Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Çevre

Bakan Kurum: “Van’da, Salda’da, Meke’de ve Beyşehir’de çok kapsamlı göl koruma operasyonları yapıyoruz”

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, “Bizim de göllere karşı, şehirlere karşı vazifelerimiz var. Mogan’da olduğu gibi Van’da, Salda’da, Meke’de ve Beyşehir’de gerek temizlik, gerek çevre düzenlemesi, gerekse çok kapsamlı bir şekilde göl koruma operasyonları yapıyoruz” dedi.


Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum, Mogan Gölü Kıyı Bandı Çevre Düzenlemesi Projesi’nin 1’inci etabının açılışının ve 2’nci etabının da başlangıcının yapıldığı programa katıldı. Gölbaşı Mogan Gölü’nde düzenlenen törende konuşan Bakan Kurum, “Akdeniz Havzası’nda yer alan ülkemiz, tüm dünyayı etkisi altına alan iklim değişikliğinin maalesef olumsuz etkilerini ülkemizin her yerinde de hissediyoruz. Ülkemizin her noktasında iklim değişikliğinin en çarpıcı sonuçlarıyla yüzleşiyoruz. Aşırı hava olayları sebebiyle sel, heyelan, hortum, kuraklık gibi şiddeti ve miktarı sürekli artan afetler yaşıyoruz. İklim krizi ne yazık ki işte bu güzel göllerimiz, akarsularımız, denizlerimiz üzerinde de ciddi bir tehlike oluşturuyor” dedi.

“Mogan Gölü’müzden 71 milyon liralık ödenekle 3.2 milyon dip çamuru çıkardık”

20 yıl önce Mogan Gölü ve çevresindeki kötü kokudan vatandaşların şikayetçi olduğunu belirten Bakan Kurum, “Gazetelerde, televizyonlarda her gün ‘Mogan’da balık ölümleri, kuş ölümleri’ haberlerini görürdük. Kuşlar bile buraya uğramazdı. Mogan’ın bu hali içimizi acıtıyordu ancak biz şikayet değil icra makamındayız. Hemen çalışmalarımızı başlattık, Mogan Gölü’müzden 71 milyon liralık ödenekle 3.2 milyon dip çamuru çıkardık. Ama yetmez dedik, şimdi ikinci etabını yine 70 milyon lira ödenekle başlattığımız çalışmayla inşallah 2022 yılına kadar bitireceğiz ve burada da 3.3 milyon metreküp dip çamurunu çıkarıyor olacağız” diye konuştu.

“Bundan önceki çalışmalar yapılmadan Mogan Gölü’müzde sazan, turna, kadife gibi birçok balığa rastlayamazdınız”

Çevreciliğin süreklilik arz ettiğini söyleyen Bakan Kurum, 8 ay içerisinde Gölbaşı etrafında yürüyüş yolları, bisiklet yolları, dinlenme alanlarının olduğu bir alanın yapımını gerçekleştireceklerini ifade etti. Kurum, projenin 2’nci etabında ise 20 kilometrelik bir bisiklet yolu, koruma bandı, bisiklet parklarının ve istasyonlarının olduğu bir alan da yapacaklarını söyledi.


“Bundan önceki çalışmalar yapılmadan Mogan Gölü’müzde sazan, turna, kadife gibi birçok balığa rastlayamazdınız” diyen Bakan Kurum, “Ama hamdolsun bugün bu balıklarımız geri döndü, çiçeklerimiz koruma altına alındı. Yeni balık türlerini görmeye başladık. Yine kuşlar da hakeza buraya uğramıyordu. Flamingoları burada göremezdiniz. Ama artık tertemiz suyuyla, endemik bitki türleriyle çok daha güzel bir yer haline gelen Mogan Gölü’müzde artık flamingoları da görüyoruz. Artık kötü kokular gitti. Etrafa türlü türlü çiçeklerin kokusu, kuşların cıvıltısı yayılmaya başladı” değerlendirmesinde bulundu.

“Mogan’da olduğu gibi Van’da, Salda’da, Meke’de ve Beyşehir’de çok kapsamlı göl koruma operasyonları yapıyoruz”

Bakan Kurum, Ankara’da 4 milyon metrekare büyüklüğünde 20 millet bahçesi projesinin devam ettiğini bildirerek, şunları kaydetti:


“Bu projelerimizden biri de Gölbaşı Millet Bahçemiz. 750 bin metrekarelik proje tasarlandı, tamamlandı ve Amerika’da düzenlenen 4. Uluslararası Sürdürülebilir Yapılar Sempozyumu’nda Sürdürülebilir Peyzaj kategorisinde binlerce proje arasından birinci olarak seçildi. İnşallah bu projeye yıl sonu başlayıp, 2020 yılı içerisinde tamamlayıp Ankara’mızın, Gölbaşı’mızın hizmetine sunacağız. Şimdiden millet bahçemiz hayırlı uğurlu olsun.”

Mogan kıyısında başlatılan bir diğer projenin ise 87 bin metrekarelik Sevgi Çiçeği Doğa Parkı olduğunu bildiren Bakan Kurum, “87 bin metrekarelik alanda 287 bin adet bitki dikiyoruz. Bu alanda Ankara’mıza has dik kuyruk kuşu ve sevgi çiçeğini koruma altına alacağız. Yine burada da çocuk oyun alanları, açık spor alanı, yürüyüş ve bisiklet yolları yapacağız” diye konuştu.
Birçok gölde temizlik ve düzenleme çalışmalarının devam ettiğini kaydeden Bakan Kurum, “Bizim de göllere karşı, şehirlere karşı vazifelerimiz var. Mogan’da olduğu gibi Van’da, Salda’da, Meke’de ve Beyşehir’de gerek temizlik, gerek çevre düzenlemesi, gerekse çok kapsamlı bir şekilde göl koruma operasyonları yapıyoruz. Bakanlık olarak bugün ülkemizin her yerinde bütün doğal güzelliklerimizi korumaya, yaşatmaya, genişletmeye gayret gösteriyoruz. Son 20 yılda korunan alan büyüklüğümüzü yüzde 5’ten yüzde 11’e biz çıkardık. 2023 hedefimizi yüzde 17 olarak belirledik” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından Bakan Kurum göl etrafında bisiklet turu yaptı. Düzenlenen törene AK Parti Genel Sekreteri Fatih Şahin, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz, İlbank Genel Müdürü Yusuf Büyük, Gölbaşı Belediye Başkanı Ramazan Şimşek ve Haymana Belediye Başkanı Özdemir Turgut da katıldı.(Mevlüt İşli – Nurullah Geylani)


Çevre

AKOM’dan sıcak hava ve nem uyarısı: 5-10 derece yüksek hissedilecek

AKOM’dan İstanbul başta olmak üzere ülkenin tamamına yakın bir bölümünde Afrika ve Basra kökenli sıcak hava dalgasının tehlikeli etkilerine yönelik uyarı yapıldı. İstanbul’da etkili olan sıcak hava dalgası nedeniyle sıcaklıkların 34-37 derece aralığında seyredeceği, yüksek nem oranları sebebiyle özellikle Kartal, Kadıköy, Florya ve Beylikdüzü gibi sahildeki ilçelerde sıcaklıkların 5-10 derece yüksek hissedilebileceği duyuruldu. Sıcak hava sebebiyle yaşlı, çocuk, hamileli ve astım ve kalp rahatsızlıkları bulunan vatandaşların dikkatli olması; özellikle öğle vakitlerinde güneş alan alanlardan uzak durulmasına dair uyarı yapıldı.

 Melihcan ÇALIŞKAN
İSTANBUL-İBB Afet İşleri Dairesi Başkanlığı, AKOM’dan yapılan açıklamada, İstanbul’da etkili olan sıcak hava dalgası nedeni ile sıcaklıkların 34-37 derece aralığında seyredeceği belirtildi. AKOM,yüksek nem oranları yüzde 50-yüzde 95 ile birlikte, özellikle Kartal, Kadıköy, Florya ve Beylikdüzü gibi güney sahillerinde sıcaklıkların ölçülenden 5-10 derece daha yüksek hissedilebileceği uyarısında bulundu.

“5-10 DERECE DAHA YÜKSEK HİSSEDİLEBİLİR”

İstanbul başta olmak üzere ülkenin tamamına yakın bölümünde Afrika ve Basra kökenli sıcak hava dalgaları etkili olmaya devam ediyor. AKOM verilerine göre, pazartesiye kadar İstanbul’da da etkili olması beklenen sıcak hava dalgası nedeniyle, sıcaklıkların 34-37 derece aralığında seyredeceği öngörülürken, yüzde 50 ile yüzde 95 arasında seyreden yüksek nem sebebiyle sıcaklık değerlerinin ölçülenden 5-10 derece daha yüksek hissedilebileceği belirtildi.

“AKOM GÜNEY SAHİLLERİNE DE DİKKAT ÇEKTİ”

AKOM’dan yapılan açıklamada, özellikle Kartal, Kadıköy, Florya ve Beylikdüzü gibi sıcaklık ve nem oranlarının en yüksek ölçüldüğü güney sahillerinde hissedilen sıcaklıkların 40 derece ve üzerindeki tehlikeli değerlere ulaşabileceğine dikkat çekildi. Bu nedenle öğle saatlerinde, yaşlılar, hamileler, çocuklar ve astım ve kalp yetmezliği gibi rahatsızlığı bulunan vatandaşlara güneşli ortamdan uzak durulması uyarısı yapıldı.

“İSTANBUL’DA SICAKLIKLARIN MEVSİM NORMALLERİNİN ÜZERİNDE SEYRETMESİ BEKLENİYOR”

İstanbul’da hava sıcaklıklarının 22 Temmuz’a kadar mevsim normallerinin 4-7 derece üzerinde, 23 Temmuz – 5 Ağustos tarihleri orasında ise mevsim normalleri civarı ile 1-3 derece üzerinde seyretmesi bekleniyor. (DHA)

Okumaya devam et

Çevre

Orman yangınlarına karşı yapay zeka destekli erken uyarı sistemi geliştirdiler

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) Mühendislik Fakültesi Harita Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Önder Gürsoy ve öğrencisi İzzet Ersoy tarafından, İngilizce ismi ‘Forest Fire Danger Assessment System’ (FoFİDAS) olan ‘Orman Yangın Tehlikesi Değerlendirme Sistemi’ adlı yapay zeka destekli bir erken uyarı sistemi geliştirildi. FoFİDAS’ın yüzde 95 doğruluk payıyla çalıştığını belirten Doç. Dr. Önder Gürsoy, “Hem harita mühendisliğinin kullandığı coğrafi bilgi, uzaktan algılama teknolojilerini hem de yapay zeka ve derin öğrenme gibi yöntemleri bir araya getirerek bir yangın tehlike risk değerlendirme sistemi oluşturduk” dedi.

Alperen YILDIZ
SİVAS-SCÜ Mühendislik Fakültesi Harita Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Önder Gürsoy ve öğrencisi İzzet Ersoy, orman yangınlarının yol açtığı kayıplardan etkilenerek yangına müdahale süresini en aza indirmeyi amaçlayan FoFİDAS isimli yapay zeka destekli bir erken uyarı sistemi geliştirdi. İzzet Ersoy’un Doç. Dr. Önder Gürsoy danışmanlığında ve Dr. Öğretim Üyesi Emre Ünsal’ın yapay zeka desteğiyle yüksek lisans tezi olarak yayınlanan çalışması, yaklaşık 2,5 yıl süren hazırlık sonrasında hayata geçti. 

Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ortamında kurulan sistem, makine öğrenmesi algoritması kullanılarak test edildi ve yüzde 95’lik doğruluk elde edildi. Önceki yıllarda yaşanan ve felaketle sonuçlanan yangınların büyük çoğunluğu, sistem tarafından oluşturulan haritalardaki yüksek ve çok yüksek riskli alanlarda kaldığı görüldü. Yükseklik, eğim, bakı, arazi örtüsü, ağaç kapalılığı, ağaç gelişme çağları, sıcaklık, nem, rüzgar hızı, yağış, yollara uzaklık, yerleşim yerlerine uzaklık ve tarım alanlarına uzaklık gibi 13 farklı parametreye ait bilgilerin işlenmesiyle çalışan sistem, bölgeye ait yangın risk haritasını oluşturuyor.

‘KAYIPLARI FELAKET BOYUTUNA ULAŞMADAN ENGELLEMİŞ OLACAKLAR’ 

Orman yangınlarından kaynaklanan zararları en aza indirmeyi hedeflediklerini belirten Doç. Dr. Önder Gürsoy, “Hem harita mühendisliğinin kullandığı coğrafi bilgi, uzaktan algılama teknolojilerini hem de yapay zeka ve derin öğrenme gibi yöntemleri bir araya getirerek bir yangın tehlike risk değerlendirme sistemi oluşturduk. Yangınla mücadele ekiplerinin basit, hızlı ve etkin şekilde kullanabileceği yaklaşık yüzde 90-95 doğrulukta veri sunan, bunu görsel olarak da bize sağlayan bir sistem oluşturduk. 

Bir tehlikeyi fark ederseniz buna müdahale edeceğiniz zamanı da ayarlayabilirsiniz. Yangınla mücadele ekiplerinin daha çok odaklanacakları bölgeleri meteorolojik verilerle dinamik bir şekilde yapmaları da bu çalışmayla birlikte daha kolay olacaktır. Yangının çıkma potansiyelinin en fazla olduğu bölgelere ne kadar çok odaklanılırsa, hem yangını önleme hem de bir yangın oluşumunda hızlı bir şekilde müdahale ederek kayıpları felaket boyutuna ulaşmadan engellemiş olacaklar” diye konuştu.(DHA)




Okumaya devam et

Çevre

Çay bahçelerinde ‘pasif drenaj’ heyelanları tetikliyor

RİZE’de dik ve engebeli arazilerdeki çay bahçelerinde drenaj sistemlerinin aktif olmaması, heyelan potansiyelini artırıyor. Ormanların bilinçsizce çay bahçesine dönüştürülmesinin yanı sıra bakımsızlık nedeniyle tahrip olan drenaj sistemleri de heyelana davetiye çıkarıyor. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nden (RTEÜ) Prof. Dr. Ayberk Kaya, “Yakın dönemde çaylık alana dönüştürülen sahaların birçoğunda bu sistem yok. Heyelan riskine karşı aktif drenaj sistemi, hayati önemdedir” dedi.

Mehmet Can PEÇE
Türkiye’nin en fazla yağış alan ili Rize’de; küresel iklim değişikliği kaynaklı artan lokal ve şiddetli yağışlar, eğimli arazi yapısı, yanlış yapılaşma, dere yatağındaki değişiklikler ve heyelan sahalarının tarım arazilerine dönüştürülmesinin yanı sıra ağaç kesimi de afetlere neden oluyor. Şiddetli yağışlarda, su tahliyesine yardımcı olması için bölgede özellikle çay bahçelerine kurulan drenaj sistemleri, olası heyelanların önüne geçilmesine etkin rol oynuyor. Kentte ilk çay tarımının yapıldığı yıllarda kurulan drenaj sistemlerinin zamanla bakımsızlık nedeniyle tahrip olması, heyelanlara davetiye çıkarıyor. Özellikle yaz aylarında kuraklık sonrası artan yağışlarla toprak tabakasının yumuşayıp, afet riski oluşturabileceğini belirten uzmanlar, su drenaj sistemlerinin aktif hale getirilerek yaygınlaştırılmasını öneriyor.

‘AKTİF DRENAJ SİSTEMİ, HAYATİ ÖNEMDEDİR’

Uyarılarda bulunan RTEÜ Heyelan Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ayberk Kaya, drenaj sistemlerinin birçok çay bahçesinde bulunmadığını, heyelanların önlenmesine drenaj sisteminin önemli olduğunu belirtti. Kaya, “1930’lu yıllarda başlayan çay tarımında; çay bahçesine dönüştürülen arazilerde, koruma amaçlı su tahliye kanalları uygulandı. Bu kanalların çoğu günümüzde aktif. Ancak yakın dönemde çaylık alana dönüştürülen sahaların birçoğunda bu sistem yok. Heyelan riskine karşı aktif drenaj sistemi, hayati önemdedir” dedi.

‘VATANDAŞLARIMIZ BİLİNÇLİ OLMALIDIR’

Kenar kazıları ve yol yapımının, sel ve heyelanlar konusunda etkin olabileceğini kaydeden Prof. Dr. Kaya, “Doğu Karadeniz’de dağınık yerleşim yeri hakim olduğu için vatandaşlarımız yol ve kenar kazısı yapmadan önce konusunda uzman kişilere danışmaları gerekmektedir. Heyelan açısından riskli orman arazilerinin bilinçsizce çay bahçesine dönüştürülmesi heyelan oluşumunu tetiklenmesine ciddi manada yol açmaktadır. Sel ve taşkın konusunda vatandaşlarımızın biraz daha bilinçli olmalıdır. Taşkın riski taşıyan derelere sürüklenebilecek malzemelerin dere kenarlarına depolanmaması gerekmektedir” diye konuştu. (DHA)

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.