Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Çevre

Samsun’da gübrelere denetleme

Samsun İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam, “Samsun’da bulunan 52 adet dağıtıcı ve 7 adet üretici firmadan olmak üzere toplam 61 adet DNA Barkod numunesi alınarak analize gönderilmiş olup denetimler devam etmektedir. Gübrelerin paketlenme aşamasından son kullanıcıya kadar takibinin sağlanması Gübre Takip Sistemi üzerinden yapılmaktadır” dedi.

SAMSUN-
Tarım ve Orman Bakanlığınca kurulan Gübre Takip Sistemi (GTS) ile el yapımı patlayıcılarla mücadele, taklit, tağşiş, sahte ve merdiven altı üretimin engellenerek haksız rekabetin önüne geçilmesi ve çiftçiler ile mevzuatlara uygun gübre üreterek piyasaya arz eden gübre üreticisinin korunması amaçlanıyor. Bu çerçevede GTS üretimden son kullanıcıya kadar bütün tedarik zincirinin izlenebilirliğini ve takibini sağlamak amacıyla 2018 yılından itibaren kullanılıyor. Bu sayede çiftçileri gübre bayilerinden T.C. kimlik numaraları ile gübrelerini alabiliyor. Bu uygulama ile gübrelerin içeriğine işaretleyici DNA Barkod uygulanarak ve gübre ambalajına karekod (DNA Bandrol) yapıştırılarak GTS’ye kaydı yapılıyor ve izleniyor. Gübrelerin Piyasa Gözetimi ve Denetimi çerçevesinde, 81 ildeki bakanlığa bağlı gübre denetçileri tarafından denetimler yapılıyor. Bakanlığın yaptığı İllere göre denetim planında, Samsun’da 23 – 31 ekim tarihlerinde denetimler başladı. Yapılan denetimlerde numuneler alınmaktadır. DNA Barkod ve izlenebilirliğinin kontrolünün hızlı ve etkili bir şekilde yapılması amacıyla üretim yerlerinde ve gübre bayilerinde alınan numunelerin DSPN cihazıyla analizleri yapılmaya başladı.

“61 adet DNA Barkod numunesi alınarak analize gönderildi”

Konu ile ilgili açıklama yapan Samsun İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam, “GTS uygulamasında, özellikle gübrelerin içeriğine uygulanan DNA barkodunun analiz edilerek son kullanıcısına ulaşılabilmesi, el yapımı patlayıcı imalinde kullanılan gübreleri amacı dışında kullananların belirlenerek cezalandırılmasında önemli rol oynamaktadır. İlimizdeki 17 ilçede bulunan dağıtıcı ve üretici firmalardan DNA Barkod numunesi alım işlemine, 23 Ekim tarihinde GTS’den görevli iki teknik personelle başlanmıştır. İlimizde bulunan, 52 adet dağıtıcı ve 7 adet üretici firmadan olmak üzere toplam 61 adet DNA Barkod numunesi alınarak analize gönderilmiş olup denetimler devam etmektedir. Gübrelerin paketlenme aşamasından son kullanıcıya kadar takibinin sağlanması GTS üzerinden yapılmaktadır. Bu çerçevede, Samsun genelinde faaliyet gösteren, gübre dağıtıcı belgesi bulunan iş yerlerinin denetimi aralıksız devam etmektedir. Denetimlerde etiket kontrolü, DNA barkod testleri yapılıp, içerik analizi ve DNA barkod/bandrol tespiti için gübre numuneleri alınmakta ve çalışmalar tüm hızıyla devam etmektedir. GTS sayesinde sağlıklı veri oluşturulmakta, Tarım politikalarının sürdürülebilirliğine katkı sağlanmakta, çiftçilerimiz bürokratik işlemlere gerek kalmadan sadece kimlik numarasıyla bayilerden gübrelerini alabilmektedir. Ayrıca piyasaya nitratlı gübre arz eden üretici ve ithalatçı firmaların paketleme ünitelerine yüklenici firma tarafından sistem ücretsiz olarak kurulmaktadır” diye konuştu.

Çevre

Samsun’da elektrik trafoları şehri renklendirdi

YEDAŞ, Samsun Atakum sahilinde yer alan trafo duvarlarını resimlendirerek toplumsal konularda farkındalık yarattı.

SAMSUN-Samsun, Ordu, Çorum, Amasya ve Sinop illerinde yaklaşık 3 milyon aboneye elektrik dağıtım hizmeti veren Yeşilırmak Elektrik Dağıtım A.Ş. (YEDAŞ), üstlendiği toplumsal sosyal sorumluluk projeleri ile farkındalık yarattı. 2023 yılında başlatılan projede şu ana kadar toplamda 10 tane trafo duvarı, resimlerle renklendirildi. Resimlenen her bir trafo duvarında farklı mesajlar veren YEDAŞ, trafoları gören insanlar tarafından olumlu dönüşler aldı. Sahil boyunca sıralanan trafolar, kent estetiğine değer katarken bunun yanı sıra, toplumsal konularda da farkındalık oluşturdu.

Trafolar üzerine çizilen resimler YEDAŞ tarafından belirlenirken, resimler Samsunlu bir resim öğretmeni vasıtasıyla, trafolarda yerini aldı. Samsun’un önemli değerlerinden biri olan Samsunspor’un konu alınması ile başlayan projede, Cumhuriyet’in 100. yılı, hayvan hakları, kadın hakları, Dünya Engelliler Günü, Türkiye Kadın Milli Voleybol Takımı, trafik güvenliği, çevre temizliği gibi pek çok temaya yer verilirken Barış Manço, Selda Bağcan gibi değerli sanatçılar da resmedildi.

‘TOPLUMSAL FARKINDALIK YARATMAK İÇİN KAYNAKLARIMIZI EN İYİ ŞEKİLDE DEĞERLENDİRYORUZ’

YEDAŞ Genel Müdürü Yunus Emre Bilgi, “YEDAŞ olarak, temel sorumluluklarımızın yanı sıra toplumsal konularda da aktif rol almayı önemseyen bir şirketiz. Bu kapsamda her yıl toplumu ilgilendiren konularda sosyal sorumluluk projeleri geliştiriyoruz. Daha önceki yıllarda çevre temizliği, otizm farkındalığı, hayvan hakları gibi farklı konularda çalışmalarımız oldu. 2023 yılında başlattığımız “Trafoları Boyuyoruz” projesi ile ise bir adım daha ilerleyerek aynı anda farklı konularda mesajlar vermeye odaklandık. Trafoları resimlendirirken, özellikle sosyal olarak kalabalık olan bölgelerdeki trafoları tercih ettik, bu sayede daha fazla insana ulaşmayı hedefledik” dedi.

Projenin geri dönüşlerinin büyük bir motivasyon kaynağı olduğunu belirten Yunus Emre Bilgi gelecekte de benzer projeler geliştirmeyi planladıklarını belirtti. (DHA)

Okumaya devam et

Çevre

DAUM Müdürü Doç. Dr. Sümer, İzmir Fayı’na dikkat çekti

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Deprem Araştırma ve Uygulama Merkez (DAUM) Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer, İzmir’de 6’nın üzerinde deprem üretebilecek 25’e yakın fayın olduğunu belirtti. İzmir’in son büyük depremini 1688 yılında yaşadığını ifade eden Doç. Dr. Sümer, “Depremin hangi fayda olduğunu bilmiyoruz. Eğer İzmir Fayı’nın Balçova segmentinde ya da Pınarbaşı segmentiyle beraber meydana geldiyse, o zaman İzmir Fayı özelinde rahatız demektir. Eğer 1688 depremi, Uzunada Fayı’nda olduysa, İzmir Fayı’nın zamanı gelmiş demektir. Çünkü bu fayda tespit edilen son deprem, 1510 yıl önce, 178 yılında. Dolayısıyla İzmir Fayı’na dikkat edilmesi gerekiyor” dedi.

KADİR ÖZEN
İZMİR-Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkez (DAUM) Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer, İzmir‘i etkileme olasılığı bulunan karada ve denizdeki fayların etkisiyle ilgili bilgi verdi. Son 20 yıllık sürece değinen Doç. Dr. Ökmen Sümer, “Sadece İzmir özelinde değil, Ege yani Türkiye’nin batı kıyılarında 2002 ve 2004’te başlayan bir süreç var. Gökova Körfezi’nde bir deprem fırtınasıyla başlayarak, 2017’de Bodrum’da sürüp 2020’de bildiğiniz gibi İzmir depremi ve 2022’de Buca depremleriyle kuzeye taşınan bir hareketlilik söz konusu. Bu da özellikle kuzeyde deprem beklediğimiz faylar üzerindeki stresin de artmasına neden oluyor. Bu durumdan her fay, eşit miktarda etkilenecek anlamına gelmiyor” diye konuştu.

‘İZMİR’DE 6’NIN ÜZERİNDE DEPREM ÜRETEBİLECEK 25’E YAKIN FAY VAR’

Dokuz Eylül Üniversitesi olarak, hangi fayların nasıl etkilendiğini yaptıkları çalışmalarla az çok ortaya çıkardıklarını vurgulayan Doç. Dr. Sümer, “Şimdi hangi faylar tehlikeli? Öncellikle ilk önce tehlikesiz olanlardan bahsedelim. İzmir’de 6’nın üzerinde deprem üretebilecek 25’e yakın fay var. Gülbahçe Fayı, Yağcılar Fayı, Tuzla Fayı’nın güney segmenti gibi faylar deprem üretmişler, tarihsel dönemlerde. Yani 1389, 1040 gibi, MS 47 gibi. En son 1992’de Doğan Bey’de yaşadığımız deprem gibi. 2005’te özellikle Gülbahçe’nin güneyinde yaşadığımız 5.9’luk depremler gibi. Bu faylarda deprem tekrarlama periyoduna baktığımızda rahat faylar olarak değerlendirebiliriz. Çünkü Ege’nin tamamına baktığımızda, buradaki fayların 1500 ila 2 bin yılda bir, 7’ye yakın bir deprem ürettiğini gösteriyor. Gülbahçe Fayı, Yağcılar Fayı, Tuzla Fayının güney segmentinde deprem olmuş, o nedenle orada çok büyük deprem riski beklemiyoruz” ifadelerini kullandı.

‘ÖNCE HAVZADA ÇALIŞMA YAPMAK GEREKİYOR’

Nelere dikkat edilmesi gerektiğini de anlatan Doç. Dr. Ökmen Sümer, “İki şey çok önemli. Deprem ne zaman ve ne büyüklüğünde olacak? Bu sorular önemli. Ama öncelikle deprem olsun olmasın ilk yapmamız gereken şey, deprem bilincini geliştirmek. Bunu ilköğretim seviyesinden itibaren yapmak. Yani sosyal sorumluluk projeleriyle halkımızı deprem konusunda eğitmemiz gerekiyor. Depremde nasıl davranacaklarını bilmeliler ki bu ikincisi ve en önemlisi. Özellikle yerel yönetimlere çok büyük bir sorumluluk düşüyor. Mikro bölgeleme çalışmaları önemli. Büyük alanlarda yapılacak yer bilimsel çalışmalar olmadan mikro bölgelemeye gitmek bizi geriletebilir. Yapılması gereken, önce büyük alanlardaki yer bilimsel verileri toparlamak. Havzaya bakacağız. Bilimsel verilerini çıkartacağız. Sonra bizim yönelebileceğimiz yerlerde mikro bölgeleme çalışmaları yapacağız. Yeni yer bilimsel verilerini oluşturmalıyız. Dolayısıyla Konak gibi özellikle Kaşıyaka ve Mavişehir gibi alanlarda bizim Bornova Havzası’nda yaptığımız gibi büyük alanlardaki yer bilimsel verilerin mutlaka elde edilmesi gerekiyor” diye konuştu.


Okumaya devam et

Çevre

Antakya ve Defne’de okullara ‘sağanak’ tatili

Hatay’ın merkez Antakya ve Defne ilçelerinde kuvvetli sağanak yağış nedeniyle tüm okulların 1 gün tatil edildiği açıklandı.

HATAY-Hatay Valiliği, kentte dün etkili olan, bugün de etkisini sürdürmesi beklenen kuvvetli sağanak nedeniyle merkez Antakya ve Defne ilçelerinde tüm okulların 1 gün tatil edildiğini duyurdu. Ayrıca 24 saat esasına uygun olarak tüm ekiplerin 315 araç ve 666 personel ile sahada hazır olunduğu bildirildi.(DHA)

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.