Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Çevre

Samsun’a yerli lityum pilli elektrikli otobüs

Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, Samsun’da toplu taşımada kullanılması planlanan elektrikli otobüslerinin ilk 10’u hariç diğerlerinde yerli üretim lityum pil teknolojisinin kullanılacağını söyledi.


Büyükşehir Belediye Meclisi Haziran Ayı Toplantısı, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir’in başkanlığında Ömer Halisdemir Toplantı Salonu’nda yapıldı. 35 gündem maddesinin yer aldığı toplantıda 2 gündem maddesi bugün görüşülüp karara bağlanırken, 32 gündem maddesi ve diğer gündem dışı maddeler daha kapsamlı görüşülmek üzere ilgili komisyonlara havale edildi. Mecliste belediye faaliyet ve projeleri hakkında bilgiler veren Başkan Mustafa Demir, önemli açıklamalarda bulundu.

“Elektrikli otobüslerin işletme maliyeti fosil yakıta göre 6’da 1, raylı sisteme göre de 12’de 1 oranında”
Elektrikli otobüslerin diğer toplu taşıma araçlarına oranla daha az maliyetli olduğuna değinen Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, “Elektrikli otobüsler ile ilgili o proje Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı projesine dönüştü. Bununla birlikte ASELSAAN ile onu da Samsun’da gerçekleştireceğiz. Bu da Türkiye’de ilk olacak. ‘Lityum pilli elektrikli otobüs’. Bununla ilgili lityum pil teknolojisine ASELSAN Türkiye’de yatırımını yapıyor. Bunu hızla geliştirecek. Verim aldığımızda Samsun’daki tüm toplu ulaşımın lityum pilli araçlara dönüştürecek olan bir proje inşallah. Bununla birlikte de tüm Türkiye’ye yaygınlaşacak. Şu anda sadece ilk 10 otobüsümüzün lityum pilleri yurt dışından gelecek. Akabindeki tüm pilleri ASELSAN kendisi üretecek. Dolayısıyla tamamen yerli mühendis ve teknoloji ile elektrikli otobüsleri performansı yüksek, işletme maliyeti fosil yakıta göre 6’da 1 oranında raylı sisteme göre 12’de 1 oranında olan çevre duyarlığı olan araçlara kavuşacağız. Konforu yüksek saraçların tırmanma kabiliyeti de fosil yakıttan daha yüksek olacak bir toplu ulaşımı Samsun’a kazandırmayı planlıyoruz” dedi.

“Samsun Kovid-19’da maviye dönmek üzere”


Samsun’da vaka sayılarının düştüğüne dikkat çeken Başkan Mustafa Demir, “Kovid-19 vaka sayıları ilk açıklandığında Samsun’daki vaka sayıları hep üst sıralarda yer alıyordu. Bu da test sayısının fazla olmasından alakalıydı. Şu anda ise Samsun maviye doğru dönmek üzere. Ülkemizde de pandemi süreci hızla düşüyor. Aşılamanın da belli bir orana ulaşmasıyla bu süreci atlatmış olacağız. Dünya çok farklı bir süreç yaşıyor. Şu anda tüm gelişmiş ülkeler pandemi sonrası için mücadele verecek. Biz de inşallah pandemiden çıkışta Türkiye ekonomik büyümü olarak Çin’den sonra 2. sırada olan ülke. Samsun’da büyüme konusunda Türkiye’deki ortalamanın üzerinde. Bunu sanayide, ticarette, lojistik alanda merkez olması ve de merkezi hükümet yatırımlarının belediye projelerine verdiği katkının etkisinin de olduğunu düşünüyoruz. Aynı süreci hız kesmeden devam ettiriyoruz” diye konuştu.

“Şehir Hastanesi bitene kadar ulaşım arterleri tamamlanacak”


Ulaşım projeleri hakkında da bilgilendirmelerde bulunan Başkan Demir, “Geçen hafta ASELSAN ile yapay zekanın devrede olduğu bir projeye imza attık. Proje, Türkiye’de ses getirdi. Şu anda da diğer şehirlerdeki yerel yönetimlerin de odağını oturmuş durumda. Uygulama için hazırlık yapıyoruz. Adaptif kavşaklara planlı bir şekilde gireceğiz. Dün de Karayolları Genel Müdürü Samsun’daydı. Değerlendirmelerde bulunduk. Samsun Şehir Hastanesi inşaat halinde. Onun bitimine kadar da tüm ulaşım arterlerini Sağlık Bakanlığı ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı arasındaki protokol ile Ulaştırma Bakanlığı’na yaptırma gayretindeyiz. Şehir Hastanesi biterken ulaşım ağını da tamamlamış olacağız. Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı‘ndan çevre yoluna geçiş Ankara yolundaki o kavşak, pik saatlerde yani akşam Atakum’a gidişte sabah Samsun’a gelişte orada yolun yapılma şeklinden kaynaklı bir trafik yoğunluğu oluyor. Onu da çözüme kavuşturacak bir çalışma yapılıyor. Karayolları Genel Müdürlüğü’nün çalışmasıyla eşdeğer bir şekilde Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı’ndaki projemiz hazır. Orayı genişletip, 40 metreye çıkartıyoruz. Hem daha nizami, işler, akıcı ve trafik yükünü kaldıracak şekilde orayı kullanıma kazandıracağız. Dolayısıyla Atakum-Samsun merkez arasındaki trafiği büyük ölçüde çevre yoluna verecek uygulamayı da yakın gelecekte hayata geçirmeyi ümit ediyoruz” şeklinde konuştu.

“Samsun Büyükşehir Belediyesi kendi betonunu kendi üretecek”


Açılacak 4 yeni beton santrali ile beton yapıp diğer il ve ilçelere de satar hale geleceklerini belirten Mustafa Demir, şunları söyledi:
“SASKİ ve Fen İşleri Dairesi Başkanlığı sahada yoğun bir çalışma sürdürüyor. 150 km civarında geçen yıl beton yol yapmıştık. 150 bin metre küpün üzerinde beton aldık. Bu sene ihale yaptık fiyatlar yüksek geldi. İhaleyi iptal ettik ve 4 tane beton santrali kuruyoruz. Çarşamba, Samsun merkez, Kavak ve Bafra bölgesine yapacağız. Artık kendi betonumuzu kendimiz üreteceğiz. 15 tane de yeni mikser kuracağız. Santral altından pompaya ihtiyaç olmadan C30 betonlarımızı oradan üreteceğiz. Maliyet noktasında ihale ile satın almanın 3’te 1 fiyatına bize mal olacağı müjdesini veriyorum. Bu, 150 km’lik beton yolu dökerken ondan 400 km’nin üzerinde bir beton yol yağabileceğiz. Bu santralleri kurunca da özellikle gelecekte düz arazilerde, zemin problemi yaşayan alanlarda tekrar beton noktasında bir dönüş yapıp arkasından C30 demirli betonun üzerine bitümlü sıcak karışımı yapmayı planlıyoruz. Önümüzdeki sene özellikle Samsun merkezde çok yoğun bir programımız olacak. İncesu, Taflan, Altınkum, Çatalçam, Dereköy ve o bölge dahil olmak üzere Örnek, İlkadım, 19 Mayıs Sanayi bölgesinin de altyapı noktasında 2022 yılında çok iyi bir yere taşıyacağız. Mert Irmağı üzerinde DSİ ile çalışmalarımız devam ediyor.”
Büyükşehir Belediye Meclisi’nde görüşülen maddeler komisyonda tartışıldıktan sonra tekrar meclise havale edilip, karara bağlanacak.

Çevre

AKOM’dan sıcak hava ve nem uyarısı: 5-10 derece yüksek hissedilecek

AKOM’dan İstanbul başta olmak üzere ülkenin tamamına yakın bir bölümünde Afrika ve Basra kökenli sıcak hava dalgasının tehlikeli etkilerine yönelik uyarı yapıldı. İstanbul’da etkili olan sıcak hava dalgası nedeniyle sıcaklıkların 34-37 derece aralığında seyredeceği, yüksek nem oranları sebebiyle özellikle Kartal, Kadıköy, Florya ve Beylikdüzü gibi sahildeki ilçelerde sıcaklıkların 5-10 derece yüksek hissedilebileceği duyuruldu. Sıcak hava sebebiyle yaşlı, çocuk, hamileli ve astım ve kalp rahatsızlıkları bulunan vatandaşların dikkatli olması; özellikle öğle vakitlerinde güneş alan alanlardan uzak durulmasına dair uyarı yapıldı.

 Melihcan ÇALIŞKAN
İSTANBUL-İBB Afet İşleri Dairesi Başkanlığı, AKOM’dan yapılan açıklamada, İstanbul’da etkili olan sıcak hava dalgası nedeni ile sıcaklıkların 34-37 derece aralığında seyredeceği belirtildi. AKOM,yüksek nem oranları yüzde 50-yüzde 95 ile birlikte, özellikle Kartal, Kadıköy, Florya ve Beylikdüzü gibi güney sahillerinde sıcaklıkların ölçülenden 5-10 derece daha yüksek hissedilebileceği uyarısında bulundu.

“5-10 DERECE DAHA YÜKSEK HİSSEDİLEBİLİR”

İstanbul başta olmak üzere ülkenin tamamına yakın bölümünde Afrika ve Basra kökenli sıcak hava dalgaları etkili olmaya devam ediyor. AKOM verilerine göre, pazartesiye kadar İstanbul’da da etkili olması beklenen sıcak hava dalgası nedeniyle, sıcaklıkların 34-37 derece aralığında seyredeceği öngörülürken, yüzde 50 ile yüzde 95 arasında seyreden yüksek nem sebebiyle sıcaklık değerlerinin ölçülenden 5-10 derece daha yüksek hissedilebileceği belirtildi.

“AKOM GÜNEY SAHİLLERİNE DE DİKKAT ÇEKTİ”

AKOM’dan yapılan açıklamada, özellikle Kartal, Kadıköy, Florya ve Beylikdüzü gibi sıcaklık ve nem oranlarının en yüksek ölçüldüğü güney sahillerinde hissedilen sıcaklıkların 40 derece ve üzerindeki tehlikeli değerlere ulaşabileceğine dikkat çekildi. Bu nedenle öğle saatlerinde, yaşlılar, hamileler, çocuklar ve astım ve kalp yetmezliği gibi rahatsızlığı bulunan vatandaşlara güneşli ortamdan uzak durulması uyarısı yapıldı.

“İSTANBUL’DA SICAKLIKLARIN MEVSİM NORMALLERİNİN ÜZERİNDE SEYRETMESİ BEKLENİYOR”

İstanbul’da hava sıcaklıklarının 22 Temmuz’a kadar mevsim normallerinin 4-7 derece üzerinde, 23 Temmuz – 5 Ağustos tarihleri orasında ise mevsim normalleri civarı ile 1-3 derece üzerinde seyretmesi bekleniyor. (DHA)

Okumaya devam et

Çevre

Orman yangınlarına karşı yapay zeka destekli erken uyarı sistemi geliştirdiler

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) Mühendislik Fakültesi Harita Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Önder Gürsoy ve öğrencisi İzzet Ersoy tarafından, İngilizce ismi ‘Forest Fire Danger Assessment System’ (FoFİDAS) olan ‘Orman Yangın Tehlikesi Değerlendirme Sistemi’ adlı yapay zeka destekli bir erken uyarı sistemi geliştirildi. FoFİDAS’ın yüzde 95 doğruluk payıyla çalıştığını belirten Doç. Dr. Önder Gürsoy, “Hem harita mühendisliğinin kullandığı coğrafi bilgi, uzaktan algılama teknolojilerini hem de yapay zeka ve derin öğrenme gibi yöntemleri bir araya getirerek bir yangın tehlike risk değerlendirme sistemi oluşturduk” dedi.

Alperen YILDIZ
SİVAS-SCÜ Mühendislik Fakültesi Harita Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Önder Gürsoy ve öğrencisi İzzet Ersoy, orman yangınlarının yol açtığı kayıplardan etkilenerek yangına müdahale süresini en aza indirmeyi amaçlayan FoFİDAS isimli yapay zeka destekli bir erken uyarı sistemi geliştirdi. İzzet Ersoy’un Doç. Dr. Önder Gürsoy danışmanlığında ve Dr. Öğretim Üyesi Emre Ünsal’ın yapay zeka desteğiyle yüksek lisans tezi olarak yayınlanan çalışması, yaklaşık 2,5 yıl süren hazırlık sonrasında hayata geçti. 

Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ortamında kurulan sistem, makine öğrenmesi algoritması kullanılarak test edildi ve yüzde 95’lik doğruluk elde edildi. Önceki yıllarda yaşanan ve felaketle sonuçlanan yangınların büyük çoğunluğu, sistem tarafından oluşturulan haritalardaki yüksek ve çok yüksek riskli alanlarda kaldığı görüldü. Yükseklik, eğim, bakı, arazi örtüsü, ağaç kapalılığı, ağaç gelişme çağları, sıcaklık, nem, rüzgar hızı, yağış, yollara uzaklık, yerleşim yerlerine uzaklık ve tarım alanlarına uzaklık gibi 13 farklı parametreye ait bilgilerin işlenmesiyle çalışan sistem, bölgeye ait yangın risk haritasını oluşturuyor.

‘KAYIPLARI FELAKET BOYUTUNA ULAŞMADAN ENGELLEMİŞ OLACAKLAR’ 

Orman yangınlarından kaynaklanan zararları en aza indirmeyi hedeflediklerini belirten Doç. Dr. Önder Gürsoy, “Hem harita mühendisliğinin kullandığı coğrafi bilgi, uzaktan algılama teknolojilerini hem de yapay zeka ve derin öğrenme gibi yöntemleri bir araya getirerek bir yangın tehlike risk değerlendirme sistemi oluşturduk. Yangınla mücadele ekiplerinin basit, hızlı ve etkin şekilde kullanabileceği yaklaşık yüzde 90-95 doğrulukta veri sunan, bunu görsel olarak da bize sağlayan bir sistem oluşturduk. 

Bir tehlikeyi fark ederseniz buna müdahale edeceğiniz zamanı da ayarlayabilirsiniz. Yangınla mücadele ekiplerinin daha çok odaklanacakları bölgeleri meteorolojik verilerle dinamik bir şekilde yapmaları da bu çalışmayla birlikte daha kolay olacaktır. Yangının çıkma potansiyelinin en fazla olduğu bölgelere ne kadar çok odaklanılırsa, hem yangını önleme hem de bir yangın oluşumunda hızlı bir şekilde müdahale ederek kayıpları felaket boyutuna ulaşmadan engellemiş olacaklar” diye konuştu.(DHA)




Okumaya devam et

Çevre

Çay bahçelerinde ‘pasif drenaj’ heyelanları tetikliyor

RİZE’de dik ve engebeli arazilerdeki çay bahçelerinde drenaj sistemlerinin aktif olmaması, heyelan potansiyelini artırıyor. Ormanların bilinçsizce çay bahçesine dönüştürülmesinin yanı sıra bakımsızlık nedeniyle tahrip olan drenaj sistemleri de heyelana davetiye çıkarıyor. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nden (RTEÜ) Prof. Dr. Ayberk Kaya, “Yakın dönemde çaylık alana dönüştürülen sahaların birçoğunda bu sistem yok. Heyelan riskine karşı aktif drenaj sistemi, hayati önemdedir” dedi.

Mehmet Can PEÇE
Türkiye’nin en fazla yağış alan ili Rize’de; küresel iklim değişikliği kaynaklı artan lokal ve şiddetli yağışlar, eğimli arazi yapısı, yanlış yapılaşma, dere yatağındaki değişiklikler ve heyelan sahalarının tarım arazilerine dönüştürülmesinin yanı sıra ağaç kesimi de afetlere neden oluyor. Şiddetli yağışlarda, su tahliyesine yardımcı olması için bölgede özellikle çay bahçelerine kurulan drenaj sistemleri, olası heyelanların önüne geçilmesine etkin rol oynuyor. Kentte ilk çay tarımının yapıldığı yıllarda kurulan drenaj sistemlerinin zamanla bakımsızlık nedeniyle tahrip olması, heyelanlara davetiye çıkarıyor. Özellikle yaz aylarında kuraklık sonrası artan yağışlarla toprak tabakasının yumuşayıp, afet riski oluşturabileceğini belirten uzmanlar, su drenaj sistemlerinin aktif hale getirilerek yaygınlaştırılmasını öneriyor.

‘AKTİF DRENAJ SİSTEMİ, HAYATİ ÖNEMDEDİR’

Uyarılarda bulunan RTEÜ Heyelan Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ayberk Kaya, drenaj sistemlerinin birçok çay bahçesinde bulunmadığını, heyelanların önlenmesine drenaj sisteminin önemli olduğunu belirtti. Kaya, “1930’lu yıllarda başlayan çay tarımında; çay bahçesine dönüştürülen arazilerde, koruma amaçlı su tahliye kanalları uygulandı. Bu kanalların çoğu günümüzde aktif. Ancak yakın dönemde çaylık alana dönüştürülen sahaların birçoğunda bu sistem yok. Heyelan riskine karşı aktif drenaj sistemi, hayati önemdedir” dedi.

‘VATANDAŞLARIMIZ BİLİNÇLİ OLMALIDIR’

Kenar kazıları ve yol yapımının, sel ve heyelanlar konusunda etkin olabileceğini kaydeden Prof. Dr. Kaya, “Doğu Karadeniz’de dağınık yerleşim yeri hakim olduğu için vatandaşlarımız yol ve kenar kazısı yapmadan önce konusunda uzman kişilere danışmaları gerekmektedir. Heyelan açısından riskli orman arazilerinin bilinçsizce çay bahçesine dönüştürülmesi heyelan oluşumunu tetiklenmesine ciddi manada yol açmaktadır. Sel ve taşkın konusunda vatandaşlarımızın biraz daha bilinçli olmalıdır. Taşkın riski taşıyan derelere sürüklenebilecek malzemelerin dere kenarlarına depolanmaması gerekmektedir” diye konuştu. (DHA)

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.