyon alınmasının yasal olmadığının altını çizen TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Bu yıl Nisan sonu itibariyle trafiğe kayıtlı araç sayısı 32 milyona yaklaştı. Bu araçların yaklaşık 10 milyondan fazlasını ise ticari araçlar oluşturuyor. Ulaşım sektöründeki taksi, kamyon, otobüs vb. gibi ticari araçların ilk bir yıldan sonra her yıl araçlarını muayene ettirme yükümlülüğü var. Her yıl daha da yükselen araç muayenesi hem ulaştırma sektöründeki esnafımızı hem de araç muayenesi gelen tüm vatandaşları zorluyor. Üstelik daha önce de vurgulamamıza rağmen kredi kartı ile ödenen araç muayene ücretlerinden ortalama 150-200 TL komisyon farkı alınıyor. Yasal olmayan bu haksız kazanç vatandaşa ekstra külfetten başka bir şey değil. Bugün bir bakkaldan ekmek, beyaz eşyacıdan buzdolabı veya konfeksiyondan elbise alındığı zaman kimse komisyon almıyor. Çünkü kredi kartı kalkarsa ticari hayat biter” dedi.
“ADİL BİR HİZMET ANLAYIŞI YOK”
Araç muayene istasyonlarına araçlarını muayeneye getiren vatandaşlardan kredi kartı ile ödemelerde ek komisyon alınmasının haksızlık olduğunu vurgulayan Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Bilindiği üzere araç muayene ücretleri her yıl yeniden değerlendirme oranına göre artış gösteriyor. 2025 yılında Otomobil, Minibüs, Kamyonet, Özel Amaçlı Taşıt, Arazi Taşıtı, Römork ve Yarı Römork araçların muayene ücretleri 2 bin 620,80 TL, Otobüs, Kamyon, Çekici ve Tankerlerin 3 bin 543,60 TL, Römorklu, Römorksuz Traktör, Motosiklet ve Motorlu Bisikletlerin muayene ücretleri ise bin 334,40 TL oldu. Araç muayene bir gün geç yaptırınca hemen tüm araç sahiplerinden yüzde 5 gecikme bedeli alınıyor. Araçlarını muayeneye getiren vatandaşlarımız ödemelerini kredi kart ile yaptıklarında araç muayene ücretine göre komisyon kesilmesi adil değil. Farkın vatandaştan tahsil edilmesi adil bir hizmet anlayışıyla bağdaşmıyor. Ayrıca bu ek ücretin muayene randevusu alınırken belirtilmemesi ve vatandaşın bu durumu ödeme sırasında öğrenmesi doğru değil. Vatandaşlarımızın yaşadığı bu mağduriyet giderilmeli. Alınan ek ücretler geri iade edilmeli ve denetimler arttırılmalı” şeklinde konuştu.
Esnaf KDV muafiyeti ve 7200 günle emeklilik istiyor
ABDULLAH GONCA HABER MERKEZİ– Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) tarafından esnaf ve sanatkârların sorunlarını yerinde tespit etmek ve çözüm önerilerini birlikte istişare etmek amacıyla düzenlenen Bölge Toplantılarının üçüncüsü, Adana’da gerçekleştirildi. Toplantıya Antalya, Hatay, Kahramanmaraş, Mersin, Osmaniye, Konya, Karaman, Gaziantep ve Kilis illerinden gelen Birlik ve Federasyonların Yönetim Kurulu Üyeleri ile Birlik Genel Sekreterleri katılım sağladı. Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, Ticaret Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan, Esnaf, Sanatkârlar ve Kooperatifçilik Genel Müdürü Taha Enes Şener, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Adana Ticaret Odası Başkanı Yücel Bayram ve Ticaret Borsası Başkanı Şahin Bilgiç ile Ticaret İl Müdürü Hüseyin Gödelek de toplantıda hazır bulundu.
-“ESNAF VE SANATKARLAR ŞURASI DÜZENLENECEK”
Toplantıda konuşan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken şu ifadelere yer verdi: “5262 sayılı yasa deyince akla ne gelir? Esnaf ve sanatkârın yasası. Bu yasanın belirttiği gibi, NACE kodlarının etkin şekilde uygulanması ve bu kodlara göre düzenlemelerin yapılması şart. Esnaf ve sanatkâr odalarının tabanındaki sıkıntılarla ilgili olarak Bakanlık bazı çalışmalar yürütüyor. Bu toplantılar da bu çalışmaların bir parçası. Bu çalışmalar sonrasında Sayın Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı ile de bu yıl bir esnaf şurası düzenlenecek” dedi.
Esnaf ve sanatkarlar için düzenlenecek esnaf şurasının yanı sıra sahada yaşanan birçok sorunun da zaman kaybedilmeden giderilmesi gerektiğini belirten Palandöken, “Sadece iş yeri kiralarındaki artış bile ciddi bir sorun. Bugün 10 bin TL’ye tuttuğunuz bir dükkân, önümüzdeki yıl 16 bin TL’ye çıkacak. Üstelik bu 16 bin TL’nin yüzde 20’si kira stopajı olarak Maliye’ye yatırılacak. Bu kirayı alan mülk sahibi de ayrıca kendi vergisini verecek. Bu durumda çifte vergilendirme söz konusu oluyor. Oysa bunun çözümü son derece basit. Maliye Bakanı diyecek ki: ‘Kardeşim, bu yüzde 20’lik tutarı zaten biz tahsil ediyoruz. Esnaf bu dükkânın kirasını niye artırıyor?’ ve bu uygulamayı kaldıracak. Bu kaldırıldığında kira fiyatlarında doğrudan yüzde 20 oranında bir düşüş sağlanacak. Yine aynı şekilde ulaştırma ve nakliye sektöründe çalışan esnafımıza ticari akaryakıt verilmesi halinde fiyatlar aşağı gelecektir. Bugün köylü tarlasında işçi, esnaf ise zincir markette ya da AVM’de tezgahtar oldu. Kendi iş yerlerine sahip olamıyorlar, ayakta duramıyorlar. Çünkü karşılarında bankası, sanayisi, fabrikası olan devlerle rekabet etmek zorundalar. Sonra da küçük esnaf denilerek, yüreği büyük ama ismi küçük bu insanlar yalnız bırakılıyor. Oysa esnafın olmadığı bir toplumda düzen olmaz. Komşuluk ilişkisi kalmaz, rol model insanlar yetişmez. Dara düşenin başını okşayacak kimse bulunmaz. Milli Eğitim’de yaşanan sıkıntıları da hepimiz biliyoruz. Çocukların sanayiye yönelmesi için mesleki eğitimde ciddi bir düzenleme gerekiyor. Çıraklık okullarında staj dönemlerinde sağlık sigortası nasıl yapılıyorsa, aynı şekilde emeklilik hakkı da tanınmalı ki aileler çocuklarını bu okullara gönül rahatlığıyla gönderebilsin” diye konuştu.
-“ FATURALARI DÜŞÜRÜN ÖTV VE KDV MUAFİYETİ GETİRİN”
Küçük sanayiye sahip çıkılmanın esnaf ve sanatkâr geleneğini yaşatacağına değinen Palandöken, “Elektrik ve su faturalarını düşürün. Çiftçiye verdiğiniz desteği bireysel çiftçiye doğrudan verin. Piyasayı canlandırın, araçları yenileyin. Beş yıl önce ticari araç alanlara sağlanan ÖTV ve KDV muafiyetini yeniden devreye sokun. O dönemde devlet zarar etmedi, aksine bugün altı firma Türkiye’de fabrika kuruyor veya kurma aşamasında. Ayrıca, esnafın yanında çalışan kişi 7 bin 200 günde emekli olurken, dükkan sahibi neden 9 bin günde emekli oluyor? Bu çözülemeyecek bir sorun değil. Biz maaş da istemiyoruz. 7 bin 200 günde emekli statüsüne alının, sağlık hizmetimiz devam etsin, ödediğimiz 8 bin lira primi de bari ödemeyelim. Pazarlarda tezgâh açan esnaf sayısı 200’den 100’e düştü. Yük artıyor ama iş yerinde süreklilik sağlanamıyor. Çoğu esnaf iki-üç yılda faaliyetini sonlandırıyor. Bu durumun düzelmesi için yapılacak işler belli. Enflasyonun neden yükseldiği ortada: Dolmuş, taksi ve otobüs fiyatları. Bu taşıma araçlarının kullandığı mazottaki ÖTV ve KDV’yi kaldırın ki vatandaş uygun fiyata binebilsin” ifadelerini kullandı.
Ticaret Bakan Yardımcısı Sayın Mahmut Gürcan ise yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi, “ Bilindiği üzere devletimizce ve sayın Cumhurbaşkanımızca esnaf ve sanatkarımızın korunması ve güçlendirilmesi hususuna her zaman ayrı bir ehemmiyet göstermiş olup bu doğrultuda pek çok tedbir ve destekler hayata geçirilmiştir.”
Adana Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Niyazi Göger ise toplantıda yaptığı konuşmada şunları söyledi, “Adana, tarımın, sanayinin ve ticaretin kalbinde yer alır; tarihi boyunca emeğiyle büyümüş bir şehirdir. Bu topraklarda sadece üretim yapılmaz; dayanışma, komşuluk ve birlikte ayakta durma kültürü de yaşatılır.”
Palandöken: Esnafa verilen prim müjdesi hayata geçirilmeli
MUSTAFA YUNUS GONCA ANKARA- Bağkurlu esnaf ve sanatkarlara verilen prim günü müjdesinin artık hayata geçirilmesi gerektiğini söyleyen TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Esnaf ve sanatkârla, sosyal güvenlik çatısı altında bulunan memurlar, işçiler, Bağ-Kur olmak üzere bir norm birliği yapıldı. Burada bir hakkaniyetsizlik var; çalışma sürelerindeki fazlalık, fazla çalışıp daha az maaş alma ile ilgili. Sayın Cumhurbaşkanımız da daha önceleri söz verdi, ilgili bakanlıklarımızla birlikte açıklamalarda da bulunduk. Bu 7200 gün meselesi insanların beklentisini çok yükseltiyor. Diyorlar ki; “En azından 7-8 bin lira tekrar para veriyoruz, işte 7200 günü doldurduk, emekli olmaya hak kazandık ama işletmemiz devam ettiği için biz emekli aylığından feragat edelim. Aynı zamanda da 7200 günü doldurmuş varsayılalım, sağlık hizmetlerinden de yararlanalım. Bildiğiniz üzere, esnaf ve sanatkârlar, Bağ-Kur’lular ilaç alamıyorlar. Şimdi işçinin primini patron ödüyor, memurun primini devlet ödüyor. Esnaf ise dükkânındaki sermayesinden kazansa da kazanmasa da mutlak surette sosyal güvenlik primini yatırmak zorunda kalıyor” dedi.
-“BAĞKURLU ESNAFIN EMEKLİLİK VE SAĞLIK PRİMLERİ AYRILMALI”
Prim günlerini doldurarak emeklilik için yaşı bekleyen esnaf ve sanatkarların sadece sağlık primi ödemesi yapması gerektiğini ifade eden Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Esnaf 18 saat çalışıyor, yanında çalışan 8 saat çalışıyor. O 7200 günde emekli oluyor; ancak esnaf 9000 günde emekli oluyor. Biz bu adaletsizliğin önüne geçilmesini istiyoruz. Dolayısıyla şimdiye kadar ekonomideki sıkıntıların giderilmesiyle ilgili çalışmalar olduğunu biliyoruz. İnşallah bundan sonraki süreçte, en azından 7200 güne indirilmesi, norm birliğinin sağlanması, Bağ-Kur’lu çalışanların rahat etmesini ve bu serzenişin ortadan kalkmasını sağlayacak. Bizim talebimiz tahmin ediyorum ki bu yılın sonuna kadar bunun gerçekleşmesi. Hem de bu çalışan kesimin, esnaf ve sanatkârların, tarım sektöründekilerin de bu Bağ-Kur sistemine entegrasyonunun yapılmış olması. Norm birliği dediğimiz zaman üç şey aklımıza geliyor Bağ-Kur, SGK ve Emekli Sandığı. Dolayısıyla bu ayrımcılığın ortadan kalkması için ilgililere bir kez daha bunları iletiyoruz. Daimi görüşüyoruz; ancak bu söylemlerimizin uygulanması, insanları mutlu edecek ve beklentiler bu yönde karşılanmış olacak” diye konuşu.