Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Sağlık

Göz tembelliği sosyal yaşamı etkiliyor

Göz Hastalıkları Uzmanı Opr. Dr. Mustafa Duran, “Ambliyopi (göz tembelliği) yaşamda, iş seçiminde, okul ve arkadaşlık ilişkilerinde, sağlam gözün herhangi bir nedenle kaybı durumunda çocuğu psikososyal yönden etkileyen ciddi ve maddi külfetli sosyal bir sorundur. Bu yüzden erken tanı çok önemlidir” dedi.


Medicana International Samsun Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Opr. Dr. Mustafa Duran göz tembelliğine dair bilgiler verdi.
“Göz tembelliği , görme keskinliğinde tek veya iki taraflı belirgin düşüklükle karakterize olan bir durumdur” diyen Duran, ”Görme göz ve beynin koordineli çalışmasıyla gerçekleşir. Normalde dış dünyadaki görüntüler her iki gözümüze birden sinirsel uyarılar olarak gelir. Herhangi bir nedenle iki gözdeki görüntü tek görüntüye dönüştürülemezse bir gözden beyne daha zayıf uyarı ulaşır. Böylece daha düşük görme gerçekleşir. Göz tembelliğinde gözler anatomik olarak tamamen normaldir” şeklinde konuştu.

Göz tembelliği ne kadar yaygındır?

Göz tembelliğine her 100 çocuktan 2-3 tanesinde rastlandığını belirten Mustafa Duran, “Erken tespit ve tedavi edilmezse genç erişkinlerde en sık görülen görme sorunu olarak karşımıza çıkar. Göz tembelliği yaşamda iş seçiminde, okul ve arkadaşlık ilişkilerinde, sağlam gözün herhangi bir nedenle kaybı durumunda çocuğu psikososyal yönden etkileyen ciddi ve maddi külfetli sosyal bir sorundur. Bu yüzden erken tanı çok önemlidir. Göz tembelliğini erken teşhis etmek amacıyla gelişmiş ülkelerde kreşlerde görme taramaları yapılmaktadır. Bizde kısmen ilkokullarda yapılan bu taramaların daha erken yaşta yaygın olarak kullanılmaya başlatılması gerekir” ifadelerin kullandı.

Aileler çocuklarını göz tembelliğinden nasıl koruyabilir?

Göz tembelliğinin ne kadar erken yakalanırsa tedavisinin o kadar başarılı olduğu ve kısa sürdüğünü söyleyen Opr. Dr. Duran, “Bu yüzden hiç şikayet olmasa bile 6 ay-1 yaş arası, 3-5 yaş arası ve 7 yaş civarlarında rutin göz muayenesi gerekir. Bunun dışında şu belirtiler görülürse doğumdan itibaren hiç beklemeden çocuk göz uzmanına (pediatrik oftamolog) başvurulmalıdır. Bunlar, şaşılık, erken doğum, gözde beyazlık, nistagmus (gözlerde titreme), cisimlere yakından veya yan bakma, başı omuza eğerek veya çeneyi kaldırarak bakma, gözleri ovuşturma, kırpıştırma, gererek açma, bir gözü kısma veya kapatma, ailede gözlük kullanımı veya tembelliktir” diye konuştu.

Göz tembelliği nasıl tedavi edilir?

Tedaviye ilişkin bilgiler veren Dr. Duran şunları söyledi:
“Göz tembelliği tedavisinin temelinde tembel olan gözün çalıştırılarak beyin ile olan sinirsel bağlantılarının güçlendirilmesi yatar. Öncelikle göz muayenesi yapılarak ihtiyaç varsa gözlük verilir. Sağlam göz belirli süreler ile kapatılarak tembel göz çalışmaya sevk edilir. Bu çalışma evde yapılabildiği gibi CAM çalışması şeklinde de (ki bu durumda çocuk belli bir yaşa ve görme düzeyine sahip olmalıdır) yapılabilir. Seyrek olarak kapatmaya dirençli çocuklarda ise sağlam gözde gözbebeği genişletilip bulanık görme yaratılır yani tembel gözü çalıştırmaya sevk edecek damla tedavisi uygulanır. Göz tembelliği tedavisi çocuk, aile ve hekim koordinasyonunu gerektiren bir tedavidir. En iyi sonuçlar ilk 4 yaşta alınmaktadır. 4-7 yaş arası çocuğun kapatmaya direnç gösterdiği, hem aile hem çocuk için zorlu bir dönem olmasına rağmen bu yaşta da sonuçlar oldukça yüz güldürücüdür. Daha önceleri 10’lu yaşlarda terk edilen ambliopi tedavisi son çalışmalar ışığında günümüzde 15 yaşa kadar sürdürülebilmektedir.”

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Ekonomi

Malzeme alınamadığı için ameliyatların iptal edildiği üniversite hastanesi, borçlarını sıfırladı

Medikal firmalarına biriken 3,3 milyar liralık borçları nedeniyle 2018’den 2021 yılına kadar malzeme alınamadığından birçok ameliyatın ertelenip iptal edildiği Akdeniz Üniversitesi Hastanesi, borçlarını sıfırladı. Medikal firmalarının teşekkür için ziyaret ettiği Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan, “Çok uzun zamandan bu yana üniversite hastanesi tarihinde ilk defa hiç borcu olmayan bir dönem yaşandı. Şu anda hiçbir sorun yok” diye konuştu.

 Alparslan ÇINAR
ANTALYA-Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde, 2018 yılında biriken borçları nedeniyle ameliyat yapılamaz hale geldi. Birçok hayati operasyon malzeme temin edilemediği için ya iptal edildi ya da ertelendi. Hastanenin malzeme temini için açtığı ihalelere medikal firmaları katılmazken katılanlar da alacaklarının uzun vadede ödeneceğini öngördükleri için yüksek fiyatlar istedi. Yaşanan sorunlar nedeniyle 2018’den 2021 yılına kadar Sağlık Bakanlığı’na konuyla ilgili çokça şikayet gitti. Bazı medikal firma işletmecileri, alacaklarını tahsil edemedikleri gerekçesiyle hastane önünde eylemler yapıp seslerini duyurmaya çalıştı. 2021 yılında üniversite yönetiminin değişmesiyle, ilk gündem maddesi de ödenemeyen borçlar oldu. Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, ilk olarak tasarrufa giderek borçları ödemeyi amaçladı ve 3 yıl içinde borçlar sıfırlandı.

Daha önceleri eylem yapmak ve alacaklarını tahsil edemedikleri için şikayetçi olmak üzere hastaneye giden medikal firması sahipleri borçlar sıfırlanıp 1 yıldır da düzenli ödeme aldıkları için bu kez teşekkür ziyaretine gitti. Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan’ı makamında ziyaret eden medikal sektörü temsilcileri, iş birliklerinin devamını diledi. Ziyarete dair konuşan Prof. Dr. Özlenen Özkan, “Çok şaşırdım, beklemiyordum böyle bir ziyaret. 2021 yılı Ağustos ayında göreve geldik ve 3,3 milyar TL’lik borç vardı. Bunu ödememiz gerekiyordu. Tasarruf yaparak ödeme planı çıkardık ve bugün hiç borcumuz yok” diye konuştu.

Hastaneyi bugünlere getirmek için çok çabaladıklarını anlatan Prof. Dr. Özkan, “Elektrik ve su faturalarımızda tasarrufa gittik. En ideal hasta bakıcı, personel nasıl kullanılır bunu hesapladık. Ciroları artırdık ve borçlarımızı ödedik. Ameliyat sayımız 2 katına çıktı. Sağlık turizmi gelir artışımız 20 kat arttı” dedi.(DHA)


Okumaya devam et

Genel

Temizlenmeyen su sebillerinde hastalık riski

Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Bekir Uygun, “Bakımları yapılmayan sebillerde rotavirüs, norovirüs, Hepatit A, Hepatit E gibi virüsler saptanabiliyor. Bunlar ishal, kusma ve bağırsak enfeksiyonlarına neden olabilir” dedi.

Semih ERSÖZLER
ANTALYA-Yaz aylarında hava sıcaklıklarının artmasıyla soğuk suya talep de artıyor. Özellikle birden çok kişinin bulunduğu ortamlarda soğuk ve sıcak su için su sebilleri tercih ediliyor. Ancak temizliği yapılmayan sebiller bir süre sonra hastalıklara davetiye çıkarıyor. 3 ayda periyodik temizlikleri yapılması gereken sebiller, temizlenmediği takdirde bakteri ve virüs üretebiliyor.

‘TEMİZLENMEZSE YOSUN TUTABİLİR, BAKTERİ, VİRÜS VE MANTARLAR ÜREYEBİLİR’

Medical Park Antalya Hastane Kompleksi’nde Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Bekir Uygun, “Su sebilleri hayatı kolaylaştırıyor ancak periyodik bakımlarının yapılmış olması gerekiyor. Üretici firmaların söylediği doğrultuda bakımlarının yapılması gerekiyor. Kimyasal ürünlerin geçtiği yerlerin tahriş etmemesi gerekiyor. Belli periyotlarda temizlenmediği sürece derelerde olduğu gibi, yosun tutabilir, bazı bakteri virüs veya mantarların üremesine neden olabilir. Bununla birlikte kişilerde ishal, Hepatit A, Hepatit E gibi hastalıklara neden olabilir” diye konuştu.

‘3 AYDAN ÖNCE DE BAKIM YAPILABİLİR’

Kullanılan suyun sertliğinin ve bakteri içerip içermediğinin de önemli olduğunu belirten Dr. Uygun, “Bu da suyun geçiş yolunun tahribatına sebep olabilir. Bakımında kullanılan suya göre belirlenmesi gerekiyor. Yani illa 3 ay olması gerekmiyor, bazen daha sık aralıklarla yapmak gerekiyor. Bu durumlarda su sebillerinden rotavirüs, norovirüs saptanabiliyor. Bunlar özellikle yaz aylarında bağırsak enfeksiyonlarına, ishale, kusmaya sebep olabilir. Bazen de Hepatit A, Hepatit E gibi hastalıklara neden olabilir. Özellikle toplu yerlerde su sebillerini kullanmak büyük kolaylık sağlıyor, sadece kurallarına uymak gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Temizliğin nasıl yapılması gerektiğini anlatan Antalya Tüp ve Su Dağıtıcıları Derneği Başkanı Halil Mert ise “Sebillerin 3 ayda 1 düzenli temizlenmesi tavsiye ediliyor. Bunu çoğu kişi bilmiyor, ilk kez bizden duyuyorlar. Biz vatandaşlarımızı bu konuda uyarmaya çalışıyoruz. Sıcaklarla artan yosunlaşmadan nedeniyle temizlik talebi arttı. Sudaki koku ve tat değişimlerinin sebebi de bu temizlikten kaynaklanıyor. 200 ila 250 lira arasında bir fiyatı var ancak vatandaşlar uygun solüsyonu alarak bu temizliği kendisi de yapabilir” dedi.(DHA)

Okumaya devam et

Sağlık

Prof. Dr. Özlü: İsteyen herkes sigarayı bırakabilir

GÖĞÜS Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, “31 Mayıs, Dünya Sigarasız Günü. Herkes eğer isterse sigarayı bırakabilir. Milyonlarca kişinin yapabildiği bir şeyi sizin yapmamanız için hiçbir sebep yok. Kendinize haksızlık etmeyin, isteyen herkes sigarayı bırakabilir” dedi.

Selçuk BAŞAR

TRABZON-Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, Dünya Sağlık Örgütü tarafından ilan edilen ’31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü’ kapsamında açıklama yaptı. Prof. Dr. Özlü, “Dünya Sağlık Örgütü araştırmalarına göre dünyada 1,3 milyar kişi tütün ürünü kullanıyor. Her gün 22 bin kişi, her yıl ise 8 milyon kişi tütünden dolayı hayatını kaybediyor. Sigarayı bırakmak isteyip de bırakamayan hiçbir kimse yoktur. Ancak sigarayı bırakamayacağını düşünen insanlar vardır. Bırakamayan insanlar yoktur. Bugün dünyada yaşayan milyonlarca insan önceden sigara içtiği halde şu anda içmemektedir. Sadece Fransa’da, Britanya’da yapılan bazı çalışmalar, 1 milyondan fazla kişinin 1 yıl içinde sigarayı bıraktığını bize göstermektedir. Yani milyonlarca kişinin yapabildiği bir şeyi sizin yapmamanız için, yapamamanız için hiçbir sebep yok. Kendinize haksızlık etmeyin, isteyen herkes sigarayı bırakabilir” diye konuştu.

‘İSTEK VE KARARLILIK ÇOK ÖNEMLİ’

Hekimler olarak sigarayı bırakmakta zorlanan kişilere destek olmaya hazır olduklarını da kaydeden Prof. Dr. Özlü, “Burada en önemli şey gerçekten sigarayı bırakmanız gerektiğine inanmanızdır. Kendinizi ikna etmenizdir. Bırakma sebeplerini dikkatli bir şekilde gözden geçirmeniz, ‘Artık yeter ben bundan kurtulacağım’ kararlılığına ulaşmanızdır. İstek ve kararlılık çok önemli. Tabii bırakma denemelerinde başarısız kalmış olabilirsiniz. Daha önce sigarayı bırakmayı deneyip başaramamış olabilirsiniz. Hiç sorun değil. Genelde bırakanlar da zaten 3-4 denemeden sonra daha başarılı bir bırakmayı gerçekleştirmektedirler. Eğer kendi başınıza bırakamıyorsanız biz hekimler size bu konuda destek olmaya her zaman hazırız; sizin yanınızdayız. Sigarayı bırakma sürecinde özellikle ilk 15-20 gün içerisinde yoksunluk, özellikle nikotine bağlı yoksunluk belirtileri ortaya çıkabilir. Bazı kişiler özellikle nikotin bağımlılığı çok yüksek olan kişilerde sigara kesildikten sonra da birtakım sorunlar yaşanabilir. Bu sorunlarla başa çıkmanın da yolları var. Gerektiğinde nikotin replasman tedavileri ya da birtakım ilaçlarla bu yoksunluk semptomları ortadan kaldırılabilir. Yeter ki siz isteyin; sigarayı bırakabilirsiniz” dedi.(DHA)

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.