Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Genel

Kanal İstanbul muhaliflerini ABD’ye bağladı…

Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adem Palabıyık, Türkiye’nin neden Afganistan’da olduğunu soranlara verilecek en ideal cevabın neden Suriye’de veya neden Libya’da olduğunu anlamaktan geçtiğini söyledi.

Gündeme ilişkin İHA’ya açıklamalarda bulunan Palabıyık, “Millet İttifakı şu üç sorunun cevabını Türkiye halkına vermelidir. Millet İttifakının küçük ortağı olan HDP’nin PYD politikasında ‘Türkiye, Suriye’den çekilsin’ önerisine İYİ Parti ve CHP ne diyecek? İYİ Parti ve CHP, iktidar olabilme çabası adına neyi feda edecekler? Millet İttifakının küçük ortağı HDP’nin politikasını oluşturan Ateist bir terör örgütü liderinin İslam ile kavgasını, ittifakı düşünen Saadet Partisi tabanına nasıl izah edecek? Dindar bir taban arasına İslam ile mesafe koyan bir yapı ile nasıl bir araya gelebilir? Kürt meselesinin problematiğini oluşturan CHP’nin geçmişinin izleri HDP tabanı tarafından unutulacak mı? HDP’yi çantada keklik gören bir ittifak, HDP gölge siyaseti kabullenerek kendi seçmenine en büyük hakareti yapmıyor mu” dedi.


Türkiye’nin terörü yerinde bitirme gayretinin aşikâr olduğunu sözlerine ekleyen Palabıyık, “Güçlü ve küresel güç olma yolunda ilerleyen Türkiye’nin terörü yerinde bitirme gayreti aşikârdır. Özellikle 2. Dünya Savaşı’ndan sonra dünya iki kutuplu hal gelmiştir. SSCB ve ABD’nin dizayn çabası kendi illegal örgütlerini oluşturmakla mümkün olmuştur. SSCB bunu Çeçenistan direnişine verdiği cevap ile başlattı ve Afganistan’da devam ettirdi. ABD’de SSCB’nin yıkılmasını fırsat bilerek Afganistan’a dahil oldu. Her iki sömürge devleti de Afganistan’da çeşitli yapılanmalar oluşturdu ve bu yapılanmalar bütün dünyada örgüt haline geldiler. Kendilerine cihatçı diyen bazı yapılanmalar ABD tarafından oldukça fazla sayıda kullanıldı. 11 Eylül bahane edilerek Irak işgal edildi. Sonra da yine kendisine cihatçı diyen DEAŞ ve El-Nusra gibi yapılar sebebiyle de Suriye işgal edildi. Bu cihatçı yapılanma tam bir dizayn mekanizmasına dönüşmüş durumda, nerede karışıklık isteniyorsa ya komünist ya da cihatçı örgütler tercih ediliyor. Bugün DEAŞ ile göğüs göğüse çarpışılmasının da sebebi budur. Ülkemiz, terör meselesini bataklığında bitirmek istiyor. Mahmur, Sincar gibi yerlere dair operasyonları da böyle okumak gerekir.

Afganistan’ın artık terör kuluçkası olması önlenmek isteniyor. Çünkü Afganistan’daki oyun şimdi DEAŞ üzerinden yeniden başlatılmak isteniyor. Ülkemiz sorunu ontolojik olarak yerinden ve kökünden çözecek. Buna karar verilmiştir” diye konuştu.
Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) sadece terörü üretmede bir marka değil aynı zamanda başka ülkelerle alakalı çeşitli girişimler yapmaktan da geri durmayan bir ülke olduğunu ifade eden Palabıyık, “Türk Demokrasi Projesi’nin 15 Temmuz tarihine sayılı günler kala dillendirilmesi tesadüf değil. Ülkemiz, 15 Temmuz’u çok iyi anlattı, bunu hem ulusal hem de uluslararası mekanizmada yaptı. ABD’de başlatılan proje tam da bunun karşıtı bir anlam içeriyor. Demokrasi projesi kavramı önemli, çünkü Biden başkan olmadan önce Türkiye’ye demokrasiyi getirmekten ve muhalefetten bahşediyor. Bunu da iki şekilde yapma derdinde, biri iç diğeri de dış siyaset. İç siyasette muhalefeti desteklemek ve özellikle Kürt’ler üzerinde yoğunlaşmak, dış siyaset ile de FETÖ ve örgütsel yapıları kullanmak.

İç siyaseti demokratik bir tavır olarak görüyor, dış siyaseti ise örgütsel bir sistem olarak kurguluyor. FETÖ, PYD, YPG, DEAŞ gibi yapılar ile dizayn çabasında. Libya’da benzer çabada. Akdeniz’de benzer çabada. Yani ABD’deki ‘çoğunluğun tiranlığı’ her türlü yolu deneyeceğini gösterdi. Bu sebepten demokrasi projesi karşısında bizlerin de özellikle 15 Temmuz’u daha güçlü anlatmamız gerekiyor. Çünkü Türk Demokrasi Projesi bir 15 Temmuz düşmanlığı ve karşıtlığı içeriyor ve kendisini 15 Temmuz karşıtlığı üzerinden üretmeye çalışacaktır” diye konuştu.
Son olarak Kanal İstanbul Projesi’ne değinen Palabıyık, “Kanal İstanbul Projesi’ne karşı çıkanlar, Türkiye’nin Afganistan’da ve Libya’da olmasını istemeyenler, ABD’nin Türkiye Demokrasi Projesi’nin ülkemizdeki ayağı rolünü üstlenmiştir. Muhalefet, Kanal İstanbul Projesi’ni, Gezi Parkı Olayları gibi negatif bir sürece dönüştürmeye çalışıyor” dedi.


Genel

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut hayatını kaybetti

HABER MERKEZİ -Cumhurbaşkanı Başdanışmanı, Ekonomi Politikaları Kurulu Üyesi gazeteci yazar Yiğit Bulut, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.

İstanbul’da özel bir hastanede kanser tedavisi gören Yiğit Bulut (53), sabah saatlerinde vefat etti. Vefat haberi üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sosyal medya hesabından, “Cumhurbaşkanı Başdanışmanlarımızdan, Ekonomi Politikaları Kurulu üyemiz, değerli mesai arkadaşım Yiğit Bulut’un vefat ettiğini derin bir teessürle öğrendim.

Yiğit Bey’e Allah’tan rahmet; ailesine, yakınlarına ve tüm çalışma arkadaşlarına başsağlığı diliyorum.” dedi.

Okumaya devam et

Genel

“Yetim hakkı yeniyor” deyip istifa ettiler

HABER MERKEZİ – Ali Karahasanoğlu, Saki Teker…
Bayrampaşa Belediyesi’nin CHP’li meclis üyeleri… Saki Teker ve Ali Karahasanoğlu, CHP’li Belediye Başkanı Hasan Mutlu’yu “yetim hakkı yemekle” suçlayarak partilerinden istifa etti.

Yönettiği belediyeler yolsuzluk ağıyla çalkalanan CHP’de parti içinden tepkiler yükseliyor. Bayrampaşa Belediyesi’nin CHP’li meclis üyeleri Saki Teker ve Ali Karahasanoğlu, CHP’li Belediye Başkanı Hasan Mutlu’yu hedef aldıkları sert bir açıklamayla partilerinden istifa etti.

Teker ve Karahasanoğlu’nun yaptıkları yazılı açıklamada, “Bayrampaşa halkına hizmet etme yolculuğumuz, Bayrampaşa Belediye Başkanı Hasan Mutlu’nun gayri ahlaki tutumu, para hırsı ve meclis üyeleri ile vatandaşların arkasından sarfettiği sinkaflı sözlerden dolayı son bulmuştur” denildi.

Mutlu’nun seçim döneminde sokak sokak, cami cami gezip seçmeni etkilediği, sonrasında bunu alaya aldığı kaydedilen açıklamada, “Haysiyet fukarası bu kişinin ve etrafında konuşlandırdığı birtakım organizatörlerin, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemesine müsaade etmeyeceğimizi bildiririz. Etrafımızda cereyan eden bu kötülüklere, şeref ve haysiyetle geçirdiğimiz ömrümüze leke katmamak adına baş kaldırıyor ve bağımsız meclis üyeliği görevimiz devam etmek üzere CHP’den istifa ediyoruz” ifadelerine yer verildi.

İki meclis üyesi, görevlerini bağımsız olarak sürdürecek.

Okumaya devam et

Asayiş

Zeydan Karalar tutuklandı: İmamoğlu’nun taktiğini kullandı

İmamoğlu’nun taktiğini kullandı
Karalar, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun taktiğini kullanarak, sorulara yanıt vermedi. Seyhan Belediye Başkanlığı döneminde yaşanan yolsuzluklarla ilgili suçlamaları kabul etmeyen Karalar, ifade boyunca eski İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun taktiğini uyguladı.

Karalar kendisine yöneltilen sorulardan 7’sine, “Şahsıma sorulan bu soruya ifade sürecinin devamındaki bütün sorular sorulduktan ve bu suretle şahsıma yöneltilen tüm suçlamalara vakıf olduktan sonra savunmanın bütünlüğü çerçevesinde detaylı bir şekilde beyanda bulunacağım” yanıtı verdi.

İstanbul ve Adana’da buluşup paraları elden teslim etmişler

Zanlıların sevk yazısında, Zeydan Karalar’ın Seyhan Belediye Başkanı olduğu dönemde, belediyenin temizlik işlerini yapan yüklenici firmanın sahibi Baki Nugay (şüpheli) ile görüştüğü ve hak ediş ödemeleri kapsamında haksız para talebinde bulunduğu ifade edildi.

Firma yetkililerinin konuyla ilgili belediyenin temizlik işlerinden sorumlu çalışanı Özcan Zenger’e yönlendirildiği, yetkililerin Zenger ile yaptıkları görüşme sonrasında birçok farklı tarihte tanıkların İstanbul ve Adana’da Zenger ile buluştuğu, bu kişilerin banka hesaplarına gönderilen paranın bankadan çekilerek Zenger’e elden teslim edildiği belirtilen yazıda, bu durumun HTS kayıtları ve dekont tarihlerinden de tespit edildiği aktarıldı.

Yazıda, “Her ne kadar şüpheli Zeydan Karalar ile Özcan Zenger suçlamaları kabul etmemiş ise de aleyhlerinde ifade veren şüpheli Baki Nugay ile tanıkların yaklaşık 6-7 sene önceki eylemleri kurgulamış olmalarının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, nitekim para verdiklerine ilişkin kayıtları o dönem tuttukları, aksi halde üzerinden uzun zaman geçen bu eylemleri hatırlamalarının mümkün olmayacağı anlaşılmıştır.” ifadesi kullanıldı.

Savcılığın sevk yazısında, Zenger’in İstanbul’a gelerek tanıklarla buluşması ve Adana’ya geri dönmesi dikkate alındığında, parayı teslim almak için İstanbul’a geldiğine ilişkin şüphe olmadığı belirtildi.

Yazıda, şüpheli ve tanık beyanlarının delillerle tutarlı olduğu, Karalar ile Zenger’in şirket yetkililerinden hak ediş ödemeleri kapsamında yaptıkları baskıyla maddi menfaat elde ettikleri ve “irtikap” suçunu işledikleri vurgulandı.
Kaynak: Yeni Şafak

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.